Vampire: Yaratılış
![]() |
“Beware, my childer, of thy eternal enemies: Baloya hoş geldin çocuk, maskeli balomuza… Sonsuz gecede yapılan ve binlerce yıldır süre gelen, maskesini düşürenin öldüğü acımasız, bir o kadarda gizemli olan balomuza. Eminim şu an kendini garip hissediyorsundur… Haklısın, yeniden doğuşun olağan bir yan etkisi, nefes almadığını fark ettin mi? Artık ihtiyacın olmayacak… Biz gecenin çocuklarıyız, Yukardaki tarafından lanetlenmiş, Lilith tarafından kutsanmış… Artık sen bir Kindred’sın. Buna alışman biraz uzun sürecek. Sıcak kanını içerken öldürdüğün insanın ölü gözlerine bakmak belki suçluluk duymana yol açacak, ama seni temin ederim, sonsuz hayatımızın her gecesinde, kalan insanlığımızın son parçalarınada veda ediyoruz. Taki soğuk katiller olana dek. Bu karanlık dünyada sana anlatacağım çok şey var, ama istersen en başından başlıyalım, tarihin ilk zamanlarından… Tarihin ilk zamanlarında, Adem ve Havva evlendi ve 3 tane oğulları oldu. Caine, Abel ve Seth. İlk doğan Caine, bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü, hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı. Onları besledi ve büyüttü. Bir gün Adem iki oğluna şöyle dedi. ”Caine, Abel, [Yukardaki] için bir kurban vermelisiniz. Öyle bir kurban ki hayatta en çok sevdiğiniz şeylerden biri olacak.” Caine, [Yukardaki] için en tatlı meyvalarını, en olgun bitkilerini getirdi. Abel, [Yukardaki] için en genç, en güçlü hayvanını kurban etti. İki kardeşte kurbanlarını Adem’in sunağına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel’ın kurbanı tatlı bir koku yaydı ve kabul edildi. Caine’inki ise kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı. İlk doğan ağlamaya başladı, gece gündüz [Yukardaki]’ne dua etti. Adem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü. Caine ise eli boş geldi, çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu. Abel şöyle dedi; ”Caine, neden bir kurban getirmedin?”. İlk doğan gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti, hayatta en çok sevdiği şeyi. [Yukardaki] onu cennetten attı, ve Nod denilen bir yere sürgün etti. Caine karanlıkta yanlız kalmıştı. Açtı, üşüyordu ve ağlıyordu… Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine’e doğru yaklaştı. ”Hikaye’ni biliyorum, Nod’lu Caine. Açsın, bende yemek var. Üşüyorsun, bende kıyafetler var. Üzgünsün, bende rahatlık var” Lilith gülümsedi ve cevap verdi: ”Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü yaratıyorum” Lilith Caine’i seviyordu. Bunun olmasını istemesede Caine’in istediğini yaptı ve Caine’i uyandırdı. Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine’e içirdi. Caine Abyss’e düştü, o kadar uzun düre düştüki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi. Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateş, Michael, Kutsal Ateşin koruyucusu ona gelmişti, ve şöyle dedi. ”Adem ve Havvanın oğlu, suçun büyük ama babamın bağışlıyıcılığı da çok büyük. O seni affetti.” Caine cevap verdi; ”[Yukardaki]’nin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim.” ve reddetti. Ve Michael ona ilk lanetini verdi: Ve Raphael ona ikinci lanetini verdi: Ve Tanrı’nın kendisi, Uriel’ın ağzından Caine’e son lanetini verdi. Bu lanetle Caine acı bir çığlık attı. Gözlerinden kan geldi. Bu gelen kanı bir kabın içine doldurdu ve içti. |
Yazan: Mehmet “Overlord” Ege |