Vampire: Disiplinler – Obfuscate
Obfuscate ( Şaşırtma ) Hımm. Bu mükemmel oldu işte. Karanlık gözler,siyah saçlar,çarpık bir gülümseme. Siyah bir t-shirt, siyah bir kot ve altında da siyah ayakkabılar. Boynumda da yonca haçım. Biraz da etkileyicilik için derin gölgeler. Neredeyse gece yarısı oldu ve karşınızda şehre inmeye hazır genç Death… Hala gülümserken kaldırıyorum maskemi. Aynadaki ama aynanın eğmediği görüntüme bakmak için kendimi zorluyorum. Bir zamanlar bir yüz olabilirdi karşımdaki. Görse Quasimodo bile şükrederdi tanrısına kendini o kadar güzel yarattığı için. Çıplak göğsüme baktım sonra. İrinler akıyordu kabuk tutmuş yaralarımdan. İçimden 10’a kadar sayıyorum yavaşça sakinleşmek için. Artık iyiydim. Yeniden maskemi taktım. Karşımda yine siyah aşığı duruyordu. Artık şehre inmenin vakti. Aradığımı nerede bulacağımı çok iyi biliyordum. Izgarayı açıp ve sığınağımdan lağımlara atıyorum adımlarımı. Parmaklarım duvardaki yosun ve daha beter şeylerden kayıyor. Ayaklarımın altında bir şeyler hareket ediyor. Neyse ki gideceğim yer çok uzakta değil. Yukarıdan gelen müzik sesi sonunda ulaşmış olduğumu söylüyor. Biliyorum ki sen üstümde bir yerlerde bir dans pistinde birilerine kur yapıyorsun. Bunu kokundan bile anlayabiliyorum. Yalnızca sıçanların ve benim-birde lanet olası birkaç toreadorun- bildiği bir tünel var kulübün deposuna. Yavaş adımlarla çıkıyorum yukarı. Gürültülü müzik rahatsız ediyor beni. Maskemi tekrar kontrol ediyorum. Senin için gerçekten şık olmayı isterim. Aslında varolmayan siyah saçlarım ve gözlerim, gösterişçi dudak bükmelerimle birleşerek seni cezbedecek elbet. Depodan dışarı çıkıp duvarın gölgelerinde ilerliyorum. Oturanlardan hiçbiri beni göremiyor çünkü görmelerini istemiyorum. Çünkü benim istediğim onlar değil. Aşağıdaki dans pistine ilerliyorum. Dakikada yüz defa değişen ışıkların arasında seni arıyorum. Terli vücutların kur yapmak için kullanılması midemi bulandırıyor. Eğer becerebilecek olsam kesinlikle oraya kusacağımı hissediyorum. Yirmili yaşlarında olmalısın. Gündüzleri belki de bir yerlerde garsonsun. Ama burada geceleri olduğundan farklı gözükmeye çalışıyorsun-benim gibi. Son gotik günlerini yaşıyorsun. Gerçek bir karın, 2 çocuğun, büyük bir araban olacak yakında ve sen hayatının kalanını televizyonun önünde geçireceksin. Ama bu gece buradasın. Tüm dertlerini yanıp sönen ışıkların altında unutabileceğini düşünen ve tüm amaçları önlerindeki birkaç saati en iyi şekilde geçirmek için arayış içinde olan bu güruhun içinde. “Vampirle Görüşme” yi izledikten sonra az küfür etmemiştin değil mi Brad Pitt’e. Bir vampir olmak çok hoşuna giderdi değil mi? Ne de olsa sen gotiksin. Gerçek hayat bu olurdu değil mi? Hiçbir sorumluluğun olmadan, çalışmak zorunda kalmadan, yüzün kırışmadan, saçların beyazlamadan sonsuza kadar yaşamak… Bu gece senin şanslı gecen hayatım. Sonsuz hayat ayaklarıyla geldi kapına. Bu geceden itibaren sen bir vampir olmanın ne demek olduğunu öğreneceksin. Yeni başlayan şarkıyla sana doğru ilerliyorum. Beklediğim gibi sen ne istediğini belirten bir gülümsemeyle karşılıyorsun beni. Sana daha da yaklaşıyorum ve bir an sonra kollarımdaydın. Şimdiden sarhoşsun. Daha fazla içmeni engellemeliyim. Çok konuşan biri değilim ve zaten senin de benden duymak istediğin bir şey yok. Sana arabana kadar refakat etmek istediğimi söylüyorum. Gülerken çok sevimlisin. Sarhoş olman işe yarıyor çünkü garajın aksi yönüne gitmekte olduğumuzu anlaman zaman alıyor. Gözlerinde anladığını gördüğümde fark ediyorum ki bu oyunu oynamaktan yorulmuşum. Çevrede seni duyacak kimse yok. Artık maskemi düşürme vakti. Şeytan aşığının karşısında artık şeytan duruyor… Sorun ne? Tekrar bir öpücük istemez misin? Senin şeytanı sevdiğini sanırdım. Yapma aşkım burada kimse seni duyamaz ama çığlıkların beni sinirlendiriyor. Pençemle ağzını kapatıyor ve seni duvara sıkıştırıyorum. Evet işte böyle. Kork benden aşkım, korkunla doyur beni. Yo hayır bayılmamalısın, seni uyanık istiyorum. Hayır bebeğim göğsüme indirdiğin yumrukların faydasız. Üstelik bir kadına vurmak senin gibi bir centilmene yakışıyor mu? Anlamıyorum, bir vampir gibi giyiniyorsun, bir vampir gibi davranıyorsun, bir vampir gibi gözüküyorsun. Şimdi elinde bir vampir olma fırsatı var-gerçek, ölü bir vampir. Bir vampir olma istemez misin? Evet gerçekten de vampirler var. Ama zengin toreadorun, kibirli ventruenin ya da diğer aptalların kucaklayacağı daha önemli insanları var. Ama sen şanslısın. Nosferatular tarafından verilen sonsuzluk biletini alıyorsun. Dudaklarım boynuna ilerliyor. Sana son öpücüğümü vereceğim. Çığlıkların yavaşça sönüyor. Artık mutlusundur. Ve birkaç gece sonra bu sokakta benim yerimde duracaksın… *************************************************************************** Evet bu aynada gördüğün sensin. Bizleri, yüzlerine bakılamayacak yaratıklar haline getirmiş Kain’in lanetidir. Bu lanete rağmen nasıl olup da seni klanıma böylece katabildiğimi merak etmişsindir. Kan bize bazı kerametler verir. O halde bizi vampir hiyerarşisinin “bilen” adamları yapan kerameti anlatayım sana. Bu gizemli keramet, bize diğerlerinin görüşünden saklanma yeteneği verir. Yalnızca görülmemeyi dileyerek kalabalıkların önünde bile rahatça durabiliriz. Yaptığımız aslında gerçekten görünmez olmak değildir. Sadece karşımızdakileri aslında orda olmadığımıza inandırmaktır. Bu yüzden de bu keramet bizleri kameralardan ya da mekanik aygıtlardan gizleyemez. Ancak sen örneğin kamerayı kullananı etkilersen seni çekerken değil eğer daha sonra yaptığı çekimi izlerse görebilir. Bizi bu kudret kullanırken görebilmenin bir yolu da Görüş (Auspex) kerametini kullanmaktır. Ancak kanın bize verdiği diğer kerametler gibi kademeleri olan bu kerameti kullanan vampir bu gücünde bizim şaşırtma yeteneğimizde ustalaştığımızdan daha az ustalaşmışsa bizleri fark etmesi yine olanaksızdır. (Mekaniği: İki disiplinin eşitliği durumunda; Kademe 1: Gölgelerin Pelerini: Kademe 2: Görünmeyen Varlık Kademe 3: Bin Yüzlü Maske Kademe 4: Zihinlerden Silinme Kademe 5: Topluluğu Perdeleme Buradan sonrakiler sadece söylenti seviyesinde yetenekler. Ben ne yapabildim ne de yapabileni gördüm. Ancak yine de bilmen gerekebilir. Kim bilir belki sen kullanan birileriyle karşılaşabilirsin. Kademe 6: Kademe 7: Kademe 8: Kademe 9: Kademe 10: |
Yazan: Deniz “Eripmav” Kaptanoğlu |