Vampire: Disiplinler – Protean
Değişim (Protean) Hakan, yatak odasının önünden geçerken yavaşça kapıyı aralayıp içeri baktı. Hiçbir ışık almaması için camları tamamen kaplanmış odada Leyla uyuyordu. Birazdan güneşin son ışıklarının da kaybolmasıyla beraber uyanacaktı. Zaten Hakan onun bu yeteneğine hayranlık duyuyordu. Kadının dünyayla uyumlu bir vücut saati vardı sanki. Tekrar kapıyı kapatan Hakan mutfağa yöneldi. Elinin hareketiyle birlikte, su ısıtıcısı suyu ısıtmaya başladı. Dolaptan bir kupa çıkarıp yarısına kadar kanyakla doldurdu. Üstüne de birkaç kaşık kahve atıp beklemeye başladı. Isıtıcı suyun ısındığını haber verince sıcak suyu kupaya boşalttı. Dumanı tüten kahveyle solan geçti. Koltukta Leyla’nın her yere yanında getirdiği kedisi yatıyordu. “Kalk bakalım Kadife Hanım” diyerek kediyi yere indirdi. Koltuğa oturup müzik setini açtı. Hafif bir müzik sesi odayı doldururken, Kadife Hanım zıplayıp Hakan’ın kucağına oturdu. Kahvesinden bir yudum alan Hakan, sehpanın üzerindeki sigaraya uzandı. Birkaç nefes çektikten sonra banyo kapısının kapandığını duydu. “Uyandın demek” diye geçirdi içinden… ——*—— İkinci sigarasını içerken saçını kurulayan Leyla odaya girdi. “Günaydın” “Az iç şunu” diyerek cevapladı Leyla. Sigara içenleri hep kıskanırdı. “Benim dışarı çıkmam lazım. Acıktım. Ayrıca giyecek bir şeylere ihtiyacım var.” “Kadınlar” diye iç geçirdi Hakan. Ölmüş olsa dahi hiç değişmiyorlardı. “Ya ben?” diye sordu sonra. “Ben gelmiyor muyum?” “Olmaz dışarısı çok karışık bu aralar. Sen burada güvende olursun. Ben de dışarıda neler oluyor öğrenip döneceğim.” “Sen öyle diyorsan…” Leyla kapıdan çıkarken son kez seslendi “Dışarıdan bir şeyler ister misin?” “Gerek yok.” ——*—— “Evet kızım yine yalnız kaldık işte” diye Kadife Hanımla konuşmaya başladı Hakan Leyla gittikten sonra. “Bari bir şeyler yiyelim.” Haklıydı Hakan. Birkaç hafta öncesine kadar büyük şehirlerden ve kalabalıktan uzak farklı bir isimle yaşamaktaydı. Uyanış’ı yaşamak onun hayatını değiştirmişti. Daha önce hiç bilmediği bir dünyaya adım atmak zorunda kalmıştı. Daha bu yeni kavrayışına alışamadan Leyla ve birkaç arkadaşı kapısında belirivermişti ve onu apar topar İstanbul’a getirmişlerdi. Onun bir Rüya Konuşanı olduğunu ve peşinde birilerinin olduğunu söylemişlerdi. Normalden geç Uyanış yaşamasının onu farklı kıldığını söylemişlerdi. İstanbul’a getirildiğinden beri sürekli yer değiştiriyor ve bu yeni gerçekliği kavrayışı üzerine çalışıyordu.
Leyla kontağı çevirdi. Eski araba önce çalışmadı. Bu semte gelirken fazla dikkat çekmemek için bu arabayı kullanıyordu. İkinci denemesinde başarılı oldu. Saatine baktı. Buluşmaya gitmek için fazladan bir saati vardı. “Önce yemek mi yoksa alışveriş mi?” diye düşündü. Alışverişte karar kılıp gaza bastı. ——*—— Mavi arabanın harekete geçmesiyle 20-30 metre gerideki siyah bir arabanın kapısı açıldı. ——*—— Hakan önce Kadife Hanım’ın mamasını koyduktan sonra Kendisi için de Çay demlemeye karar verdi. Çaydanlığı ocağa koyduktan sonra tekrar salona dönüp bir sigara daha içmenin iyi olacağını düşündü. Koltuğa oturup bir sigara daha aldı. Yemeğini bitiren Kadife Hanım tekrar yalanarak girdiği salonda hiç duraksamadan Hakan’ın kucağındaki yerine geri döndü. “ Evet hanımefendi kesin benim yerimde oturmak istiyorsun anlaşıldı. Bari ben gidip yemek hazırlayayım” Ayağa kalktığında evin girişinde duran iki siyah elbiseli adam gördü..Bir tanesi sol kulağındaki kulaklığa bastırdı. “Operasyonun ilk aşaması tamamlandı. İçerideyiz.” ——*—— “Şimdi nereye gideyim?” sorusu kırmızı ışığa gelmiş olmasına rağmen hala Leyla’nın aklındaydı. Işığı fırsat bilen bir mendilci çocuk camına yaklaştı. “Uğraşmadan vereyim şuna birkaç kuruş” diye düşünen Leyla çantasına uzandı. “Lanet olsun, çantamı unutmuşum.” Diyen Leyla yeşili beklemeden bir u dönüşü yaptı. ——*—— “Siz de kimsiniz?” “Murat Solmaz bizimle gelmeniz gerekiyor. Lütfen zorluk çıkartmayınız.” “Murat mı? Bir yanlışlık olmalı benim adım Hakan.” “Gerçek kimliğinizi biliyoruz Murat Bey. Lütfen bizi zor kullanmak zorunda bırakmayınız” derken belinden bir tane kelepçe çıkardı. ——*—— Nasıl olsa tekrar kullanacağı için arabayı garaja bırakmamıştı. “Tekrar seni çalıştırmakla uğraşamam” diyen Leyla arabayı çalışır durumda bırakıp indi. 4. kattaki eve baktığında salonun perdesine yansımış birden fazla gölge gördü. “Lanet olsun açığa çıktık” ——*—— “O kelepçeleri bana takarsa hiçbir şansım kalmaz.” İki adam odanın tek kaçış yolunu kapatmışlardı. Bir tanesi elindeki kelepçeleri göstererek: “Lütfen ellerinizi önünüze uzatın.” “Ne yapmalıyım?” diye düşünürken buna zamanının olmadığını fark etti ve aklına gelen ilk şeyi yaptı. Apartmanın sigortalarına uzanarak kısa devre yaptırıp her yeri kararttı. Ardından da kendini kanepenin arkasına attı. ——*—— Leyla merdivenleri çıkarken bir anda elektrikler gitti. Düğmeye bastı ama çalışmıyordu. ”Lanet olsun” diyerek yukarı doğru koşmaya başladı. Zaten az olan değerli kanını harcamak zorunda kalacak gibi duruyordu. Üstelik bir de silah sesleri başlamıştı. ——*—— Elinde kelepçeler olan adam durakladı.” Teğmenim?” diye sordu. Teğmen bir kez daha kulaklığına konuşarak “Hedef tahliye isteğini reddetti. Tutuklama protokolünden, imha protokolüne geçiyoruz.” Teğmenin bu cümlesini duyan diğer adam koltuğa doğru ateş etmeye başladı. O anda Hakan ortalığı karartmanın mantıklı olmadığını fark etti. Çünkü tek göremeyen kendisi gibi duruyordu Leyla eve girdiğinde kırmızı gözleriyle iki yabancıyı gördü. Hiç düşünmeden arkadaki adamın üzerine doğru atladı ve pençelerini tüm gücüyle adamın sırtına sapladı. Teğmeninin çığlını duyan adam ateş etmeyi bırakıp teğmenine döndü. Karanlığa gözleri alışmış Hakan onun bu boşluğunu fırsat bilip kapıya doğru atıldı. Leyla da onu korumak için silahlı adama saldırdı. Merdivenden inerken Leyla’nın “Yedek Sığınağa git” diye bağırdığını duydu. Koşarak arabanın yanına inen Hakan daha arabanın kapısını bile kapatmadan tüm gücüyle gaz pedalına bastı. Hedefine ulaştığında arabayı evin biraz uzağına park edip viraneyi andıran apartmana doğru koşmaya başladı. Yedek Sığınak olarak belirlenmiş ve yeri iyice ezberletilmiş olan Sarp’ın evi; Leyla’nın evinin aksine bodrum kattaydı. Sarp da Hakan’ın bir diğer korumasıydı. Eve ulaşınca kapıyı yumruklamaya başladı. Çok geçmeden elinde silahıyla Sarp açtı kapıyı. Acil bir durum olduğunu anlamıştı. “Çabuk ol gir içeri.” Hakan içeri girerken başının yanından bir şey geçti ve yere kondu. Sarp hızla silahını ona doğrulttu. Hakan baktığında bunun bir yarasa olduğunu gördü. Ancak bir süre sonra yarasa değişmeye başladı. Birkaç saniye sonra Leyla belirmişti karşılarında. “Gidiyoruz” diyerek hala açık kapıdan çıktı. Soran gözlerle baktığı Sarp’ın da omuz silktiğini gören Hakan onu takip etti. Sürücü koltuğuna oturan Sarp dikiz aynasından Leyla’ya bakarak “Nereye?” diye sordu. “Eve” diye cevaplayan Leyla arkasına yaslanıp gözlerini kapattı. Onun bu halini görünce yanında oturan Hakan “Yarasaya dönüşmek?” diye sordu. “Doğru ya sana hiç anlatmadık.” diye cevap verdi gözlerini açmadan. Sonra gözlerini açıp doğrularak cevap verdi: “Biz vampirlere bahşedilmiş bazı kerametler vardır. Benim evde kullandığım da Değişim(Protean) kerametiydi. Bu biz Gangrellere bahşedilmiş bir keramettir aslında. Ancak bizden başka vampirler de bu kerameti kullanabilirler. Bu keramet bizlere kendi fiziksel formumuzu kontrol etme yeteneğini verir. Bazılarımız bunun doğayla kaynaşmış olduğumuz için ortaya çıktığını, bazılarımız da Kain’in kutsaması sayesinde ortaya çıktığını söyler. Ancak ne olursa olsun bizler bu keramet sayesinde kendimiz kurt, yarasa gibi hayvanlara dönüştürebilir saklanmak için toprağa karışabilir ya da çok güçlü pençelere sahip olabiliriz. Genellikle hayvan formundayken diğer disiplinleri kullanabiliriz. Ancak bazı durumlarda da kullanamayız. Örneğin sis formundayken bir göz teması kuramayacağımız için Hükmetme(Dominate) kerametini kullanamayız. Ayrıca bu değişim sırasında Kıyafetlerimiz de bizlerle birlikte yeni formumuza uyum sağlar. Ancak büyük eşyalar bu değişime uğrayamaz. Eğer kardeşlerimizden biri kazıklanarak felce uğratılmışsa değişime uğrayamaz. Bazılarımız, bu yetenekte ustalaşmış bazı gangrellerin bu durumda dahi değişim geçirebileceklerini söylese de bana çok mantıklı gelmiyor. Tüm kerametler gibi Değişim’in de bazı seviyeleri vardır: 1.Seviye: Hayvanların Gözleri: Bu sayede tamamen karanlık yerlerde dahi, hiçbir ışık kaynağına ihtiyaç duymadan çok iyi görebilirler. Bu durumca gözlerimiz kırmızıya dönüşür. (Mekaniği: Herhangi bir atışa gerek yoktur. Değişim bir tur sürer. Değişim sonrası ölümlülerle ilgili tüm Sosyal atışlarda zorluk derecesi 1 artacaktır. Ancak güneş gözlüğü gibi bir koruma sayesinde gözler saklanırsa bu artış olmaz. Eğer bir vampir bu özelliği kullanmadıysa karanlıkta kaldığında görmek için yapacağı atışların zorluk derecesi 2 artar) 2.Seviye: Vahşi Pençeler: Ellerimizi ve ayaklarımız çok keskin pençelere dönüştürebiliriz. Öyle ki biraz zorlanarak taşları ve hatta metali dahi kesebiliriz. Bu da onları düşmanlarımız için ölümcül birer silah haline getirmektedir. (Mekaniği: Oyuncu bir kan puanı harcayarak ellerini ya da ayaklarını veya her ikisini birden pençelere dönüştürebilir. Bu değişim bir tur sürer. Saldırısı değişmese de oyuncu Zarar atışında Güç(Strength) seviyesi için puan fazladan kazanır ve verilen hasar Ağırlaşmış(Aggrevated) seviyededir. Bu zararı Metanet (Fortitude) gibi güçler engelleyebilirler. Ayrıca pençelerini kullanan her vampir için tırmanma atışlarının zorluk derecesi 2 puan azalır.) 3.Seviye: Toprağa Gömülmek: Sahip olduğumuz en etkileyici özelliklerden biridir. Bizlere formumuzu tam anlamıyla değiştirip dünyayla bir olma yeteneği verir. Toprağa karıştığımızda hareket edemeyiz. Ayrıca eğer toprakla aramızda başka katmanlar varsa bu kerameti kullanamayız. Ancak bu engelleri yok etmek için kesici pençelerimiz var. Toprağa gömüldüğümüzde güneşten tam anlamıyla korunmuş oluruz. İçlerimizden bazıları kendilerini dünyanın kucaklamasına bırakarak yüzlerce yıl uyurlar ve güç kazanırlar. Ben bunun için genç olduğumu düşünüyorum hala. Ha bazı paranoyaklarımız da Vakti geldiğinde atalarımızın uyanıp bizleri yok edeceğini düşünürler. Gömüldüğümüz zamanlarda varlığımız fiziksel dünyayla astral düzlem arasında sıkışmış durumdadır. Bu yüzden iki düzlemde de doğaüstü güçler kullanarak dahi yerimizi bulmak çok zordur. Eğer bir şekilde iki düzlemden birinde bulunur ve zarar görürsek otomatikman fiziksel dünyaya döneriz. (Mekaniği: Herhangi bir atış gerekmez. Ancak oyuncu bir kan puanı ve tur harcamak zorundadır. Bu durumdayken vampir varlığını zorlukla hisseder ve acil bir durumda uyanmak için zorluk seviyesi 6 olacak şekilde İnsanlık (Humanity) zarı atmak zorundadır. Uyumakta olan vampiri aramak için yapılan tüm atışların zorluğu 2 puan artar. Fiziksel düzleme dönmek zorunda kalmış olan vampir o tur boyunca körlük yaşar ve tüm Algı atışlarının zorluk seviyesi 2 puan artar.) 4.Seviye: Hayvan Şekli: Bu keramet bizlere genellikle kurt ya da yarasaya dönüşme yeteneği verir ancak dönüşülen hayvan normalden ötedir. Hem kendi güçlerimize sahibizdir, hem de dönüştüğümüz hayvanınkilere. Bazılarımız kendilerine daha çok uyan hayvanlara dönüşürler. Örneğin New York’da sıçanlar çok popülerdir. (Mekaniği: Vampir dönüşmek için bir kan puanı ve 3 tur harcar. Ancak fazladan harcanan her kan puanı dönüşümün aldığı süreyi bir tur azaltacaktır. Yine de dönüşüm minimum 1 tur sürer. Vampir bu formda tüm gece kalabilir. Küçük eşyalar ve kıyafetler de vampirle birlikte dönüşüme uğrar. Bu formdayken vampir Ölüm Büyücülüğü (Necromansy), Yılanlık (Serpentis), Kerametçilik (Thaumaturgy) ve Etbüküm (Vicissitude) kerametlerini kullanamazlar. Kurt formundaki vampir yaptığı saldırılarda Güç+1 Ağırlaştırılmış hasar verir. Ayrıca normalden iki kat hızlı koşar ve tüm Algı (Perception) atışları için zorluk seviyesi 2 puan düşer. Yarasa formundayken vampirin Güç seviyesi 1 olur. Ancak saatte 20 mil ile uçabilir ve tüm duyma ile ilgili Algı atışlarının zorluk derecesi 3 puan düşer. Küçük boyutundan ötürü vampire saldıran herkesin zorluk seviyesi 2 puan artar.) 5.Seviye: Sis Formu: Bu keramet bizlere fiziksel şekli irademize göre hareket eden bir sis bulutuna dönüşme yeteneği verir. Bu sayede kapı altları, pencere araları gibi dar alanlardan geçme yeteneği verir. Güçlü rüzgarlar bu durumdayken bizleri sürükleyebilir ama büyük hortumlar dahi büründüğümüz sis bulutunu dağıtamaz. (Mekaniği: Bir atış gerekmez ama değişim 3 tur sürer. Fazladan harcanacak her kan puanı değişimi 1 tur kısaltır. Yine de değişim en az 1 tur alacaktır. Eğer değişim sırasında vampirin bulunduğu yerde güçlü rüzgarlar varsa bu değişimi zorlaştıracaktır. Bu durumda sadece Güç (Potance) kerameti koruma sağlayacaktır. Bu formdayken vampir hiçbir fiziksel saldırıdan etkilenmez. Ancak doğaüstü saldırılar için aynı şey söz konusu değildir. Yine de bu durumdayken vampir ateşten ve güneşten bir kademe daha az zarar görecektir. Fiziksel saldırılardan korunduğu gibi kendisi de saldırıda bulunamaz. Ancak Fiziksel etkisi olmaya kerametlerini kullanabilir.) Buradan sonrası sadece dedikodularda konuşulan yeteneklerdir o yüzden üstün körü geçeceğim… 6. Seviye: Bu seviyede derimizi o kadar kalınlaştırabilirmişiz ki sanki bir taşmış kadar sert hale gelirmiş. Bu sayede bizlere gelen hasarın sadece yarısı bizleri etkilermiş ama yine de lanetimiz olan güneş ve ateşe karşı biz koruma sağlamazmış. Ayrıca bu kadar yükselirsek, toprağa karıştığımız zamanlarda artık onun içinde sanki denizde yüzer gibi hareket edebilirmişiz. 7. Seviye: Bu seviyedeyken kendimizi hayaletvari bir hale getirebilirmişiz. Görünüşümüzde bir değişiklik olmamasına rağmen yer çekiminden etkilenmez ve hatta katı objelerin içlerinden geçebilirmişiz. Ayrıca etimizden bir parça kopartarak kendimizin oldukça küçük ama disiplin kullanamayan ve oldukça vahşi bir kopyamızı yapabilirmişiz. 8. Seviye: Bu seviyeye ulaştığımızda -ben daha önce inanmadığımı söylemiştim ama- kazıklanmış olsan dahi, her dakika birkaç santim hareket edebilirmişiz. Aynı şey ağır yaralandığımızda da geçerli olurmuş… 9. Seviye: Bu seviyede kendimiz bizden daha güçsüz iki kopyasını yapabilirmişiz. Görünüş itibariyle kendimize benzeyen bu kopyaların arasındaki gerçek bizi bulmak için Görüş(Auspex) tarzı güçler gerekirmiş. Kopyaların güçleri ve sahip oldukları kan kendimizden daha az olurmuş… 10. Seviye: İşte bu tüm Vampirlerin hayallerindeki güçtür eminim ki. Bu kerametin en son haline gelmiş olduğumuzda bizler ateş ve güneş ışığına karşı koyabilme yeteneği kazanabilirmişiz. Vücudumuz parıldamaya başlarmış ve…” (Mekaniği: Yeteneği kullanabilmek için öncelikle vampir üç kan puanı harcamalı ve devam ettirmek için her tur iki kan puanı daha harcamak zorundadır. Bu durumdayken vampire bir turdan fazla bakan kişi bir turluk bir körlük yaşar. Fiziksel saldırıya karşı bir koruma sağlamayan bu özelliğin kullanımı sırasında ateş ve güneşten zarar görmek için zorluk derecesi altı olan bir Dayanıklılık(Stamina) atışında botch atmış olması gerekir.) “Leyla yol kapalı” diyerek sözünü kesti Sarp Leyla’nın. “Silahın hala belinde mi?” “Elbette” “Peki öyleyse.” Diyen Leyla yanındaki Hakan’a dönüp “Sen arabada bekle. Diğerlerini de dönünce konuşuruz” diyerek kapıyı açtı. |
Yazan: Deniz “Eripmav” Kaptanoğlu |