Vampire: Disiplinler I
“And the violence causes silence, “Çık parayı!” dedi soyguncu. Karanlık, boş ve ıslak sokakta o ve ben tek başımızaydık. Arada bir yanıp sönen loş sokak ışığının aydınlatabildiği her yerde pislik vardı. Bir arka sokak! Şehrin barındıramadığı, lanetleyip bir kenara ittiği sakinler buralarda yuvalanırdı. Aklı başında hiç kimse geceleri buralara gelmezdi. Hiçbir insan… Suratı gölgelere karışmıştı. Uzun kirli saçları kara iplikler gibi önüne düştüğü için yüzü seçilemiyordu. Üst üste kaç kat paçavra giydiği belli değildi. Hepsi kirli ve renk ahengi birbirini yok eden, anlaşılamayan giysilerdi. Belli olan tek şey, elinde parlayan sustalı idi! “Para? Ha evet para… Tabii ki.. O elindekinden bir kaza çıkması hiç hoş olmaz değil mi?” Elimi paltomun içine götürürken adamın gülümsemekte olduğunu fark ettim. Gül bakalım! Parmaklarım önce colt python’umun soğuk kabzasına değdi. Bu zavallı için bir mermi harcamaya değer miydi diye düşünürken elim parkamdan aşağı kaydı ve paltomun bir gözüne özel olarak yerleştirilmiş savaş bıçağını buldu. Yavaşça kılıfından çıkartırken konsantre olup kanımı tüm bacak kaslarıma yüklemeye başladım. O sırada, herhalde cebimden kendimi savunmam için bir sprey falan çıkartacağımı düşünüyordu ki biraz tedbirli bir duruşa geçti. Kanım vücudumda yandı ve her yanıma yayılan ısı bacaklarımda birikip patladı. Sürat tüm benliğimde ani bir şok etkisi yarattı ve insan üstü bir hıza ulaştım. Herifin daha göz kapakları hayretle geri çekilirken ben ensesine gelmiştim ki Sürat, beklediğim gibi, tükendi. Herifin ağzından bir küfür dizisi çıktıktan sonra arkasına dönme cesaretini kendinde bulabildi. Bıçağın ucunun batmasıyla birlikte, vücudumda kucaklanmamdan beri gelişmekte olan Metanet disiplini devreye girdi ve karın bölgemdeki kan çekilerek orayı cansız bir doku parçasına dönüştürdü. Eğer zamanlamayı başarabilirsen, buzdolabındaki bir et parçasına bıçak saplamış gibi etki yapıyordu. Ne ben acı hissediyor ne de onun bu saldırısı lanetlenmiş ruhumun dünyaya bağı olan, Kan’ı zedeliyordu. Sadece ufak bir yanma vardı, ufak bir yanma… Gerisini anlatmayayım istersen. Klasik, üstün vampir – ezik insan hikayelerinden birinin finali işte. İlk öğreneceğin şey Kâbil’in lanetinin –yada kutsanması desek daha doğru olacak sanırım- getirilerinden biri olan Disiplinlerindir. Anna Rice “Kara Nimet” der bunun için. Anna Rice mı kim? Boş ver, sonra anlatırım şimdi işimize bakalım. Her vampir, Kâbil’in mirası olan Kan’da, gizlenmiş bulunan bazı özel, doğaüstü güçleri kullanabilir. Bu güçler çok çeşitlidir ve kullanılabilirliği ile verimi klandan klana değişir. Mesela ilk kuşaklardaki Kâbilitlerin hepsin Değişim ‘i kullanabilirken buna Gangrel evlatları doğaları bakımından daha yatkınlardı. Belki zamanla köreldi yada belki de şu sulanma zırvalaması gerçekten var; bu yüzden bende de sende de Değişim gücü yok, Gangrel’lerde var. Bir de şu var; yeni kuşaklar daha az yetenekli oluyor ve tüm verimi ile kullanamıyorlar güçlerini. Sen biraz daha şanslısın diğerlerine göre çünkü senin Efendin –Yani Ben!- zamanında çok farklı kadehlerden tattı ve diğer klanlara has bir çok gücü ele geçirdi. Nasıl mı? Boşver duymak istemeyeceğin kadar kötü hikayeler! Gelelim senin durumuna. Hemen hemen hiçbir disiplinini tam kullanamadığını fark etmişsindir. Evet görüyorum, çok hızlı çakmak çekebiliyorsun ama inan şu karanlık dünyada Sürat sana bundan çok daha fazla stratejik avantaj sağlar! Hem şimdi bırak onunla ilgilenmeyi, otur şu kanepeye ve beni dinle:
Dersimiz Disiplinler: Konu, Karanlıklar Dünyasında en çok ihtiyaç duyulan üç önemli Disiplin: Sürat, Metanet ve Kudret. Bu disiplinler genelde savaş için kullanıldığından sana daha çok bunlarla savaş anında neler yapabileceğini anlatacağım. Eğer bir Toreador olsaydım sana nasıl hızlı ve güzel resim yapabileceğini yada nasıl ellerinle beton blokları parçalayıp heykel yapabileceğini de anlatırdım ama maalesef ki bir Brujah’ım ve normal bir Brujah’ın düşmanı asla eksik olmaz… Sürat: (celerity) Sürat bir vampirin kısa bir süre için insanların asla ulaşamayacağı kadar yüksek hızlarda hareket edebilmesini sağlar ve önemli anlarda en çok Kan tüketen disiplinlerden biridir. Hemen öğrenebilirsin çünkü kullanımı basittir. Tek yapman gereken vücudunda hızın artmasını istediğin bölgelere kanını yoğunlaştırmandır. Fakat yoğunlaştırmadan sonra gücü açığa çıkarırken bir miktar kan yanar ve tükenir. Eğer ki bu disiplini çok fazla kullanırsan zamanla kan miktarı bakımından zayıf düşersin. Bu yüzden dikkatli ol, Kan en önemli hazinemizdir. Önemli manevraları sonraları öğreteceğim ama şunları asla unutma; -Herkesten hızlı silah çekebilirsin, Metanet: (fortitude) Metanet bir vampirin vücuduna hasar verebilecek etkilerden en az zararı almasını sağlar. Bazen akciğerine girmiş bir mermi hiç bir şey ifade etmezken bazen de saçma bir bıçak yarası sırf dikkatsizlikten dolayı çok büyük acı verebilir. Eğer ki Metanet’ten tam randıman almak istiyorsan çok dikkatli olmalısın ve yapabiliyorsan çok çalış! Eh artık nasıl çalışırsın bilemem. Gelelim kullanılışına; Eğer ki benliğin, lanetlenmiş vücudunun bir yerden hasar almaya başladığını anlarsa bu disiplini otomatik olarak devreye sokar. Fakat bazen ufak tefek aksaklıklar olabilir ve hayal kırıklığına uğrayabilirsin. Kırık kemikler bir vampir için bile problem olabilir. Deminki hikayede biraz anlatmıştım. Kanın hasarı aldığın bölgeden çekiliyor ve daha az acı duyuyorsun. Bildiğin gibi Kan, sensin ve onsuz hiçbir şeysin. O zarar görürse sen de zarar görürsün! Kısacası Metanet şunlara kadirdir; -Bıçak, tornavida, matkap, türbişon gibi kesici ve delici aletler tarafından vücudunda açılan yaraları hissetmezsin. Unutma ki en basit serseri bile bu silahları kullanabilir. Kudret: (potence) Kudret, bir vampirin fiziksel kuvvetinin dev boyutlara ulaşmasını sağlayan bir disiplindir. Bu güç sayesinde yatağın altına kaçmış oyuncak kamyonunu yatağı kaldıracak ikinci bir kişinin yardımına gereksinim duymadan alırsın. Tabii aynı şekilde düşmanının üstünde durması gereken arabayı geri yerine koyabilirsin. Kapılar sanki kağıtmışçasına ellerinin altında parçalanırlar, indirdiğin yumruklar ölümlüler üzerinde yıldırım etkisi yapar, açık tribünden fırlattığın cep telefonu, oyuncuya mermi gibi gider, uzun lafın kısası sen bu güçle ölümlüler için bir tanrısındır. Peki ya nasıl çalışır? Düşünceni sadece kuvvetlendirmek istediğin parçanda yoğunlaştır ve kan aynı Sürat’te olduğu gibi oraya hücum edip bölümdeki kasların normalin üstünde çalışmasına sağlar. Ne güzeldir ki bu güç kan yakmaz! Dikkat etmen gereken bir nokta ise şudur; ince bir işle uğraşıyorsan -domino taşları ile kule yapmak yada diş çekmek gibi- gücünü kontrol edebildiğine emin ol. Bazen işlerin berbat oluyor. Hatta zarar vermek istemediğin ölümlülerle ilişkilerinde de dikkatli ol, çünkü kemikleri çok rahat kırılıyor. Bir de Nosferatular bu gücü canlı tutmak için zaman zaman ayı, öküz gibi ağır tonajlı hayvanların kanlarını içerler ama şu ana dek sadece birkaç kere hayvanlara bulaşmış olan benim, gördüğün gibi hala gücüm yerinde! Bir atta ne kadar fazla miktarda kan olsa da, insanların kanı çok daha besleyici ve güçlüdür. Kudret sana şunları sağlayabilir; -Bir yumrukla kafa, kol, kaburga gibi kemikleri rahatlıkla kırabilirsin. Ama tavsiye istersen bence sternum’a bir tane dokunursan hem karşındaki nefes alabilen biriyse nefessiz kalır, hem de kaburgaların çoğu bir anda kırılıp akciğerlere saplanabilir. Tabi bu arada unutmadan söylemeliyiz ki; ne kadar çok vahşet yaratırsan o kadar çok insanlıktan uzaklaşırsın ve de ne kadar da insanlıktan uzaklaşırsan, içindeki İblis’e esir olman o kadar kolay olur! O yüzden pek kafa kol kırma derim gereksiz yere. Ve işte en önemli üç disiplinimiz böyle. Senin kanında da bu disiplinlerin ortaya çıkma potansiyeli var ama çıkması biraz zaman alabilir. Belki de birini Diablerie etmediğin sürece bunlara ulaşamayacaksın ama nasıl kullanıldıklarını temel olarak öğrendin. Öyle sanıyorum ki bunların hepsini keşfedemeden başka disiplinlerde yetenekli olduğunu da fark edeceksin ve sana onları öğreteceğim. Ama her şey zamanla evlat! Bir süre bunları yokla. Zamanı gelince Varlık ile Hüküm gelecek. İşte o zaman, gerçekten vampirler ile insanlar arasındaki o uçsuz bucaksız farkı anlayacaksın ve asıl eğlence o zaman başlayacak! Hadi şimdi beslenmeye çıkalım, boğazım kurudu. Bu arada sana hiç 1927’de temizlediğimiz Setite tarikatından bahsetmiş miydim? Aah ne günlerdi be! Cumhuriyet daha gençti ve biz de ipin bir ucundan tutmaya karar vermiştik. Tabii ki ilk hedeflerimiz milleti zehirleyen Setite dergahları olmuştu… Brujah Ethem, 9. kuşak Yazı ile ilgili önemli not: “Quo timoris minusest, eo minus ferme periculi est” Selamlar Vampir severler! Bu savaş dolu yazının amacı, oyuncuyu savaş sahnesinde de ayrıntılar ve rolden uzaklaşmamasını sağlamak için birkaç fikir vermektir. Zar ve WoD hadisesi Bir oyunda akıcılık herkesin aradığı bir niteliktir fakat az oyunda bulunur. Oyunun akıcılığını korumak da en az akıcı bir oyun hazırlamak kadar da zordur. Ne zaman zarlar atılmaya başlarsa oyunun yavaş yavaş akıcılığı yok olmaya başlar. Bir World of Darkness oyununun da içinde mutlaka olması gereken ilk şeylerden biri de akıcılıktır. Temelinde rol yapma, tasvirler ve derin konular olan oyunlarda eğer bir hava yakalanmak isteniyorsa OY (oyun yöneticisi) nin sağlam bir senaryosu, biraz anlatım yeteneği ve sistemi bilen oyuncularının olması yeterli gibi görünür ama muhteşem bir tasvir sonucu büyülenmiş oyunculara “e hadi inisiyatif zarlarınız atın bakalım” diyince büyü bozulmaya başlar. Daha da kötüsü savaş anlarında yaşanan sıkıntılardır. Ne ile ne toplanacaktı, şu kural neydi, hangi zarı atacaktım tarzındaki sorgular zihni doldurmaya başlayınca az önce yapılmış tasvir boşa gider ve elimize 6 dakikalık bir aradan sonra ne yapacağına karar vermiş elleri zarlı, akıllarından hangi aksiyonu yapacakları geçen fakat sahnenin muhteşemliğinden bihaber oyuncular geçer. Bu garip tabloya bir de WoD oyunlarında atılan onluk zar sayısı da eklenince işler sarpa sarır. “Ya bu Vampirde çok zar atılıyor, hiç sevmiyorum” laflarını duymak kaçınılmazdır. Vampir hadisesi Peki oyunlarda OY’nin hangi davranışları oyunun akıcılığını bozar? Vampir tam anlamıyla bir Rol yapma oyunudur. Dünyada korkacakları çok az güç olan karakterler haliyle zaten kazanacakları savaş sahneleri yerine konuşma sahneleri gibi daha çok rol yapıldığı sahneleri tercih edeceklerdir. Çünkü vampirler [genelde] “karizmatiklerdir” ve davranışları da bu düşünceye göre gelişir. Her hareketleri dramatiktir, kendilerini herşeyden üstün gördükleri için (genel olarak öyledirler zaten) bastırılmış saf insani hislerini etrafa sergilemekten çekinmezler. OY’nin akıcılığı koruması için yapması gereken, bu tür nedenlerle gerçekten oyunun amacını iyi kavrayıp, düzgün rol yapan ve savaşlarda genellikle başarılı olacaklarını bilen oyunculara savaş sahnelerinde tolerans gösterilip ödüllendirmektir. Bu ödül elbette “abi baktın adama, öldü.” Şeklinde olmamalıdır. Biraz mantığınızı çalıştırıp az zar atmak ve savaş sahnesi yükünden kurtulmak için birçok çözüm üretebilirsiniz. En başta, oyuncular eğer ki zaten yenebilecekleri birileriyle savaşıyorlarsa ilk turu almaları ve sadece vuruş zarları atıp başarılı atışları “karşıdakini öldürdü” varsaymaları yeterli olmalıdır. Bu sistem, kargaşa için boşa giden dakikalara rol ve ayrıntı doldurmanıza izin verir. Tabii bu teknik sadece, senaryoda önemli bir yeri olmayan, güçsüz kişilerde uygulanırsa iyidir. Önemli birileri ile savaşırken hem tasvirler yüklü olmalı, hem zarlar düzgün atılmalı hem de oyunculara sahnenin ağırlığı bildirilmelidir. Disiplinler daha da kolay yontulur. Bırakın vampir kudretle bir ölümlüye yumruk atınca metrelerce uçsun ve kemikleri kırılsın. Bırakın göğse saplanmış bir bıçak Metanet’i olana 1 sağlık seviyesi kadar zarardan fazlasını vermesin. Ya da bırakın Değişim 2 ile oluşmuş bir pençe 3 başarılı saldırı zarıyla direk öldürsün karşınızdaki ölümlüyü. Son olarak; Eğer ki OY oyunun bir yerinde bir kuralı unutur veya duruma uygun olmadığını görürse onu değiştirmekte her zaman serbesttir. Zaten oyun, OY’nin ağzından çıkan “oldu, olmadı” kararlarının ötesine geçemez. Vampir de ve diğer WoD oyunlarında oyuncuyu sıkmak çok kötüdür. Başı boş bırakılan oyuncu oyunu cıvıtır. Evet bu doğrudur fakat deneyimle orantılıdır. Birisi ne kadar deneyimli ve aklı başında ise o kadar hakim olur hareketlerine. Peki niye bu yazıyı yazdın? Yazımı yazma sebebim başta belirtmiş olduğum gibi küçük bir fikir kuşağı sunmaktır. WoD’da en ufak bir olaydan oyuna binbir renk katma şansımız olduğundan dolayı sizin oyunlarınıza da birkaç renk katabileceğimi sanıyorum. Umarım yanılmamışımdır. Çok Laubalisiniz… Yazıda biraz laubali bir dil vardı fark ettiğiniz gibi. Bu bir diyalog yazısıdır ve bu Brujah Ethem’in günlük konuşma stilinde yazılmıştır. Peki anladık, çok seviyorsun Türkçe’yi… Diğer bir husus da Türkçe’dir! İnsanlar canla başla şu RPG camiasına Türkçe’yi sokmayı çabalarlarken, benim de bir katkım olsun istedim ve birkaç terimi Türkçeleştirdim. İtalik ile yazılmış bazı terimlerin orijinallerini ve açıklamalarını altta verdim. +++++++++++++++++++++++++++++ |
Yazan: Can “Charon” Toraman |