AYBABTUMakaleler

Dungeons and Dragons’ın En Güçlü 25 Yaratığı

Canavarı ve yaratığı bol Dungeons and Dragons’ın meşhur Monster Manual kitabından derlediğimiz en güçlü 25 yaratıkla tanışmaya hazır mısınız?

1974 yılında ilk yayınlandığı günden itibaren “geek” ve “nerd” terimlerinin en güçlü yapı taşlarından biri hâline gelen Dungeons and Dragons, 46 yıllık ömründe birkaç kez büyük revizyona uğradı. Bugüne kadar toplam altı kez revize edilen oyun sistemimizde karşılaştığımız canavarlar sürekli çeşitlendirilse de içlerinde “en güçlüler” olarak adlandırabileceğimiz yaratıklar neredeyse hep aynı kaldı.

Biz de sizlere, çoğunlukla en son revize edilmiş sistem olan 5th Edition’ı baz alarak Dungeons and Dragons’ın en güçlü 25 yaratığını -en güçlülerinden 25 tanesini- listelemek istedik. Bu liste birkaç istisna dışında güçsüzden güçlüye doğru ilerlemektedir.

İlgili Makaleler

25. Solar

Meleklerin ve meleklerin bağlı olduğu Celestials (Semaviler) grubunun en güçlü üyesi olan Solar ırkı, kendi başına bir yarı-tanrı kadar güçlü olsa da daima kendilerinden daha güçlü bir iyi ilaha hizmet etmekte, çoğunlukla o tanrının en zorlu, en önemli görevlerini yerine getirmektedir.

Sayı resmi olarak doğrulanmasa da tüm D&D kozmosunda sadece 24 tane Solar olduğu düşünülmektedir. Alt düzlemlerin en güçlü yaratıklarından İblis Lordların ya da Başşeytanların bile yüzleşmekten çekindiği bu kudretli melekler, sahip oldukları ilahi enerjiyle en yüksek seviye bir ruhban (Cleric) gibi büyü yapabilir; ellerine aldıkları her tür silahı ilahi enerjiyle doldurup korkunç hasarlar verebilir ve meşhur uzun yaylarıyla düşmanlarını tek bir ok darbesiyle anında öldürebilir.

FRP’deki Büyüler Nereden Geliyor?

24. Zaratan

Elemental yaratıklar içerisinde öyle yaratıklar vardır ki kendi türlerinden diğer elementalleri öldürüp özlerini tüketerek zamanla güçlenir ve Kadim Elemental (Elder Elemental) olarak adlandırdığımız canavarlara dönüşür. Bu canavarlar basit çağırma büyüleriyle çağrılamaz ve bu çağırma yöntemini keşfetmişseniz bile onları tek başınıza kontrol edebilmeniz neredeyse imkânsızdır.

Zaratan ise Kadim bir Toprak Elementali’dir ve fantastik evrenlerden, filmlerden ve animasyonlardan iyi bildiğimiz üstünde yaşam alanı olan devasa kaplumbağalardır. Tamamen Nötr bir yönelime sahip olan bu yürüyen (ve yüzen) afetleri çok kızdırmadığınız sürece agresifleşmezler. Ancak bunu başarabilirseniz oyun masasını terk etmenizi öneririz çünkü iki boyutlu olmak üzeresinizdir; hem de Wraith Form büyüsünü kullanmaksızın…

Şaka bir yana attıkları her adım güçlü bir druidin deprem büyüsüne eş değer olan ve pek çok saldırıya dirençli bu yaratıkları alt edebilmek için yaratığın hareketlerini kısıtlayıcı önlemler almalı ve çevik karakterlere sahip olmalısınız.

23. Lich

Artık bilmeyen kalmamıştır herhâlde. Bir şekilde büyü çalışmalarını henüz bitirmemiş, hâlâ bir gayeleri olan ve ölmeye hazır olmayan kudretli büyücüler, son derece korkunç bir büyü ritüeli sonucunda ruhlarını bedenlerinden ayırıp filakteri adını verdiğimiz nesnelerin içinde saklayarak ölümü aldatırlar.

Ruhları bedenlerini terk ettikleri için de zamanla çürürler, her türlü histen yoksun kalırlar ancak karşılığında büyük bir güç elde ederler. Ölmeden önceki büyü kabiliyetlerinin hepsine ek olarak yaydıkları korku auraları, felç eden dokunuşları, dirençleri ve yaşayan ölü hizmetkârlarıyla kuşkusuz D&D’de karşılaşabileceğiniz en ölümcül -ve en popüler- yaratıklardan biridir. Tabii ki her liçin güç seviyesi aynı değil ancak D&D’deki ünlü liçlerin hepsini yazsaydık bu yazı dizimiz bitmeyebilirdi.

22. Geryon

Şeytanların (devil) yaşadığı Dokuz Cehennem düzleminin kuşkusuz en güçlü varlıkları “Archdevil” olarak adlandırılan başşeytanlardır. Bunların da en güçlü Dokuzu, Dokuz Cehennem düzleminin dokuz katmanından birini yönetmektedir.

Geryon, Dungeons and Dragons’ın ilk yıllarından beri aramızda olan ve makamından edilmeden önce Beşinci Katman Stygia’nın hâkimi olan bir başşeytandır. Teknik olarak Stygia’yı yöneten başşeytan Levistus kendi tahtına hapsolmuş bir şekilde katmanı idare ettiği için Geryon katman içinde neredeyse istediği gibi hareket edebilmektedir. Tamamen hiyerarşik bir düzene sahip olan şeytan orduları, başşeytanlarca uzaktan kumanda edilse de Geryon -biraz da akli dengesi pek yerinde olmadığı için- hep en ön saflarda savaşmaktadır.

Meşhur Boğa Boynuzu sayesinde, boynuzun büyüsüyle yanına anında 20 tane minator çağırabilmektedir. Düşmanlarıyla yakın dövüş yapmayı sever, meşhur akrep iğnesi ve pençeleriyle yüz yüze karşılaşmaktan kaçınmanız gereken bir rakiptir.

21. Baphomet

Dokuz Cehennem’in şeytan lordlarını yazmışken kan düşmanları Abyssli iblisleri unutmak olmazdı. Şeytanların başşeytanları varsa, iblislerin de İblis Lordları vardır. Abyss’in 666 katmanının neredeyse her katmanında bulunan bu yarı-tanrı gücündeki varlıklar, şeytanların aksine son derece kaotik ve düzensiz bir yapıya sahiptir. Tek amaçları mutlak yıkım ve kaos yaymaktır.

Baphomet belki de içlerinde en vahşi ve en kaotik olanlarından biridir. Sonsuz Labirent olarak da adlandırılan 600. katmanın lordu, Boynuzlu Kral ya da Mahlûkatlar Prensi olarak da adlandırılan Baphomet, medeniyeti yok edip ilkel vahşeti tüm dünyalara geri getirmeye ve yaymaya çalışmaktadır; pek çok minator, ogre ve dev kendisine tapmaktadır ve iblis çukurlarında mutasyona uğrayan, kılsız minatorları andıran ghour iblislerinin de efendisidir.

Dungeons and Dragons’taki Büyü İsimleri

20. Elder Tempest

Kadim elementaller içinde en güçlüsü, Hava Düzleminden Elder Tempestlar’dır. Tamamen rüzgârdan, buluttan, yağmurdan ve şimşeklerden oluşan bu yıkım atmosferi, genellikle devasa bir tüylü sürüngen görünümünü alır. Yarattığı yıldırım fırtınaları, şiddetli kasırgalar ve şimşek darbeleri sayesinde genellikle rakiplerini uzun süre sersemletip saf dışı bırakmaya çalışır.

19. Fraz-Urb’luu

Adını telaffuz etmeye çalışmıyorsunuzdur umarım? Fraz-Urb’luu, Abyss’in 176. katmanı Oyuk Kalbi’nin, Aldatmacalar ve İllüzyonlar Prensidir. İblis Lordları arasında husumet olması oldukça beklendik bir hareket olsa da Fraz-Urb’luu neredeyse var olan tüm iblis lordlarına düşman olup da hâlâ hayatta kalabilmesi sayesinde Abyss’te nam salmıştır.

İleri derecede diplomasi yetenekleri ve ustaca kullandığı illüzyon büyüleri sayesinde başına gelebilecek tüm sorunları defeder ve dahası kendisini yok etmek için birleşen düşmanlarını da birbirine düşürerek günü güzel kapatır. Artifekt seviyesinde kabul edilen ve kendi adıyla anılan çok güçlü bir asa taşımaktaydı. Bu asa sayesinde güçlü iblislerin zihinlerini kontrol ederek büyük ve güçlü bir ordu sahibi olmuştu. Asasını kaybetmiş olsa da kıvrak zekası, yalanları ve iyi manipüle ettiği yarı-doğrularıyla kozmosta karşılaşabileceğiniz en tehlikeli düşmanlardan biridir.

18. Kraken

Bu dev ahtapotları duymayan yoktur herhâlde. Okyanusların en güçlü varlıklarından olan, son derece zeki, ileri seviye psişik -ve bazen büyü- güçlerine sahip, düşmanlarının zihinlerini ele geçirerek onlara sahip olan bu yaratıklar 2000 ton ağırlığında ve ortalama 30-40 metre uzunluğundadır.

Çoğunun tükenmek bilmeyen “insan çiftlikleri” vardır. Denizden topladıkları insanları doğrudan tüketmeyerek zihinlerini ele geçirirler ve denizin dibindeki havası mevcut mağaralarda sürekli üremeye zorlayarak küçük bir besin kolonisi kurarlar. Bu yüzden krakenler, insan stoku yapmak dışında, çok önemli kişisel bir işleri yoksa su yüzeyine çıkarak kendilerini belli etmezler.

17. Zuggtmoy

Bir sıra iblis göstermedik diye hemen rahatlamayın, Abyss’e geri döndük! Mantar-Yaratıkların İblis Kraliçesi, Çürümenin ve Bozulmanın Leydisi, Abyss’in 222. katmanında ikâmet eden ve bu katmanın yönetimini bir diğer İblis Lord olan Juiblex ile paylaşan Zuggtmoy, diğer iblislerden farklı bir hanımefendidir. Tek amacı büyülü sporlarını diğer canlıların üstünde yayarak onları akılsız kölelere çevirmektir. Bu köleleri, mantarları ve mantar yaratıkları için ev sahibi beden olarak kullanmaktır.

Yaşadığı şehir Shedaklah da her tarafı mantar kaplı ya da dev bir mantara dönüşme aşamasında olan canlılarla doludur. Sarayı iki düzine dev mantardan oluşan devasa bir yapıdır, bu mantarların arası sayısız köprü, tünel ve odalarla doludur. Zuggtmoy, önüne gelen tüm canlıları köleleştirme çabasında olduğu için hiçbir dünyada kayda değer bir tarikatı ya da cemaati bulunmamaktadır. Yine de kendisine tapınmakta olan az sayıda bağnaz bulunmaktadır.

16. Acererak

Tamam, şimdi iblislerden uzaklaşıyoruz biraz ama o kadar da değil. Dungeons and Dragons’ın en eski kötülerinden ve en meşhur zindanlarından birinin yaratıcısı olan Liç Acererak, D&D’nin Greyhawk evreni Oerth’te doğan, bir balor iblisinin ve insan bir kadının çocuğudur. Yani bir Cambion (yarı-iblis)’dır.

Gençliği hakkında pek bir şey bilmesek de kısa sürede büyü gücünü keşfederek çok kudretli bir büyücü olduğunu ve Lich başlığında anlattığımız ritüelleri gerçekleştirerek bir liçe dönüştüğünü biliyoruz.

1978 yılında yayınlanan ve ileriki yıllarda da defalarca revize ederek tekrar yayınlanan Tomb of Horrors macera modülündeki zindanın yaratıcısıdır. Zamanla keşfedeceği her şeyi keşfetmiş ve tüm büyülerde ustalaştıktan sonra bir demiliçe dönüşmüştür. Son olarak 2017 yılında yayınlanan Tomb of Annihilation macera modülünde elini Unutulmuş Diyarlar’a da sürmüş ve bir tanrı olmaya çalışmıştır.

15. Maegra The Dawn Titan

Resmi bir görseli olmadığı için figür fotoğrafını yayınlayabiliyoruz. Aslında kendisini tanıyorsunuz. Drizzt Efsanesi’nde, Kışgörmez Serisi’nin ilk kitabı Gauntlgrym’de karşımıza çıkan ve sonraki kitaplarda da ara ara gördüğümüz meşhur Ateş Primordialı (Kadim Elementali).

Unutulmuş Diyarlar evreni ilk yaratıldığında, bu evren üstünde tanrılar ve primordial adını verdiğimiz element ilahlar hak iddia edip bir savaşa tutuştular. Evrenin yaratıcısı Baştanrı Lord Ao bu savaşa son vermek için gezegeni birbirinin kopyası olan ikiz dünyalara böldü; bunlar Toril ve Abeir‘di. Abeir’i primordiallara, Toril’i tanrılara verdi. Böylece Abeir ve Element Düzlemleri primordialların hâkimiyetine, Toril ve Astral Deniz tanrılarınkine girdi. Toril, Unutulmuş Diyarlar romanlarının ve maceralarının geçtiği ana gezegendir; bunu da not düşelim.

Maegera, bu savaşı daha başlarda yarım bırakıp Neverwinter Şehri’ni çevreleyen volkanik Crags Dağları’nın (Kıvrıkdağlar) altında gönüllü bir koma uykusuna yatmıştır. Yani Abeir’e gitmemiştir. Kışgörmez serisinde kazara uyandırılmış, uykusunda hafif bir kıpırdanmış ve Neverwinter Şehri de dâhil olmak üzere tüm bölgeyi yerle yeksan etmiştir. Gücünün sadece bir kıvılcımıydı bu. Neyse ki tam potansiyelini asla görmedik.

Dungeons & Dragons’ın Unutulmaz 10 Yaratığı

14. Juiblex

Juiblex - Monster » Dungeons & Dragons - DnD 5e

Zuggtmoy başlığında söylediğimiz gibi Suretsiz Lord ve Sızan Açlık lakaplarıyla tanınan Juiblex, Zuggtmoy’la birlikte Abyss düzleminin 222. katmanında hüküm sürmektedir. Tipinden -ya da tipsizliğinden– anlaşılacağı üzere fiziksel bir form almaya bile tenezzül etmez ve diğer iblislerin entrikalarıyla ya da fânileri kontrol etmekle hiç uğraşmaz.

Tüm varoluş amacı canlı organizmaları yutmak, sindirmek ve kendi şekilsiz vücuduna katmaktır. İlginç bir şekilde tarikatları ve müritleri bulunmaktadır. Bu müritler, Juiblex tarafından sindirilip onun bedenine katılmak için birbirlerini ezmektedir. Sindirilen müritler ooze ismini verdiğimiz yürüyen akılsız balçık yaratıklara dönüşür ve bu yaratıklar bile Juiblex’in bedeninin bir uzantısı olarak iş görür.

13. Empyrean

Empyrean | Forgotten Realms Wiki | Fandom

Empyreanlar, Solarlar gibi üst düzlemlerde yaşayan kudretli Göksel varlıklardır. Ancak Solarlar’dan farklı olarak Empyreanlar doğrudan iki iyi ilahın (tanrıların) çocuklarıdır.

Asla yaşlanmayan, silahlarıyla yere vurduklarında hatta attıkları her adımla depremler ve ateş fırtınaları yaratan, kutsal büyülere sahip üç metre boyunda tanrısal varlıklardır. Solarların aksine bir tanrıya hizmet etme zorunlulukları yoktur. Zaten çoğu da kendi hayatını yaşamaktadır. İçlerinden “kötü yola” düşenler yaşadıkları düzlemden kovulur ve Madde Düzlemleri’nde -fânilerin dünyasında- yaşamak zorunda kalır.

12. Yeenoghu

Bir başka İblis Lord ile daha beraberiz. Yeenoghu -tipinden de görüleceği üzere- çoğunlukla gnolller tarafından tapılan Vahşetin Lordu, Katliam Hayvanı, Yıkımın Hâkimi, Yok Edici ya da basitçe Gnoll Lord’u takma adıyla tanınır.

4,5 metre boyu, büyülü zincirli gürzü, bir ejderhanın pullu zırhını delebilecek güçte pençeleri ve dişleriyle karşılaşmak istemeyeceğiniz bir yaratıktır. Çoğu İblis Lord’a göre yıkıma ve vahşete daha yatkındır. İlginç bir şekilde fâni dünyalar üzerindeki etkisi diğerlerine oranla çok daha fazladır ki yine çoğu İblis Lord’un aksine Yeenoghu’nun fâni dünyalara çağrılmadan giremediğini de belirtmek gerekiyor.

Gnoll kabilelerine rüyalar ve diğer alametler aracılığıyla kehanetler gönderen Yeenoghu, Madde Düzlemleri üstünde adı en çok anılan ve tanınan İblis Lordları’ndan biridir.

11. Graz’zt

Evet, adından da anlaşılacağı üzere yine bir İblis Lordu ancak benim şahsi favorimdir.

Graz’zt’ın geçmişiyle ilgili birbiriyle yarışan iki hikâye var. İlki, Graz’zt’ın aslında bir Başşeytan olduğu ancak iblislerle devam eden Kan Savaşı neticesinde Abyss’i istila etmeye geldiğinde buranın kaotik enerjilerine kapılıp taraf değiştirdiği yönünde. İkincisi ise en kadim iblislerden, İblislerin Anası olarak da bilinen Pale Night’ın oğlu olduğu yönünde. Ne olursa olsun Abyss’teki ve doğal olarak kozmostaki en güçlü yaratıklardan biridir ve Abyss düzleminin en karizmatik figürüdür.

Abyss’te 45, 46 ve 47. katmanları fethedip birleştirmiş ve buraya Azzagrat adını vermiştir. Katmanlar birleşmiş olsa bile birbirine karışmamıştır, yani sınırları bellidir. Abyss’in en güçlü üç İblis Lordu’ndan biridir. Demogorgon, Orcus ve Graz’zt arasındaki savaş neredeyse kozmik Kan Savaşı kadar büyüktür. Hatta sadece bu üç lord bir araya gelip tüm kaynaklarını Kan Savaşı’nı kazanmaya harcasa savaşın tartışmasız galibi olacaklardır. Bunun dışında başka pek çok tanrı, iblis lordu ve başşeytan düşmanı mevcuttur. Bir keresinde Unutulmuş Diyarlar’ın Servet ve Tüccarlar tanrıçası Waukeen’i bile kaçırıp hapsetmeyi başarmıştır.

Keder Dalgası olarak da bilinen meşhur devkılıcı Angdrelve ile bizzat savaşa girmekten hiç çekinmese de delilik aurası ve zihin kontrolü güçlerini kullanarak düşmanlarını delirtmeye ya da doğrudan kontrol etmeye çalışır.

10. Bel

İlk 10’a geldik. Burada tekrar açıklamakta fayda görüyoruz ki bu listeye girebilecek daha onlarca yaratık mevcut ancak sizlere nispeten adı daha çok duyulmuş olanları sunmaya çalıştık.

Bel, Dokuz Cehennem (Baator) düzleminin birinci katmanı Avernus’un eski hâkimidir. Avernus, diğer pek çok düzleme komşu olmasından dolayı tüm Baator düzleminin en hareketli, en aksiyonlu katmanıdır. Düzlemin en dış katmanı da olduğu için Abyss’ten gelen istilacı iblis ordularının genelde ilk “karaya çıktığı” yerdir. Yani Kan Savaşı cephelerinden biridir.

Bel, en düşük şeytan türlerinden biri olan bir lemure olarak bu hayatına başlamış ve zamanla şeytani terfiler alarak dönemin Avernus Lordu Başşeytan Zariel’in komutasında bir pit fiend -başşeytandan sonra en yüksek seviye- bir şeytan olmuştur.

Zamanla ve iyi bir planlamayla büyük bir isyan çıkartıp Zariel’i tahtından indirmiş ve Avernus’un Lordu olmuştur. Ancak iblislerin Avernus istilalarını düzgün yönetemediği ve pek çok savaş kaybettiği için Baator’un kralı Asmodeus tarafından tahtından indirilmiştir ve yerine tekrar Zariel gelmiştir. Zariel’in geldikten sonra neler yaptığını Rise of Tiamat ve Baldur’s Gate: Descent Into Avernus macera kitaplarından öğrenebilirsiniz. Ya da bu yazıyı bitirmeyi tercih edebilirsiniz…

Bel ise bu düşüşten kurtulmuş ve kendisine sadık olanlarla birlikte Avernus’ta yaşamaya devam etmektedir. Çok geçmeden yeni bir isyan girişiminde bulunabilir, bizden söylemesi.

Dungeons and Dragons Tarihinde Ejderhaların Yeri

9. Klauth

Zindanlar ve Ejderhalar’dan bahsederiz de en güçlü ejderhalardan birini atlar mıyız hiç? Klauth, Unutulmuş Diyarlar’da bir ejderliçe dönüşmediği hâlde hâlâ yaşamakta olan en yaşlı ve dolayısıyla en kudretli kırmızı ejderhalardan biridir. Var olan en kötü, en şeytani ejderhalardandır; kendi türüne karşı bile. Kendi ırkından beklenen ömrü bile fazlasıyla aşmasına rağmen hâlâ yaşamaktadır. Kırmızı ejderha yumurtalarını kullanarak gerçekleştirdiği büyü ritüeli sayesinde boyutunu, sağlığını ve ömrünü sürekli uzatmaktadır.

1200 yıldan daha yaşlı olan Klauth’un ini, çoğumuzun bildiği Mithral Salonu’nun doğusundaki dağlarda, Klauthen Vadisi olarak adlandırılan bir vadide gizlidir. Uzgörü büyülerindeki ustalığı sayesinde sürekli olarak Kuzeybatı Faerun’daki yerleşkeleri ve diğer ejderha inlerini izlemektedir, bu yüzden hiçbir düşmanına hazırlıksız yakalanmamaktadır.

8. Marut

Marut

Nam-ı diğer Kaçınılmazlar. D&D’nin ilk yıllarından beri var olan ve her yeni edisyonla birlikte geliştirilip detaylandırılan, Kozmosun Müşavirleri’dir. Mutlak Kuralcılık’ın hâkim olduğu Mechanus düzleminin tanrı-beyni Primus tarafından yaratılmışlardır. D&D kozmosunun merkezinde olduğu kabul edilen Sigil şehrindeki Uzlaşma Konağı’nda görevlendirilen Marutlar, taraflar arasında mutlak bağlayıcılığı olan ve asla bozulamayan anlaşmaların şartlarını uygulatmakla ve de korumakla görevlidirler. Peki nasıl mı?

Uzlaşma Konağı’nda Kolyarut denilen tek bir yapı-motoru mevcuttur. Bir kişi, bir taraf ya da birden fazla taraf bağlayıcı bir anlaşma yapmak istediğinde Kolyarut’a gelirler. Anlaşmalarını ve yeterli miktarda altını Kolyarut’a verirler. Kolyarut anlaşmanın tüm şartlarını otomatik olarak inceler, eğer anlaşmadaki maddelerde belirsizlik, çakışma ya da uygulanamaz şartlar görmezse kendisine verilen altını ve anlaşma kâğıdını füzyonlayarak altından bir diske dönüştürür.

Bu diskin üzerinde anlaşmanın şartları kazılıdır. Ardından bu disk de uyku hâlinde olan bir Marut’un göğüs boşluğuna yerleştirir. Marut aktifleşir ve göğsündeki anlaşmanın şartlarının sağlandığından emin olmak için elinden geleni yapar. Taraflardan biri anlaşmayı bozacak bir şey yaptığında Marut gerekirse tüm kozmosu dolaşır ve onları Konak’a getirmek için her türlü yola başvurur. Getiremiyorsa öldürmekle yetinir.

Yapıldıkları metal zırh son derece güçlüdür ve büyü de dâhil olmak üzere neredeyse tüm saldırılara karşı onlara büyük bir direnç sağlar. İstediği zaman istediği düzleme gidebilir. Sadece bakışlarıyla avladığı kişileri rızaları dışında doğrudan Uzlaşma Konağı’na ışınlayabilir. Göğsünden son derece yıkıcı saf büyü enerjisi püskürtebilir ve yumruk darbeleriyle sizleri suyu çekilmiş tulum peynirine dönüştürebilir. Evet, asla bozmayacağınıza emin olduğunuz bir anlaşmayı bile bir Marut gözetimine bırakmadan önce iki kez düşünmeniz gerekir.

7. Slarkrethel

Listede zaten krakenleri dâhil etmişsiniz, niye tekrar ediyorsunuz?” diyebilirsiniz ama Slarkrethel’i yazmasaydık içimiz rahat etmezdi.

Krakenler içinde bile son derece korkulan, Unutulmuş Diyarlar’ın ve muhtemelen tüm D&D evrenlerinin en büyük, en kudretli krakenidir Slarkrethel. Yaklaşık 1400 yaşındadır ve Unutulmuş Diyarlar’ın en büyük su altı istihbarat örgütü Kraken Society’nin de kurucusudur. Dokungaçlarının uzanmadığı hiçbir yer yoktur. Peki kendisini soydaşlarından ayıran şey nedir? Tabii ki çok kudretli bir büyücü olması!

Kendisi 20. seviye, yani maksimum seviye bir büyücüdür. Kraken olmasından kaynaklı fiziksel ve büyüsel güçleri yetmiyormuş gibi bir de sağa sola ölüm büyüleri fırlatmaktadır. Bu yüzden D&D oyunundaki en yüksek zorluk derecelerinden birine sahiptir. Zaten yarı-tanrı seviyesindeki İblis Lordların ve Başşeytanların arasında yer alabilmesinin başka bir yolu yoktu. Peki bu kadarla da bitmiyor desek?

Slarkrethel aynı zamanda Unutulmuş Diyarlar’ın Denizler ve Kaprisler Tanrıçası, Sürtük Kraliçe lakabıyla bilinen Umberlee’nin de bir Seçilmişi’dir. Burada artık susmak gerekiyor.

6. Demogorgon

D&D bilenlerin zaten aşina olduğu, bilmeyenlerin de Stranger Things dizisi sayesinde varlığından haberdar olduğu yaratığımız. Peki kimdir Demogorgon?

Öncelikle dizide gördüklerinizle pek bir ilgisi olmayan Demogorgon, bir İblis Lordu’dur, Graz’zt ve Orcus ile beraber Abyss’in en güçlü üç Lordu’ndan biri olarak gösterilir ki lakabı da İblisler Prensi’dir. Bu lakabını diğer iki Lord’la yaptığı ve kazandığı savaşlar sonucunda kazanmıştır.

Abyss’in 88. katmanı Açık Gırtlak’ın hâkimidir. Bedeni farklı hayvan anatomilerinin birleşmesinden oluşmuştur: Alt bedeni kertenkele anatomisine sahiptir, ayakları perdelidir ve kol yerine dikenli dokungaçlara sahiptir. Üst gövdesi ve iki kafası da maymun anatomisine sahiptir. Kafaların isimleri Aameul ve Hathradiah’tır; ikisi de birbirinden delidir. Aameul zeki ve kurnazken, Hathradiah daha vahşi, daha ilkel olanıdır. İkisinin de gözleriyle doğrudan temas kurmak bile delirmenize ya da hipnoz olmanıza sebep olur.

ABYSM

Tüm İblis Lordlar içinde en pervasız olanlardan biridir, muhtemelen de en pervasız olanıdır. Bir kez yıkıma başladı mı durmak bilmez. Aklı selametini kazandığı nadir zamanlarda Açık Gırtlak’taki evi olan Abysm’de mistik büyüler çalışıp Büyü Ağı’nın gizemlerini çözmeye çalışır. Abysm, görselden de görüldüğü üzere suların içinden yükselen, tepeleri dev kafataslarıyla sonlanan ikiz kulelerdir. Kulenin bir bu kadar da suyun altında görünmeyen kısmı mevcuttur. Bu kulelere girenler, delirtici etkileri ve aurası nedeniyle kalıcı olarak delirme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Madde Düzlemleri’ndeki tarikatlarının büyüklüğü tanrılarınkine oranla çok küçük olsa da çoğu İblis Lordu ve Başşeytan’ınkinden daha büyüktür. Zaten yaptığı büyü deneyleri sonucunda şu anda Madde Düzlemleri’nde yaşamakta olan birçok yaratığın yaratıcısıdır. Çoğunlukla onlar tarafından tapılmaktadır.

5. Zariel

Şu ana kadar adını birkaç kere duydunuz zaten. Bel başlığında anlattığımız gibi kendisi Dokuz Cehennem (Baator) düzleminin Birinci Katmanı Avernus’un eski hâkimidir. Ancak çok daha eski ve üzücü bir hikâyesi vardır.

Zariel aslında Celestialı fevri bir Solar meleğiydi. Kendisine Avernus’a gidip Kan Savaşı’nın gidişatını gözlemleme görevi verilir. Devamlı olarak Avernus’a gitmesi ve Savaş’a şahit olması, içinde açıklanamaz ve karşı koyulamaz bir savaşma arzusu uyandırmaya başlar. Celestia’ya dönüp üstlerine yalvararak büyük bir ordu toplamalarını ve savaşa müdahil olarak tüm iblis ve şeytanların kökünü çokluevrenden kazımaları gerektiğini açıklar ancak buna izin vermezler. Ancak Zariel bu emre boyun eğmeyerek Madde Düzlemleri’ndeki müttefiklerini bir araya toplayıp tek başına Avernus’a girer.

Ancak kısa sürede yenilir. Görsellerde de gördüğünüz üzere kendi adıyla anılan, “artifact” seviyesinde çok kudretli bir uzun kılıcı vardır. Sadece onu taşımaya layık olanlar tarafından kullanılabilir ve kullanan kişiyi, ırkı ne olursa olsun bir meleğe dönüştürür ve pek çok büyülü güç kazandırır. Yenilmesinin ardından kılıcının düşman eline geçmesini istemeyen Zariel, onu dostlarına emanet edip Cehennem’den gönderir.

Zariel, tüm Dokuz Cehennem’in Lordu Asmodeus’un huzuruna çıkarılır. Asmodeus, Zariel’in içindeki bu savaşma arzusunu daha da alevlendirip yozlaştırarak onu kendi tarafına çeker ve Avernus katmanının Başdüşesi olarak atar.

Bel başlığında da anlattığımız üzere bir darbe sonucu tahtından edilmiş ama sonradan Asmodeus tarafından tekrar Başdüşes ilan edilmiştir.

Zariel’in içindeki savaş arzusu giderek daha da artmış ve bir zamanlar yoğun bir ticaret trafiğine sahip Avernus şehirleri bile harap hâle gelmiştir. Şu an Avernus üzerinde tek parça hâlinde kalan yapılar sadece kalelerdir. Kendisinin güncel olarak neler yapmakta olduğunu Rise of Tiamat ve Baldur’s Gate: Descent into Avernus maceralarından öğrenebilirsiniz.

4. Orcus

Bu sefer gerçekten son. Abyss’in en güçlü üç İblis Lordu’ndan sonuncusu, Yaşayan Ölülerin Lordu, Yaşayan Ölülerin Prensi ve Yaşayan Ölüler ortak parantezinde pek çok unvana sahip, zamanında tanrılık mertebesine yükselmiş zat.

Hayatı tam bir başarı öyküsüdür. Çoğu iblis gibi kendisi de ölmeden önce kaotik kötü bir ölümlüyken, öldükten sonra ruhu Abyss çukurlarına gitmiş ve en düşük iblis türü olan larvadan başlayıp, kademe kademe tüm iblis türlerini aşmış ve İblis Lordu olmadan önce de bir balora kadar yükselmiştir. 113. katman olan Thanatos’un hâkimidir. Lakaplarından da anlayacağınız üzere nekromansi büyülerinde çok kudretlidir, bu yüzden müritleri ve yardakçıları çoğunlukla yaşayan ölü yaratıklardan oluşur.

Bugüne kadar pek çok ölümlüden pek çok çocuk peydahlamış ve farklı dönemlerde, özellikle Unutulmuş Diyarlar’ın pek çok bölgesini kaosa sürüklemiştir. Özellikle Drizzt kitaplarından (Kiralık Kılıçlar serisi) Orcus’un, Damara topraklarında neler yaptığına -özet şeklinde- şahit olabilirsiniz.

Bugüne kadar birden fazla kez tanrılığa yükselen, öldürülen, diriltilen ve tekrar tanrılığa yükselen Orcus’un alameti farikası sürekli yanında taşımaya çalıştığı ama pek çok kez kaybettiği ve çaldırdığı Orcus’un Değneği’dir. Değnek dediklerine bakmayın, taşıyan kişinin elinde dev bir gürz işlevi de görebilir. “Artifact” seviyesindedir ve taşıyan kişiye çok kudretli büyüler bahşetmektedir. Şu anda kendisi hâlâ bir İblis Lord’dur ve tanrılığını kaybetmiştir ama birkaç yıla kazanır, merak etmeyin.

3. Tarrasque

Tarrasque by JasonEngle | Fantasy beasts, Fantasy monster, Monster ...

D&D oynayıp da Tarrasqueları duymayan kalmamıştır herhâlde. Bu yaratıktan bir tane mi var yoksa koca bir tür mü henüz bilinmemektedir. Falx gezegeninden geldiği varsayılan koca bir tür oldukları düşünülse de bazıları bir büyücü tarikatının deneyleri sonucu yaratılmış tek bir yaratık olduğunu, bazıları da Primordiallar tarafından bir silah olarak yaratıldığını düşünmektedir. Ne olursa olsun bu listede ilk üçe girmeyi hak ettiği için gücünü tahmin edebilirsiniz.

Tarrasque | The Lord of the Green Dragons | Obsidian Portal

Mevcut D&D edisyonunda en yüksek zorluk derecesi 30’a sahip bir yaratık olan Tarrasque, kadim yaşta bir ejderha büyüklüğündedir ama bazı kaynaklar bundan da büyük olduğunu söylemektedir. Gerçi agresif ve vahşi yapısı yüzünden Tarrasque ile yüzleşen kimse sağ çıkamadığı için boyutu hakkında net bilgi sahibi değiliz ancak son edisyonun Monster Manual kitabındaki tarifine göre 15 metre boyunda, 21 metre uzunluğunda ve 130 ton ağırlığındadır.

2. Tiamat

Şu an iki sene boyunca masaüstü ekranımı süslemiş duvar kâğıdına bakıyorsunuz. Tiamat’ı nasıl anlatsak ki size?

İşin aslı kimse Tiamat’ın doğuş hikâyesini net bilmiyor, yine bir sürü teori mevcut. İblis ya da şeytan kökenli mi? Başka bir tanrının avatarı mı ya da çok güçlenen ve diğer ejderhalar tarafından tapınılan sıradan bir ejderha mı?

Gerçek şu ki Tiamat aslında bir tanrıçaydı. Diğer ejderha tanrılarıyla birlikte aynı anda var olmuş bir ilahtı. En çok kabul gören teori ise baş ejderha tanrısı Asgorath’ın kızı, Bahamut ve Null’un ise kız kardeşi olduğu yönündedir. Uzun yıllar Unutulmuş Diyarlar’da, başta kırmızı, mavi ve yeşiller olmak üzere çoğu kromatik ejderha tarafından tapınılan bir tanrıça olan Tiamat, önceleri kardeşi Bahamut ve onun metalik ejderhalarıyla mücadele etse de zamanla insansı ırklardan da müritler kazanmıştır. Bu da onu insan tanrılarıyla yüz yüze getirmiştir.

ArtStation - Tiamat, Caio Santos

Tiamat ilk büyük yenilgisini kardeşi Bahamut’un elinden tatmıştır ama savaşın sonunda Bahamut da yenilmiştir. Birbirlerinin yalnızca avatarlarını -yeryüzündeki fiziksel bedenlerini- yok ettikleri için kalıcı bir ölüm tecrübe etmeseler de avatar bedenleriyle birlikte tanrılık özlerini de kaybetmişlerdir.

Tiamat artık bir Başşeytan olmuş ve Asmodeus tarafından kendisine Avernus’un yönetimi verilmiştir ancak layıkıyla bu görevi yerine getiremediği için yönetim hakkı elinden alınmıştır.

Zamanla insanlar arasındaki müritleri tekrar bir artış göstermiş, dolayısıyla tekrar tanrılığa yükselmiştir. Ancak bu da kısa sürmüş ve Unutulmuş Diyarlar’ın Unther halkının Savaş Tanrısı Gilgeam tarafından yenilmiştir. Öldü sanılsa da aslında tanrılık özü üçe bölünmüş ve üç kudretli ejderha müridinin içine girmiştir. Bunlardan en güçlüleri, kırmızı ejderha Tiran Kral Tchazzar, diğer ikisini özümseyerek Tiamat’ın özlerini birleştirmiş ve tekrar bir tanrıça olarak dirilmesini sağlamıştır.

Gördüğünüz üzere Tiamat çok agresif ve hırslı bir tanrıçadır. Yenilgileri kazançlarına ağır bastığı için sürekli güç kaybetmektedir. Son zamanlarda hatalarından ders çıkarıp daha temkinli, daha gizli planlar sürdürmeye başlamıştır. En önemlisi de sabretmeyi öğrenmiştir. D&D’nin 5. edisyonunun ilk macera dizisi Tyranny of Dragons da kendisinin tekrar Unutulmuş Diyarlar’a girip kaos ve yıkım yaratmaya çalışmasını anlatmaktadır.

Dip Not: Ejderha Mızrağı’na aşina olan okuyucularımız Tiamat’ın, Karanlıklar Kraliçesi Takhisis’in birebir kopyası olduğunu fark etmiştir. Resmî kaynaklara göre de aynı kişiler. Takhisis, Tiamat’ın Ejderha Mızrağı evrenindeki tezahürüdür. Bu konuyla ilgili bazı tutarsızlıklar ve Weis/Hickman ikilisinin karşıt açıklamaları olsa da oyun kitaplarında aynı kişi oldukları defalarca belirtilmiştir.

1. Dungeon Master

Tips for new DMs | The Glowing Fool

Şaşırmadınız herhâlde? Sadece Dungeons and Dragons’ın değil, tüm FRP sistemlerinin şüphesiz en güçlü varlığı sizler, yani Oyun Yöneticileri’dir. Sınırsız gerçeklik bükebilme yetenekleriniz, oyuncuların kaprislerini çekebilme dirayetiniz ve “Hayır, öyle bir şey yazmıyor!” diyen oyuncuları sonsuza kadar dinleyebilme sabrına sahip insan üstü varlıklarsınız.

Lütfen bunu kaybetmeyin! Ve de unutmayın, birileri hata yapmadan önce tüm diyarlarda o kişiyi durdurabilecek tek bir cümle üzerinde büyük güç sahibisiniz. Bu da “Emin misin?” sorusu…

Kaynak: CBR

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.