Baldur’s Gate 3’ün Türkçe Yerelleştirme Süreci ve En Çok Merak Edilen Sorular
Tam 2,5 yıldır Erken Erişim sürecinde olan, tüm rol yapma oyunları tutkunlarının ve daha nice oyuncunun büyük bir heyecanla beklediği Baldur’s Gate 3, sonunda tam sürümüyle ve yine Türkçe dil seçeneğiyle 3 Ağustos akşamı piyasaya sürüldü!
Herkes gibi ben de oyunun çıkışını heyecanla beklesem de oyunun Türkçe yerelleştirme ekibinde de bulunduğum için heyecanım fazlasıyla katlanmıştı!
AiBell Game Localization tarafından çevrilen oyunumuzun çeviri ekibinde Terim Sorumlusu Çevirmen olarak görev aldığım 2,5 yıllık bu macerada tahmin edeceğiniz gibi içinden çıkılmazmış gibi görülen sorunlar, muhteşem bir takım çalışması, ağzımızı açık bırakan anlar ve en önemlisi de Larian Studios’un eşi benzeri görülmemiş desteğiyle karşılaştık.
Bu yazıda hem bu süreçten hem de birçok oyuncunun aklında olan ve sosyal medyada sıkça tartıştığı bazı konulara ve sorulara açıklık getirmek istedim.
1) Larian Studios Nasıl Oldu da Türkçe Dilini Eklemeye Karar Verdi?
Sosyal medyada, özellikle forumlarda en çok konuşulan konulardan biri, Larian’dan kat be kat büyük, daha geniş kitlelere erişim imkânı olan dev oyun şirketleri oyunlarına hâlâ Türkçe desteğini eklemezken Larian’ın nasıl olup da eklemeye karar verdiğiydi.
Öncelikle Erken Erişim sürecinin ilk zamanlarını bilenler oyunun çıkışını Türkçe yapmadığını hatırlayacaktır. Aibell Game Localization, Kurucu Başkanı Aybars Sapan ile birlikte hâli hazırda Larian Studios ile uzun yıllardır yoğun bir görüşme hâlindeydi; Baldur’s Gate 3 özelinde de erken dönemde görüşmelere başlamıştık.
Açıkçası dünyanın geri kalanı gibi Türkiye’deki oyuncu kitlesinden birhaber bir pazarlama departmanı bekliyorduk ancak Türkiye pazarının oldukça farkında olduklarını, sadece Türk FRP (Fantastik Rol Yapma Oyunları) oyuncu kitlesinin büyüklüğünü bilmediklerini fark ettik. Yoğun bir çalışma, Türkiye’deki RYO topluluklarına dair bir sunum (ki burada FRPNET’in etkisi oldukça büyük oldu), deneme çevirisi süreci ve hâli hazırda ilk iki oyunun yerelleştirilme projelerinde çalışmış olmamın da verdiği devinimle Larian Studios en ufak bir şüphe duymadan Türkçe yerelleştirmeye yeşil ışık yaktı.
2) Ekibin Kurulması, Görev Dağılımı, Unutulmuş Diyarlar
Dungeons and Dragons mekaniklerini neredeyse sonuna kadar kullanan, hele ki seleflerinden farklı olarak Tur Bazlı Dövüş moduyla gelen Baldur’s Gate 3 oyun çevirisi için sadece cRPG türüne aşina değil, Unutulmuş Diyarlar evrenine ve genel FRP kültürüne olabildiğince hâkim bir ekip toplamamız gerekiyordu.
Unutulmuş Diyarlar’ın benim en çok “mesai” harcadığım evren olması tabii ki en büyük avantajlarımızdan biriydi; yayınlanan 330’ya yakın romanın hemen hemen hepsini okumuş olmam, oynadığım/oynattığım FRP oyunlarının çok büyük bir kısmının yine bu evrende geçmesi hem bu evrene özgü terimlerin yerelleştirilmesi açısından hem de diğer ekip arkadaşlarımızın evrene adaptasyon sürecini hızlandırmak açısından oldukça önemliydi.
Sonuç olarak proje müdürümüz Anıl Can Çetinkaya koordinasyonunda, benim de Terim Sorumlusu Çevirmen görevini icra ettiğim çok güzel bir ekip kurduk. Ekibi mümkün olduğu kadar küçük tutmak istedik. Başlarda net bir sayı verilmese de önceki tecrübelerimizden oyunun minimum 2 milyon kelime olacağını tahmin ediyorduk. Sırf hızlı çevirmek uğruna ekibi orantısız büyütmek yerine işinin ehli 5 kişi olarak bu yola çıktık. Yaklaşık 2,5 yıl süren bir serüven olduğu için kişisel sebeplerden ötürü ekipten ayrılmak durumunda kalan bir iki arkadaşımız olsa da yerlerine yeni arkadaşlarımız geldi ve plana sadık kalarak ilerledik.
3) Erken Erişim ve Tam Sürümün Çeviri Süreci
Yolculuğumuzun en başında ekipçe aldığımız karar, özellikle de 2000’li yılların başında ülkemizde çevrilen Oyuncunun El Kitabı’nın birçok tartışmaya neden olması da hesaba katıldığında salt Türkçeden uzaklaşmamak yönündeydi. Kullandığımız dil mümkün olduğunca halk dili olacak, konuşan karakter süslü ya da Eski İngilizce konuşmadığı sürece günlük hayatta fazla karşılığı olmayan Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerden uzak duracaktık. Nitekim bunu başardığımızı düşünüyorum. Tabii ki bu duruma uyamadığımız, biraz dışına çıkmamız gerektiği durumlar olsa da oyuncunun da ilk okuyuşta anlayabileceği kelimeler seçmeye özen gösterdik.
Erken Erişim içeriğinin tercümesine başladıktan sonra işi oldukça kısa sürede ve yüksek bir kalite puanıyla bitirdiğimiz için Larian Studios, hepinizin de hatırlayacağı o meşhur Türkçe tweet’ini atarak yayınlayacakları ilk ikincil dilin Türkçe olacağını duyurmuş, ülkemizde oldukça büyük bir ses getirmişti.
Bu süreci hızlı tamamlamamızın en önemli etmeni Dungeons and Dragons ve Unutulmuş Diyarlar terimlerini işin başında toplu bir şekilde masaya yatırıp en baştan çevirmemiz ve oldukça detaylı bir sözlük hazırlamamızdı. Büyüler, silahlar, zırhlar, dövüş mekaniği terimleri, şehir, şehirli, diyar, düzlem, tanrı, yaratık isimleri derken iki hafta içinde yüzlerce kelimeden oluşan mini bir külliyat yarattık. Tüm bunlar olurken evren hakkında ve ilk oyunlar hakkında hatırlatmalar da yazarak tüm ekibin sürece daha da ısınmasını sağladık. Tüm bu terimler zaman içinde onlarca kez değişime uğradı tabii, onu da bir sonraki başlıkta dile getirdim.
Erken Erişimden sonra tabii ki nefes almaya fırsat bulamadan bir anda tam sürümün metinleriyle karşılaştık. Her ne kadar bekliyor olsak da oyunun gerçekten bu denli kapsamlı olacağını hayal etmiyorduk. O yüzden tam sürüm metinleri karşımıza çıktığında biraz afalladık diyebiliriz. Bir yandan geliştirme aşamasındaki (bol bug’lı) oyunun içinde çevirdiğimiz yerlerin karşılığını bulup hata yapmamaya çalıştık, bir yandan da oyuncularımıza mahcup olmamak ve Erken Erişimde yakaladığımız başarıyı devam ettirmek amacıyla kişi sayımızı artırmadan önce aylık, sonra ise haftalık teslim sürelerini yakalamaya çalıştık. Nihayetinde terimler sözlüğümüzü zenginleştirip ekip içi iletişimi daim kılarak bu sürecin de üstesinden gelmeyi başardık.
4) Terim Çevirileri: Sehhar ve Öcügoblinler Üzerine
Terimlerle ilgili girizgâhı yukarıdaki başlıkta zaten yaptım, şimdi biraz daha özele inme vakti. Erken Erişim süresince (neyse ki) nadiren bir negatif yorumla karşılaşsak da her türlü eleştiriyi dikkate aldık, düzeltilmesi gereken yerleri düzelttik ya da iyileştirme yoluna gittik. Bu eleştirilerin içinde en çok gördüğümüz ikisi “Warlock” sınıfı ve “Bugbear” yaratığıydı. Dışarıdan bakıldığında eleştiri ve öneri yağması gayet makul gözükse de iki terimin de dikkate alınması gereken olaylı geçmişleri mevcut.
Sehhar (Warlock)
47 yıllık Dungeons and Dragons tarihinde Warlock sınıfı aslında 20 yıldır hayatımızda. Fantastik edebiyatta genelde “cadının” erkek versiyonu olarak kullanılmış ya da doğrudan “Kara Büyücü” anlamında, despot büyücüler için kullanılmıştır. D&D için yaratılan ilk Warlock sınıfı başlarda sadece “alt düzlem” yaratıklarıyla, yani şeytanlar, iblisler gibi kötü yönelime sahip zebanilerle anlaşma yaptıkları için ya da onların soyundan geldikleri için doğuştan mistik büyü yetenekleri kazanan bir sınıftı. Dolayısıyla “Kara Büyücü” ya da buna benzer bir varyasyon Warlock sınıfını fazlasıyla karşılardı. Ancak D&D’nin yeni edisyonlarıyla birlikte Warlock da evrim geçirmiş ve sadece Alt Düzlem değil, Üst Düzlem (melekler, eladrinler vb) ve Fey Yabanı yaratıklarıyla da anlaşma yapabilir hâle gelmiştir. Ayrıca yaptığı büyüler “cehennemvari” olmaktan çıkmış, daha çok saf büyü enerjisinin şekillendirilmesine evrilmiştir ve anlaşma yaptığı hamisine göre şekillenmiştir.
Dolayısıyla bir Warlock’ı tanımlarken “ak” ya da “kara” gibi bu sınıfı iyi-kötü kutuplaştırmasına sokmayacak, mistik bir büyü kullanıcısı olduğunu vurgulayacak, “Wizard” sınıfını “Büyücü” ve “Sorcerer” sınıfını “Sihirbaz” olarak çevirdiğimizden ötürü içinde doğrudan bu kelimeler geçmeyecek bir alternatif bulmamız gerekiyordu. Tam 1 yıl boyunca bu mücadelemiz sürdü ama kıt kanaat bulabildiğimiz salt Türkçe isimlerin hiçbiri içimize sinmedi çünkü yukarıdaki kriterlerimizin hepsini aynı anda karşılamıyordu.
Peki hiç çevirmeseydiniz, diyebilirsiniz. Zira birkaç yaratık isminde, özellikle orijinal dilinde de uydurma kelimeler olan bazı terimleri gereksiz “fanteziye” girmemek için olduğu gibi bıraktık ya da Türkçe okunuşlarını yazdık. Fakat tüm sınıfları bir şekilde yerelleştirmişken ve biz RPG çevirmenlerinin korkulu kâbusu olan Warlock’ı da çevirme hırsımız bakiyken onu olduğu gibi bırakamazdık. Salt Türkçede çözüm bulamadığımız için çareyi kelime köklerinden giderek bulduk. Proje Müdürümüz sevgili Anıl Can Çetinkaya’nın yoğun uğraşlarıyla sihir kelimesinden ilerledik ve Arapça “sihr” kökünden türetilmiş isimlere ve sıfatlara baktık ve sonunda Sehhar kelimesine ulaştık. “Sihirle uğraşan, icra eden kişi” anlamında kullanılan bu sözcük ne büyücü ne de sihirbazdı ama hâlâ sihirle uğraşıyordu. Dolayısıyla Warlock bulunmuş oldu.
Öcügoblin
Oyuncunun El Kitabı döneminde en çok eleştirilen terimlerden biri “Bugbear” yaratığıydı. O dönemlerde “Böcayı” olarak çevrilen ama ne böcekle ne de (belki cüssesi ve kılları dışında) ayıyla ilgisi olmayan “Bugbear” doğrudan kelime anlamı olarak “Öcü” ya da halk masallarında “Umacı” olarak bilinen, çocukları korkutmak için kullanılan bir tabirdir.
Ancak D&D evrenlerinde Bugbear, goblinsoyu (goblinoid) türü içinde, sıradan goblinlerin daha iri ve daha sinsi kuzenleridir, genellikle gölgelerden saldırı yapmayı severler ki oyunda karşılaştığınız Bugbear’lara dikkat ederseniz bu dediğimi net bir şekilde görebilirsiniz. Aynı zamanda D&D evrenlerinde bu goblinsoyu Bugbear yaratığı yine çocukları korkutmak için halk dilinde kullanılan bir terimdir. Dolayısıyla bu yaratıkla ilk kez karşılaşan oyuncuların hem bir goblinsoyu yaratığı olduğunu hem de “öcü, böcü” gibi bir çocuk-savar olduğunu anlaması için Öcügoblin tabirini kullandık. Aksi takdirde Umacı ya da Öcü gibi bir tabir kullansak soyut, hortlak bir varlıkla karıştırılabilirdi (görüntüsüne rağmen.)
Dövüşçü / Savaşçı İkilemi
Oyundaki “Fighter” kelimesi sadece karakter sınıfını nitelendirirken “Warrior” kelimesi meslek ya da toplumsal sınıf olarak kullanılan bir ifadeydi. “Dövüş” kelimesi “Savaş” kelimesine nazaran daha fazla “silahlı dövüş, yakın dövüş” çağrışımı yaptığı için karakter sınıfı olan “Fighter” için “Dövüşçü” kelimesini daha uygun bulduk. Aynı zamanda oyundaki diyaloglardan da göreceğiniz üzere “warrior” kelimesi sadece silahlı dövüşçüler için değil, genel olarak savaşan herkesi kapsayacak şekilde kullanılıyor; örneğin Alazlı Yumruk birliğindeki askerlere, içlerindeki büyücüleri de kapsayacak şekilde “warrior” ifadesinin kullanıldığını ya da Baldur Geçidi şehrindeki gazetelerdeki manşetlerde ordu mensuplarına yine “warrior” dendiğini göreceksiniz.
Larian Studios’un İnanılmaz Desteği
Tüm bu süreç boyunca muhteşem bir lokalizasyon arayüzüyle, her türlü sorumuza 7/24 ve oldukça hızlı cevap veren destek ekibiyle, yaptığımız önerileri ve eleştirileri beğenip köklü değişiklikler yapmasıyla ve gönderdikleri hediyelerle Larian Studios kuşkusuz bugüne kadar birlikte çalışma şerefine nail olduğum en muhteşem şirketti. Bunda en büyük pay tabii ki hayatını “SALT” RPG oyununu yaratmaya adamış bir FRP tutkunu olan Kurucu CEO’su Swen Vincke’ye ait. Tüm mentalitesini ve çalışma tarzını şirketine ve çalışanlarına öyle güzel yansıtmış ki hangi departmandan kiminle konuşursak konuşalım bize aynı duyguları hissettirmeyi başardılar.
Sonuç
Nihayetinde çok az acısıyla, bol tatlısıyla ve heyecanıyla çok fantastik bir 2,5 yıl geçirdik. Projeye farkında olarak ya da olmayarak katkı sağlamış tüm FRP ve video oyunları camiasına gönülden teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Ayrıca yerelleştirdiğimiz 2,000,000’dan fazla kelimenin içinde olur da bir yazım yanlışı veya iyileştirme yapılması gereken bir yer görürseniz bu e-posta adresi üzerinden bize ulaşabilirsiniz.
Bu iş burada sonlandı sanmayın, D&D’de sürpriz saldırıların sonu yoktur!
Bu türü çok sevmesem de. Türk oyuncu topluluğu için yapmış olduğunuz tüm bunlar taktir edilesi. Oyunları Türkçe görmek çok güzel. Başarılarınızın devamını dilerim.
Keşke şu başlanan ama maalesef bitirilemeyen Baldur’s Gate 2’ye de al atsanız, Beamdog’un çeviri sayfasındaki yüzde 15’i gördükçe hüzünleniyorum, tabii Planescape Torment meselesi de var.
Harika işiniz nedeni ile tekrar teşekkür ederim…
Krallar hakkınız ödenmez çok sağolun. Yazınızı gururlanarak okudum. Acaba dnd 5e kitaplarını ya da muhtemelen seneye çıkıcak olan one dnd kitaplarını çevirmeyi düşünür müydünüz? Bildiğim kadarıyla Can Sungur’da çevirinizi çok beğenip acaba kitapları da çevirirler mi diyen kişilerdendi. Tekrardan çeviri için teşekkür ederiz ellerinize, emeklerinize sağlık.
Acaba bir DnD 5e çevirisi gelir mi sizin ekipten? Gelse mükemmel olurdu
Peki bu kadar bilgili ve ceviride direk rol almis bir ekip, oyuna baslamadan once hangi kitap/lari ojumamizi onerir.
Ps surumune 1 ay kaldigi icin erkenden konu ile ilgili bilgilerimi Turkce olarak guncellemek istiyorum
Merhaba, tam da oyunun geçtiğini yıllara ve özellikle Baldur Geçidi şehrine aşina olmanız ve hatta oyundaki bazı karakterleri görmek için Türkçeye de çevrilen Sonsuz Macera Günleri çizgi roman derlemesini okuyabilirsiniz. İlk iki oyunu oynamak zorunlu olmasa da bağlantılı konular mevcut, o yüzden oynadıysanız bile hatırlatma olması açısından internetten özet videoları izlemenizi öneririm.
İyi oyunlar!
Türkçe çeviri konusunda en çok korktuğum terimlerin çevirisiydi. Rol yağma terimleriyle alakası olmayan bir ekibe denk gelirse acaba ne rezalet göreceğiz. Yine İngilizce oynamaya devam derken bir baktık ki muazzam olmuşlar. Ne kadar titizlikle çalıştığınız belli ki zaten süreçleri de anlatmışsınız. Elinize kolunuza sağlık. Ayağınıza taş değmesin be!
Benzer türde olan diyalog odaklı oyunların da keşke Tükrçe dil destekleri artsa. Sektörde çoğu firma translate çeviriye el atıyor. Veya translate kalitesini bozacağı firmalar da çoğu dile oyunu çıkarmıyorlar.
Mesela Grim Dawn, Pathfinder veya Pillars of Eternity gibi oyunlar. Larian’ın eski Divinity ve daha eski Divine oyunları gibi. Bu tarz oyunlara da çeviri getirmek için firmalar ile iletşime geçebilirler mi? Yani çeviri grubunun, bu oyun Türkçe olursa ve reklamını 2-3 belirli içerik üreticisine yaptırsak sattırabiliriz diyerek yapabiliyorlar mı?
Bu tarz kaliteli çevirilere ihtiyacı olan çok kaliteli diyalog odaklı oyunlar var. Ekibin daha önceden çevirdiği The Banner Saga gibi sıra tabanlı savaş oyunlarının genelinde adı okunan bir firma da olabilirler. Tüketimimiz az onu biliyorum ama A adlı benzer tür yapan firma çeviriyi şunlara yaptırmış biz de onlara yaptıralım şu kadar satıyor ama bir topluluğumuz olur falan kafasında olabilirler belki. Larian çünkü oyun geliştirirken ve yayınladıktan sonra da paradan çok sevdikleri ve insanlara keyif yaşatabildikleri bir şeyi sunmayı daha öne koyduklarını belirtmiş. Bu tarz firmaların, AAA oyunların arka planında kalması tamamen dil desteğinden diye düşünüyorum. AAA firmalar yine basit olduğundan oynatabiliyorlar.