AYBABTUİncelemeler

Eğlenceli Bir FRP Macerası Tadında – Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves İncelemesi

“Bilen bilmeyen herkese hitap edecek film” sloganıyla vizyona gelen Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves (Zindanlar ve Ejderhalar: Hırsızlar Arasındaki Onur) filminin ön gösterimine gidip izledik. 2000 yılında fiyaskoyla sonuçlanan orijinal Dungeons and Dragons filminden sonra bakalım beklentilerimizi karşıladı mı?

Işıklar Kapanır ve Film Başlar…

Öncelikle seri olma yolunda atılan ilk adım olan Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves‘in çok ince bir ipin üstünde yürüdüğü yapımcılar ve senaristler tarafından fazlasıyla anlaşılmış diyebilirim. Marvel ya da DC Sinematik Evrenleri gibi işin içine bolca mizah koyup “biz herkese hitap ediyoruz” demek yerine, tabiri caizse nihai zevki bozmayacak şekilde her baharattan tam ayarında katılmış. Ne aşırı sarkastik, ne aşırı kanlı, ne aşırı depresif, ne aşırı neşeli.

Tabii ki bunun bir FRP markasının filmi olmasının getirdiği bazı engeller mevcuttu. Bir yandan kural kitaplarındaki büyüleri, sınıfları, silahları birebir yansıtırken bir yandan “günlük büyü hakkımı tükettim, salın beni!” tarzı nidalar attırmamak çok önemliydi. Bunu çok güzel kotardıklarını söyleyebiliriz.

Ama en önemlisi, klasik bir masaüstü FRP macerasında hepimizin hemen her seferinde yaşadığı “Sen yukarı çık, o görünmezlik büyüsüyle sandığı alsın, ben yayımla sizi koruyayım, en son ortada buluşuruz” tarzı planlar yaptıktan sonra atılan zarlar neticesinde tüm planların suya düşmesi ve doğaçlama yaparak durumu kurtarmaya çalışma durumu filme o kadar güzel işlenmiş ki hem Dungeons and Dragons markasını sonuna kadar hissediyor hem de oyunda değil bir filmde olduğunuzu hissediyorsunuz.

Parti Toplanıyor

Filmimiz karizmatik bir ozan olan ama karakter sınıfı Ozan’ın esamesini bile okutmayan Edgin Darvis ve kankası sürgün barbar Holga Kilgore’un hapishane sahnesiyle başlıyor. Unutulmuş Diyarlar’ın en meşhur ama bir o kadar “gizli” yeraltı casusluk örgütü olan Arpçıların bir üyesi olan Edgin, iyilik yapmanın para kazandırmadığını anlayınca hırsızlığa yönelmiş ancak kötü namlı Thay diyarının Kızıl Büyücüleri’nden çalınca talihsiz olaylar dizisi sonucunda hapse düşmüştür. Bu sırada karısını kaybetmiş, arkadaşının ihanetine uğramış ve kızını manevi olarak kaybetmiştir. Asıl hikâye örgüsü de burada başlıyor. Tüm bu talihsizliklerin hepsini geri çevirmek için; yani hem hain arkadaşından intikam almak, hem kızını geri kazanabilmek hem de ölen karısını hayata döndürmek için bir hırsızlık görevine soyunur. Ortada bir QUEST varsa bir de parti olması gerekir…

Edgin ve Holga dışında ekibe Edgin’in eski suç ortağı beceriksiz sihirbaz (Sorcerer) Simon Aumar ve onun eski flörtü tiefling druid Doric dâhil olur. Sadece Edgin’in değil, diğer üyelerinde oldukça derin ve üstüne konuşulması gereken bir geçmişleri olsa da şimdilik bunları konuşmaya gerek yok.

Simon Aumar, Wild Magic geleneğinden gelen bir sorcerer, dolayısıyla yaptığı büyülerin öngörülemez sonuçları olabiliyor. Film boyunca da buna şahit oluyoruz. Ayrıca kendisinin meşhur büyücü Elminster’ın soyundan geldiğini de biliyoruz.

Doric ise sıradan bir anne babadan dünyaya gelmesine rağmen bir tiefling olarak doğmuş ve ailesi tarafından Neverwinter Ormanı’na terk edilmiş. Oradaki orman elfleri tarafından druid geleneğiyle yetiştirilmiş ve Emerald Enclave (Zümrüt Zümre)’nin bir üyesi olmuştur. Kendisinin film boyunca defalarca Vahşi Suret kullandığına şahit olacak ve çeşit çeşit hayvanlara dönüştüğünü göreceğiz. Dönüşüm efektlerinin da oldukça başarılı olduğunu eklemek gerekiyor.

Dungeons and Dragons: Honor Among Thieves’in Resmi Karakter Kağıtları Yayınladı

Parti toplandıktan sonra ilk iş görev almak. İşte burada tekrar oyun mekaniklerine dönüyoruz. “Önce bir mekâna gidip belirli bir kişiyle konuşup bilgi alırlar, o kişi partiyi büyülü bir eşyayı bulması için başka bir mekâna gönderir ve büyülü eşya aracılığıyla yine başka bir yere giderler.” Ancak bu görevler senaryoya öyle güzel yedirilmiş ki oyun hissiyatı arka planda kalmış; kendini hissettiriyor ama perdeye hâkim olmuyor.

Kötüler, Kötülerimiz…

Edgin Darvis’in hain arkadaşı Forge Fitzwilliam rolünde, o koca dişli gülümsemesi film boyunca asla solmayan ve muhteşem oyunculuğuyla Hugh Grant bir taraftan, filmin başından sonuna yaşını asla tahmin ettirmeyen bir olgunlukla evrenin en azılı büyücü cemiyetlerinden birinin mensubu Sofina rolünde Daisy Head diğer taraftan derken “kötülere bir şey olmasın daha çok görelim” dedirten bir performans izliyoruz. Açıkçası Sofina’nın sahneleri hiç bitmesin ya da çok çabuk geri gelsin istedim.

Unutulmuş Diyarlar’dan Esintiler

Gel görelim bu film her şeyden önce ülkemizde de çok iyi bilinen ve onlarca kitabı Türkçeye çevrilen Unutulmuş Diyarlar evreninde geçiyor. Film süresi kısıtlı ve hikâye çok akıcı olduğu için filmin içine ellerinden geldiğince Diyarlar’dan mekân, karakter ve nesne isimleri sıkıştırmaya çalışmışlar. Bunlardan en çarpıcı olanı, daha önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere ekibin sihirbazı Simon Aumar’ın, Diyarlar’ın en kudretli ve en popüler karakter Elminster Aumar’ın soyundan gelmesiydi. Filmde de Simon’ın atasıyla yaptığı ufak bir diyaloğa şahit olacağız.

Bunun dışında Mordenkainen’in adıyla anılan büyüler, Karanlıkaltı, Waterdeep, Baldur’s Gate, Evermoors, Kryptgarden Forest bölgelerinin isimleri, şahsen en favori Unutulmuş Diyarlar karakterlerimden biri olan ve Thay diyarına kök söktürmüş Aoth Fezim ve büyülü mızrağının adı derken film boyunca epey Easter Egg bulunuyor. Dolayısıyla Diyar kurtlarını epey keyifli dakikalar bekliyor diyebiliriz.

Zarda Gelen 1’ler

Tabii ki eksik tarafları yok değil. Öncelikle D&D’nin alameti farikası olan “zindan” ve “ejderha”yı filmden mahrum bırakmışlar. Ne tam anlamıyla bir zindan atmosferi yaşayabiliyoruz ne de bütünüyle bir ejderha deneyimi. Bunun dışında Displacer Beast, Mimic gibi birkaç ikonik canavar görsek de ekibimiz Karanlıkaltı’ndayken bir Beholder, Bir Illithid‘i aramadı değil bu gözler. Hele bir drow ara ki bulasın!

Aynı şekilde Elminster dışında -ki onun da Elminster olduğu kesin değil- başka herhangi bir karakterin cameosu yapılmıyor. Dolayısıyla tanıdık bir yüz bulamıyorsunuz.

En büyük eksikliklerden biri ise filmin yan karakteri olan Xenk’in ekran süresinin çok kısa olması. Şüphesiz filmin en havalı karakteri olan Xenk, Szass Tam‘ın zulmünden kaçan ve onu yenmeye ant içmiş bir paladin olarak karşımıza çıkıyor, hem de tüm o karizmasıyla! Ekibe büyük bir yardımı dokunduktan sonra dümdüz yürüyüp arkasına bile bakmadan kadrajdan çıkıyor kendisi. Ancak çıkan söylentilere göre Xenk’in ekran süresinin kısa olmasının nedeni bu karaktere özel bir spin-off filmi çekilecek olması. Bekleyip göreceğiz.

Sonuç!

Film kesinlikle “herkese hitap edecek” sloganının arkasında durmuş zira Dungeons and Dragons ya da Unutulmuş Diyarlar hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile sonuna kadar keyif alacağınız, yer yer hüzünleneceğiz, bolca kahkaha atacağınız bir film olmuş.

Bir FRP oyuncusu ve Unutulmuş Diyarlar kurdu gözüyle baktığımda ise yine fazlasıyla keyif aldığım, Easter Egg’lerine yükseldiğim, “işte şimdi tam çerezlik hâle geliyor” derken yapılan 180 derece dönüşlerle şaşırdığım bir yapım izledim. Umarım siz de keyif alırsınız!

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.