İncelemeler

Sons of Valhalla İncelemesi – Odin’in Bize Sebepsiz Yaşattığı Macera

Son zamanlarda gördüğüm en iyi hazırlanmış pixelart oyunlarından birisiyle bugün karşınızdayım. Sons of Valhalla; birçok güzel mekaniği dengeyi bozmadan bir araya getirmeyi başararak bir süreliğine de olsa indie yapımlar arasından kendi türünden ayrılan iyi bir yapım gibi görünüyor. Hadi gelin beraber bu oyuna daha yakından bakalım.

Asgard’dan Viking Krallığına

Sons of Valhalla, bozguna uğratılmış bir Vikinglinin öldükten sonra gözlerini Asgard’da açmasıyla başlıyor. Karakterimiz Odin tarafından sebepsiz yere tamamen iyilik olsun diye hiç de gereği yokken hayata geri döndürülüyor. Daha sonra da öldüğü yer olan İngiltere’ye belinde Odin’in verdiği oldukça hikmetli bir kemerle gönderiliyor. Oynanış kısmına geçmeden şunu söylemek istiyorum; oynanış kısmında hikâyeyi kesinlikle hissetmiyorsunuz.

Oyunun kısa bir hikâye anlatım sekansı var. Ortalama düzeyde hazırlamış bu sekans hikâye hakkında yeterli açıklamayı kısa bir sürede yaparak size net bir hedef sunup aradan çekiliyor. Oyunu oynarken ise genelde etapları tamamlamadan bir daha yeni bir hikâye diyaloguyla karşılaşmıyorsunuz. Bu tipte bir oyun için hikâye anlatımının oyun deneyimini baltalamaması önemli, yapımcılar da bunu düşünmüş olacak ki birçok oyunda standart haline gelmiş olan hızlı geçme özelliği de var. Yani hikâyeyi bilmek istemeseniz bile oyun, deneyiminizi baltalamıyor.

Eğer bu oyundan mükemmel bir hikâye bekliyorsanız maalesef hikâye oldukça arka planda kalmış. Şahsen oyun başladığında hikâye arayışına girmedim ama yine de daha güzel bir hikâyesi olsaydı oyunun genel yapısına çok daha olumlu etkisi olabilirdi.

Kısa Süreli Heyecan

Oyun platformer, Rogue-Like ve şehir kurma mekanikleri kombinasyonlarıyla ilk başta oldukça ümit vadediyor.  Mekaniklerin kullanımı o kadar sade ki ilk yarım saat içerisinde oyunda kullanabileceğiniz geliştirmeleri, dövüşmeyi ve hedeflerinizi kolaylıkla öğreniyorsunuz.

Aslında oyun gayet akıcı bir şekilde başlıyor. Bir süre boyunca zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyorsunuz. Özellikle ilk seviye geliştirmeleriyle, hızlı gelişen aksiyonuyla ve kışladan çıkarttığınız askerleri yönetme hissiyatıyla size oldukça keyifli bir oyun deneyimi sunuyor. Ancak, ilk bir kaç saat hatta ilk bir saat içerisinde oyun, var olan bütün mekanikleri üzerinize fırlatıyor ve daha sonra pek kayda değer yeni bir şey görmüyorsunuz.

Sons of Valhalla, daha farklı oynayış stilleri de barındırıp, daha prosedürel unsurlara da sahip olması gereken bir oyun. Bir kaç tane farklı düşman tipi ve Boss harici oyunda ilk birkaç saatten sonra maalesef yeni bir şey yok. Bu da oyuna kısa süreli heyecan bir duymanıza ve çabuk sıkılmanıza sebep oluyor. Zaten derinlikli bir hikâyesi de olmadığı için geriye merak uyanduracak pek bir şey kalmıyor.

Valhalla’nın Çocukları

Oyunda ana unsur köy ve kontrol noktası ele geçirmek ve ele geçirdiğiniz alanlarda yeni binalar inşa edip onları geliştirip korumakla ilgili. Kendi bölgemizde odun ve balık gibi kaynakları üretecek tesisler kuruyoruz. Aynı zamanda piyadeler ve okçularda üretebileceğimiz kışlaları da inşa ediyoruz. Üretilen kaynakların hepsini hem karakterimizin özelliklerini, hem yönettiğiniz askerlerin özelliklerini, hem de inşa ettiğiniz binaların seviyelerini yükseltmekte kullanıyoruz. Askerlere ise belirli bir alanda onlara yakın olmak koşuluyla emirler verebiliyoruz.

Àsgard’dan Dünya’ya geri gönderilirken bize Odin tarafından verilen bir kemerden bahsetmiştim. Bu kemere düşmanlardan ya da düşman bölgelerindeki sandıklardan elde ettiğimiz rünleri takarak karakterimize ekstra özellikler sağlıyoruz.

Feda edecek rünümüz kalmayana kadar bize ölüm yok. Öldükten sonra Àsgard’a gidip sahip olduğumuz rünlerden birini feda ederek tekrar köyümüzde doğuyoruz ve kaldığımız yerden oyunumuza devam edebiliyoruz.

Bölgelerde birbirinden farklı özelliklere sahip Mini-boss’lar var. Harita boyunca ilerlerken bu Mini-boss’larla sıkça karşılaşıyoruz ve her seviyenin sonunda haritayı ele geçirdiğimiz son noktada birebir dövüştüğümüz bir Boss ile karşılaşıyoruz.

Eski Stil, Yeni Tasarım

Oyunun grafikleri, özellikle animasyonları gayet hoş. Parallax arkaplan, akıcı animasyonlar, inşaat animasyonları ve geçişleri oldukça hoş görünüyor. Ekranda göz yorucu bir renk kalabalığı yok. Bir pixelart oyununa göre de nesnelerin çözünürlüğü yüksek. Müzikler ve seslerin kalitesi de standardın üstü denebilir. Ses ve görüntü anlamında bir takılma ya da kaplama hatası ile de karşılaşmadım. Pixelart oyun türünü pek sevememe rağmen oynarken rahatsızlık vermedi. Bu yönüyle oyun görsel tasarım olarak yeterli görünüyor.

Sonuç

Sons of Valhalla, karakter geliştirmeleri ve inşaat mekanikleriyle kısa süreliğine keyifli bir deneyim sunuyor olsa da sığ hikâyesi ve barındırdığı az çeşitlilik nedeniyle oynayış süresi olarak yüksek vaatler veremeyen bir oyun olarak karşımıza çıkıyor.

FRPNET Puanı

Hikaye - 4
Görsel - 7.5
Oynanabilirlik - 6
Yenilikçilik - 5

5.6

Sons of Valhalla, karakter geliştirmeleri ve inşaat mekanikleriyle kısa süreliğine keyifli bir deneyim sunuyor olsa da sığ hikâyesi ve barındırdığı az çeşitlilik nedeniyle oynayış süresi olarak yüksek vaatler veremeyen bir oyun olarak karşımıza çıkıyor.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. İncelemenin ardından şans vermeyi düşünüyorum bu oyuna. Güzel bir anlatım olmuş genel olarak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.