İncelemeler

Frenchie Bu Romanı Beğenir Miydi? – İz Sürücü İncelemesi

Biz bir tahminde bulunacak olsak Frenchie’nin çizgi roman okuru olduğunu varsayardık. Ama İthaki Frenchie’nin İz Sürücü romanını okuyacağını iddia etti. Biz de büyük oranda İthaki’ye hak verdik.

İthaki Yayınları bir süredir kitaplarının duyuru ve reklamlarında çeşitli iddialarda bulunuyor. Mesela Asimov’un Ben, Robot kitabını sevenler R.U.R.‘a da bayılır demişlerdi. Biz de inceleyip bu iddiaya hak vermiştik. Daha sonra İthaki, Carnivale dizisini sevenlerin Tüm Panayırların Heyulası kitabına bayılacaklarını söylemişti. Bu iddiayı ise destekleyememiştik. Zira her ne kadar ucube teması akla o diziyi getirse de dizi ile kitabın içindeki öyküler arasında hiçbir bağlantı yoktu.

Bu seriye de Mösyö Şarküteri’nin Tanrı’nın Bir Kulu romanını beğenip beğenmeyeceğini inceleyerek başlamıştık. Butcher’ın o romanı beğeneceğine karar verdiğimiz yazıya buradan göz atabilirsiniz. Bu yazıdan sonra hangi iddiayı test edeceğimizi de sizler seçtiniz.

Sırada “Disco Elysium oynayanlar Kıyamet Polisi’ne bayılır mı?” sorusuna cevap arayacağımız yazımız olacak. Onu da Starlight’ın Meleğin Düşüşü romanını sevip sevmeyeceğine karar vereceğimiz bir inceleme takip edecek.

Bu arada, incelemeleri yazarken diziyi esas aldığımızı hatırlatayım. Çünkü dizi, çizgi romanları ciddi ölçüde değiştirebiliyor. Ayrıca yazıda dizinin üç sezonunun tüm bölümlerini göz önünde bulunduracağız. Ama bunu yaparken spoiler’ı mümkün olduğunca asgari düzeyde tutacağız.

Haydi başlayalım.

Frenchie Kitap Okur mu?

Frenchie’nin bu kitabı beğenip beğenmeyeceği konusuna çok temelden girmek gerekiyor. Öncelikle, Frenchie’nin kitap okuyan biri olduğunu netleştirmeliyiz.

Zira biz onu Süper’lerle savaşmadığı zamanlarda bir kiralık katil, serseri ve uyuşturucu bağımlısı olarak tanıyoruz. Kimi zaman da patlayıcılar üzerine uzmanlaşmış çılgın bir kimyager. ..

Peki ya kitap kurdu?

Bu soruya üçüncü sezonun son bölümünde cevap bulduk. Frenchie ve MM bölümün başında sohbet ederlerken Frenchie, Herodot’un bir sözünü alıntıladı. MM de Frenchie’ye terslenerek “Biliyorum, ben de kitap okuyorum” diye cevap verdi.

Tüm insanoğlunun sıkıntılarından en acı olanı şudur: Çok şey bilip hiçbir şey kontrol edememek.

(Of all men’s miseries the bitterest is this: to know so much and to control so little.)

The Boys – 3. sezon 8. bölüm 7. dakika

Bu incelemeyi şekillendiren de işte bu sahne oldu aslında. Daha önceden Frenchie’nin müzikallere ilgi duyduğunu biliyorduk. Bu sahnede de 27 Dresses filmine kendini kaptırdığını öğrendik. Yani romantik komedilere de ilgi duyuyor.

Ancak polisiye tarzındaki İz Sürücü’yü beğenip beğenmeyeceğine dair hiçbir iz bulamadım. Ve İz Sürücü müzikal ya da romantik komedi olmaktan çok uzak bir hikaye anlatıyor.

Frenchie İz Sürücü’yü Okur ve MM’e Hediye Eder

Açıkçası bu biraz hile yapmak gibi oluyor. İthaki, Frenchie’nin İz Sürücü romanını okuyacağını iddia etmişti. Ancak benim görüşüm Frenchie’nin bu romanı MM üzerinden keyifle okuyacağı yönünde. Zira bu romanın ana karakteri Frenchie’ye dostunu anımsatacaktır. Kitabı bitirdikten sonra da muhtemelen MM’e hediye edecektir o da okusun diye.

İz Sürücü romanının ana karakteri eşiyle ayrıldıktan sonra huzurlu bir yaşam isteyen eski bir dedektif hakkında. 40’lı yaşlarında olan Cal, aradığı huzuru bulmak için İrlanda’da ücra bir köyden eski bir ev alıyor. Kendisini evin tamiratıyla meşgul edeceği ve bahçede hayvanlarıyla ilgileneceği günlerin hayalini kuruyor. Böylece eşiyle ayrılmasına sebep olanın aslında küçük kızıyla ilişkisini iyi yürütememesi olduğunu unutmak istiyor. Yine de eşiyle konuşamıyor oluşunu ve onlar ayrıldıktan sonra eşinin başka bir adamla birlikte olması ona asla unutamayacağı kadar ağır geliyor.

Cal, takıntılı bir adam. Başladığı herhangi bir işi bitirmeden duramıyor. Bu, eski bir evi tamir edip temizlemek konusunda işine yarayan bir özellik. Ancak aynı huy, polislik ve dedektiflik yaptığı yıllarda ilgilendiği davaları takıntılı bir şekilde takip etmesine sebep oluyor. Kendi hayatını tehlikeye atmayı umursamıyormuş gerçi. Fakat bu takıntısının davanın kurbanlarına ya da kurbanın yakınlarına zarar verebileceği bazen hiç aklına gelmiyor. O yalnızca suçu işleyen kişiyi bulup cezalandırmakla ilgileniyor. Suçun hasarını iyileştirmek hiçbir zaman onun görevi olmamış.

Kısacası, ana karakterimiz MM’e benzediği için bu kitap Frenchie’nin ilgisini çekecektir gibi geliyor bana.

Sürükleyici Bir Kitap, İzi Sürülesi Bir Takım Olaylar

Açıkçası roman biraz yavaş tempolu başlıyor. Tana French kitabına adeta Stephen King’i anımsatan bir üslupla başlamış. (Evet, yazarın soyadı French. İlk gördüğümde İthaki sadece yazarın soyadı French diye bu kitabı Frenchie’ye uygun gördü sanıp işkillenmiştim.) Önce ana karakteri aklından geçenlerle ve günlük hayatıyla uzun uzadıya betimliyor. Böylece bir süre sıradan bir adamın sıradan geçen günlerini okuyoruz.

Frenchie’yi bu bölümlerde aksiyon eksikliğinden kaybetmezsek olaylar kısa sürede ilgi çekici olmaya başlıyor. Zira Cal, birinin onu birkaç gündür takip ettiğinin farkında. Kimin emekli bir dedektifi kendi ülkesinden bir okyanus boyu uzakta gece gündüz takip etmek isteyebileceğini bilmiyor. Ama cevabı bulmaya kararlı. Cal’in peşine düştüğü ilk iz bu oluyor. Ve bu sorunun cevabını aldığında bu köyün onun düşündüğü kadar sakin, sıkıcı, huzurlu ve basit bir yer olmayabileceğini fark etmeye başlıyor.

Bu romanda Frenchie’nin hoşuna gidebilecek bir karakter de var tabii ki. Köyün en fakir ailesinin ortanca çocuklarından biri olan Trey, Cal’in köydeki nadir arkadaşlarından biri olabiliyor. Hiç yılmayan inatçı ruhu ve kaba davranışlarının altında becerikli, zeki ve duygusal bir çocuk o. Bu da Frenchie’nin koruyup sahip çıkmayı sevebileceği bir karakter gibi geliyor. Yani Cal ile Trey’in ilişkisinin başladığı yere kadar dayanabilirse romanın kalanını da okuyacaktır.

Bu arada romana adını veren İz Sürücü her ne kadar Cal olsa da ona söz konusu izi sürmekte Trey’in yardımcı olduğunu da söylemek gerek. Yani romanın en önemli ikinci karakteri muhtelemen Frenchie’nin sevgisini kazanacaktır.

Roman Ne Anlatıyor?

Romanın Frenchie’nin ilgisini çekeceği konusuda hemfikir olduğumuza göre Frenchie’den bağımsız olarak İz Sürücü romanını merak eden okurlarımıza ek bilgi verelim.

İz Sürücü’de bir davanın peşine düştüğünde onu takıntılı bir şekilde takip eden, emekli olmak isteyen bir dedektifin köy hayatına alışmaya çalışmasını okuyoruz. Eşi ve kızı onun takıntılı ruh halinden çok yorulmuşlar ve böyle bir hayatı paylaşmak istemiyorlar. Dolayısıyla Cal çok geç kalmış olduğunu bilse de onları memnun edecek bir hayat yaratmaya çalışıyor kendine.

Yeni taşındığı köyde de karşısına çeşitli gizemli olaylar çıkıyor ama o kendisini zorlayarak bunlardan uzaklaştırıyor aklını. Akşamlarını bir gizemi aydınlatacak ipuçları üzerinde çalışmaktansa verandada oturup bira içerek geçirmek istiyor. Ne var ki eski huylar öyle çabuk ölmüyor işte. Köyde artık görmezden gelemeyeceği bir gizemin peşine düştüğünde yine ne pahasına olursa olsun bulduğu tüm izlerin peşinden koştuğunu görüyor. Ancak bu kez yaralı bir dedektif o. Eşi ve kızında olduğu gibi etrafındakilerin canını yakmaktan çok çekiniyor. Peki tehlikeli bir şeyler bulmaktan çekinen bir bekçi köpeği yeterince iyi iz sürebilir mi?

Roman Stephen King’i anımsatan bir anlatımla başlasa da bu havasını kısa sürede kaybediyor. Yine de French son sayfaya dek sürükleyici bir hikaye anlatmayı başarıyor. Ancak kimi zaman ana karakterin ve çevresindekilerin verdiği tepkiler ve söyledikleri sözler okura yeterince gerçekçi hissettirmiyor. Yine de karakterlerin duyguları gerçekliğini asla kaybetmiyor.

Kimlere Tavsiye Ederiz?

Polisiye romanlarda asıl gizem dışında, dedektifin ruh haline de odaklanan hikayeleri seviyorsanız Tana French’in bu romanını tavsiye ederim.

Polisiye türüne yabancı, macera romanlarını beğenen biriyseniz yine bu kitabı öneririm.

Ancak polisiyede tercihiniz genelde Agatha Christie’den yana oluyorsa bu kitap sizi açmayabilir.

Bence roman Stephen King hayranlarının ilgisini çekebilir ama King-gibi bir kalem beklentisiyle okursanız hayal kırıklığı yaratabilir. King hayranlarına yine ve şiddetle, bu yılın en iyi romanlarından Bir Oğlanın Yaşamı kitabını öneriyorum. Gerçi Stephen King, İz Sürücü’yü çok beğendiğini söylemiş.

Harika bir roman: dehşet verici, şaşırtıcı. Üslubu ise göz kamaştırıcı.

Stephen King

The Boys ekibinden bu romanı Mother’s Milk (MM) okumalı bence. Ancak Frenchie’nin de keyif alacağı yerler olacaktır. Butcher ise romana pek tahammül edemez gibi geliyor bana.

Siz İz Sürücü’yü okudunuz mu? Ne düşünüyorsunuz?

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.