Damsel incelemesi – Kadının Fendi Ejderhaya Karşı
Netflix’te Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart’ta gösterime giren Damsel incelemesi ile karşınızdayım. İzlemeye değer mi yoksa zaman kaybı mı, biraz anlatmaya çalışacağım.
Başrolünde Stranger Things ve Enola Holmes yapımlarından tanıdığımız Millie Bobby Brown, filmin aynı zamanda yapımcı rolünü de üstleniyor. Angela Bassett‘in üvey anne Lady Bayford, Robin Wright‘ın Kraliçe Isabelle, Ray Winstone‘un Kral, Nick Robinson‘ın Prens Henry rolünü canlandırdığı film, daha önceki fragmanlardan da anlaşıldığı üzere genç bir kızın ejderhaya karşı hayatta kalma macerasını konu alıyor.
Damsel’in Hikayesi
Prenses Elodie isimli savaşçı ruha sahip karakter başrolde karşımıza çıkıyor. Düşman krallığın prensiyle evlenip topraklarına zenginliğin geleceğini düşünen Prenses Elodie, karanlık bir gerçeği fark edip hayatını kurtarmak için savaş veriyor. Evlendikten sonra bir ejderhaya kurban edilmekten kurtulmak için ise hayatta kalmaya çalışıyor.
Hikaye aslında geçmişi olan bir macera sunuyor. Filmde geçmişe kısa bakışlar atarak hikayenin derinliğini anlamaya çalışırken bir yandan da Elodie’nin hayatta kalma mücadelesine tanıklık ediyoruz. Elodie’nin zaten mücadeleci, dayanıklı, güçlü bir karakter olduğu filmin daha ilk sahnesinde bize sunuluyor. Böylece yapacaklarını da karaktere yakıştırıyoruz.
Filmde Neler Var?
Millie Bobby Brown, neredeyse filmi tek başına götürüyor. İlk kareden son kareye kadar filmin neredeyse her anında onu izliyoruz. Zaten macera da Elodie’nin yalnız başına bir ejderhaya karşı verdiği bir hayatta kalma mücadelesi olduğu için sürekli ekranda onun olması normal.
Ejderhanın doğ kovuğundaki ininden kaçmaya çalışan prenses, sürekli farklı mağara yollarına girerek farklı fantastik şeylerle karşılaşıyor. Her döndüğü sapak farklı bir mücadele olarak ekranlara yansıyor. Gösterişli prenses kıyafetleriyle kendisini mağara geçitlerinde bulan Elodie, hayatta kalmak için farklı yollar ve mücadeleler veriyor.
Dünya Kadınlar Günü’nde filmin Netflix’te gösterime girmesini çok rahat anlamak mümkün. Güçlü ve emekçi kadın imajı filmin her karesinde yer alıyor. Hatta kadın dayanışması da tek kahraman olmasına rağmen veriliyor.
Filmde bu arada bolca karanlık var. Ben filmi aydınlık bir havada ve ortamda seyrettim, siz yapmayın. Sonrasında tüm odayı karartınca ekranda bir şeylerin hareket ettiğini anlamaya başladım. Filmin gerçekten ilk mağara sahneleri fazlasıyla karanlık, bu nedenle ya ortamı karartın ya da filmi akşam vakti izleyin. Aksi takdirde pek bir şey göremiyorsunuz.
BURADAN SONRASI SPOILER İÇERİR
Spoiler vermeden Damsel incelemesi görüşlerimi anlatmam biraz zor, o nedenle bu uyarıyı belirttim. Spoiler istemezseniz yazının aşağısından devam edebilirsiniz.
Film, yapım itibarıyla fantastik bir film. Bununla birlikte ben fantastik yapımlarda da tutarlılık arayan birisiyim. Durum böyle olunca bazı sahneler de göze fazla batıyor.
Elodie’nin güçlü ve dayanıklı bir kişiliği olduğunu zaten görüyoruz ancak bir mağarada ejderhaya karşı hayatta kalmak sadece içgüdü ve güçlü olmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Filmde Elodie’yi resmen Wonder Woman gibi insanüstü işlere imza atarken görebiliyoruz. Karşında koskoca ejderha varken bile o dirayeti göstermek, aç ve susuz bir halde oradan oraya zıplamak ancak FRP oyunlarındaki deneyimli maceracılarda gördüğümüz bir yetenek doğrusu.
Filmde ejderha, kedinin fareyle oynaması gibi Elodie ile oynuyor gibi hissediyorsunuz. Hatta ilk aşamada zaten, “Haydi kaç bakalım,” gibi sözler de sarfediyor ancak sonradan pek çok fırsat bulduğu yerde de saçma sapan hareketler yapıyor. Mesela kristallere tırmandığı sahnede ejderhanın aşağıda ağzını açıp beklemesi biraz komik. Zaten tüp gibi bir koridorda ateş püskürtse Elodie’yi kolayca avlayacağı yerde ağzını açıp bekliyor.
Elodie’nin ejderhayı yenmesini, ejderhayı biraz aptal göstererek vermiş olmaları benim çok hoşuma gitmedi doğrusu. Bazı yerlerde ejderha akıllıca görünen işler yapıyor, “Aaa bu akıllıymış,” diye düşünüyorsunuz ama sonrasında çok saçma şeyler olunca da gözlerini devirebiliyorsunuz.
Bir de ateş püskürten ejderhaların genel olarak ateşe bağışık olduğu belirtilir. Bu ejderhanın kendi ateşi ile yenilmesi de biraz ironik geldi bana doğrusu.
Filmin son sahnesi de sanki Targaryen Hanedanı’nın doğuşu gibi hissettirdi. 😂 Bir anda “…isminin Birincisi Daenerys Fırtınadoğan, Büyük Çöl Deniz’in Khaleesi’si, Ejderhaların Annesi, Zincir Kıran, Andallar’ın ve İlk İnsanların Kraliçesi, Yedi Krallık’ın Hükümdarı, Diyarın Koruyucusu…” diyecek diye bekledim.
SPOILER BİTTİ
Sonuç
Film, kendi içerisinde tutarsızlıklar içeriyor. Fantastik bir film olmasına sırtını fazla yaslaması nedeniyle mantıksızlıklara da sebep verebiliyor. Bunları göz ardı ederseniz çok sıkmayan, yer yer heyecanlandıran sürprizleri de olan bir film olmuş. Görsel efektler, filmin sahnelerinin pek çok yeri her ne kadar çok karanlık olsa da güzel olmuş. Ejderhayı zaman zaman uzak açıdan dev bir kurta benzetsem de anatomik olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Daha iyi bir ejderha yapılabilirmiş ama kötü değil.
Damsel filmini mutlaka izleyin diyemeyeceğim, çok etki bırakan bir yapım değil. Sadece kadınlar güçlüdür imajı yaratmak veya film dünyasına bir kadın kahraman başarısı daha katmak için yapılmış gibi görünen bir film ama fantastik olması ve yer yer yaratığı heyecan hissiyle izlenebilecek bir yapım olmuş. Zaman kaybı olarak görmüyorum şahsen ama mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu da söyleyemeyeceğim. Tercih sizi! Benim puanım 10 üzerinden 5.5 olur.
İzlemek isterseniz sizi buraya alalım.