Bu Kez Gerçeklik Sabit! – Alfa Ayının Kabileleri İncelemesi
Alfa Ayının Kabileleri romanı, sürükleyici bilimkurgu filmlerini seven ama hiç Philip K Dick okumamış arkadaşlarınızı ünlü yazarın kitaplarıyla tanıştırmak için harika bir fırsat sunuyor.
Arkadaşı falan boşverip siz kendiniz de okuyabilirsiniz tabii.
Alfa Ayının Kabileleri, Philip K Dick’in kaybolan veya kayan gerçeklik temasını farklı bir şekilde işliyor. Diğer hikayelerindeki gibi bir halüsinasyon deneyimi yaşatmıyor. Çok daha ayakları yere basan bir anlatımı var. En azından bizim son derece sıkıcı, normal zihinlerimiz için ayakları yere basan. Fakat bu, kitabın PKD’ye özgü tema ve konuları içermediği anlamına da gelmiyor.
Özellikle cyberpunk (siberpunk) temasını seven okurlarımıza tereddütsüz tavsiye ederim.
Alfa Ayının Kabileleri, bizden üç ışık yılı kadar uzaktaki alfa sistemindeki bir gezegende olan bitenler hakkında. Hikaye bu gezegenin sakinleri olan farklı kabilelerin politik bir toplantısıyla birlikte başlıyor.
Para kabilesinin temsilcisinin odaya giriş anında Man kabilesinin ürettiği bir simulakrumunu kullanması ve aslen uzaktan yönetilebilen, organik görünümlü bir robot olan bu simulakrumun toplantı odasında Heb kabilesinden bir hizmetli dışında birini bulamayışını okuyoruz. Yani ilk sayfalarda kendimizi yabancı terimler ve tuhaf kabileler ile karşı karşıya buluyoruz. Dişinizi sıkın ve Dep, Ob-Kom gibi diğer kabilelerin temsilcilerinin toplantıya gelmesini bekleyin. İlk bölüm bittikten sonra bu uzaylı kültürlere alışmaya başlayacaksınız.
Zaten sizi böyle tuhaf bir kültürün kucağına, tam da politik bir toplantının ortasında bırakan Philip K. Dick, ne yaptığının farkında. Merak etmeyin. İkinci bölümden itibaren hikaye Dünya’ya ve size çok daha tanıdık gelecek karakterlere odaklanıyor. Bahsi geçen kabilelere, Dünya’ya yaptığınız bölümler arası yolculukların da etkisiyle kolayca alışacaksınız.
Dünya’da bizi bekleyen karakterimiz boşanma sürecindeki bir CIA ajanı. Görevi de simulakrumları propaganda için kodlamak. Bir nevi yazarlık yani. İşlerin onun için çok da iyi gittiğini söyleyemeyiz. İntihar etmeyi bile düşünüyor hatta. Neyse ki kapı komşusu telepatik güçleri olan bir çamur-hamur. Bir diğer komşusu da zamanı geriye alabilen sevecen bir polis memuru. Takdir edersiniz ki bu şartlar altında intihar etmesi pek de kolay olmayacak.
Alfa Ayının Kabileleri Sürükleyici, Eğlenceli ve Akılda Kalıcı Bir Roman
Ubik bize sürekli değişen bir gerçeklikte kafa karıştıran bir hikaye anlatmıştı. Çok güzeldi ve fazlasıyla PKD tarzındaydı.
Alfa Ayının Kabileleri ise gerçekliği sabit tutup bizim onu nasıl algıladığımızla oynuyor. Üstelik Philip K. Dick’in en iyi romanlarından biri olmuş bu da. Eşinin maddiyata düşkünlüğü sebebiyle zedelenen bir ilişki içine hapsolmuş bir yazarın hikayesi. Yani Philip K. Dick’in hikayesine kendi yaşamından bir şeyler kattığı açıkça ortada.
Kitap büyük oranda Alfa’daki kabilelerin kendi aralarındaki ilişkilerine ve bizim ana karakterimiz olan CIA ajanı yazarımızla olan bağlantısına odaklanıyor. Fakat işin politik dengeler ve medya boyutu da çok ön planda. Hatta siyasi dengeler bir noktada fena düğümleniyor. Ana karakterimiz “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” çıkarımının ne kadar da yanlış olduğu üzerine de uzun uzun kafa yoruyor.
Cyberpunk temasında mutsuz bir ajanın hikayesi zaten ilgi çekici. İşin içine uzaylı kabileler, yıldızlar arası bir seyahat görevi, çalkantılı bir evlilik ve son derece tuhaf karakterler de dahil olunca kitap bizi sonuna kadar bir solukta sürüklüyor. Tempo hiç azalmıyor, aksiyon ise sonlara doğru patlıyor. Gerek karakterleri, gerek anlattığı düzen ile gayet akılda kalıcı bir roman olmuş. Ayrıca Philip K. Dick sütyen giymemenin ve göğüs estetiğinin moda olduğu bir gelecek tasviriyle de cyberpunk dünya tasvirini neon ışıkları kullanmadan renklendiriyor.
Tekrar, cyberpunk türünü seven veya aksiyonlu bilimkurgu filmlerinden hoşlanan tüm okurlarımıza tavsiye ederim. Philip K. Dick hayranı okurlarımızın ise bu kitabı okumak için benim tavsiyemi beklediğini hiç sanmıyorum zaten. Ben kitabı şu an raflarda olan Alfa Kitap çevirisiyle inceledim. Fakat geçmiş yıllarda Metis Yayınları kitabı dilimize kazandırmıştı. Onu da sahaflarda bulabilirsiniz. Okuduğunuzda yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!