Philip K. Dick’in En Başarılı Romanlarından – Ubik İncelemesi
Ubik, Philip K. Dick’in en başarılı ve sürükleyici romanlarından biri. Düşünce okuyabilen mutantlar, vergilerle dolu bir distopya, ölülerle konuşabildiğimiz mezarlıklar, her an değişen gerçeklik… Hepsi burada!
Tüm Amerikalı bilimkurgu yazarlarını her fırsatta eleştiren Stanislaw Lem, bu ifadelerine hep “Philip K. Dick hariç” diye başlıyordu. Çünkü Ubik’in yaratıcısını eleştiremeyeceğini söylüyordu.
Polonyalı bilimkurgu yazarı Stanislaw Lem, Philip K. Dick (PKD)’in kalemiyle çevirisini yaparken tanışmıştı. Çünkü Ubik’i Lehçeye çevirecek çevirmen oydu. Bu vesileyle romanı okuyunca PKD’ye hayran kalmış, hayranlığı da tüm hayatı boyunca devam etmişti. Hem de PKD tarafından FBI’a şikayet edilmesine rağmen! İki yazarın ilişkisini anlattığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz
Ben bu iki yazarın Ubik’te kesişen ilişkilerini öğrendiğim günden beri Ubik’i okumak konusunda heyecanlıydım. Alfa Kitap romanı şubatın başında dilimize kazandırdı. Fakat benim onu okuyup inceleyecek vakti bulmam ne yazık ki aylar aldı. Romanın daha ilk sayfalarında gördüm ki, aslında Lem’in Ubik’i övdüğü sözlerin beni ya da bir başkasını romanı okumaya teşvik etmesine hiç de gerek yokmuş. Meğer PKD daha ilk sayfalardan okura, ihtiyaç duyabileceği tüm teşviği sunuyormuş.
Ubik Nedir?
Muhtemelen bu inceleme yazısında cevabını aradığınız ilk soru buydu. Ne yazık ki cevabı burada bulamayacaksınız. Ancak dilerseniz sizin için kitaptan küçük bir alıntı yapabilirim:
Evdeki asık suratlı yüzeyleri kullanımı kolay, parlak, yapışmayan plastik kaplama yeni mucize Ubik’le güldürün. Talimatlara uygun kullanıldığında tamamen zararsızdır. Sizi ovalamalardan kurtararak anında mutfaktan çıkartır!
Pek açıklayıcı olmadıysa bir alıntı daha yapayım:
En taze meyveler ve sağlıklı bitkisel yağ kullanılarak yapılmış leziz Ubik’i tost makinenize atın. Ubik kahvaltıyı bir ziyafete dönüştürüp size enerji verir! Talimata uygun kullanıldığında güvenlidir.
Kısacası Ubik’in ne olduğunu öyle kolayca, hile yaparak öğrenemeyeceksiniz. Romanı okuyarak, zor yoldan öğrenmeniz gerekecek.
Roman Hangi Konuları İşliyor?
Romanın sürprizlerini bozmayı kesinlikle istemiyorum. O yüzden bu başlıkta romanın PKD’nin hikayelerinden alışkın olduğumuz temaları harmanladığını söyleyeceğim.
Yani tabii ki gerçeklik kayması ve gerçekliğin ne olduğundan şüphe etme konusu işleniyor. Ayrıca hikaye distopik bir düzende geçiyor. Kişilerin ne düşünceleri ne de gelecekleri gizli kalabiliyor. Çünkü çoğu kişi daima geleceği görebilen ya da düşünce okuyabilen mutantların yardımıyla gözlem altında tutuluyor.
Halkın fakir kesiminin yaşadığı bölgelerde tüm halk borç içinde yüzdüğü için her şey peşin ödemeye bağlı. Örneğin evinde kahve içmek isteyen biri kahve makinesine kullanacağı elektriğin ve suyun fiyatını önceden ödemek zorunda. Yüzünü yıkamak için musluğa, gazetesini okumak için de lambaya birkaç bozukluk atmalı. Ayrıca bir de daireye giriş – çıkış vergisi için kapıya ödeme yapmalı. Bu yüzden bu düzenin en önemli nesnelerinden biri de bozukluklar. Yeterince bozukluğu olmayan biri kapıya ödeme yapamadığı için sonsuza dek evinde hapis kalabilir. Ayrıca telefona atacağı bozukluğu kalmadıysa yardım da çağıramaz!
Bu absürt distopik dünyaya tabii ki bir de cyberpunk ve uzay yolculuğu teması ekliyor PKD. İnsanlık Dünya dışındaki gezegenlerde de koloniler kurmuş, yaşıyor. Ölmek üzere olan kişilerin de zihinleri bir makineye bağlanarak canlı tutulabiliyor.
Yeterince ilgi çekici geldi mi?
Romanın Anlattığı Hikaye Ne?
Roman Runciter Ortakları Şirketi’nin başkanı Glen Runciter‘ın, eşi Ella’yı moratoryumda ziyaret etmesiyle başlıyor. Eşi yıllardır orada hayatına yarı-canlı olarak devam ederken şirketle ilgili önemli konularda da kocasına danışmanlık yapıyor. Glen Runciter’ın da danışmaya çok ihtiyaç duyduğu bir konu var: İzini sürdükleri birçok telepat son günlerde bir anda ortadan kaybolmuş.
Runciter Ortakları, zihin okuyabilen ya da geleceği görebilen mutantları etkisiz hale getirmekle ilgilenen bir şirket. Bazı mutantların, diğer mutantların güçlerini engelleyebildiğini keşfetmişler. Atıllaştırıcı dedikleri bu engelleyici mutantları, diğer mutantların güçlerinden korunmak isteyen müşterilerine kiralıyorlar. Onların hizmetlerine ihtiyaç duyanlar, genelde gizliliğe önem veren büyük isimler oluyor.
Ancak takip ettikleri telepat ve prekogların en güçlüleri geçtiğimiz günlerde Runciter Ortakları’nın elemanlarını bir şekilde atlattı ve hep birlikte ortadan kayboldular. Yoksa bir karşı saldırı mı planlıyorlar?
Durum böyleyken Joe Chip ve G. G. Ashwood’un keşfettiği yeni atıllaştırıcının önemi büyük. Pat adlı bu yeni atıllaştırıcı aslında bir engelleyici mutant değil. Pat, zamanda geriye giderek diğer mutantların güçlerini kullanmalarını onlar güçlerini kullanmadan engelleyebiliyor. Yani diğerleri gibi pasif bir anti-mutant alanı açmıyor. Aktif olarak her bir mutantın geçmişteki karar ve hareketlerini değiştirebiliyor.
Pat’in eşi benzeri görülmemiş bu gücünü tehlikeli olduğunu bilseler de şirket için kullanmak zorundalar. Zira ünlü ve zengin iş adamı Stanton Mick, Ay’daki tesislerine gönderilecek 11 kişilik etkili bir atıllaştırıcı grubu için yüklü bir ödeme yapacağını söyledi. Bu riskli görev için en iyi atıllaştırıcıların hepsi bir arada olmalı. Pat’in yeteneği de bu görevin başarılı olmasını garantileyebilir.
Talimatlara Uygun Okunduğunda Çok Zevk Alacağınız Bir Roman
Ubik, merak ettiğimiz çoğu sorunun cevabını bizlere vermiyor. Mesela Ubik’in ne olduğu gibi. Philip K. Dick bu romanında anlattığı evreni birçok ilgi çekici unsur ve detayla dolduruyor. Her bir sayfa yeni düşüncelere ilham veren fikirlerle dolu. Ancak anlattığı her şeyi asıl hikayesinde kullanmıyor ve açıklamıyor. Dolayısıyla romanı bitirdiğimizde birçok karakter ve olay gizemini korumaya devam ediyor. Örneğin karakterlerimizin başından geçen bazı garip olayların neden yaşandığını ve ne anlama geldiğini asla öğrenemeyebiliyoruz. Fakat olayın garipliği, arkasındaki sebebi öğrenemesek de okur olarak bize yine de keyifli gelebiliyor.
Eğer romanlarda bunlar gibi cevabı olmayan gizemler görmekten hoşlanmayan biriyseniz Ubik size göre olmayabilir. Ancak öyle bir hassasiyetiniz yoksa bence romanı okumaktan çok keyif alacaksınız. Eğer daha önce hiç Philip K. Dick romanı okumadıysanız, Ubik yazarla tanışmak için harika bir roman. Onun tarzının özüne bu hikayede şahit olabiliyoruz.
Bu yıl içinde Philip K. Dick’in başka romanlarını da incelemiştik:
– Aksın Gözyaşlarım Dedi Polis incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.
– Alay Eden Adam incelemesine de buradan ulaşabilirsiniz.
Ayrıca aslında Philip K. Dick’in bir romanında yaşadığımızı iddia eden bir makale de yazmıştık. O yazıya da buradan göz atabilirsiniz.
Alfa Kitap yeni bir PKD çevirisi yayımlamazsa sıradaki Philip K. Dick incelememiz Alfa Ayının Kabileleri olacak.
Sizin en sevdiğiniz PKD öyküsü ya da romanı hangisi?