Kadıköy Çizgi Festivali 2025 Yine Yemyeşil ve Harikaydı!
Kadıköy Çizgi Festivali, 2025 yılının en güzel günlerini yaşattı bize. Yoğurtçu Parkı’nın yeşilinde çizgi roman okurlarıyla birlikte olmaya, hobilerimizden konuşmaya, çizim yapmaya, imza almaya doyamadık.
Hakikaten emeği geçen herkesin eline sağlık. Kadıköy Karikatür Evi‘nin Kadıköy Belediyesi ile birlikte düzenlediği Kadıköy Çizgi Festivali harikulade bir etkinlik. Ne badireler, ne yağmurlar atlattı yıllar boyunca ama her şeye rağmen yine keyifli, yine güzelliklerle dolu ve yine her yıl olduğu gibi Yoğurtçu Parkı’nda.
Biz her eylülde dört gözle bekliyoruz bu buluşmayı. Sizler de eylülün ikinci yarısını hemen işaretleyin takvimlerinize. Bir karışıklık olmasın da gelin seneye ha…

Kadıköy Çizgi Festivali ile aynı tarihlere bu yıl geldi İCAF da kendi festivalini koydu. Yahu, dedik, çizgi roman okuru dediğin bir avuç insan, günler torbaya mı girdi ya? Endişelendik haliyle çizgi roman okurları bölünecek, nereye gideceğini şaşıracak diye. Fakat okurlar ve çizgi roman camiası büyük oranda Kadıköy Çizgi Festivali’ne gitmeyi tercih etti. Yine çay içip sohbet ettik birlikte. Hem bu kez hakkında car car konuşacağımız bir yeni yayınevimiz daha vardı: Volto Kitap!
Volto Kitap ve Nada Kitap
Volto Kitap, festivale üçüncü kitabının ilk baskısıyla çıkıp geldi. Uykusundan uyandırılıp alelacele ortama getirilmiş gibi duran Yastık Adam, Volto ile aynı standı paylaşan Nada’ya dair anılarımızı canlandırdı. Hatırlar mısınız Aralık 2023’te Kadıköy Müze Gazhane‘de boş duran o standı? Matbaadan kapıp getirdiği, kağıdı hâlâ sıcak ciltleriyle üç yeni çizgi roman ve bir yeni çizgi roman yayınevi yetiştirmişti Nada Kitap festivale hani. Volto da bu yıl başladı yayın hayatına ve Kadıköy Çizgi Festivali’nde Nada Kitap ile kardeş kardeş paylaştılar aynı standı. Yeniydi yeni olmasına ama Volto Kitap çoktan yer edinmiş kendisine bu camiada aslında. Gerek diğer yayınevleri, gerek çizgi roman okurları birbirlerine Gölge Gözler‘i tavsiye ediyordu durmadan parkın her bir köşesinde. Zaten Gölge Gözler’in kapağını gören gözler de görmezden gelemiyordu Volto’nun varlığını.
Nada Kitap ise Kadıköy Çizgi Festivali’nde hiç de yeni bir yayınevi gibi durmuyordu. Geçtiğimiz 1,5 yılda bastığı yerli ve yabancı ciltlere ek olarak bu festivale de yine matbaadan sıcak sıcak Tanıdık Sima ciltleriyle geldiler. Kadıköy’de geçen Sonsuzluk Dediğin 6 Gün çizgi romanının bez çantaları stantlarında sallanır, bize Sadi Güran’ın çizgileriyle Boğa heykelini sergilerken Sadi Güran da çizimlerine hayran kalmış okurlarına imza dağıtıyordu. Ben de standın yakınında bir yerinde Atalet‘i övüyordum gelen geçene. Size de tavsiye etmiş olayım laf arasında.





Baobab ve Presstij Kitap
Her etkinlikte kayırıp, diğerlerinden ayrı bir yere koyduğum Baobab da bu festivale yeni bir ciltle geldi. Tepe‘nin yazarı Fırat Yaşa, hem cuma hem de pazar günü yeni kitabı Başka Bir Dünyada‘yı imzaladı. Biz festivalin güzelliğine kendimizi kaptırmışken anı yaşamanın şiirselliğini görselleştiren Eren Boz, Asırlardır Koşuyor Gibiyim cildiyle; Gökçe Yavaş Önal ve Zeynep Alpaslan da bildiğimiz prenses masallarına tutup bir tersinden bakan Bir Pandispanya Masalı kitaplarıyla oradaydılar. Bir kurbağa prensese gülüp, bir keşke sesemer’imiz olsaydı diye hayaller kurarak konuşup tanıştık kendileriyle. Baobab’ın harikaları öv öv bitmiyor tabii ancak Panter ve Juliette görece son çıkan kitaplar arasında yer alan, mis gibi eserler olarak parlıyorlardı Baobab standında. Kim Korkar Hain Tilkiden ise her yaştan okura Baobab’ı sevdirme görevini layıkıyla yerine getiriyordu.
Presstij de bu kez çizgi festivaline hazırlıklıydı. “Kadıköy Çizgi Festivali okuru bir başka oluyor abi” diyen Presstij, süper kahramanlarını ve yerli çizgi romanlarını kapıp gelmişti. Karadut Ekspres yazar-çizer ekibi daimi bir çay molasında gibi gırgır, sohbet, şamata ve kardeşlik vaatleriyle sıcacık imza stantlarına gelen geçeni çekiyordu. Ozan Bilaloğlu ise limitli edisyonlu, figürlü Stardust kopyalarını imzalıyordu. Şu figür işi biraz aklımızı çelmedi değil. Bir otobüs oyuncağı tutturuverseydik keşke Karadut Ekspres’e de. Limitli edisyon kutusundan topkek de çıksa çok komik olmaz mıydı? Ha, bu arada gidip Frpnet olarak sorduk. Dedik “sevgili Presstij, Die‘ın üçüncü cildi nerede?” Dediler ki getirmedik onu. Her şeyi getiremiyoruz ki. Haklılar tabii. Biz de Die’ın üçüncü cildini gidip Büyülü Dükkan’da bulduk.
Sözün kısası Presstij ve Baobab yine eve dönmüşüz gibi bir his yaratan stantlardı.





Fanzinler, Mangalar ve Süper Kahramanlar
Festivalin en ilgi gören stantları tartışmasız manga ve süper kahraman kitapları satanlardı. Marmara Çizgi, Gerekli Şeyler, Athica, JBC stantları falan hep tıklım tıklım doluydu. Mizah dergileri Türk çizgi roman dünyasının bel kemiği olarak festivalde yerini aldı. Zaten festivali ikiye bölen upuzun imza kuyruğunu gören herkes bir an şaşırdıktan sonra “Haa, Uykusuz” diyerek şaşkınlığını üstünden attı.
ÇOK dergi beşinci sayısını bu festivale yetiştirdi, ÇOK da güzel oldu. Can Sıkısı fanzinin FRP tutkunlarının kalbini kazanan kapağı, Riso Comic, Belalım ve İsimsiz Dünya gibi fanzinlerin kapaklarının arasında kalıp gözden kaçmış olabilir. Neyse ki Flaneur dükkan Can Sıkısı’nı satmaya başladı. Hani eğer alayım da bakayım falan derseniz…
Nice Güzellikler ve Biraz Hayalkırıklıkları
Paralel Evren kısa süre önce yayınevi olmuş ve Zoe Thorogood’un otobiyografik hikayesini dilimize kazandırmıştı. Kronik depresyonun dünyasına göz atmamızı sağlayan bu rengarenk kitap Paralel Evren’e çok yakıştı. Dünyanın Ortasında Yapayalnız tavsiye ettiğimiz çizgi romanlar arasında kesinlikle.
Sırtlan Kitap da son kitapları Bekleyiş ve Mar Negro ile oradaydı. Çizgi romanlarına ek olarak Olamayanlar diye bir kitapları da var mesela, edebiyat dünyasında çok ünlü olabilecekken şansı yüzüne gülmemiş yazarların hikayelerini anlatıyor. Onları da festival haricinde kendi dükkanlarında bulabilirsiniz.
Flaneur yine her zamanki kapak ve edisyonlarının güzelliğiyle gösteriş yapıyordu. “Perhiz, Magritte, Hayalleriyle Öldüler, Caravaggio, yok aman Matteo!” falan derken kendimizi de kaybettik, harcadığımız para hesabını da şaştık. Gerçi bastıkları çoğu kitabın isimlerine dilimiz de dönmüyor ama olsun…
Hayalkırıklığı da olmadı değil şimdi. Bre Marmara Çizgi be, hani Erişcan Türk’ün Ruhsuz‘unun ikinci sayısı? Ah be Desen Yayınları, insan en son çıkardığı Şarap 101 kitabını ve geçen yılın en iyi çizgi romanı olan Burada‘yı tutup da getirmez mi? Eeeey Orhan Umut Gökçek, hani verdiğin o sözler? Hani yeni kitabın nerede?
Ama olsun be. Bir sonraki festivale de heyecanlanacak bir şeyler kalsın.





Başka Neler Vardı, Başka?
Daha birçok şey vardı etkinlikte ama dedim ya size “doyamadık” diye. Vallahi yetmedi 3 günlük festival bize. Mesela çizgi roman karıştırmaktan sahnedeki etkinlikler ile pek ilgilenemedik. Ancak onlara ve bizim bahsedemediğimiz nice stantlara dair yorumları BirGün’de yayınlanan “Çizgisini Koruyan Eylül” yazısından da okuyabilirsiniz!
Daha neler neler vardı… Ama ne yoktu biliyor musunuz? Aslında Yüzü Güzel. Ne yazık ki İCAF’ın gelip de Kadıköy Çizgi Festivali ile aynı gün etkinlik yapmasının en büyük eksisi, Aslında Yüzü Güzel ekibiyle doyasıya konuşamamak, festivali paylaşamamak oldu. Gerçi pazar günü şöyle bir uğradılar Çizgi Festivali’ne onlar da ama o kısacık vakitte fırsat olmadı ki konuşmaya!
Aslında Yüzü Güzel Ekibi esasen festivale doyamayanlar için bir deva. Derya ve Belkıs bize yıl boyu festival ruhunu çevrimiçi yaşatıyorlar. 3. sezonun ilk toplantısı hemen önümüzdeki hafta: 6 Ekim’de saat akşam 20.00’de, Zoom’da. Konuşacağımız kitap Baobab’dan Turnede Bir Yazar. Her ayın ilk pazartesisi online oalrak buluşup çizgi roman severlerle sohbet etmek için Aslında Yüzü Güzel kulübüne siz de buradan dahil olabilirsiniz!





