Legends of Tomorrow Dizisinde Tolkien Sürprizi

Legends of  Tomorrow dizisinin son bölümü biz fantastik edebiyatı severleri oldukça şaşırttı. Bu haftaki bölümde Efsaneler, 1916 yılına giderek J.R.R Tolkien ustayı ziyaret ettiler!

Dizi hakkında pek çok kişinin ön yargısı var, hepsi de haklı. Dizinin ilk sezonu oldukça yavaş başlamış ve sezon finaline kadar da bir yükselme görülmemişti. Ama ikinci sezonuyla iyi bir çıkış yakalayan dizi, kaybettiği izleyiciyi geri toplamakla kalmamış, üstüne reytingleri arttırmayı başarmıştı.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan yeni bölümünde ise bizi hiç beklemediğimiz bir anda en hassas yerimizden vurmayı başardı. Dizinin ikinci sezonunda kahramanlarımız, gerçekliğin kendisini kişinin isteği doğrultusunda değiştirebilen ve Hz. İsa’nın kanıyla yaratıldığı rivayet edilen Kader Mızrağı’nı yok etmenin yollarını aramaktadırlar. Sadece elinde tutanı değil, etrafındaki insanların da aklını çelip, kendisini kullanmaya zorlayan ve kişiyi yozlaştıran güçlere sahip olan bu Mızrak, kötülerin eline geçerse tarihe ve zaman akışına tamiri mümkün olmayan bir hasar verecektir. Bu olayların geçtiği bölümün ismi, “Fellowship of the Spear” yani “Mızrak Kardeşliği“.

Kahramanlarımız bu yüzden mızrağı yok etmeye çalışırlar. Önce yakmayı denerler, ancak mızrak yanmadığı gibi üzerinde Latince birkaç kelime belirir. Tanıdık geldi mi? Dahası var.

Yazıda “Kanla yaratıldı, kanla yok olacak,” yazıyor. Yani Mızrağı yok etmenin tek yolu Hz. İsa’nın kanını bulmaktı. Sadece tek bir şekilde yok edilebilmesi de tanıdık geldi mi?

Açıkçası dizinin alt yazılarını iki yıldır çeviren biri olarak tam o an çevirmeyi bırakacaktım. Çünkü düpedüz Yüzüklerin Efendisi’nden kopyalanmış ve çok baside kaçmış bir senaryoydu. Ama asıl sürpriz birkaç saniye sonra geldi…

Kahramanlarımız Hz. İsa’nın kanından kalan son birkaç damlanın, Haçlı Seferleri’nden dönen Sör Gawain isimli bir şövalyeyle birlikte gömüldüğünü öğrenir. Sör Gawain’in mezarının yerinin nerede olduğuna dair ipuçlar barındıran bir makale bulurlar ve makaleyi yazan kişiyi bulup mezarın yerini öğrenmeyi planlarlar. Ve makaleyi yazan kişi…

Evet, bilmeyenler için, İncil’in son versiyonlarında da geçen ve en ünlü Kral Arthur dönemi hikâyelerinden biri olan “Sör Gawain ve Yeşil Şövalye“yi büyük usta J.R.R. Tolkien de kendi kalemiyle yazmıştı.

Ama işin en ilginç yanı, ekibimizin doğrudan Tolkien’in yaşlı zamanlarına değil de 1916’da 1.Dünya Savaşı’nda Teğmen rütbesiyle görev yaptığı zamana gitmeleriydi. Bilindiği üzere Tolkien, gelecekte yazacağı pek çok hikâyesi için ilhamını askerlik yıllarında aldığını söylemişti.

Kahramanlarımız Tolkien ile tam da savaşın ortasında tanışırlar.

Özellikle Tolkien’in tabur komutanı olan huysuz herif, Tolkien’e sürekli “Fool of a Tolkien,” diye hakaret edince gözlerimiz dolu dolu olmadı değil.

Sonuç olarak dizide Tolkien’in, kitapları için ilham kaynağını aslında gelecekten gelen kahramanlarımızdan ve onların “Sadece İsa’nın kanıyla yok edilebilen” mızrak hikâyesinden esinlenildiği gösterilmiş. Eh, Tolkien’in zekası ve hayal gücünü küçümseyen bir senaryo olsa da dizi boyunca filmlerden yapılan alıntılar bizleri oldukça eğlendirdi doğrusu. İşte bunlardan birkaçı…

• Tolkien, mızrağın ateşe maruz bırakıldıktan sonra üzerinde beliren yazıları gördüğünde verdiği tepki: “Yalnızca ateşin açığa çıkarabileceği bir sır…” Bildiğiniz üzere Isildur’un Tek Yüzük hakkındaki notlarından bir alıntı…
• Filmde Boromir’in söylediği “Elinizi kolunuzu sallayarak Mordor’a giremezsiniz.” sözüne karşılık “Elinizi kolunuzu sallayarak savaş cephesinin ortasına gidemezsiniz.”
• Aragorn’un Kara Kapılar önünde yaptığı “Gün gelir, cesaretimiz bizi terk edebilir…” konuşması.