Yazarlarımızın En Sevdiği Kitap Karakterleri
Bu yazıda, yazar arkadaşlarımızla beraber en sevdiğimiz kitap karakterleri hakkında düşüncelerimizi paylaştık. Farklı evrenlerden karakterleri buluşturduk ve bu karakterlerle ilgili fikirlerimizi belirledik.
Ged – Yerdeniz Efsaneleri
İki yazar arkadaşımız Yerdeniz Efsaneleri serisinden Ged karakteri ile ilgili düşüncelerini şu şekilde paylaştılar:
- İlk aklıma geleni söyleyeceğim. Yerdeniz’den Ged, onu sevmemin nedeni sanırım karşısına çıkan her soruna korku dolu olsa da çözüm bulması. Cesaretin, bir şeyden korkmana ve çaresiz hissetmene rağmen yine de harekete geçmek olduğunu öğreten bir yapısı oldu benim için.
- Yerdeniz’den Ged. Genel olarak fantastik kitaplarda gördüğümüzden farklı bir ana karakter. Ged’i bir kere bundan dolayı çok seviyorum. Çocukluğundan başlayıp yaşlılığına kadar eşlik ediyorsun seri boyunca. Büyüye olan yatkınlığı nedeniyle baya burnu kalkık bir oğlan çocuğundan yaşadıklarından ders çıkara çıkara “bilge büyücü” arketipi haline gelişine tanıklık ediyorsun. Ancak ged hiçbir zaman muazzam büyüler yapayım da yarı tanrı olayım tarzı bir büyücü değil. Her şeye rağmen insan olmasından gelen kusurları da taşıyor. Bu kusurlarla yüzleşmeyi biliyor ve bunlara rağmen yoluna devam ediyor. Her zaman da iyi olanı yapmaya çalışıyor. Ne klişe kanatsız melek ne de karikatürize bir büyücü yani. Cidden okuduğum kitaplarda basitliğin güzelliğini en iyi gözlemlediğim karakter de olabilir. Gücün gösterişte yatmadığını ve geriye dönüp baktığında insanın elinde kalanın iyi, onurlu bir yaşam sürmek olduğunu düşündürtmüştü bana serinin son kitabında.
Tenar – Yerdeniz Efsaneleri
Bir yazar arkadaşımız Yerdeniz Efsaneleri serisinden Tenar hakkındaki düşüncelerini şu şekilde anlattı:
- Bu soruya tanıdığımız tek iyi drow olan Drizzt Do’Urden’i söyleyerek cevap vermek isterdim. Sonuçta kendisi yeteneklerine, ırksal üstünlüklerine, ırkına olan nefretin oluşturduğu tüm olumsuzluklara rağmen yüreğini temiz tutmayı başarabilmiş hatta her güçlükte gözlerini acıtma pahasına tanıştığı güneşe bakarak umutla yoluna devam etmiştir. Lakin ben ilk göz ağrımı söylemek istiyorum. Henüz bir ergenken tanıştım kendisiyle… Atuan’ın yer altındaki karanlık mezar tünellerinde yıllarını el yordamıyla yaşayan Tenar, edebiyat dünyamın zirvesinde durmaya devam ediyor. Çok sevgili Ursula’mın yarattığı Yerdeniz (Earthsea) serisinden Atuan Mezarlığı’nda Tenar, Ged ile benim karşımıza çıktı. Kargish İmparatorluğu’nda dünyaya gelen Tenar küçük bir çocukken kutsal rahibelik görevi için Atuan Mezarları’na götürülmüştü. Yeraltı mezarlarından oluşan karanlık hayatı, Ged’in ışığıyla aydınlandı ve ileride Tehanu’ya ikinci bir hayat ışığı olmakla kalmadı, Yerdeniz’e hiç ummadığı etkileri oldu. Daha fazla anlatıp (tanışmayanlar için) sürprizi kaçırmak istemiyorum çünkü sizin de Tenar ile karşılaşmanızı isterim.
Samwise Gamgee – Yüzüklerin Efendisi Serisi
Bir yazar arkadaşımız Sam karakterini seviyormuş nedenini sorduğumuzda ise cevabı “Çünkü pattis.” oldu.
Roland – Kara Kule Serisi
Bir yazar arkadaşımız Kara Kule serisinden Roland hakkında düşüncelerini şöyle paylaştı:
- Ben klişe kokacağım belki ama yüz yıldır favori karakterim Kara Kule’den Roland. Gri karakteri, tek bir hedefi olması ve bu yolda her şeyi yapabilme güdüsü, sertliği, kimseye ihtiyaç duymaması, obsesifliği gibi sayısız özelliği ile kalbimin kralıdır kendisi. Biraz Geralt’a benzetiyorum kendisini aslında.
Pug – Gedik Savaşları Serisi
Benim en sevdiğim karakter Gedik Savaşları serisinde karşımıza çıkan Pug. Gedik Savaşları serisinin yeri bende çok ayrı. Özellikle Pug karakteri en sevdiğim büyücü diyebilirim. Kendisi başta bir çocuk gibi davransa da yavaşça olgunlaşıyor. Kitapta bu olgunlaşmaya tanık oluyoruz. Büyüsüyle yaptıkları ve barış için çaba göstermesi en çok hoşuma giden unsurlardan biri. Nazik, cesur, kendinden ödün vermeyen ve kendini geliştirmek için özen gösteren bir karakter. Ayrıca zekası ve gücü muhteşem. Kendisinin tek başına hareket ettiği anlar olsa da genellikle arkadaşlarına yardım etmeye özen gösteriyor. Dostlarını unutmaması da benim için başka bir pozitif özellik.
Kont Strahd von Zarovich – Ravenloft
Bir yazar arkadaşımız Ravenloft serisinden Kont Strahd von Zarovich hakkında düşüncelerini şu şekilde dile getirdi:
- Kont Strahd von Zarovich, bir zamanların kudretli komutanı, iyiliğin ve adaletin savaşçısıyken kıskançlığı yüzünden kendini ve tüm çevresini dipsiz karanlığa çeken bir karakter. D&D hikâyelerinin ne kadar karamsar olabileceğini ve ona karşı çıkanların ne kadar çaresiz kalabileceğini gösteren detaylı bir karakter. Gotik-korku edebiyatının önemli karakteri Dracula’nın modern bir yorumu olarak karşımıza çıkar. Hikâyesi boyunca Azalin Rex the Lich ve Lord Soth gibi korkunç karakterlere karşı gösterdiği zeka oyunlarıyla da ilk okuduğumdan beri aklımda yer etmiş bir karakter olmuştur.
Erevis Cale – Unutulmuş Diyarlar
Bir yazar arkadaşımız Unutulmuş Diyarlar serisinden Erevis Cale hakkında düşüncelerini şöyle paylaştı:
- Herkes gibi aklıma birçok karakter gelse de tüm serisini her yıl en az bir kere baştan sonra tekrar okuduğum, Unutulmuş Diyarlar’dan Erevis Cale diyeceğim. Okuduğum en “kurnaz” yazarlardan Paul S. Kemp’in yadsınamaz kalemiyle hem bizden hem de çok ötedeki bir karakter olan Cale, anti-kahraman ve kahraman rollerini aynı anda üstlenebilen, bu evrendeki tek dramanın “doğduğun ev kaderindir” olmadığını gösteren, “dostların olduğu sürece sırtın yere gelmez” klişesini altüst eden, ilahların kırılganlığını ve her şeye kadirliğini tek potada eritip bize yaşatabilen karşılaştığım en gri karakterlerden biri olagelmiştir.
Gandalf – Yüzüklerin Efendisi Serisi
Bir yazar arkadaşımız Yüzüklerin Efendisi serisinden Gandalf hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirdi:
- Benim için sanırım Gandalf. Bilge figürlerini her zaman çok sevmişimdir ve Gandalf’ın verdiği tavsiyeleri özellikle çok iyi buluyorum Tolkien’in kalemi sağolsun. Her zaman olması gereken yerde, doğru tavsiyeyi veren ve kahramanın yolunda kalmasını sağlayan biri. Her eve lazım.
Fëanor – Silmarillion
Bir yazar arkadaşımız Silmarillion kitabından Fëanor hakkında düşüncelerini şöyle dile getirdi:
- En sevdiğim ırktan bir kere. O ırkın içinde bile en yüce olanı Noldor’dan. Ayrıca hem mücevher yapması, hem de o kadar kudretli olması… Zerafet ve güç beni çeken olgular. Davasında da onu tamamen haklı buluyorum. Kendimle özdeşleştiriyorum. Ben de aynı kararları veririm. Ayrıca bir de İngiliz Edebiyatı mezunu olduğum için benim için başka yazarlar da çok önemli ve Fëanor Shakespeare’in trajik karakterlerine çok benziyor bu sebeple seviyorum. Her şeyi tam bir gri karakter olması. Çünkü “hero” dediğimiz tarzda karakterleri hiç sevmem. Çok sıkıcı bulurum. Bunun dışında tüm olayları o şekillendiriyor. Ve muazzam eserleri var.
Elric – Elric Destanı
İki yazar arkadaşımız Elric Destanı serisinden Elric hakkında düşüncelerini şu şekilde paylaştılar:
- Az düşünsem daha fazla sevdiğim birilerini bulurum belki ama sanırım Melniboneli Elric diyeceğim ben. Erdemli soylu savaşçı stereotipini kırması açısından zaten fantastik edebiyat tarihinin en önemli karakterlerinden biri ama daha klasik formatta fantastik eserlere alıştıktan sonra bir anda etik konseptini yerle yeksan eden, iç hesaplaşmalar, pişmanlıklar arasında ayakta kalmaya çalışan, yolunu kaybetmiş bir “ana karakter” görmek küçük beni sağlam çarpmıştı. Hala yeri inanılmaz ayrı bende.
- Melnibonelu Elric’ten Elric tabi ki, aurası, depresifliği, her şeyle sürekli savaş halinde olması, güç ve yıkımla iç içe yaşamak zorunda olması, kendiyle çelişmesi, kılıcına olan bağımlılığı.
Lord Loren Soth – Ejderha Mızrağı & Ravenloft
Editörümüz Ejderha Mızrağı & Ravenloft serilerinde karşımıza çıkan Lord Loren Soth hakkında düşüncelerini şöyle paylaştı:
- Benim için bu karakter Lord Loren Soth olabilir. Nedeni ise yaşadığı zorluklar, hayatın tokadını yemesi ve sonrasında daha güçlü bir şekilde ayağa kalkması olabilir. Veya hayatını iyiliğe adamış bir şövalyenin ölüm şövalyesine dönüşmesindeki dualite de etkilemiş olabilir beni. 2002 yılında falan yazmıştım sanırım bu yazıyı.