The Last of Us Oynayanlar Bu Romana Bayılır mı? – Yol İncelemesi
İthaki’nin iddialarını test ettiğimiz incelemelerde sıra “The Last of Us oynayanlar Cormac McCarthy‘nin Yol romanına bayılır” iddiasına geldi. İthaki’nin oyunlarla ilgili bir iddiasına ilk kez hak verdik.
Yol, Cormac McCarthy‘nin tüm romanları gibi İthaki Modern serisinden çıktı. Yani fantezi, korku ya da bilimkurgu türlerinde değil. Pulitzer Kurgu Ödülü kazanmış bir drama. Fakat anlattığı hikaye post-apokaliptik bir ortamda geçtiği için aslında bizim sevdiğimiz temalarda geziyor.
İthaki Last of Us’ı oynayanların Yol’a bayılacaklarını iddia etti. Bu iddiasına hak veriyoruz. Her ikisinin de hikayesi okuruna ya da oyuncusuna duygusal bir darbe vuruyor. Her ikisinde de ana karakterimiz, ölmekte olan bir dünyada küçük bir çocuğu ve onun masumiyetini korumaya çalışıyor. Ve her ikisi de en büyük kötülüklere ve darbelere başka insanların sebep olduğunu gösteriyor. Bu yüzden iki hikaye de çok paralel aslında. Yol’u okumak da inanılmaz bir deneyim. Dolayısıyla her okurumuza tavsiye ederim.
Şimdi bu övgüleri, paralellikleri ve iddiayı daha ayrıntılı ele alacağız. Dolayısıyla hem oyun hem de roman hakkında çok az spoiler veriyor olacağım. Hiç sürpriz bozulmasın istiyorsanız okumayı burada bırakmanızı öneririm.
Yol’un Sonundaki Dünya ve Dünyanın Sonuna Giden Yolculuk
Cormac McCarthy, bir baba ve oğlunun hikayesini anlatıyor romanında. Her ikisinin de adını bilmiyoruz. Önemli de değil. Eskiden bir de anne varmış hikayede. Fakat artık yok. Eskiden ormanlar da varmış hikayede, artık onlar da yok. Sadece durmaksızın yağan bir kül yağmuru ve soğuk. Artık dünya eskiden hiç olmadığı kadar soğuk.
Baba elinden geldiğince direnmiş. O yola çıkmayı hiç istememiş. Fakat yemek bitti, onların ömürleri bitmedi işte. Orman yok, her yer soğuk. Tabii ki yemek de olmayacak buralarda. Güneye gitmek gerek. Fakat onca yolu gitmek kolay değil. Yollar hiç tekin değil. Hem de durmadan kül yağıyor.
Roman baba ile oğlunun sıcak bölgelere göç etmeye çalışmasını ve bu yolculuk boyunca hayatta kalma mücadelesi vermelerini anlatıyor. Baba, oğluna karşılaştıkları herkese şüpheyle yaklaşması gerektiğini öğretmeli. Zira bir bakarsın, yarın bunu öğretmek için burada olmayabilir. Burada olacakmış gibi hissetmiyor. Öte yandan bazen onu hayata bağlayan en büyük gücün oğlunun masumluğu olduğunu düşünüyor. Dünyanın ne kadar karanlık olduğunu ona göstererek bu masumiyeti öldürmek istemiyor. Ama onun tek başına hayatta kalabilecek bir adam olması daha önemli. O yüzden oğlunun masumiyetini göz göre göre katlediyor.
Kitap boyunca babanın sürekli düşüncelere dalan zihnini, aklından geçen endişeleri ve korkularını okuyoruz. Hem yazarın anlatımı hem de çeviri muhteşem olmuş. Betimlemeler ve düşünce akışları olağanüstü. Öyle ki biz de okur olarak nerede olduğumuzu unutuyor, üşümeye ve sessizliği duymaya başlıyoruz. Yol’u okumak inanılmaz bir deneyim.
Bu arada Yol, muhteşem bir oyuncu kadrosuyla filme de uyarlandı. Onu da tavsiye ederim ama bence önce kitabını okumalısınız. Sessizliği ve soğuğu kitaptaki betimlemeden duyabilmek gerçekten yaşamanız gereken bir his.
The Last of Us ile Yol Arasındaki Benzerlikler
Joel ve Ellie’nin ilişkisi oyunun sonlarına doğru Yol’daki baba-oğul ilişkisini andırmaya başlıyor tabii ki. Ayrıca Joel ve Ellie’nin karşılaştığı kötü niyetli diyebileceğimiz insanlar da Yol’daki bazı karakterleri andırıyor. Aslında kötü niyetli değiller, sadece hayatta kalmaya çalışıyorlar. Sadece bunun için seçtikleri yöntem ana karakterlerimize göre yanlış. Ama nasıl Joel “ben bu numaranın iki tarafında da bulundum daha önce” diyor, Ellie “yaralı olmadığını nasıl anladın?” diye sorunca. İşte Yol’un ana karakteri de numaranın iki tarafında olmayı da öğretmek zorunda oğluna.
The Last of Us’ta dört farklı mevsimden kesitler görüyoruz. Bunlardan kış ve ilkbahar en kalp kırıcı olanları bence. İşte Yol’un hiç dinmeyen soğuğu da Last of Us’ın kış bölümlerine benziyor. Hem duygusal olarak, hem de hikaye bazında. Yani her ikisinde de iyi hüzünleniyoruz.
Ayrıca Yol’un en önemli sahnelerinden biri kıyıdaki terk edilmiş tekne sahnesi. The Last of Us’ta da o tekneyi bulduğuma inanıyorum.
The Last of Us ve Yol Arasındaki Farklılıklar
Joel ile Ellie’nin ilişkisi Yol’daki ilişkiden duygusal olarak biraz daha kolay geliyor bana. Zira Joel’ın tavırlarında Ellie’nin daha iyi bir insan olmasına uğraşmak gibi bir dert olmuyor. Mesela hiçbir zaman küfürlü konuşmaması ya da gereksiz yere çalmaması gerektiğine dair bir uyarı yapmıyor. O tarz uyarıları Sam‘e yapılırken görüyoruz. Diğer tarafta, Yol’da babanın korkunç bir dünyada olmalarına rağmen oğlunu temiz ve masum tutma çabası yüreğimizi parçalıyor.
Yol’da bahsi geçen yolculuk çok daha hüzünlü geliyor bana. Zira artık geriye dönecek bir evleri yok. Evlerinin çevresinde yemek bulma şansları yok. Baba ve oğul yoldalar çünkü yolda olmaları gerekiyor. Nereye varacaklarını ve orada ne bulacaklarını bilmiyorlar. Yolculukları sade ve sadece hayatta kalma amacıyla yapılıyor. Öte yandan The Last of Us’ta daima dönebilecekleri evlerinin ve dostların varlığından haberdar oluyoruz. Çıkılan yolculuğun bir hedefi, amacı var. Ödül için aşılması gereken bir zorluk gibi daha çok. Dolayısıyla Yol’dakinden daha aydınlık bir hikaye The Last of Us’ınki.
The Last of Us’ın aksiyon sahneleri hikayenin önemli bir parçası. Joel’un bu konuda yetenekli olması da dünyanın silah kullanamayan biri için hayatta kalması zor bir yer haline gelmiş olması da The Last of Us’ın yolculuğunun önemini arttırıyor. Dolayısıyla aksiyonundan ayrı düşünemeyiz hikayesini. Yol’un aksiyonu ise çok çok daha az ve silahlı çarpışma namına pek bir şey görmüyoruz. Zaten baba da Joel’un aksine bir ölüm makinesi değil. Ayrıca etrafta öldürülmesi gereken zombimsi yaratıklar da yok. Bu yüzden The Last of Us’ı hikayesinden ziyade aksiyonu için oynuyorsanız Yol size göre bir kitap olmayabilir.
Bu inceleme yazısını Yol’dan ziyade The Last of Us hakkında bir şeyler duymak için açtıysanız sizi hayal kırıklığına uğratmış olabiliriz. O yazı bu değildi. The Last of Us incelememize buradan göz atabilirsiniz.
İthaki İddiaları Serisi
İthaki Yayınları son birkaç yıldır kitaplarının duyuru ve reklamlarında çeşitli iddialarda bulunuyor. Biz de bu iddiaları okurlarımız için test edip tasdikliyoruz. Fakat şimdiye dek İthaki’nin oyunlar konusunda yaptığı hiçbir iddiaya tam anlamıyla hak verememiştik.
Disco Elysium sevenlerin Kıyamet Polisi serisine de bayılacaklarını söylemişlerdi. O iddiaya pek hak verememiştik. Life is Strange oynayanlar Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü‘nü beğenir mi, emin olamadık. Assassin’s Creed II ve Bıçağın Kendisi arasında ise hiçbir bağlantı bulamamıştık. Neyse ki The Last of Us – Yol çiftiyle İthaki bu kez haklı bir iddiada bulunmuş oldu. Darısı inceleyeceğimiz diğer iddialarının başına.
The Boys ile ilgili iddialarında çok daha tutarlılardı. Butcher‘ın Tanrı’nın Bir Kulu romanını beğenip beğenmeyeceğini tartışmıştık. O da Cormac McCarthy’nin kaleme aldığı bir diğer roman. O yazıya buradan göz atabilirsiniz.
Frenchie‘nin de İz Sürücü romanına vereceği tepkileri öngörmeye çalışmıştık. O yazıya buradan göz atabilirsiniz. Starlight‘ın Meleğin Düşüşü romanına bayılacağını da söylemiştik. O yazı da burada.
İthaki iddiaları serimizde sırada şu testler var: