İncelemeler

Kovaladıkça Kaçan Ateş Böceği – The Last of Us Soru-Cevap İncelemesi

The Last of Us Part I, bilgisayarla kavuştu. Peki oyun gerçekten oynanamaz halde mi? Gelmiş geçmiş en iyi bilgisayar oyunu hikayesi mi? Tekrar oynanabilirliği yüksek mi? Aklınızdaki soruları yanıtlıyoruz.

The Last of Us çıktığı günden beri önce PlayStation camiasında ardında da tüm oyun dünyasında sesini duyurmayı başardı. Başrolünde Pedro Pascal ve Bella Ramsey ile HBO Max dizisi de bu yılın başında yayınlandı. Oyunun bilgisayara çıkmasını bekleyen zaten çok sayıda oyuncu vardı. Fakat dizinin de etkisiyle The Last of Us’ın hem bilgisayar ön satışları hem de PlayStation satışları bir anda tavan yaptı.

Ben sorularınıza hem diziyi izlememiş, hem de oyunun orijinal (remastered olmayan) versiyonunu oynamamış biri olarak yanıt vereceğim. Sony bize oyunu incelememiz için hediye etti. Ben de Returnal‘ı açamayan dizüstü bilgisayarımla bu yolculuğa çıktım. Oyunu bilgisayarım hiç çökmeden ve hatta takılmadan oynayıp bitirmeyi başardım.

İlgili Makaleler

Şimdi sizin de endişelerinize yanıt vermeye çalışalım.

Oyun Çok Hatalıymış, Sürekli Çöküyormuş. Doğru mu?

Hayır, çökmüyor. O kadar hatalı da değil.

The Last of Us Part I çıktığı gibi Steam’de negatif yorum yağmuruna tutuldu. Tüm yorumlar da oyunun yüksek özellikli donanımlara sahip bilgisayarlarda dahi çalışmadığını, sürekli çöktüğünü iddia ediyordu. Oyunun geliştirici firması Naughty Dog kısa süre sonra açıklama yaparak oyunun istedikleri kalitede olmadığını itiraf etti. O kaliteye ulaşana dek yama yapacaklarına söz verdiler. Fakat oyunun oynanamayacak kadar kötü olduğu doğru değil.

Ben oyunu minimum gereksinimlerin biraz üstünde olan bir dizüstü bilgisayar ile oynadım. Grafikleri en düşük ayara çektim ama görselleri yine de harikaydı. Çökme sorununu engellemek için ise tek yapmam gereken oyunu başlatmadan önce ekranın sağ altında yazan “Building Shaders” ibaresinin tamamlanmasını beklemek oldu. Bunu yüklemesi benim bilgisayarımda 2.5 saate yakın vakit aldı. Sonra yamalarla bu süreyi kısaltmışlar. Steam yorumları da o yüzden biraz daha olumlu gelmeye başladı.

Shader’ı bir kez yüklemek yeterli oluyor. Oyunu her açtığınızda karşınıza çıkmıyor. O noktadan sonra da hiç çökme sorunu yaşamadan oynayabiliyorsunuz. Fakat oyunun performansı ile ilgili iki sıkıntıdan bahsedebilirim. İlki, oyun açıkken Discord gibi başka bir programın daha açık olmasının performansı düşürdüğü. En azından 16GB RAM ile oynarsanız böyle bir sorun oluyor. İkincisi de yükleme ekranı problemi. Bu problemi bir sonraki soruda detaylandırayım.

Özetle, oyunu ilk açtığınızda bir kez shaders’ın yüklenmesini beklerseniz ve bilgisayarda başka bir program açmazsanız oyunu rahatlıkla oynayabilirsiniz.

Yükleme Ekranı ile İlgili Sorun Nedir?

Sahneler arası geçişler akıcı olmuyor. Bazen oyunumuz neredeyse bir dakika süren yükleme ekranlarıyla bölünüyor. Bu da hikayenin duygusal açıdan ya da aksiyon bazında önemli yerlerine denk geldiği için oyuncunun deneyimini mahvediyor.

The Last of Us, hikaye anlatımına önem veren duygusal bir oyun. Aksiyonu ve hayatta kalma özellikleri de çok güzel. Fakat yükleme ekranı ile ilgili sorunlar en çok duygusal sahnelerde sıkıntı yaratıyor.

Oyunda oyuncunun oynadığı sahnelerle ara sahneler ya da ara sahnelerle ara sahneler arasında yükleme ekranları oluyor. Bunlar diğer oyunlarda gördüğümüz gibi yükleme ekranı olsun diye tasarlanmış görsel ve sayfalarla karşımıza çıkmıyor. Bir an için görmekte olduğumuz sahne donuyor ve ekranın üzerinde “Lütfen bekleyin” ibaresi çıkıyor. Ne kadar beklemesi gerektiğini göremeyen oyuncu da haliyle hikayeden kopuyor. Bu esnada hem müzik duruyor, hem de görsellerin rengi ve kalitesi değişiyor. Bu yüzden de oyuncunun birkaç saniye önce içinde olduğu duygusal an yerle bir oluyor.

Hikaye anlatımına önem veren bir oyun için bu feci bir sorun. Ben birden çok kere kendimi duygusal bir anın sonrasında gözlerim dolu dolu olmuşken yükleme ekranına bakar buldum. Yükleme ekranını görünce de telefonumu kontrol ettiğim ve sahnenin duygusundan çıktığım çok oldu. Dolayısıyla yüklenen ara sahneye döndüğüm zaman ondan gözlerim dolu doluyken alacağım zevki almam mümkün olmadı. Bu sorunun kesinlikle çözülmesi gerekiyor.

Oyunun Hikayesi Ne Hakkında?

Kaçakçılıkla uğraşan bir adamın yaptığı son iş anlaşması küçük bir kızı karantina altındaki bir şehirden çıkarmak ve dışarıdaki bir asker grubuna teslim etmek.

Ancak şehrin içinde dahi bir mantar enfeksiyonundan etkilenmiş zombimsi yaratıklar var ve tehlike onlarla sınırlı değil. Mantardan etkilenmeyen insanlar çoğu zaman etkilenmiş olanlardan daha tehlikeli.

Ana karakterimiz Joel sık sık ödülünün bu denli zahmete değmeyeceğini düşünüyor. Zira tek başına hayatta kalmak bile bu kadar zorken bir başkasını daha hayatta tutmaya çalışmak ölüme davetiye çıkarmak aslında. Bu yüzden eline geçen ilk fırsatta Ellie‘den kurtulmaya ve kendisine vadedilen ödülü almaya kararlı.

Oyun Ne Kadar Sürüyor ve O Fiyata Değer mi?

Oyun yaklaşık 20-25 saat sürüyor. Ancak en azından bir kez daha oynamayı isteyeceğinizi düşünüyorum. Building shaders problemi ve yükleme ekranı sıkıntısı varken bence o fiyata değmez. İndirim dönemini beklemek daha mantıklı olacaktır. Hem yama da gelmiş olur o vakte kadar.

The Last of Us şu anki haliyle oynamaya başlamadan önce shaders yüklenmesini beklemeyi zorunlu tutuyor. Bu da Steam’in iade kurallarında belirtilen oynama süresini aşmanız anlamına geliyor. Yani oyunu deneyip iade edebileceğiniz saatleri oyun yüklensin diye bekleyerek harcıyorsunuz.

Yükleme ekranının da deneyimi mahvettiğini açıkladım. Haliyle bu iki sorun çözülmeden oyunu gönül rahatlığıyla önermem. Fakat bu sorunlar çözülürse The Last of Us bence o fiyata değer. Ben bu satırları yazarken fiyatı 600 TL ve asgari ücretin %7’sine denk geliyor. Her ay oyuna harcayabileceğiniz 600 TL’niz oluyorsa o şanslı oyun bu ay The Last of Us olabilir. Ama eğer bu sizin yılda bir veya iki kez harcamayı göze alabildiğiniz bir miktarsa kesinlikle indirimi beklemenizi öneririm.

Ana hikaye 20 saate yakın sürüyor. Oyun bitince hem 2-3 saat süren Left Behind hikaye paketi açılıyor. Hem de yeni oyun modları ve New Game+ özelliği var. Bu açılan modlar da ilgi çekici olmuş. Oyunu en az bir kez daha baştan sona oynama isteği yaratıyor. Yani siz bu oyunla 40-50 saat geçirecekmişsiniz gibi düşünebilirsiniz.

Gelmiş Geçmiş En İyi Hikayeye Sahip Bilgisayar Oyunu mu?

Hahaha! Hayır.

The Last of Us’ın dizisinin baş yapımcısının iddiasıydı bu. Craig Mazin‘i sadece Chernobyl‘deki performansı için bile çok severiz. Fakat keşke oyunlar hakkında atıp tutmadan önce biraz oyun oynasaymış. Mazin, Last of Us’ın en iyi hikayeye ve hikaye anlatımına sahip oyun olduğunu iddia etti. Haksızlık ettiği oyunları saymakla bitmez ama ben kendisine sadece boş bir zamanında Mass Effect, What Remains of Edith Finch ve Disco Elysium oynamasını öneriyorum. Sonra dilerse bir 10-15 oyun daha öneririz kendisine.

The Last of Us klasik bir hikaye anlatıyor. Duygusal anlamda çok güzel tasarlandığını söylemeliyim. Oyunun son cümlesinin basitliğine rağmen duygusal vuruculuğu bir harika. Ayrıca oyundaki mermi kıtlığı ve karşılaşmaların zorluğu gibi özelliklerin hikayeyi renklendirmesi de çok güzel. Bazen gerçekten koşarak kaçarken yerde bozuk para arar gibi mermi arıyoruz ki belki şansa bir tane bulursak peşimizden gelen clicker’ı öldürebiliriz diye. Bunların oyuncuya yaşattığı deneyim güzel olsa da hikayede ne olacağını aslında oyunun ilk 2 saatinde öngörebiliyoruz. Yani kurgunun kendisi basit. Pek bir sürpriz elementi, gizem ya da ilginç bir anlatım yok. Sadece duygusal bir hikayenin kaliteli işlenmesine tanık oluyoruz.

Dövüşler Oyuncuyu Zorluyor mu?

Zorlasın mı? Zorlasın istiyorsanız evet. Zorlamasın istiyorsanız hayır.

Ben nişancı oyunlarında pek başarılı değilimdir, hikaye ağırlıklı oyunları ve sıra tabanlı dövüşleri tercih ederim. Fakat aksiyon oyunlarını da genelde orta / normal zorlukta rahatça bitirebilirim. The Last of Us’ta öyle olmadı. Hiç de rahatça bitirebileceğim bir oyun değildi. Gözlerim sürekli mermi, makas ve bant arıyordu. Aynı koridorda tekrar tekrar ölmekten helak oldum. Haliyle oyunu bir an önce bitireyim de incelemeyi hızlıca hazırlayayım diye o koridor için bölümün zorluğunu düşürdüm. Hayat bir anda güzelleşti öyle olunca. Aradığım makas tam karşımda parlamaya başladı.

Eğer oyun sizi zorlasın istiyorsanız, sizi gerçekten zorlayabildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Yok, hikayeyi merak ediyorsanız da oyunu kolayca bitirebileceğinizi garanti ederim. Üstelik oyunu bir kez bitirdiğinizde açılan modlar arasında hile özellikleri de var. Mesela silahla bir kez vurmak her düşman için ölümcül olsun hilesi var. Bir diğer hile de silahlarımın mermileri sınırsız olsun hilesi. Hileleri açınca sonsuza kadar açık kalmıyor, endişelenmeyin. Dilediğiniz gibi kapatıp açabiliyorsunuz. Yani hileleri kullanmayı siz seçiyorsunuz. Dolayısıyla oyunun kolaylığı da zorluğu da tamamen sizin tercihlerinize bağlı.

Fakat benim tavsiyem dövüşlerin zorlayıcılığını azaltmamanız yönünde olur. Çünkü dünya ve karakterlerin ruh halleri dövüşlerin zorlayıcılığı ile çok daha uyumlu. Yok edip tertemiz ettiğiniz bir odadan çıktıktan sonra karakter ara sahnede telaşlı ve nefes nefese olursa çok uyumsuz kaçıyor.

Oyun Mekaniklerinin Beğenmediğiniz Yanları Var mı?

Evet ama çok da sorun değiller aslında.

Bence oyunun en sinir bozucu yanı oyuncuya zırt pırt ipucu vermeye çalışması. Bazen sizin içinizden etrafı incelemek ve keşfetmek geliyor. Fakat oyun nereye gideceğinizi bulamadığınızı varsayıp size yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak bu durum kesinlikle ama kesinlikle Hogwarts Legacy‘deki kadar korkunç boyutta değil. Üstelik bu ipuçlarını kapatma özelliği de eklemişler ayarlar listesine.

Eğer siz de her yeri keşfedip oyunun sunduğu her şeyi yapmayı seven oyunculardansanız canınız sık sık sıkılacak. Zira nereyi keşfetmeye doğru giderseniz hikayenin ilerleyeceği çoğu zaman net olmuyor. “Herhalde hikaye oradan devam eder, dur önce burayı keşfedeyim” diyerek ilerlediğiniz yerde hikaye akabiliyor. Geride de keşfedilmemiş birçok oda ve bölge kalıyor. Üstelik geriye de gidemiyorsunuz çoğu zaman. Çünkü sorumluluk sahibi karakterler tehlikeyi azaltmak için geçtiğimiz kapıları arkamızdan tekrar açılamayacak şekilde kapatıyorlar. Neyse ki oyun bittiğinde bölümleri tekrar oynayabilme özelliği koymuşlar. O bölümlerde nelerin keşfedilmeden kaldığını da açık açık yazmışlar. O yüzden bu da çok büyük bir sorun yaratmıyor.

Oyun Mekaniklerinin Övgüye Değer Yanları Var mı?

Çok!

Silahları geliştirme animasyonlarını harika yapmışlar. Joel etraftan bulduğu alet edevatla silahlarını uzun uzun sökerken, temizlerken ve tamir ederken animasyonu geçmek hiç içinizden gelmiyor. Gerçekten güzel tasarlanmış bu ekranlar. Benzer sahneleri başka oyunlarda da görmek mümkün olsa da The Last of Us’ın animasyonlarındaki detay miktarını güzel buldum.

Ayrıca her silah gerçekten de birbirinden farklı ve özel hissettiriyor. Yani daima kullandığınız tek bir favori silahınız olmuyor. Hepsini ayrı ayrı seviyor ve yeri geldikçe (ya da mermisi oldukça) kullanıyorsunuz. Ama teçhizatlarda molotov ve bombayı kıyaslayacaksak favorim açık ara bomba. Harika bir alet!

İsteğe bağlı konuşma seçenekleri de muhteşem olmuş. Bazen beraber dolaştığınız karakterler etrafa ya da olan olaylara dair bir yorum yapıyor. Ancak yalnızca durup onların yanına giderseniz bu konuda konuşma seçeneği açılıyor. Yani siz ilgilenmezseniz o konuda konuşmaya devam etmiyorlar. Bu da oyuna güzel bir rol yapma elementi katmış.

Etrafta not ve mektup gibi şeyler bulmak uzun süredir oyunlarda bir klişe. Fakat The Last of Us’taki notlar ve mektuplar bazen bir araya gelerek bir hikaye anlatıyor. Hiç tanışmadığınız ve tanışmayacağınız karakterlerin hikayesini öğrenebiliyorsunuz. Bu da elinize geçirdiğiniz her yazılı materyali incelemeye değer yapıyor.

Özetle Oyun Güzel mi, Önerir misiniz?

Evet oyun gayet güzel ve istisnasız herkese öneririm.

Hikaye ağırlıklı oyunlardan hoşlanıyorsanız oyunun hikaye anlatımı ve yukarıda bahsettiğim mekanikleri tatlı olmuş.

Aksiyon ağırlıklı oyunları seviyorsanız dövüşler gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Zevk alacağınızdan eminim.

RPG’lerden ve seçim yapmaktan hoşlanıyorsanız ana hikaye seçim yapmaya izin vermese de kendinize rol yapma fırsatı yaratabiliyorsunuz bazı sahnelerde.

Ayrıca oyunun Türkçe dil desteği hem menülerde, hem altyazı olarak, hem de seslendirme şeklinde var. Yani oyunu her şeyiyle Türkçe oynamak mümkün. Fakat Joel’u Troy Baker‘ın sesiyle duyamazsanız üzülürüm.

PlayStation oyunu olmasına rağmen klavye-mouse kullanımı da çok rahat olmuş.

Left Behind ek hikayesini ve The Last of Us Part II’yi oynamak için de bir açlık yaratıyor. Kaldı ki Left Behind zaten oyun ile birlikte geliyor.

Bu arada sadece Ellie’nin Deadwood tişörtü giyebiliyor olması üzerinden bile oyunu herkese önermeye hazırım ben. Muhteşem dizidir o da, bu vesileyle yine tavsiye edeyim.


The Last of Us incelememiz bununla sınırlı kalmayacak. Yakında farklı karşılaştırmalı incelemelerle yine karşınızda olacağız.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.