The Companions – Bölüm 4
Drizzt ve dostlarıyla buluşmasına sadece 3 senesi kaldı. Hatırlarsanız Catti-Brie ve Bruenor 1484DR yılında Drizzt ile buluşacakları yere, Kelvin Yığını’nın tepesine gitmişlerdi. Regis bu süre zarfında Faerun’un uzak doğusunda bulunan Delthuntle şehrinden batıya, Luskan şehrine doğru yol alıyor. Yol boyunca yine irili ufaklı maceralar yaşıyor. Ancak kitabın kaderini etkileyecek kadar önemli olmadığı için özet geçeceğim.
Regis, kendisini arayanlara hedef şaşırtmak için kılık değiştirmektedir. Grandfather’ın büyülü şapkası sayesinde fiziksel görünüşünü istediği gibi değiştirebilmektedir. Yani şapkada “Alter Apperance” büyüsü bulunmaktadır. Şapkasıyla kendini “Nanfoodle” adında bir gnoma dönüştürür. Hepiniz eski dostumuz simyacı Nanfoodle’ı hatırlarsınız. Lanet orklarla olan savaşta çok faydası dokunmuştu. Ardından Cordio Muffinhead isimli bir cüce. Şehirden uzaklaşana kadar da bu kimlikleri kullanır. Yeterince uzaklaştıktan sonra Spider Toppolino ismini geri alır ve kılık değiştirmeye de son verir. Herkese açık açık Grandfather Toppolino’nun yeğeni olduğunu da söyler.
En sonunda ufak bir ticaret-Pazar kasabası olan The Winding Water’a ulaşırlar. Regis burada geçmiş yaşantısında da sıkça yapmakta olduğu el yapımı balık oymalarını satar. Ancak Regis’in birlikte yolculuk ettiği karavan sahibi ve adamları Regis’i öldürüp soymaya kalkınca Regis hepsini bir güzel öldürür ve kasabanın övgüsünü kazanır. O sırada kasabada bulunan The Grinning Ponies (Sırıtan Taylar) adlı buçukluk maceracı grubu da Regis’i aralarına davet ederler. Suçlular asılır ve Regis ile ekibi yeni maceralar için yola koyulur.
2 yıl boyunca (sene 1483DR oldu) birlikte gezdikten sonra Regis sonunda Luskan şehrine, nam-ı diğer Yelkenler Şehri’ne varır. Ekibiyle ayrılmak onu oldukça üzse de dostlarına karşı olan görevini de göz ardı edemez.
Şehre varır varmaz kış gelmeden kuzeye, Buzyeli Vadisi’ne gidecek bir kervan bulmak üzere şehri dolaşır. O dönemki kervanların One-Eyed Jax (Tek Gözlü Jax) tarafından işletilmekte olduğunu ve Jax’ın hanına gidip adını yazdırmasını söylerler. Regis hana gider, bir masaya oturur ve kısa süre sonra handa bir tezahürat kopar. Hanın sahibi Tek Gözlü Jax gelmiştir. Ancak Regis gelen kişiye baktığında şok olur. Çünkü gelen kişi tamamen kel, sivri kulaklı, koyu –neredeyse siyah- tenli ve tek gözünde göz bandı olan bir drowdur. Gelen kişi Jarlaxle’tan başkası değildir!
Gelip doğrudan Regis’in yanına oturur “Sanırım kuzey geçidi kapanmadan bir kervana yazılmak istiyormuşsun” der. Regis ise gülümseyerek Jarlaxle’a bakar ve “Evet” der. Jarlaxle fazla belli etmese de –ki gerçekten aşırı şaşırtıcı bir şey olmadığında usta ajanımız her türlü duygusunu saklayabilir- şaşırtışını gizleyemez çünkü Regis’in yüzü aşırı tanıdık gelir. Ancak onun Regis olduğuna tabi ki inanmaz, öldüğünü kendi gözleriyle görmüştü. Adını sanını sorar, nereden geldiğini öğrenir ve Regis’i en son kervana yazdırıp iyi günler diler ve masadan kalkar.
Regis handan çıktıktan sonra Jarlaxle baş ajanı Beniago Baenre’yi yanına çağırır. Beniago’da şehri yöneten büyük evlerden Kurth evinin Baş Kaptanı kılığına girmiş ve neredeyse 100 yıldır bu kılıkta dolaşmaktadır. Bregan D’aerthe örgütü bu şekilde yüksek evlere de sızmıştır. Beniago’ya “bu buçukluğun güvenle hedefine ulaşmasını sağla ama tam takipte ol. Yaptığı her şeyi bilmek istiyorum” der. Beniago ise “ onu tanıyor musun? “ diye sorar. “Hayır ama onda son derece tanıdık gelen bir şey var. Ayrıca taktığı şapkada büyülü, görünüşünü değiştiriyor. Ve taşıdığı her bir eşya ayrı ayrı en az birkaç bin altın eder” diyor.
Sonuç olarak Regis yola çıkıyor. Ve her zaman balık tuttuğu gölün orada Catti-Brie’yi görüyor ve birbirlerine ağlayarak sarılıyorlar. Catti-Brie, Regis’in ilk önce hep balık tuttuğu bu göle geleceğini tahmin ettiği için burada bekliyor. Kısa süre sonra bir grup haydut tarafından saldırıya uğruyorlar. Catti Brie’nin büyüleri ve Regis’in savaşçı yetenekleri sayesinde düşmanlarını alt ediyorlar ancak gözden kaçırdıkları bir haydut tam bir oku bizimkilere saplayacakken bir anda yere düşüyor. Jarlaxle’ın adamları gizlice ormandan ateş edip haydudu öldürüyorlar. Tabi ki Regis ve Catti-Brie bu durumu fark etmiyorlar bile.
Gölün kenarına güzel bir kulübe yapıp Bruenor’u beklemeye başlıyorlar. Bruenor erken gelemiyor maalesef. Buluşmalarına çok az bir süre kala geliyor. Ve birbirlerine 21 yılda neler yaptıklarını anlatıyorlar. En sonunda buluşma zamanı geldiğinde Kelvin Yığını’na tırmanıyorlar ki şu anki ismi Bruenor Yokuşu olarak geçmekte.
The Last Threshold incelemem’de Drizzt’in kıskanç Dahlia tarafından ölümcül derecede yaralanıp o tepede ölüme terk edildiğini söylemiştim. Dostlarımız Drizzt’i ölmek üzereyken tepede buluyorlar. Guenhwyar’da başında Drizzt’in yüzünü yalamaktadır. Bizimkileri görünce başta hırlayan Guenhwyar, aslında kim olduklarını görünce hemen acıyla ulumaya başlar. Catti Brie, Regis ve Bruenor ağlayarak Drizzt’e koşarlar.
Regis ise mantığı en hızlı çalışan kişi olarak Catti’ye bağırır “Ne duruyorsun, rahip büyülerini kullanarak onu iyileştir!” der. Catti ise başını sallayarak “Yaraları çok derin, artık kurtarılamaz” deyip ağlamaya başlar. Regis ise onu sarsarak “En azından denesene be!” diye bağırır. Catti ise büyüsünü yapar. Ve kolları mavi mavi parlar. Kollarını Drizzt’in yaraları üzerine koyar. Tam umutsuzluğa kapılacakken kolları normalden çok daha güçlü parlar. Tanrıçası Mielikki, Catti’ye normalde gücünün yetmeyeceği (rahip seviyesi düşük çünkü) güçlü bir iyileştirme büyüsü bahşetmiştir.
Catti bu büyüyle Drizzt’in yaralarını tamamen kapatır. Drizzt gözlerini açar ve öldüğünü ve dostlarının yanına cennete geldiğini sanır. Ancak öyle olmadığını anlayınca şok olur. Bizimkiler de kahkahalarla Drizzt’e sarılır ve sevinçten ağlamaya başlarlar. Catti “zamanı gelince her şeyi anlatacağız” der ve Drizzt’i dinlenmesi için kasabalardan birine götürmek isterler. Ancak tam Drizzt’i yerden kaldıracaklarken Guenhwyar’ın tüyleri dikleşir ve tehlike yaklaştığını haber verircesine hırlar. İleride kar fırtınasının içinden koskocaman bir gölge üzerlerine yaklaşmaktadır.
Regis sonunda Ebonsoul’un kendilerini bulduğunu sanır ve korkuyla bağırır. Herkes silahlarını ve büyülerini hazırlarken kara figür sonunda görüş alanına girer ve Guenhwyar hırlamayı keserek koca figürün üstüne atlar ve yalamaya başlar. Bruenor silahını düşürür ve “Oğlum benim!” diye ağlamaya başlar. Evet yanlış duymadınız, gelen kişi Wulfgar’ın ta kendisidir!
Wulfgar dostlarını yalnız bırakmayı göze alamayıp havuza girmemiş, tanrısının cennetine gitmemiş ve o da yeniden doğmayı seçmiştir. 21 yıl boyunca Buzyeli Vadisi’nde doğmuş olduğu kabilede pek bir sorun yaşamadan hayatını geçirmiştir.
Sarılma faslı bitince Drizzt ağlayarak “Salon’un Yoldaşları” diye fısıldar. Bruenor ise “Bırakın Leydi Lolth gelsin!” diye haykırır. Bilmiyorlar ki Lolth gerçekten geliyor…
Bu kitabımız da bu şekilde bitiyor! Bundan sonraki kitabımız Night of the Hunter! Ki The Companions ile birlikte okuduğum en güzel iki Drizzt romanları olduğunu söyleyebilirim. Night of the Hunter’dan sonra 3 ay içinde çıkması beklenen Rise of the King kitabı da çıkar çıkmaz incelemesini yazacağım!
Kitaplarla ilgili soru ve istekleriniz için bana doğrudan ulaşabilirsiniz, teşekkürler!
Twitter: @coskunsencer
Abi eline sağlık çok güzel bi’ yazı olmuş.Spoilerı bile göze aldım.Çünkü henüz Dünyanın Omurgası’nı okuyamadım ve bulamıyorum. Yardımcı olursan çok sevineceğim :)
Eğer İstanbul’daysan önümüzdeki günlerde Tüyap kitap fuarı yapılacak. Aradığın kitapları orada bulabilirsin.