The Companions – Bölüm 4
Ve geldik Companions kitabının son bölümüne, Regis’in hayatı! Önceki yazılarım da sizlere Catti-Brie ve Bruenor’un yeniden doğumu ile başlayıp 21 yaşına (1484 DR yılı) gelene kadar yaşadıklarını anlatmıştım. Şimdi Salonun Yoldaşları’nın son üyesi Regis’in hikayesi geliyor! (Wulfgar yeniden doğmayı kabul etmeyip tanrısı Tempus’un cennetine gittiği için onu Yoldaş’tan saymıyoruz!)
Regis, dostları gibi 1463 DR yılında, ya da kehanet takvimiyle Yenidendoğan Kahraman Yılı’nda, Faerun’un doğusundaki Aglarond diyarının Delthuntle kentinde doğmuştur. Regis’in hikayesi diğer iki dostunun aksine ana rahminde başlıyor!
Regis gözlerini ana rahminden dışarı çıkmadan hemen önce açıyor. Tabi ki rahim sıvısı içinde boğulduğunu hissediyor. Sonra fark ediyor ki olması gereken pozisyonda değil, ters bir pozisyonda doğmaya çalıştığını fark ediyor. O henüz bir şey yapamadan babası bir bıçakla annesinin karnını yarıyor. Karnı yararken Regis’in serçeparmaklarından birini kesip koparıyor ki hatırlarsanız Artemis Entreri’de Regis’in parmağını geçmiş yaşantısında kesip almıştı. Salvatore nerelerde nüans yapacağını iyi biliyor!
Regis doğar, annesi doğum sırasında ölür. Doğar doğmaz babası, Regis’i aldığı gibi bir kap suyun içine sokar. Ama yıkamak için değil, boğmak için! Regis’i dakikalar boyunca suyun altında tutar. Ancak Regis ne kadar zorlansa da ölmez. Babası Regis’i kaldırıp “suratın morarmadı, anana çekmişsin!” der ve sevinçli bir şekilde Regis’i beşiğine yatırmaya götürür.
Regis’in ise başka planları vardır. Babasının kucağındayken küçücük elleri ve gelişmemiş kol kaslarını kullanarak babasının yeleğindeki dikişi gevşemiş düğmelerden birini kopartır ve beşiğine saklar. Regis’in annesinin adı Jolee, babasının adı ise Eiverbreen Parrafin’dir ve son derece fakirlerdir. Delthuntle şehrinin en varoş yerinde, derme çatma bir kulübe-çadırın altına yaşarlar. Ayrıca babası Eiverbreen tam bir alkoliktir.
Regis bundan sonraki günler boyunca babasını çok az görür. Günde iki kez kendisini beslemek üzere bir sütanne gelir sadece. Kalan zamanının tamamında ise Regis, babasından aldığı düğmeyi bir elinden diğerine aktarmaya çalışır. Günler sonunda bunu başarır. Sonra düğmeyi havaya atıp hava da tutmaya başlar. Bu şekilde Regis kas-beyin koordinasyonunu geliştirmeye başlar. Zaten Regis’in tekrar doğmasındaki asıl amaçlarından biri de dostlarına artık bir korkak olmadığını, en az onlar kadar iyi dövüşebileceğini kanıtlamak. Bunun için süt emmediği veya altını doldurmadığı her an elindeki düğme ile çalışmaya devam eder.
Aradan 9 yıl geçer. Regis tam bir akrobat olmuştur! Kimsenin tırmanmaya göze alamayacağı, tutunacak yeri olmayan duvarlara bile bir kalp atımı sürede tırmanabiliyor, sessiz adımlarla kendisini arayan kalabalık bir grubu atlatabiliyor ve kendisine yapılan her türlü saldırıdan çevik bir şekilde kaçabiliyor. Evet, Regis önceki yaşamındaki gibi yine bir Rogue yani eski adıyla Hırsız sınıfına mensup bir karakter olmuştur. Ancak 9 yaşındaki fiziksel kondisyonu eski yaşamındaki yetişkin Regis’in fiziksel kondisyonundan kat be kat daha iyi bir durumdadır.
Ancak Regis’in yeteneği bu kadarla sınırlı kalmaz. Regis önceki hayatındaki gibi yine bir buçukluk olarak doğmuştur, ancak soyunda bir buçukluktan fazlası vardır. Annesi Genasi kanı taşımaktadır. Genasi’ler, ölümlü ırklarla elemental boyutlardaki yaratıkların birleşimden doğan yarı elemental – yarı ölümlü bir türdür. Jolee’nin soyunda bir su genasisi olduğu için, Regis’te annesi gibi tamamı olmasa da su genasilerinin özelliklerinin bir kısmını taşımaktadır.
Buna suyun altında çok uzun süreler nefes almadan kalabilmek, suyun altında iyi görebilmek ve hızlı yüzebilmekte dahil. Regis’in babası, karısını kullanarak su altındaki değerli pembe incileri toplatıp satmakta ve ailenin geçimini sağlamaktaydı. En azından karınları doyuyordu, çünkü Regis’in babası içip içip karısını döven tiplerden. Paranın çoğu da alkole gidiyor haliyle. Regis de annesi gibi babasının zoruyla su altında bu pembe incilerin bulunduğu istiridyeleri toplamakta ve balıkçılara satmaktadır. Babası yine parayı alkole harcıyor tabi ki.
Regis bir gün kendisini kovalayan çocuk çetesinden kaçmaktadır. Çıkmaz bir sokağa girer ancak hiç yavaşlamadan koşarak tırmanılması imkansız olan duvara tırmanıp çocukları atlatır. Çocuklar onun bu hareketinden dolayı kendisine “Örümcek” lakabını takar. Regis’in kovalanma sebebi ise çocuk çetesinin üyelerine, özellikle liderleri Bregnan Prus’a sürekli eşek şakası yapmasıdır!
Bregnan, Regis’in tırmanıp kaçtığını görünce kemerindeki flütünü çıkartır ve tek bir nota üfleyip tüm çeteyi toplayıp evine dönmek ister, Regis’i kovalamaktan yorulmuştur. Ancak o tek bir notayı çaldıktan sonra yüz ifadesi bir an değişir ve başta şaşkınlıkla sonra da öfkeyle gerilir. Flüt ağzına yapışmıştır! Regis hiç fark ettirmeden Bregnan’ın flütüne istiridye yapışkanı sürmüştür. Tüm çete başta şaşırır sonra kahkahalarla gülmeye başlar. Ancak hala şaşkın olanlar vardır. Çünkü bu özel yapışkan sadece Kayan Yıldızlar Denizi’nin (Sea of Fallen Stars) dibindeki özel bir istiridye türünden elde edilmektedir. Bu yapışkanı satın alamayacak kadar fakir olan Regis’in nereden temin ettiğine akıl sır erdiremezler.
Çete üyeleri hala gülerken Bregnan bir tanesine yumruğu patlatır. Çete üyeleri hemen gülmeyi keserler ve Regis’i aramaya başlarlar. Bu sırada ise olayı bir hanın verandasından bir grup insan ve bir buçukluk izlemektedir. Handakiler Regis’i şaşkınlıkla izlerler ve nereden geldiğini kim olduğunu bilmediklerini söyleyerek klasik han dedikodularını yaparlar. Ancak tek başına oturan buçukluk Regis’i ilgiyle izlemektedir. O duvarı tırmanmanın herkesin harcı olmadığını biliyordur çünkü.
Bu buçukluğun ise üstü başı inanılmaz düzgün. Parmağında pahalı yüzükler, üstünde altın işlemeli bir tünik ve pantolon, kulağında küpeleri, düzgün kesilmiş sakal ve bıyıkları, ve kemerinde ise kabzasında mücevher kakması olan bir rapier (eskrim kılıcı) asılıdır. Bu kişi Pericolo Topolino’dur. Şehrin Suikastçılar Loncası’nın lideri. Faerun’daki Suikastçılar ve Hırsızlar Loncaları’nın liderlerine Grandfather denmektedir. Bu yüzden kendisine yazı boyunca Grandfather diyeceğim.
Aradan birkaç gün geçer. Regis sırtını bir duvara yaslayıp nefes alışverişini kontrol etmeye çalışır. Çocukların hepsini bilerek kızdırmıştır. Çünkü bu kendi kendisine uyguladığı bir testtir. Başarısız olmaması gerekiyor. İyi bir savaşçı olduğunu kanıtlamak istiyor. En sonunda çocuklar bunu köşeye sıkıştırır. Kaçacak yeri veya tırmanacak bir duvar kalmamıştır, sadece denize atlayabilir. Sonuç olarak Bregnan gelir ve Regis’i döver, ya da dövmeye çalışır! İşte müsabakanın ayrıntıları:
Bregnan, Regis’i yakasından tutmaya çalışır, Regis ise sırıtarak hızlı bir şekilde Bregnan’ın elini kenara savurur. Ardından Bregnan sol kroşesini Regis’in kafasına doğru savurur, ancak Regis eğilip bir adım geri çekilir! Ardından hemen bir karşı saldırı yapıp Bregnan’ı devirebileceğini bilse de Regis saldırmaz. Bregnan yumruk üstüne yumruk savurur. Regis her seferinde geri adım atar, yuvarlanır, sağa sola kaçar ve hepsini savuşturur. Regis en sonunda Bregnan’ı uyarır “Şimdiye kadar hepsi bir oyundu. Arkanı dön ve buradan git” der. Çocuk şaşırıp “Ne?” der. Regis ise: “Beceriksiz bir ogreden farkın yok. Seni daha önce arkadaşlarının önünde rezil ettim, tekrar etmemi mi istiyorsun?” der.
Çocuk bunun üzerine öfkeyle haykırıp Regis’in üstüne atlar. Regis hiç durmadan yerde takla açarak çocuğa doğru yuvarlanır. Çocuk yerde top haline gelmiş Regis’e tekme vurmak ister, ancak Regis de bunu beklemektedir. Yuvarlanmasını tam çocuğun bacaklarının arasında yarıda kesen Regis amuda kalkar pozisyonda durur ve tüm gücüyle iki ayağıyla Bregnan’ın bacak arasına tekmeyi geçirir. Çocuk acıyla haykırır ve kaçmaya çalışır. Ancak Regis çocuğu bu kadar kolay bırakacak değildir. İki bacağıyla tekme attıktan sonra da tekme atmaya devam eder ve tıpkı bir piston pompası gibi çocuğun bacak arasını art arda tekmelemeye devam eder.
Çocuk geri kaçmaya çalışır ancak Regis yuvarlanarak çocuğu takip eder ve çocuğun tek bacağını bir eliyle yakalar, diğer eliyle de diğer bacağına bir yumruk atarak çocuğun dengesini bozar ve yere düşürür. Çocuğun üstüne çıkıp saçından tutmak isteyen Regis, kendini bir anda havada bulur. Çünkü çetedeki başka bir çocuk kendini Regis’in üstüne atmşıtır ve kendisinin yarı kilosunda olan Regis’i yere düşürmüştür. Regis’i bacaklarının arasına alan çocuk, Regis’i bir güzel yumruklar. Regis kollarıyla kendini korumaya çalışsa da çocuğun kuvveti karşısında fazla dayanamaz ve art arda darbe yemeye başlar.
Ardından çetedeki diğer çocuklar gelir, Bregnan’ı yerden kaldırır. Regis’i de iki kolundan tutup ayağa kaldırırlar ve Bregnan Regis’i dövmeye başlar. “Öldürün onu!” diye haykırmaya başlar. Regis ise artık bunun bir oyun olmadığını, ölüm kalım savaşı olduğunu fark eder. Bileklerinden tutularak ayakta tutulan Regis Bregnan’dan birkaç yumruk yer. Bregnan kafasına tekme atmak için geri çekilir ve tekmesini savurur. Regis son ana kadar bekler ve kafasını olabildiğince geri yatırarak tekmenin başının üstünden geçmesini sağlar. Sonra tüm gücüyle geriye takla açarak kolunu tutan iki çocuktan kurtulur ve denize doğru koşmaya başlar.
Tam suya girecekken Bregnan yakasından tutar. Ve şok içinde izleyen herkesin önünde Regis’i suya batırır boğmaya başlar. Regis başta delice çırpınır, sonra hareketsiz kalır, çocuk onu bir süre daha suyun altında tuttuktan sonra bırakır. Regis gitmelerini bekledikten sonra sudan çıkar. Ne de olsa onlarca metre suyun altında çok uzun süreler havasız kalabilmektedir. Ve gülümser. Kendi testini geçmiştir. İlk kez bir savaşı kendi yaratmış, kendi isteğiyle savaşın ortasına dalmış ve kazanmıştır. Artık eski Regis gibi dostları savaşırken uzaktan güvende izlemeyecekti. “Bu sefer değil” der Regis.
Bu sırada Grandfather, Regis’in suyun altında uzun süre kalabilme yeteneğini duymuş ve çocuğun babasını bulmuştur. Babasıyla bir anlaşma yapar. Babasına, bölgenin en iyi hanlarından birinde kalıcı olarak bir oda tutar ve sınırsız yiyip içecektir. Karşılığında Regis, Topolino için istiridye toplayacaktır. Eh adam hemen kabul eder. Başlarda işler güzel olsa da, Eiverbeen yemek yerine sadece alkol içmeye başlar. Durumu o kadar kötüdür ki yarı kilosuna düşer ve sürekli kusmasına rağmen içmeye devam eder. Regis öfkelenir ve Grandfather Topolino’nun malikanesine gizlice girip adamdan bir şeyler çalmak ister.
İçeri girmeyi başarır ancak bir süre sonra evin büyücüsü Wigglefingers, Regis’i yakalar. Grandfather ise çok etkilenmiştir ve çocuğu öldürmez. Evine girebilmek her hırsızın harcı değildir çünkü. Sonunda Regis ile anlaşma yapar. Babasına ayrı bir ev alacak, şehirdeki hiçbir hanın ona içki satmamasını sağlayacaktır. Karşılığında Regis, kalıcı olarak Grandfather’ın örgütüne katılacak ve hayatının sonuna kadar emrinde kalacaktır. Regis kabul eder. Önce Wigglefingers ile açık denize açılarak çok daha derinlere dalmaya başlar, pratik yapar. Ayrıca büyücüden “alchemy” yani iksir yapma zanaatini öğrenmeye başlar.
Büyücüyle yeterince eğitildikten sonra Grandfather’ın torunu Donnola isimli güzel buçuklukla savaşçılık ve aldatma sanatları üzerine eğitim görür. Donnola Regis’e çift elle silah kullanarak dövüşmeyi öğretir. Bir elinde rapier kılıcı, diğer elinde ise küçük bir hançer taşır. Geceleri ise zengin lord ve leydilerin evlerindeki partilere giderek sosyal becerilerini, düzgün yalan söyleyebilmeyi, blöf sanatını ve daha nicesini öğrenir. Donnola ile aralarında duygusal yakınlaşmada başlar, öyle ki ikisi de birbirlerine aşık olur. Bu durum yaklaşık 9 sene daha devam eder. Yani sene 1481 DR oldu. Regis artık 18 yaşında. Ve mükemmel bir savaşçı haline gelmiştir. Rogue(Hırsız) sınıfının yanında bir de Fighter (Savaşçı) sınıfını da alarak multi-class (çoklu sınıf) tercih etmiş ve şehirde epey nam salmıştır.
En sonunda Grandfather, Regis için yıllardır hazırlamakta olduğu planı hazırlar. Sırf hayrına babasına ev düzüp Regis’e yatacak yer verdiğini sanmıyordunuz herhalde? Grandfather, açık denizin ortasında yıllar önce batmış olan bir geminin kalıntılarını arıyormuş. Sonunda bulmuş. Ebonsoul denen çok güçlü bir büyücünün gemisi. Yalnız ufak bir detay var. Büyücümüz gemi batmadan önce ölüymüş. Yani bir liç! Şimdi ise Regis’i gemideki hazineleri bulması için göndermeyi planlıyor.
Donnola epey karşı çıksa da sonunda ağzının payını alıyor ve Regis gemi kalıntılarına gönderiliyor. Ancak gemi açık denizin ortasında, yani çok derinde. Regis bile o kadar uzun süre nefesini tutamaz. Bu yüzden yanına gerek kendi yaptığı, gerek Wigglefingers’ın yaptığı su altında nefes alma iksirleri taşıyor. Su altında birkaç köpek balığıyla savaştıktan sonra gemi enkazını buluyor. Gemi de çok ilginç görünümlü bir hançer buluyor. Bu hançerin üç bıçağı var. İki bıçak, ortadaki bıçağın etrafını bir yılan gibi sarıyor ki hakikaten bıçakların ucu yılan başı şeklinde. Bıçağı alır almaz klasik olayımız gerçekleşiyor.
Geminin ortasındaki bir tabut bir anda açılıyor ve içinden Ebonsoul çıkıyor. Yırtık pırtık eski bir cüppe giyen etleri dökülmüş iskeleti kalmış ve göz çukurları şeytani bir kırmızıyla parlayan bir liç! Regis bir şekilde yer yüzüne çıkar gördüklerini anlatır. Ertesi gün tekrar gelmek üzere eve dönerler. Ancak gecenin bir vakti Regis bir anda korkunç bir patlama duyar ve sarsıntı hisseder. Donnola yatak odasına koşarak girer. Elinde Grandfather’ın kabzasında mücevher kakması olan büyülü rapier kılıcı, büyülü bir kese, büyülü bir kurmalı yay ve mavi şapkası vardır. “Ebonsoul burada, Grandfather ve Wigglefingers öldü, çabuk kaç” deyip Regis’e zaman kazandırmak üzere döner. Regis ise bir şey diyemeden, itiraz edemeden kız gözden kaybolur. Regis ise kaçabildiği kadar uzağa kaçar ve fark eder ki Ebonsoul, Regis’in çaldığı büyülü hançeri takip ediyordur. Bu yüzden o şeyi onlardan uzağa çekebildiği için mutludur. Ancak Ebonsoul’un korkunç görüntüsünü düşününce “Keşke peşimdeki Artemis Entreri” olsaydı diye de dua etmekten çekinmez.
Abi eline sağlık çok güzel bi’ yazı olmuş.Spoilerı bile göze aldım.Çünkü henüz Dünyanın Omurgası’nı okuyamadım ve bulamıyorum. Yardımcı olursan çok sevineceğim :)
Eğer İstanbul’daysan önümüzdeki günlerde Tüyap kitap fuarı yapılacak. Aradığın kitapları orada bulabilirsin.