Kitap Fiyatları Katlanarak Artmaya Devam Edecek
Kitap fiyatları uçtu gitti. Yayıncılar sebebin her gün rekor kıran döviz kurları olduğunu söylüyor. Türkiye kendi kağıdını üretemezse birçok yayıncı 2022’de kitap basmayı bırakabilir ya da kitaplarının fiyatlarını 4-5 katına çıkarabilir.
2020’den beri kitap fiyatları hem okurlar, hem kitapçılar, hem de yayıncılar için büyük bir dert oldu. Kitap fiyatları arttıkça indirimli kampanyalar yapan online satış mağazalarına yöneldik. Bu, mağazası bulunan kitap satıcılarını zora soktu. Zira online satış yapan firmalar daha az çalışan, daha az gider ve daha ucuz kiralar sebebiyle kitap fiyatlarında ciddi indirimlere gidebiliyordu. Fakat kitap mağazalarının bunu yapması mümkün değildi. Küçük kitapçılar kapanmaya başladı.
Fakat fiyat artışı durmadı. Kitap satışlarından KDV’nin kaldırılmasının getirdiği rahatlama da kısa sürdü. Online mağazalar indirim oranlarını azaltmadılar. Fakat indirimli online sipariş fiyatları da artık çok gelmeye başladı.
Okurlar bu fiyat artışından yayınevlerini sorumlu tutmaya başladı. Hatta bizim haberlerimizde dahi “İthaki’nin fiyatları uçtu gitti” gibi eleştiriler yükseliyor. Ancak yayıncılar suçun yayınevlerinin aç gözlülüğü olmadığını vurguluyor. Zira Can Yayınları, İletişim, Pegasus, Altın Kitap ve hatta İş Bankası Kültür Yayınları bile fiyat yükseltmek zorunda kaldı. Çizgi romanlarda fiyatlar zaten uzun zamandır çok yüksek.
Yayıncılara göre kitap fiyatlarının artışındaki temel sebep kur artışı ve dışa bağımlılık. Yani Türkiye kendi selülozunu ve kağıdını üretemeyen bir ülke olduğu için Türkiye’de yayıncılık ciddi bir kriz dönemine girdi.
Türkiye kendi kağıdını, selülozunu üretmiyor
Kağıt fabrikaları 2005’te özelleştirildi ve kapandı. O zamandan beri Türkiye, kağıdını yurt dışından döviz ile ithal ediyor. Pandemi döneminde dünyanın tamamında kağıt üretiminde bir azalma oldu. Dolayısıyla kağıt üreten ülkeler önce kendi ihtiyaçlarını karşılayıp sonra artan az miktardaki kağıdı satışa çıkarıyor. Pazardaki kağıt miktarı az olduğu için de kağıdın satış fiyatı yükseliyor.
Ancak bize yansıyan fiyatlardaki yükseliş bununla sınırlı değil. Kaldı ki dünya genelindeki bu kağıt sorununun geçici olduğunu düşünüyor matbaalar. Bizim yaşadığımız asıl problem Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybından kaynaklanıyor. Kağıdın euro ile olan maliyeti artarken euro’nun da TL karşılığı alıp başını gidiyor. Bu da matbaalara, yayınevlerine ve okurlara şok edici bir hızla artan fiyatların yansımasına sebep oluyor.
Ayrıca tek problem kurun yüksek olması da değil. Yayıncılar kurun dengesiz artışı ile iyice çaresiz bir durumda. Çünkü bir sonraki ay TL’nin değerinin ne olacağını bilemeyecekleri için büyük siparişler veremiyor, toplu basımlar ve satın almalar yapamıyorlar. Gelirlerini ya da giderlerini tahmin edemiyor olmaları sebebiyle özellikle son dönemde kur rekor bir hızla yükselişte olduğu için çoğu yayınevi kitapları bastığı anda çoktan zarar etmiş oluyor. Bu yüzden vadeli işlemlerden ziyade peşin satın almalara yöneleceklerini söylüyorlar.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nin sahibi Haluk Hepkon fiyatı şu an 20-30 tl olan kitapların Aralık ayı sonunda 70-80 liralık fiyatları göreceğini söylüyor. Ki bu artış sonrasında yayınevleri yine kâr elde edemeyecekler, yalnızca zarar etmeyi bırakacaklar.
Tehlike çeviri kitaplar için daha da büyük
Bütün kitapların fiyatlarında müthiş bir artış olacak. Ancak çeviri edebiyat için gelecek daha da sıkıntılı duruyor. Zira orada yalnızca kağıt fiyatları değil, telif hakkının döviz üzerinden alınıyor olması da fiyata eklenecek.
Dolayısıyla yayıncılar fiyatları düşük tutabilmek adına yerli ya da telifi olmayan kitaplara yönelebilir. Diğer ülkelerin edebiyatını daha nadir okuyabiliriz. Bu durum zincirleme etkiyle çevirmenlerin işsizlik oranlarını da etkileyebilir.
Sadece kitap değil, kargo fiyatları da artacak
Kargo fiyatları da zaten gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Pandemiden beri alışveriş alışkanlıklarımız değişti ve artık çoğu kişi online alışverişe eskisinden daha sıcak bakıyor. Amazon’un Türkiye’ye gelmesi de muhtemelen bir katkı yapmıştır artan kargo miktarlarına.
Ancak kargo için kullanılan kartonların fiyatının artması gibi taşımacılık için kullanılan benzin ve mazot fiyatları da artıyor. Hatta taşımacılık için kullanılan konteynırların bile fiyatları kura bağlı olarak uçup gidiyor. Dolayısıyla kargo fiyatları da en az %40’lık bir artış görecek. Bu da ister istemez kitap fiyatlarına ve kampanyalarına yansıyacak.
Şu an çoğu şirket belli bir miktarın üzerinde harcama yapan müşterilerine ücretsiz kargo kampanyası sağlıyor. Kargo fiyatlarındaki artış bu kampanyaların azalmasına, limitlerinin artmasına ya da tamamen ortadan kalkmasına sebep olabilir.
Bu durum nasıl düzelir?
Yayıncılar Kooperatifi‘ne (YAYKOOP) göre bu durum ancak Türkiye kendi selülozunu ve kağıdını üreten fabrikalar açarsa düzelir. Yalnızca bir kağıt fabrikası açmak durumumuzu kurtarmaya yetmeyecektir. Çünkü bu durumda yine selüloz için dışa bağımlı olacağız ve döviz kuru yine kriz yaratmaya devam edecek.
Tabii TL’nin döviz karşısında değer kazanması da bir çözüm getirir. Ancak son birkaç aydır izlediğimiz politika bunu mümkün kılmıyor. Bu yüzden kurun yayıncılar için sabitlenmesi bir nebze rahatlama sağlayabilir.
Yayınevleri fiyatları yükseltiyor ama fiyatların artması bir çözüm değil. Çünkü okurun alım gücü artmıyor. Cebimizdeki para artmadığı için kitapların fiyatı artınca satın aldığımız kitabın sayısı azalacak. Bu da yayınevlerinin satışlarını düşürecek. Dolayısıyla yayınevi zarar etmemek için yine fiyat artışına gidecek.
Bu arada yayınevlerinin tükenen baskıların yerine yenisini koyamayacak olması da durumun öngörülen sonuçlarından.
Bu kısır döngünün sonu yok. Dolayısıyla Türkiye’de yayıncılık öyle bir noktaya gelecek ki yayınevleri ya tümden vazgeçip kitap basmayı bırakacaklar ya da yılda çok az sayıda kitap basarak (hobi olarak ya da hayrına diyebiliriz) ayakta kalmaya devam edecekler.
Kitap da mı okumayalım?
Önce oyun konsolları ve teknolojik aletler vergi üzerinden uçuk fiyatlara geldi. “Teknoloji kullanmayalım mı?” demeye başladık.
Ardından oyun fiyatları uçtu gitti. Hem yeni oyunlar kura bağlı fiyat arttırdılar hem de eski oyunlar fiyat güncellediler. Mesela 2016’da çıkan ve o günden beri Steam’de 150 lira olan No Man’s Sky fiyatını güncelleyerek 210 liraya çıkardı. Hâlâ çok insaflı bir artış. Zira oyunun asıl fiyatı 60 dolar ve GoG üzerinde 780 liradan daha fazla bir fiyatı var. “Tamam, oyun da oynamayalım” dedik.
Sinema biletleri zaten uzun zamandır öğrenci için çok pahalı. Ortalama bir öğrencinin yılda 3-4 kez karşılayabileceği bir lüks. Tamam, sinemaya da gitmeyelim.
Ama yani artık kitap da mı okumayalım?
Nasıl kitap okuyacağız?
FRPNet yazarları olarak bunu aramızda tartıştık.
Ben fiziksel kopya okumayı tercih eden bir okurum. Çözümü kütüphanelerde, ikinci el satış yapan platformlarda, sahaflarda ve arkadaşlarla ortaklaşa alınan kitaplarda buluyorum.
Banu ve Sena ise e-kitap’ın bu durumu kurtarabileceğine inanıyorlar. Sena, elektronik kitap okuyucunun fiyatının çok da uzun olmayan bir vadede karşılığını aldığını söylüyor. Çünkü elektronik kitap fiyatları basılı kitaplardan çok daha ucuz. Mesela Dune’un fiziksel kopyası 78 lira iken e-kitap versiyonu 23 lira. Dolayısıyla kazancımız okuma hızınıza bağlı olarak, ama nispeten kısa sürede, elektronik kitap okuyucunun fiyatını çıkarıyor. Hem de bu durumda yayınevleri de kağıt fiyatlarının ağırlığını omuzlarından atabilir. Elektronik kitap yaygınlaşırsa yayıncılık yapmaya ve kitap satmaya nispeten daha rahat bir şekilde devam edebilirler.
Olay tamamen e-kitapa dönerse okur sayısı düşer ve bunda kaybeden yayınevleri olur. Hala pek çok insan eski alışkanlıkları ile okumaya alışkın. Bu çözüm sığ ve yetersiz.