İncelemeler

Bize Böyle Kitaplardan Daha Çok Gerek – Yarın ve Yarın ve Yarın İncelemesi

Bilgisayar oyunları, nostalji ve arkadaşlarla oyun oynamak. Bunlar ilginizi çekiyorsa Yarın ve Yarın ve Yarın çok hoşunuza gidecek. Kitabı bitirince karakterleri özleyecek, kitaba dönmek isteyeceksiniz.

Bence kitabın ismi ve kapağı konusunda kötü kararlar almışlar. April Yayıncılık kitabı dilimize çevirirken orijinal kapak tasarımını kullanmış. Romanı okuduğumuzda başlık da, görsel de çok uyumlu gelecek gözümüze. Fakat ilk bakışta bu kitabın oyunlarla ilgili olduğuna dair bir emare yok.

Halbuki bu roman bilgisayar oyunları ile yaşamış okurlara hitap ediyor. Çocukluk anılarınız Mario’nun kafasını tuğlalara vurmasıyla, okul çağınız online oyun çılgınlığıyla geçtiyse bu roman sizin için yazılmış. Oyun oynamaya ve oyunlara tutkuyla bağlı olmak hakkında bir hikaye. Hele bir de oyun geliştirmek konularına da ilgiliyseniz bu kitabı keyifle okuyacağınızı garanti ederim.

Benzer bir şeyi Kan, Ter ve Pikseller için de söylemiştik. O bize oyun geliştirme dünyasının iç yüzünü anlatan bir kitaptı. Yarınx3 ise kurgusal bir roman. Bu açıdan Ernest Cline‘ın Ready Player One (Başlat) romanını ve Jason Rekulak’ın İmkansız Kale kitabını anımsatıyor. Fakat bana sorarsanız her ikisinden de daha iyi bir iş çıkarıyor.

Hiç detaya girmeden bahsedeyim önce: Roman bir çocuk hastanesinin oyun odasında tanışan Sam ile Sadie’nin ilişkisini anlatıyor. Mario oynayarak başlayan arkadaşlıkları 90’lar ve 2000’lerin ünlü oyunları ile devam ediyor. Nihayetinde ikili beraber bir oyun yapma işine girişiyorlar. Kendi oyun şirketlerini açıp hayallerinin oyunlarını geliştiriyorlar. Ne yazık ki hem hayat hem de ego’ları ikilinin ilişkisini zaman zaman zorluyor.

Yarın ve Yarın ve Yarın

Oyunları en az bizim kadar çok seven karakterler.

Hatta oyunda iyi bir partner bulmanın aşkta iyi bir partner bulmaktan daha zor olduğunu bilenler.

Tutkuyla bağlı olduğun bir hobinin senin hayatının merkezinde olması.

Zaman zaman ego’nun arkadaşlıklarına kafa tutması.

Oyunları bir kenara bıraktığında renklerini kaybeden tatsız bir gerçeklik.

Seni oyunlara bağımlı olup gerçek dünya ile oyunu ayırt edememekle suçlayan bireyler. Ve onların oyunlarda yaşanan kurgusal olaylara, gerçekmişçesine verdiği aşırı tepkiler. Asla oynamayacakları oyunların sansürlenmesini isteyenler. Bu çelişkilerin sende yarattığı öfke.

Ve eğer oyun geliştirmeyle ilgileniyorsanız daha birçok başka tanıdık kare…

Gabrielle Zevin, romanında oyunlara duyduğumuz tutkuyu bize geri yansıtıyor. Keyifle okuduğumuz bu romanda bir elimizden nostalji, diğerinden sıcak bir dostluk tutuyor. Karakterlere öyle bir bağlanıyoruz ki yaşadıkları her bir tartışma kalbimizi kırıyor. Arkadaşlıkları hiç bozulmasın istiyoruz.

Ben bu satırları yazarken kitabı bitireli 10 günden fazla oldu. Hâlâ etkisinden çıkamadım. Her gün aklıma geliyor bu roman ve karakterleri özlüyorum. Kendimi internet listelerinde benzer bir kitap için araştırma yaparken buluyorum. Ve üzülerek bildiriyorum ki: Bize böyle kitaplardan daha çok gerek.

Sanatçı: Ttreelore

Romanın bahsettiği oyunların çoğunu zaten biliyor ve oynamış olacaksınız. Fakat eğer oynamadıklarınız varsa kitabı okurken onlar hakkında da bir şeyler öğrenmek ve hatta onları da oynamak da eğlenceli olabilir. Bence bu romanı okumak duygusal bir deneyimdi ve onu dolu dolu yaşamanızı tavsiye ederim. Eğer ki eski oyunlara dönüp onları oynamak nostaljiyi katlayacaksa, neden olmasın?

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.