İncelemeler

Steam Next Fest Demo İncelemeleri – Ekim 2021

Steam, Next Fest etkinliğinde önümüzdeki 6 ay içerisinde çıkması hedeflenen oyunların demolarını oyunculara sunuyor. Bu sayede birçok oyun hakkında fikir sahibi oluyoruz. Bu demolardan bazılarını sizler için inceledik.

Siz de Next Fest ile yakında çıkacak oyunların demolarını oynayabilmeye bayılıyor musunuz? Steam her ne kadar oyunu 2 saat oynayıp denedikten sonra geri iade etmeye izin veren bir politika izlese de demo etkinlikleri de fazlasıyla popüler. Bu festivalde hikaye bazlı oyunları ve ünlü bağımsız geliştiricilerin oyunlarını seçip inceledim.

The Bookwalker

YouTube player
The Bookwalker

Tinybuild stüdyosunun yeni oyunu The Bookwalker olacak. Stüdyo Graveyard Keeper ile zevkli oyunlar yapabildiğini, Pathologic 2 ile de harika hikayeler anlatabildiğini göstermişti. Bu oyunda da bu iki becerilerini harmanlamışlar.

Oyunun demosu first-person bakış açısından başlıyor. Dairemizin içerisinde dolaşıyoruz ve etrafımızdaki nesnelerle etkileşime geçmeyi öğreniyoruz. Etrafı kısa bir süre keşfettikten sonra dairemize bir kitap teslim ediliyor. Bu, bir simyacının ölümsüzlük iksiri geliştirmesini anlatan bir roman. “Hedef iksir” diyor kitabın yayında. Kitabı açıp okuyalım derken hoooooop…

Kendimizi kitabın içinde buluyoruz. Oyunun grafikleri ve açısı tamamen değişiyor. Bir anda izometrik haritada CRPG oynamaya başlıyoruz. Varilleri karıştırıyor, eşyalar buluyor, kitabın bir parçası oluyoruz. Arada bir şey mi lazım oldu? Kitabı kapatıp odamızı araştırıyor, ihtiyaç duyduğumuz nesneyi bulursak bizimle beraber hikayeye götürebiliyoruz. Hikayede pasif de değiliz ayrıca. Karakterlerle etkileşime geçip olayların gidişatını değiştirebiliyoruz. Ki mesleğimiz de bunu gerektiriyor zaten. Biz ünlü hikayelerdeki güçlü nesneleri çalan bir hırsızız. Oyunun tanıtımı Excalibur’u çalabileceğimizi söylüyor. Peki gönlünüz kılıcını Arthur’dan ayırmanıza el verecek mi?

Demo birkaç küçük bug dışında gayet iyi bir izlenim bıraktı. Oyuna dair eleştirebileceğim tek şey demo’daki hikayeyi değiştirme şansımızın olmayışıydı. Bunun dışında dövüş, hikaye anlatımı, karakterler ve dizayn tercihleri harika duruyor.

Robin Hood – Sherwood Builders

YouTube player
Robin Hood – Sherwood Builders

Bir oyuna Robin Hood eklediğinizde, hiçbir şey olmasa bile adıyla ilgi çekmeyi başarıyor. Ancak bu oyunun grafikleri ve vadettiği hayatta kalma türündeki oynanışı da bizi cezbetmeye devam ediyor. Görseller büyüleyici. Oynanışı ve animasyonları ise kesinlikle cilalanmaya ihtiyaç duyuyor. Bu pürüzler giderildikten sonra bizi güzel bir oyun karşılayacak gibi duruyor.

Hayatta kalma oyunlarının olmazsa olmazı avcılık ve toplayıcılıktır. Bu oyunda avcılık kesinlikle çok eğlenceli olmuş. Öyle ki geyik vurmayı başardığınızda bu sizin için gerçek bir başarı oluyor, seviniyorsunuz. Fakat oku elinize aldığınızda kameranın yüksekliği azalıyor ve görüşünüz çalılar tarafından engelleniyor. Bu da avlanmayı hayli zorlaştırıyor. Toplayıcılık da pürüzlere sahip. Toplayacağınız tüm materyallerin üzerine gelerek tıklamanız gerekiyor ancak materyallerin tıklanabilir alanları çok küçük tutulduğu için yerden odun ve taş gibi şeyleri almak için çok çaba harcamanız gerekiyor. Bu da akışın aksamasına sebep oluyor. Oyunun hayatta kalma ve materyal toplama üzerine kurulduğunu düşünecek olursak hem avlanmadaki kamera açısı hem de materyallerin tıklanabilir boyutu gibi özelliklerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor.

Oyun gelecek vadediyor. Kim zenginlerin karavanlarını soyup fakirlerin köylerini geliştirmek istemez ki? Hem de etraf böyle güzel görünürken… Fakat oynanışı akıcı bir oyun çıkarmak için Mean Astronauts önümüzdeki 6 ayda hızlı çalışmalı.

Storyteller

YouTube player
Storyteller

Annapurna Interactive‘in hiçbir oyununa kayıtsız kalamam. Hikaye ve anlatımı odağına alan bu firmanın işlerine gerçekten hayranım. Storyteller da hikaye anlatımına dayalı bir puzzle oyunu. Oyun gayet basit olsa da etkileyici.

Storyteller bize bir hikaye kitabı veriyor. Başlık nasıl bir hikaye anlatmamız gerektiğini söylüyor. Elimizde farklı mekanlar ve karakterler bulunuyor. Hangi mekanlarda hangi karakterlerin nasıl etkileşime geçeceğine biz karar veriyoruz. Yani hikayeyi biz yaratıyoruz. Başlıkta yazan konuyu işlediğimiz sürece hikayeyi nasıl anlatmayı tercih ettiğimize oyun karışmıyor.

Oyunun güzel olan yanı hikayemizin önceden anlatılmış sahnelerinde küçük bir değişiklik yaptığımızda bunun tüm hikayeyi değiştirdiğini direkt görebilmek. Örneğin Pamuk Prenses’in hikayesini anlatımında aynanın gösterdiği kişiyi cücelerden biri yaparsak bir anda Pamuk Prenses ve Cadı bir olup cüceye kumpas kurabiliyorlar diye düşünün. Bu değişimler yer yer kahkaha attırabiliyor. Siz oyunun verdiği bulmacayı çözmeye çalışırken yanlışlıkla kalpler kırılıyor, birileri ölüyor, insanlar evleniveriyor. Üstelik tüm bunları resimli bir kitabın içinde çok tatlı çizimlere sahip karakterlerin ifadelerinin değişiminden öğreniyoruz. Güzel olan başka bir şey ise aynı konudaki hikayeyi birçok farklı şekilde anlatabildiğinizi görebilmek. Hikayeler de yabancı değiller üstelik. Dracula ve Adem ile Havva gibi herkesin aşina olduğu anlatılara odaklanıyor hikaye kitabımız.

Kısacası Storyteller ilgi çekici, minik ve basit bir puzzle oyunu. Ancak eğlenceli vakit geçirmenizi de sağlayabiliyor. Ben sevdim, ancak herkese hitap etmeyeceğini de tahmin ediyorum.

Strange Horticulture

YouTube player
Strange Horticulture

Oyunun görselleri çok basit bir bağımsız oyun izlenimi veriyor. Ben de önyargılı biçimde sıkıcı bir oyunla karşılaşacağımı düşünüyordum. Ancak oyunun yaşattığı deneyim uzaktan da olsa Papers, Please‘i anımsatıyor. Zira burada da sadece dükkanımızın içini görebiliyoruz ve müşteriler farklı hikayeler ve isteklerle kapımızı çalıyorlar. Boş zamanımızda dükkanımızdaki bitkilerin doğru isimlerini bulmaya çalışıyoruz. Haritamızdan da dükkanımızda bulunmayan bitkileri elde edebileceğimiz bölgeleri işaretliyoruz. Bu bölgelere tıklamak zaman zaman bize orada ne yaşadığımızı anlatan yeni hikaye parçacıkları çıkarıyor. Bazen de yeni bitkimizi elde edip dükkana dönmüş oluyoruz.

Oyunu oynarken kendimi bitki ansiklopedisi karıştırıp tüm çiçeklerin yapraklarını dikenlerini incelerken buldum. Oyun böyle sıkıcı görünen bir işe oyuncuyu dahil etmeyi başarmış. Oyunun başarısız olduğu şey ise bence hikaye takibi. Ne yazık ki fragmanı seslendiren anlatıcı oyunda bulunmuyor. Karakterler seslendirilmediği gibi hikaye sadece sağ üst köşede bulunan bir kutucuktan ilerliyor ve müşterinin anlattıklarını takip etmek bazen zor olabiliyor.

Hikaye güzel sürprizler de yapıyor. Örneğin haritada incelediğimiz bir yere giderken oyun bize karşımızda metal, kilitli bir kapı olduğunu söylüyor. Dükkanımızdaki bitkilerden birini incelemiş ve metali eritebildiğini keşfetmişsek o bitkiyi kullanarak gezimize devam edebiliyoruz. Yani, dükkanımızdaki bitkileri sadece müşteriler için değil, kendi gezilerimiz ve seçimlerimiz için kullanabilmemiz de mümkün. Bu da oyuna güzel bir katkı sağlıyor bence. Demoya bir şans verebilirsiniz diye düşünüyorum.

The Last Campfire

YouTube player
The Last Campfire

No Man’s Sky’ın yapımcısı Hello Games‘in yeni oyunu The Last Campfire gerçekten güzel bir oyun olmuş. Bazen kolay bazen zorlayıcı puzzle’lara insanın içini sıcacık yapan bir anlatım eşlik ediyor. Oyunu oynarken pamuk gibi hissediyoruz.

The Last Campfire, kaybolmuş bir ruh olarak diğer kaybolmuş ruhlara ışık götürdüğümüz bir oyun. Onları karanlıktan ve soğuktan kurtarmaya çalışıyoruz. Bazıları minnettar oluyor bunun için. Fakat bazıları da kaybolmuş bir ruh olarak kalmayı tercih ediyor. Oyun bize herkese yardım edemeyeceğimizi gösteriyor. Ayrıca birilerine ışık götürmek için kendi içimizdeki alevi canlı tutmamız gerektiğini de söylüyor. Hem de daha sadece demo’da! The Last Campfire Steam Next Fest biter bitmez satışa girecek. Olumlu yorumların sel gibi akacağını tahmin ediyorum.

Oyun en büyük başarısını kesinlikle seslendirme ve animasyonun kalitesine borçlu. Tekrar ediyorum, içinizi sıcacık yapacak bir oyun bu. Oynanış açısından çok yeni olmayabilir, belki puzzle açısından da Portal gibi klasiklere yaklaşmıyor olabilir. Fakat duygusal bir deneyim sunmayı başarıyor. Oynarken yüzünüze bir gülümseme gelip yerleşiyor.

The Last Campfire

Wytchwood

YouTube player
Wytchwood

Macera oyunları sevenler için Wytchwood incelenesi bir oyun. Ayrıca demo olmasına rağmen satışa çıkmaya hazır bir oyun kadar da pürüzsüz. Ne zaman satışa çıkacağı henüz belli değil, ama çok da bir zamana ihtiyaçları var gibi durmuyor.

Bu oyunda biz imzaladığını hatırlamadığı bir anlaşmanın kendi tarafını yerine getirmeye zorlanan bir cadıyı oynuyoruz. Belli ki genç bir kadının hayatının kurtarılması karşılığında şeytani bir varlığa yardım sözü vermişiz. Bizden istenen görevin ne ifade ettiğini, yaptıklarımızın ne amaca hizmet ettiğini bilmiyoruz. Böyle bir anlaşmayı gerçekten yapıp yapmadığımızdan da emin olamıyoruz. Tek bildiğimiz bir keçi tarafından bazı ritüelleri yapmaya zorlanıyor olduğumuz.

Wytchwood demosunda renkli ve eğlenceli karakterler de tanıtıyor bize. Şapkasına konmuş kuşu arayan kuş gözlemcisi, kuyulardan korkan kuyu bekçisi gibi kişilerle karşılaşıyoruz. Etraftan eşya ve materyal toplamayı seven, gördüğü NPC’lerin verdiği görevleri tamamlamaktan hoşlanan kişiler için güzel bir oyun olmuş.

War Mongrels

YouTube player
War Mongrels

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek olaylardan esinlenen bir hikaye anlatıyor War Mongrels. Aslında gerçek zamanlı taktiksel bir strateji oyunu. Fakat oyunun en vurucu yanı hikayesi. Seslendirmeleri, ara sahneleri, animasyonu ve ikinci dünya savaşı betimlemeleri ile savaşın yarattığı yıkımı oynatıyor oyuncuya.

Oyunda Alman ordusundan firar etmiş iki askerin hikayesiyle başlıyor demo. Oyunun kontrolleri biraz zor. Kendimizi “Şişeyi almaya çalışırken cesedi fırlattım!” diye isyan ederken bulabiliyoruz. Zira mouse ile çok ince ayar yaparak tıklamak gerekebiliyor bazen. Zamanın önemli olduğu, acele etmemiz gereken yerlerde bu çok sinir bozucu olabiliyor. Kontrollerin kolaylığı ve akıcılığı üzerine biraz daha uğraşırlarsa sadece hikayesi için bile oynanabilecek bir oyun olacak War Mongrels. Üstelik gerçek zamanlı strateji oyunu olarak da hiç de başarısız değil.

Hometopia

YouTube player
Hometopia

“Bu oyunun fantastik hiçbir yanı yok, neden FRPNet’te bunu incelediniz?” diye sorabilirsiniz. Hemen bir kılıf uydurup “FRP seanslarınızda betimleyeceğiniz modern evleri birebir yaratabilirsiniz” gibi bir şeyler uydurabilirim. Fakat işin aslı şu: Oyunun keyifli bir demo sunduğu gerçeğini göz ardı edemedim. Cities: Skylines, Minecraft ve Sims gibi oyunlar sık sık karşımıza “Bakın ne inşa ettik!” gibi videolarla çıkıyorlar. O yüzden inşa ve tasarım oyunlarına çok da uzak kimseler olmadığımızı biliyorum. Bu oyunda ev satın alıp, tamirat ve dekorasyon sürecinden sonra üzerine kâr ekleyerek satıyor ve bir sonraki evimizi satın alacağız. Fakat bunu yapabileceğimiz kariyer seçeneği demoda açık değildi.

Demo bize yalnızca inşa edebileceğimiz bir ev veriyor. Ben hayalimdeki evi büyük oranda oluşturabildiğimi görünce çok eğlendim. Elimi hangi özelliğe atsam birçok seçenek ile karşılaştım. Duvar kağıtları, masalar, fayanslar, camlar, kapılar… Tabii bunu Sims ile karşılaştırmak gerekecek ister istemez. Eğer Hometopia da Sims gibi sırtını DLC satışlarına veren bir tutum sergilemezse ev tasarım oyunu olarak güzel bir seçenek olacak gibi duruyor. Yapmayı deneyip başaramadığım tek şey ise çatı katında tavanı gittikçe alçalan bir ev inşa etmekti. Siz bunu başardıysanız sırrınızı benimle paylaşır mısınız?

Next Fest – Pek Beğenmediklerimiz

The Garden Path

The Garden Path

Macera oyunu. Oyunun kontrolleri biraz karışık olmuş. Ayrıca arayüz de yer yer bir sürü pencere açıp doğru sırayla kapanmayarak oyuncuyu sinirlendirebiliyor. Oyunda hareket etmemi engelleyen bug’lar da cabası. Her ne kadar grafikler, görseller, müzikler ve karakterlerin görsel tasarımları çok güzel bir ambiyans yaratmayı başarsa da bu demo beni hiç etkileyemedi. Wytchwood, bu oyuna ilgi duyanları daha çok memnun eder diye düşünüyorum.

Night Reverie

Night Reverie

Demo ebevenyleri boşanmak üzere olan iki kardeşin geceleri uyuyamadıkları için uydurdukları Night Explorer oyunuyla başlıyor. Kendilerine gizem yaratıp, pelerinlerini giyip bunu çözmeye çalışıyorlar. Pixel grafikleri ve ambiyansı çok hoş. Çocukluk dönemine dair nostalji yaratmayı başarıyor. Fakat oyunun diyalogları iyi yazılmamış. Çok bariz olan şeyler tekrar tekrar konuşulduğu için bir yerden sonra konuşmalar ve hikaye sıkıcı gelmeye başladı. Mesela sadece demo dahilinde “kız kardeşim benim en yakın arkadaşım” cümlesi birçok kez tekrar etti. Haliyle oynadığımız karakter itici, sıkıcı ve salak gelmeye başladı. Yine de 90’larda geçen hikayenin, pelerin giyip macera arayan çocukların ve piksel grafiklerin çekici bir yanı olmadığını söyleyemem.

NeJ

NeJ

Kabul edelim ki bu oyun sevimliliğe önem vermesiyle göze çarpıyor. Köpek gerçekten de çok sevimli tasarlanmış. Ancak demo, oyunda neyi başarmaya çalıştığımızı ya da nasıl bir durumda olduğumuzu anlatmıyor. Bu yüzden kendimi etrafta boş boş ıslık çalıp köpeğimle oynarken buldum. Sevimliliğine bir şey diyemeyecek olsam da oyun deneyimi olarak çok amaçsız ve sönük kaldı. Sevimli bir oyun arayanlar için The Last Campfire ya da Storyteller daha iyi seçenekler olacaktır.

Lonesome Village

Lonesome Village

Next Fest’te denediğim tüm demolar arasında en memnuniyetsiz olduğum Lonesome Village oldu. Demo bir parti ya da festival gibi bir şeyi göstererek başlıyor. Sonra bu eğlencenin tüm katılımcıları birer birer buhar oluyorlar. Ardından bir kulenin ışıkları yanıyor. Sonra kendimizi şehirde tek başımıza buluyoruz. Şehir bomboş ve ne yapmamız gerektiğine dair hiçbir şey bilmiyoruz. Kuleye gidersek içeri girip teker teker katları çıkmaya başlıyoruz. Ama neden? Bazen bazı karakterleri tekrar canlandırabiliyoruz gibi görünüyor ama bu karakterlerin bizden ne istediği ayrı bir muamma.

Oyunun belki de en büyük problemi dile dair hiçbir şeyin kullanılmaması. Konuşma, yazı ya da açıklama namına hiçbir şey yok. Kontroller bile sembollerle ifade edilmiş ve space tuşunu nerede nasıl kullanacağımız ya da odun simgesiyle nasıl etkileşime geçtiği gibi şeyleri anlamak mümkün değil. Ayarları incelerken bir kriptolog ile işbirliği yapmayı sevmiyorsanız bu oyundan bunalmamak elde değil. Neyi neden yaptığımız belli değil. Neyi nasıl yapacağız? Ne oldu da yaptık? Yaptık da ne oldu?

Bizden bu kadar. Siz hangi oyunların demolarını denediniz? Memnun kaldınız mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.