Pillars of Eternity Seyahatnamesi – Gezdik, Dolaştık, İnceledik ve Yazdık!

“Nasıl ki Engwith medeniyetinin hayaleti Eír Glanfath’taki harabeleri taçlandırıyorsa yaşayan, bir zamanlar yaşamış ve nefes almış olan her canlının hayaleti de aynı şekilde Eora’nın dört bir yanını süslüyor. Ancak herkes farkında değil bunun. Zaten farkında olanlara da bu yüzden “Gözcü” diyorlar. Başkalarının farkında bile olmadığı bu geçmiş yaşamların izlerini görebilmek, onlarla iletişime geçebilmek kimisi için paha biçilemez bir lütuf, tanrılardan ilahi bir hediye… Kimisi için ise bir canlının başına gelebilecek en büyük felaket ve varlığını asla istemeyeceğiniz bir lanet.

Berath’ın Çarkı’ndan geçmiş ve Doğu Menzili’nin dört bir yanına dağılmış ruhların çoğuna yabancıyım. Ancak arada bir bazılarında nostaljik bir tanıdıklık hissi yakalıyorum. Bir tanrının kudretini içinde taşıyan genç bir adam görüyorum mesela yansımanın birisinde. Tanrısal güce uzanan engebeli yolda emin adımlarla ilerlerken etrafı benimki gibi başka yoldaşlarla sarılmış… Bir başka ruhta kendi ölümlülüğünü arayan bir ölümsüz görüyorum. Yolu ihanet ve bilgeliğin birbirine dolanmış kollarıyla örülmüş… Kafamı çevirdiğimde içinde git gide büyümekte olan açlığı başka ruhları emerek bastırmaya çalışan bir başkası çarpıyor gözüme. Bir başkasındaysa yıldızların arasında, elinde parlayan bir kılıç tutan bir şövalye…

Bu ruhları tanıyorum. Bir zamanlar aynı bilinci paylaştığım bu ruhları görmek garip bir özlemle dolduruyor içimi. Ama ben artık Eora’dayım. Onların kendi maceraları, kendi hikâyeleri çoktan yaşanıp bitti. Benim Waidwen’in Mirası’nı sonlandırmak için çıktığım bu yolculuk ise henüz yeni başlıyor. Evet, ben bir Gözcü’yüm. Ve bu lütfu, eski hayatlarımdaki tecrübeyi şekillendirip kendi destanımı Eora’da yazmak için kullanacağım…”

Pillars of Eternity, varoluşunu 77,000’den fazla Kickstarter’ın ellerini ceplerine atmasının gücüyle hayata geçmiş bir proje. Bundan yaklaşık 2 sene kadar önce, artık izometrik RYO türü ancak hafızalardaki bir anı halini almışken bir anda ortaya çıkarak Infinity Engine günlerine hasret ciddi bir kitle olduğunu kanıtlamıştı bize. Sırf bu da değil, o dönem iflas bayrağı çekmenin eşiğine gelmiş Obsidian Entertainment’ın da son umuduydu aynı zamanda. Neyse ki o umut boşa çıkmadı ve şu anda oyunun satışları öyle bir noktaya ulaşmış durumda ki eli kulağında iki ek paket güncellemesi ile üzerinde konsept çalışmaları yaptıkları ikinci bir oyun da yolda şimdiden.

Eskilere Pillars of Eternity’yi anlatmak nispeten daha kolay: “Abi Baldur’s Gate’in el çizimi arkaplanlarının üzerine 3D modellemeleri oturtmuşlar, D&D sistemi yerine de kendi sistemlerini yaratıp sürmüşler piyasaya. Birkaç tane yeni, güzel mekanik de sıkıştırmışlar araya. Muazzam olmuş!” O günleri tecrübe etmiş ve izometrik RYO heyecanını yaşamış birisiyseniz tam bu noktada Steam Store ya da GoG sayfasını açıp oyunun fiyatına bakmaya çalışıyor olmanız yüksek ihtimal. Fakat işte, her alanda olduğu gibi oyun alanında da tonla değişiklik oldu ilk Baldur’s Gate’ten beri. Artık 1998 yılında değiliz, hatta 2000’li yılların 10’larının ortasına gelmiş durumdayız. Pillars of Eternity’yi günümüz oyuncularına, Infinity Engine günlerine yetişememiş ya da o eski heyecanın alevleri sönmüş olanlara nasıl anlatmak lazım?