İncelemeler

My Little Blood Cult Erken Erişim İncelemesi: Neresinden Tutsan Elinde Kalıyor

My Little Blood Cult balık tutarcasına şeytan çağırdığımız, o varlıkların etini-sütünü de Cabinet of Curiosities’lerde sergilediğimiz bir oyun. Fakat koleksiyonerlikten pek keyif alamadık.

2023 yılı özellikle balık tutma oyunları açısından çok parlak bir yıldı. Önce Dredge bize H.P. Lovecraft’ın gurur duyacağı bir balıkçılık oyunu sundu. Böylece denizden çıkan her bir canlının dehşet verici olduğu konusunda rahmetli yazara hak verdik. Gerek atmosferiyle, gerek yan görevleriyle keyifli bir maceraydı. Ardından Dave the Diver geldi. Bu kez kahkahalar atarak balık tuttuk. Kocaman göbeğiyle dalgıcımızı koyun bir o yanına, bir bu yanına sürükledik. Dave suşi bağımlısı olurken biz de balık tutmaya doyduk. Çok da eğlenceli bir oyundu.

My Little Blood Cult da bu yılın dikkat çeken bir diğer balıkçılık oyunu olabilirdi. Oyun cehenneme bir portal açıp oradan bazı değerli parçaları çekip çıkarmaya çalışan hazine avcısı bir şeytani tarikat hakkında. Biz de bu tarikatın lideriyiz ve amacımız kötücül varlıkları veya varlıkların parçalarını kişisel müzemizde sergilemek.

Yani teması karanlık ama grafikleri sevimli bir oyun bu. Koleksiyon yapmayı seven oyunculara da hitap edecek gibiydi. Hem bilgisayar, hem de mobil cihazlardan oynayabiliyoruz. Ben bilgisayarda erken erişim sürümünü oynayıp test etme şansı buldum. Telefondan arada bir açıp oynamaya daha uygun bir oyun olduğunu düşünüyorum. Zira bilgisayar başında oturup tüm dikkatimizi vereceğimiz türde bir oyun olmamış.

Detayları okumadan fikrimizi isterseniz: My Little Blood Cult henüz ilgiye değer bir oyun değil. Hele ki 2023 bize oynanacak bir yığın muhteşem oyun sunmuşken. Fakat birkaç büyük güncelleme ile telefonda arada bir açıp oynamaktan hoşlanacağınız bir oyuna dönüşme potansiyeli de yok değil. Oyun erken erişime çıkacağı için bunu geliştiricilerden beklemek çok saçma olmaz.

Balık Tutar Gibi Şeytan Tutmak Ne Demek Yahu?

Oyun cehenneme bir portal açıp oradan balık tutar gibi şeytani varlık yakalama sistemi üzerine kurulu.

Bu varlıklar ruhlar, küçük şeytanlar veya ölümsüz yaratıklar olabiliyor. Bunları çağırmak ya da yakalamak için de birçok ritüel malzemesi gerekiyor. Önce mahşerin hangi atlısının bölgesinden bir şey yakalamaya niyetliysek onun ritüel kitabı gerekiyor bize. Ardından da yakalayacağımız varlığa uygun bir olta. Ayrıca cehennemin ne kadar derinine ineceğimizi de misina / zincir makaramızın uzunluğu belirliyor.

Ana ekipman hazır olduktan sonra çağıracağımız varlığa uygun bir yem hazırlamak gerekiyor. Tüm varlıklar bir miktar kan bağışı istiyorlar. Onun dışında da diğer varlıklardan kopardığımız parçalardan daha büyük varlıklara yem hazırlayabiliyoruz. Örneğin bir orman ruhu parçasıyla bir zombi ruhunu yemlemek mümkün olabiliyor diye varsayabilirsiniz.

Yem konusunda hangi varlığın ne talep edeceğini deneme yanılma yöntemiyle öğreniyoruz. Kimi oyun bu kombinasyon denetme olayını yemek tariflerinde veya simya masalarında kullanıyor. Burada ise tercihe bağlı bir sistem değil, oyunun temel sistemi denemek ve yanılmak üzerine. En azından erken erişimde bu şekilde.

Balık tutma işinin en can sıkıcı yanı yem için zorunlu olan kan bağışının gerçek zamanlı olarak 5 dakikada bir dolması. Eğer acilen daha çok kan istersek takipçilerimizi kurban edebiliyoruz biraz para harcayarak.

Oyun içi parayı günlük veya haftalık görevler yaparak kazanıyoruz. Bu görevler bazı varlıkları yakalamak ya da bazı parçaları koleksiyona eklemek üzerine kurulu genelde. Tabii gerçek para karşılığında da oyun için para edinebiliyoruz. Belki de edinemiyoruzdur gerçi. Bu satın alma seçeneği bir güncellemede var, bir güncellemede yok.

Neresinden Tutunca Elde Kalıyor?

Oyunun odağında keyifli oynanış sunmaktan ziyade oyuncuyla uzun süreli ve maddi kazanç getiren bir ilişki kurma gayretleri var gibi hissettiriyor. Bu da daha baştan oyunun albenisini yitirmesine sebep oluyor.

Cabinet of Curiosities doldurmaya çalışmak, hele ki del Toro’nun dizisini yeni izlemişken, ilgi çekici. Ancak bunu yapmak için bir istek duymuyoruz. Hatta bu balıkçılık işini neden yaptığımız, o eşyaları niye toplamaya çalıştığımız da meçhul. Erken erişim olduğu için mi dışarıda bıraktılar o hikaye kısmını diye merak ediyor insan. Fakat özetle koleksiyon yapmayı seven oyuncular için dahi çok da değerli olmuyor bu koleksiyonu toplamaya çalışmak.

Motivasyon eksikliğini bir şekilde aşarsak oyunun bizi “para harca ya da bekle” sistemiyle kısıtlamasıyla karşılaşıyoruz. Bu da bizi yıldırmazsa hangi kombinasyonun doğru olduğunu anlamak için deney yaparken nadir bulunan bir materyali yem olarak çok daha sıradan bir materyal veren varlığa kaptırmamız da olası. Geliştiriciler bu risk alma faktörünün oyunun eğlenceli bir parçası olacağını iddia etmiş aslında. Öyle algılayacak oyunculara ne mutlu.

Oynanışı pek beğenmesem de grafiklerde tarikat üyelerinin sevimli olduğunu, cehennemden yakalayıp çıkardığımız maddelerin çizimlerinin de hoş olduğunu söylemeliyim. Yani bu grafikleri farklı bir oynanış ile birleştirip güzel bir harman çıkarabilirler ortaya. Erken erişim süreci de bunu yapma şansı tanıyor onlara.

Sonuç olarak, My Little Blood Cult erken erişim döneminde harikalar yaratmazsa size tavsiye edebileceğim bir oyun olmamış.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.