Militech

Silah üretimi, çatışma ekipmanları, lojistik ve paralı askerler konusunda küresel çapta dev bir firma olan Militech’in, agresif tavrı ve disipline edilmiş çalışanlarıyla düzenli bir ordudan pek bir farkı yok.

Neredeyse her kıtaya yayılmış olan Militech, eski ve yeni ABD’nin başkenti Washington, D.C.’de kurulmuş devasa bir silah firması. Sadece satmakla kalmayıp son teknolojiyi kullanarak silahlarını da benzersiz kılmayı başaran bir mega şirket.

Öncelikli olarak Yeni ABD Ordusu için ekipman sağlayan Militech, istenilen parayı veren her ülke ya da kurum için kaynaklarını ortaya sermeye hazır olmasıyla bilinir. Sadece silahlardan bahsetmiyoruz. Militech’in paralı askerleri de ürettikleri silahlar kadar benzersiz.

Tarihi

Silah tasarımcısı Antonio Luccessi, 1996 yılında Armatech-Luccessi International firmasını kurduğunda, öncelikli amacı pazara kaliteli silahlar sunabilmekti. ABD’nin 1994 yılında yaşadığı çöküş, Antonio için de bir pazarın oluşmasına olanak sağladı.

ABD Ordusu yıllardır, piyade tüfeği olarak M-16A2’yi kullanmaktaydı. Ancak üretim maliyetini karşılayamadıkları için yeni bir piyade tüfeği arayışı içindelerdi. Önlerine sunulan, FN SAP, Colt AR-17X ve Armatech-Luccessi tüfeği arasından bir seçim yapılması gerekiyordu.

O dönemde ABD Ordusu’nda general olarak görev yapan Donald Lundee, Armatech-Luccessi’nin tüfeği çok beğenilmesine karşın, kullanılmasını istemedi. Basit ve güvenilir olmasına karşın maliyeti çok yüksekti. Ekonomik olarak çöken ABD, bu silahı karşılayamazdı. Bu yüzden kaba ve çok ağır bir silah olan FN SAP tüfeğinin kullanılmasına karar verildi.

Ancak işler İkinci Orta Amerika Savaşı’nda değişti. ABD askerleri yeni FN SAP silahıyla, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın balta girmemiş ormanlarında mücadele edemiyordu. Bu tropikal iklime hiç uygun olmayan FN SAP, savaşın kaybedilmesinde de büyük bir rol oynamıştı.

General Donald Lundee, yaşanan kayıpların ve yanlış yönetimin ardından görevinden istifa ettiğini açıkladı. Armatech ise bir nevi eski düşmanı olarak gördüğü Donald Lundee’ye iş teklif etti. Eski deniz piyadesi, ABD Ordusu generali ve Pentagon çalışanı olan Lundee bir anda kendisini Armatech-Luccessi’nin başında buldu.

Şirkette değişiklik yapması gerektiğini hızlıca fark eden Lundee, küresel pazarda söz sahibi olabilmek ve daha fazla para kazanabilmek adına silah teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiğini biliyordu. Bunu en kötü yoldan Orta Amerika Savaşı’nda görmüştü.

Firmanın ismi daha küresel bir anlam taşıması adına Militech olarak değiştirildi ve teknolojik çalışmalara hız verildi.

2004 yılını takiben, Militech hızla büyümesini sürdürdü. Tam da bu dönemde ABD Ordusu, FN SAP tüfeğinden vazgeçmeye karar verdi. Soluğu Militech’in yeni tüfeğinde aldılar. Ronin Light Assault Rifle, ABD Ordusu’nun piyade tüfeği görevine geldi. Pahalıydı ancak savaşlarda sorun çıkartmayacak, üst düzey teknolojiye sahip bir tüfekti.

Militech, kazandığı para ve itibar sayesinde ürün gamını genişletmeye başladı. Tüfeklerden ağır silahlara, obüslere, zırhlı araçlara ve hatta havadan saldırı araçlarına kadar yeni ekipmanları depolarına doldurdu. Böylece tüm dünyanın silah denildiğinde akla gelen ilk firması haline geldiler. 2010 yılı sonlanırken Militech, ABD hükümeti ile yaptığı anlaşmala sayesinde ordunun en büyük tedarikçisi haline geldi.

Dördüncü Şirketler Savaşı

CINO ve OTEC, 2021 yılının ortalarında tüm dünyanın gözlerinden gizli bir şekilde, suların altında çatışmaya başladılar. Ancak birbirlerine üstün gelemiyorlardı.

CINO, savaşın boyunu değiştirebilmek adına Japonya merkezli Arasaka firmasıyla anlaşma yaptı ve ön plana geçti. OTEC ise kayıplarını toparlamak ve savaşa denge getirmek amacıyla Militech ile anlaştı. Çatışmanın boyutu CINO ve OTEC’in elinden çıkıp Arasaka ile Militech arasında yaşanmaya başladı.

Dünyanın her yerinde Arasaka ve Militech’in kontratlı askerleri çatışmaya başladı. Savaşın sonu gelmeyecek gibi gözüküyordu çünkü iki firmanın da kaynakları neredeyse sonsuzdu.

Ancak savaşın ritmini değiştiren bir olay yaşandı. Militech’in kontratlı askeri olan Morgan Blackhand, yakın arkadaşı Johnny Silverhand ve Rogue isimli Solo’nun yardımıyla Night City’deki Arasaka karargahını bastı. Bu saldırı Night City’nin havaya uçmasına ve bir takım olayın çözülmesine neden olacaktı.

Arasaka ikiz kulelerine yapılan saldırının ardından patlayan mini nükleer bomba, Night City’deki yaşamın yarısını ortadan silmişti. Şehir yıkıntı halindeydi. Militech ve Arasaka, bu patlamanın ardından ateşkes yaptılar. Ancak kendi hükümetleri tarafından da kulaklarının çekilmesi engel olamadılar. Arasaka, ABD topraklarından sürülürken; Militech’in ise çalışmalarına sınırlandırma koyuldu.

2024-2045

Night City Soykırımı, tarihe kara bir leke olarak geçerken Yeni ABD Başkanı Elizabeth Kress, bir soruşturma açılmasına gerek olmadığını düşündü. Her ne kadar mini nükleer bomba Militech tarafından tedarik edilmiş olsa da durumun kamuoyu tarafından duyulması engellendi.

Buna karşılık Kress, Militech firmasını ulusallaştırdı ancak yaşanan olaydan ötürü şirkete bazı cezai yaptırımlarda bulundu. Kendi ülkesi içerisine sıkışan Militech, kaybettiği kaynakları yerine koyabilmek adına uzun süreli bir üretim sürecine başladı.

Öte yandan şirketin bir numaralı ismi Donald Lundee, bu durumdan pek memnun değildi. Arasaka ile olan husumeti kişisel olarak algıladı. İntikam yeminleri eden Lundee, bu fikrini hayata geçiremedi. Ne de olsa şirketin yeniden toparlanması ve üretim yapması gerekiyordu. Hükümet tarafından yapılan anlaşmalardan biri de, ordunun teçhizatının elden geçirilmesiydi. Bu her ne kadar Militech’in kasasını tekrar doldursa da kendi askerlerine ekipman sağlamak için gecikmesine neden oldu.

2077

2077 yılına gelindiğinde Militech, Night City başta olmak üzere birçok şehrin ve Özgür Eyalet’in bir numaralı silah tedarikçisi oldu. Bunun yanı sıra güvenlik güçleri konusunda da çalışanlarının hizmetini sundu.

Night City içerisinde faaliyetlerine devam eden Militech, Arasaka ile karşı karşıya olsa da eskinin yeminlerinin sessizce tekrarlandığı söylenmekte. Ancak benzer bir patlamanın yaşanmaması için iplerin kuvvetlice çekildiği de biliniyor.