Disenchantment Yapımcısı Josh Weinstein ile Fantastik Diziyi Konuştuk

Simpsons ve Futurama gibi, izlerken büyüdüğümüz dizilerin yapımcı kadrosunda yer alan Josh Weinstein, Matt Groening ile yeni bir seriye başladı. Şu günlerde fragmanı dönen Disenchantment, Netflix’te 17 Ağustos’tan itibaren yayınlanacak.

Bu sefer bilinenin dışına çıkıp fantastik bir evreni konu alan yapımcıyla telefonda görüşme yapma şansını yakalamışken, birkaç soruyu araya sıkıştırmamak olmazdı.

► Asi Prenses, Mutlu Elf ve Bir İblisin Fantastik Maceraları – Disenchantment’ı Erkenden İzledik

Gerçi soruları sıkıştırmak yerine, direkt röportaj şeklinde ilerledik desem daha doğru olur. Kendisinin dizi hakkındaki heyecanı sesinden belli oluyordu.

Melis: Uzun soluklu Simpsons ve Futurama serilerinden sonra izleyicilerinizin karşısına fantastik evreni konu alan Disenchanment ile çıkıyorsunuz. Bu iki fenomen seri ardından bu dizinin konusu nasıl ortaya çıktı?

Josh: Dizinin fikri 10 yıldır Matt’in aklındaydı. Bu dizi için çizim ve fikirlerle dolu tasarım defterleri bile hazırdı. Yaklaşık 3 yıl önce gelip bana fikirlerini anlattı ve “Bu işin içinde yer almalıyım,” diye düşündüm.

Melis: 3 yıl uzun bir zaman, yani üzerinde sıkı çalıştınız.

Josh: Evet, özellikle animasyon uzun zaman alıyor. Bölümleri bitirmek bile neredeyse 1 yıl sürüyor. Matt ve ben 3 yıldır bu proje üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca yazarlar, animatörler ve diğer kişiler de 2 yıldır bu işteler. Her şeyin hazır olması gerçekten uzun zaman alıyor.

Melis: Peki bu yeni dünyada işler nasıl yürüdü? Bu fikir aklınıza nasıl geldi?

Josh: İşte bu güzel bir soru. Matt fantastik kitapları okuyarak büyümüş. Ben de orta çağ tarihine, mitolojilere hayran şekilde büyüdüm. Dizinin fikrinin büyük kısmı bu alanlara olan sevgimizden geliyor. Diğer kısmı ise, Simpsonlar ve Futurama’da yaptığımız gibi yeni karakterlerle dolu yeni bir dünya yaratma isteğimizden geliyor. Orta çağ krallığında geçen, büyülü bir dünya ise karakterlerle doldurmak için çok zengin bir dokuya sahip. Bunu yapabiliyor olmak çok eğlenceliydi.

Melis: Kitap ve mitolojilerden etkilendiğinizi söylediniz. Peki ya bilgisayar oyunları? Onlardan da ilham aldınız mı?

Josh: Çok az diyebilirim. 90lı yıllarda gençtim, o zamanki oyunlar şimdi çok ilkel gelse de çok severdim. Donkey Kong gibi. Aynı zamanda macera oyunları benzeri online oyunlar da vardı. Onlar da çok eğlenceliydi. Ama gerçekten bilgisayar oyunlarının çok az etkilediğini söyleyebilirim. Dungeons and Dragons oyunu ise benim için farklı bir yere sahip. Sanırım Dungeons and Dragons ve FRP’nin büyük rolü olduğunu kabul etmemde sıkıntı çıkmaz.

Melis: Simpsons ve Futurama çizim ve modellemeleri birbirlerine çok benziyor. Bu yapımda farklı bir teknik denediniz mi?

Josh: Aslında yakınlar. Bu seride de karakter tasarımlarını Matt yaptı, yani kendi tarzını yansıttı. Ancak arka plan için daha hikaye kitabı benzeri zengin bir içerik sunmak istedik. Yani arkaplan Simpsons ve Futurama’dan çok farklı. Daha fantastik bir yapıya sahip. Ayrıca Disney’in Fantasia dünyalarından esinlendik.

Melis: Dizide Bean isminde bir anti-prenses var. Neden anti-kahraman seçtiğinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Josh: Sanırım Matt ve ben her zaman anti-kahraman fikrini daha çok sevdik. Bean ortaçap fantazi evreninde bir prenses, asla hükmetmesine izin verilmeyecek olan bir krallığın prensesi. Bunun yazılması ve izlenmesi çok ilginç olacak bir karakter olacağını düşündük. Maceralarını ve neden başkaldırdığını anlayabilirsiniz. Abbi Jacobson’dan bu rolü canlandırmasını istediğimizde doğru karar verdiğimizi anladık. Abbi’nin dinamikliği, baskınlığı ve sahip olduğu fikirler ile rolün gelişmesine ciddi katkı sağladı.

Melis: Abbi sadece sesiyle mi karaktere katkıda bulundu, yoksa geliştirme aşamasında da sizinle miydi?

Josh: Hayır, hem Abbi hem de diğer ses sanatçıları karakterlerin gelişimlerine yardım ettiler. Matt ve benim Futurama’da çalışmamız gibiydi. Yardımlaşma içerisinde. Ses sanatçılarıyla görüştükten sonra, seslerinin karakteristik özelliklerini eklediğimizde dizi karakterlerinin yerlerine oturduğunu gördük. Aynı zamanda, senaryoyu onlara seslendirmeleri için verirken, seslendirme sanatçılarına “İstediğinizi yapabilirsiniz. Aklınıza geleni, içinizden geçeni eklemekten çekinmeyin,” diyoruz. Yani aslında bölümlerin senaryolarının çoğu onlardan geliyor.

Melis: Peki Bean’in kişisel şeytanı Luci ve elf arkadaşı Elfo hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Josh: Aynısı geçerli. Luci’yi Eric Andre, Elfo’yu Nat Faxon seslendiriyor. İkisi de çok komik çocuklar. Rolleri gerçekten etkilediler. Luci ve Elfo, Bean’in omuzlarındaki melek ve şeytan gibiler. Sürekli Bean’in kararlarını etkilemeye çalışıyorlar. Elfo iyi olması için uğraşırken, Luci sürekli yaramazlığa teşvik ediyor. Ama aynı zamanda kendi karakterleri de var. Seri halinde ilerleyen bir program olduğu için de, hikaye içerisinde onların da parladığı anları görmek mümkün. Dizide ilerledikçe onların karakterleri hakkında da daha fazla bilgi sahibi oluyoruz.

Melis: Peki bu dizide ne tür bir “takım” izleyeceğiz? Çünkü Bean, Luci ve Elfo gibi çok farklı karakterleri bir araya getirdiniz. Bu takımın biraz kaotik göründüğünü söyleyebilirim.

Josh: Bu üçlü hikayenin ana karakterleri. Üstelik fantastik bir dünyada ergenlik hikayelerini anlatıyorlar. Bean, Luci ve Elfo 18-20 yaşlarında olarak düşünülmeli. Gerçi Luci bir şeytan olduğu için 1000 yaşında bile olabilir, ama kendi ırkı içinde hala genç. Yani, yetişkin olarak ilk defa dünyaya açılmalarıyla ilgili. Hayatlarındaki yetişkinlerin, kadimlerin onlara tüm anlattıklarına rağmen dünya üzerindeki kendi yerleriyle bulamalarıyla alakalı.

Melis: Peki Luci ve Elfo’nun geçmiş hayat hikayelerini de öğrenecek miyiz, yoksa Bean’e bağlı mı kalacağız?

Josh: İlerleyen zamanlarda tüm dünyaları ve hayat hikayelerini göreceğiz. Çünkü hepsinin çok ilginç hikayeleri var. Bir noktada Luci’nin geldiği yeri görmek için cehenneme bile gidebiliriz.

Melis: Netflix’te 17 Ağustos’ta, 10 bölüm olarak yayın hayatına başlayacak dizinin, devamı gelecek mi, yoksa tek sezonluk bir çalışma mı olacak?

Josh: Şimdilik 10 bölüm yayınlanacak. 11-20 bölümlerden oluşacak olan 2. sezonun yayın tarihleri ise Netflix’e bağlı. Yeni bölümler ortalama 6 ay içerisinde hazır olur. Hikaye devam ediyor. İzleyiciler 10. bölümde kaldıkları yerden, 11. bölüme devam edebilecekler. Tabii 6 ay beklemeleri gerekecek.

Melis: Heyecanla bitirdiğiniz, tırnaklarımızı yiyerek bir sonraki bölümü bekleyeceğimiz sonlar var mı?

Josh: Birinci bölümün sonunda biraz merak uyandırdık aslında. Umarım ki, her bölüm hikayesi kendi içinde bir bütünlüğe sahip olurken, diğer bölümlerle de bir yerden bağlanacak. İzleyicilerin ilk 10 bölüm ile tatmin olmalarını, ancak 2. sezonu da merakla beklemelerini istedik biraz.

Melis: Matt Groening ile birlikte üzerinde çalıştığınız başka proje var mı? Yakın zamanda yeni bir seri görecek miyiz?

Josh: Bu seri tüm zamanımızı alıyor. Önümüzdeki birkaç yıl iin sanırım her günümüzü Disenchanment üzerine yoğunlaşarak geçireceğiz gibi görünüyor.

Melis: Peki Simpsons ve Futurama hayranlarına söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Josh: Bu da tam nokta sorusu oldu aslında. Simpsonlar düzüsünde başlamadan önce, büyük hayranlıkla izliyordum. Umarım, bu serilerin takipçileri, Simpsons ve Futurama dizilerindeki en iyi yanları ve fazlasını Disenchantment dizisinde bulabilecekler. Simpsons ve Futurama’nın en iyi devamı havasında olacağını söyleyebilirim. Ayrıca tüm Futurama ses sanatçılarını da bu seri için bir araya getirdik. Tanıdık sesler duyacaksınız.

Melis: Ben de Simpsonlar dizisiyle büyüdüm, yeni dizinin yayına girmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Merak ettiklerim bu kadar, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Josh: Soruların yerindeydi, sanırım anlatabileceğim, hatta anlatmamam gerekenleri bile söylettin bana. Frpnet takipçilerine selam olsun.

Melis: Peki, zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.