İncelemeler

Spider-Man Saltanat İnceleme: Ağ Kafa Dönüyor

Frank Miller hiç kuşkusuz çizgi roman tarihinin en büyük isimlerinden biri. Miller’ın Daredevil ve Batman hikayeleri hem bu karakterleri hem de çizgi roman tarihini kökünden değiştirdi. Bunların en büyük etki yapanı ise Batman: Kara Şövalye Dönüyor’du. Miller’ın yazıp çizdiği, Klaus Janson’ın çinilediği ve Lynn Varley’in renklendirdiği hikaye aynı yıl çıkan Watchmen’le çizgi romanların ucuz janr hikayeleri olmanın ötesine geçip edebi ve politik anlamda tatmin edici eserler olabileceğini kanıtladı. Doğal olarak bu hikayeler sonraki kuşakların çizgi romancıları üzerinde kalıcı bir etki bıraktı. Yazar-çizer Kaare Andrews Spider-Man Saltanat’ta Kara Şövalye Dönüyor’a bir saygı duruşunda bulunuyor. Bunu da benzer bir hikayeyi Spider-Man’le anlatarak yapıyor.

Hikaye ana akım çizgi romanların anlattığı hikayelerden yıllar sonra, distopik bir New York’ta, geçiyor. Şehir Saltanat adı verilen bir rejim tarafından demir yumrukla yönetilmekte. Artık yaşlanmaya başlamış olan Peter Parker hayatına Spider-Man olmadan devam etmekte. Hikaye Peter’ı süper kahramanlığı bırakmaya iten travmalara ve geri dönmesine sebep olacak olaylara odaklanıyor. Bu ana fikri de yan karakterlerle zenginleştiriyor ve bize Spider-Man dünyasından tanıdığımız karakterlerin gelecekteki hallerini gösteriyor. 

Hikaye Marvel evreninde geçiyor gibi değil de Spider-Man evreninde geçiyor gibi hissettiriyor. Bilinen Marvel süper kahramanlarının neredeyse hepsi New-York’ludur, bu kitapta ise Spider-Man dünyasından olmayan kimsenin bahsi geçmiyor. Bu durum kitabın Marvel evreni ile alakalı çok şey bilmeyenlere de hitap edebilmesini sağlıyor ama evren hakkında çok şey bilenlerin aklında soru işaretleri oluşturuyor.

Frank Miller Esintileri

Kitap her yönden Miller’ın izinden gidiyor. Andrews’ün kullandığı anlatım dili Miller’ın eski dedektif romanlarından esinlenerek oluşturduğu üsluba benziyor. Hikayede kullanılan konseptlerin hatırı sayılır bir kısmı Miller’ın Kara Şövalye Dönüyor’unu hatırlatıyor. Andrews’ün karakterleri ve aksiyonu çizerken kullandığı stilde de Miller esintileri görülüyor. Ama Andrews’ün çizimleri Miller’ınkiler kadar göze hitap etmiyor. Bunda Andrews’ün özellikle arka planları çizerken kullandığı dijital yöntemlerin payı büyük. Dijital çizim kitabın yayınlandığı 2007’den bu yana ciddi bir mesafe kat etti. O dönemin dijital çizimlerini bugün okumak gözü rahatsız ediyor.

Hikayenin Kara Şövalye Dönüyor’a bu kadar yakın olması aslında en zayıf yönü. Çünkü Andrews çok iyi bir hikayeyi o hikayeye uygun olmayan bir karakter üzerinden anlatmaya çalışıyor. Spider-Man ve Batman arasındaki ciddi farklar Batman için yazılan hikayenin burada işlememesine sebep oluyor. Andrews iki karakter arasındaki kişilik farklarından bihaber değil. Ama hikayeyi bunlara uyacak şekilde değiştirmek yerine Peter Parker’ı Batman’e benzeyecek şekilde değiştirmeyi seçiyor.  Bu da karakterin önceki 45 yılda yazılmış tüm hikayelerine ters düşen bir kişiliğe bürünmesine sebep oluyor.

Batman’in birden fazla kişiliği olması karakterin temel bir özelliğidir. Ama Spider-Man’in maskesi sadece bir maskeden ibarettir. Kişiliği maskeyi takınca değişir, ama bu bambaşka bir insan olmasından değil maske sayesinde gelen özgüvenden dolayıdır. Bu kitap Spider-Man’in maskesine Batman’in maskesiymiş gibi davranıyor. Her süper kahraman halka ilham kaynağı olur. Fakat Batman’in çocuklara suçla savaşmak için ilham kaynağı olması geçmişte çocukları Robin olarak yanına almasından dolayı iyi bir fikir. Spider-Man’in böyle bir geçmişi olmadığı için bu tarz sahneler başka bir karaktere ait hissettiriyor.

Distopya Ve Mesaj Kaygısı

Hem Miller hem Andrews hikayelerinde bir mesaj kaygısı güdüyor. Genel olarak her distopya dönemiyle ilgili bir mesaj kaygısına sahiptir. Çünkü distopyalar gelecekte olabilecek şeyleri değil yazıldığı yılda gördüğü sıkıntıları eleştirir. Miller 80ler Amerikasının yozlaşmasından ve artan suç oranlarından şikayetçi, Kara Şövalye Dönüyor’da bunları eleştiriyor. Andrews ise 11 Eylül sonrası Amerika’nın otoriterleşmesinden rahatsız, bu yüzden insanları koruduğunu iddia ederken özgürlüklerini elinden alan baskıcı bir polis devleti tasvir ediyor. Ama Andrews’ün konuyla ilgili fikirleri kitabın hikayesiyle çelişiyor.

Hikayenin ikinci sayısında J. Jonah Jameson Andrews’ün politik fikirlerini içeren bir konuşma yapıyor. Bu konuşmada “Güvenlik mi istiyorsunuz? Emniyet mi istiyorsunuz? Başka birini aramayın. Kendi içinize bakın.” diyor. Bu sözler J. Jonah Jameson’ın 45 yıllık karakterizasyonuna uygun ama bu kitaptaki karakterizasyonuna uygun değil. Çünkü Jameson bu hikayede Spider-Man’e düşmanlık beslemiyor. Ama konuşma süper kahraman konseptine de karşı, halka süper kahramanları beklemeden kendinizi kurtarın diyor. Spider-Man’in varlığını meşrulaştırmak isteyen bir hikayenin bu tip monologları kullanması çelişkili bir durum.

Mary Jane’in Hikayedeki Yeri

Spider-Man’in suçla savaşmayı bırakacağına inanması oldukça zor. Andrews bunun sebebi olsun diye Peter’a ciddi bir travma yazıyor. Kitabın kapağında da görülebildiği üzere bu travma karısı Mary Jane’in ölümü. Ama sevdiği bir kişinin ölümünün Peter’ı Spider-Man olmaktan uzaklaştırması karaktere aykırı. Şartlar ne olursa olsun, Mary Jane’in ölümü Peter’ın suçu olsa bile, Peter suçla savaşmayı bırakmaz. Onu en başında suçla savaşmaya iten şey çok sevdiği bir insanın kendisi yüzünden ölmesi. Aynı travmanın çok benzerini yaşadığında suçla savaşmayı bırakması karakterin en temelindeki olayla çelişiyor. 

Mary Jane’i öldürmek süper kahraman kültürüne işlemiş bir anti feminist tutumun göstergesi. Çizgi roman tarihinde erkek kahramanın kadın yakınlarına zarar vererek cezalandırılması sık sık yaşanan bir olay. Mary Jane’in hikayede var olmasının tek sebebi Peter’a bir motivasyon sağlamak. Peter’dan bağımsız bir karakter gibi hissettirmiyor, hikayeyi ilerletmek için kullanılan bir araç gibi hissettiriyor. Hikayenin diğer kadın karakterleri de bir iradeye sahip değil. Kendileri bir şey başarmaktan çok erkeklere bir konuda ilham veriyorlar.

Kara Şövalye Dönüyor çizgi roman tarihinin en önemli eserlerinden biri. Ama ondan etkilenen bir çizgi roman onun öyküsünü kopyalamak zorunda değil. Aynı edebi kaliteye ve alt metin derinliğine sahip alakasız bir çizgi roman Kara Şövalye Dönüyor’un ruhuna öykünün sığ bir kopyasından daha sadıktır. Spider-Man Saltanat Spider-Man’in Kara Şövalye Dönüyor’u olmak istiyor ama kötü bir Kara Şövalye Dönüyor taklidinden öteye geçemiyor. Yine de okunmaya değer bir çizgi roman, Andrews’ün Frank Miller esintili çizimleri oldukça başarılı ve kitap bazı duygusal karakter anlarında okura bir şeyler hissettirebiliyor.

Bu İçeriğe Oy Verin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Log In

Forgot password?

Forgot password?

Enter your account data and we will send you a link to reset your password.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Log in

Privacy Policy

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.