İncelemeler

Adım Clark Kent, Superman Değilim – Superman: Gizli Kimlik İncelemesi

Superman: Gizli Kimlik, Clark Kent adında bir normal çocuğun hikayesini anlatıyor. DC şakalarına maruz kalmaktan bıkan genç, tüm hayatını Superman’in gölgesinde yaşayacağını düşündükçe bunalıma giriyor.

Yapı Kredi Yayınları‘nın dilimize kazandırdığı son DC çizgi romanı, Superman: Gizli Kimlik oldu. 4 sayılık seriyi bir araya getiren bu ciltte Kurt Busiek, bizlere garip bir hikaye anlatıyor.

Çizgi roman, Clark’ın doğum günü kutlamalarıyla başlıyor. Ana karakterimiz, Kent ailesinin en geç ferdi. Ve ailesi, bu fikri komik bularak oğullarına Clark adını vermiş. Dolayısıyla gerçek dünyaya çok benzeyen bu evrende gayet sıradan bir çocuk olan Clark’ı, hayatı boyunca Superman şakalarına maruz kalmaya mahkum etmişler. Bu yetmezmiş gibi bir de her doğum gününde ona Superman’li hediyeler veriyorlar. Clark da yalnızca isminden ötürü böyle bir hayat yaşamaktan fazlasıyla bunalmış bir genç.

Hikayenin başında Clark’ın günlük yaşantısına tanık oluyoruz. Böylesi ünlü bir ismi duyunca kimsenin onun arkasındaki kişiyi tanımakla uğraşmadığını görüyoruz. Hatta ailesi bile Clark’a Smallville‘de izledikleri Superboy’muş gibi davranıyor bazen. Sanki onun, Superboy’dan farklı olan yanlarını görmezden geliyor gibiler. Kısacası, bir çizgi roman karakterinin ismini taşımak Clark’ın kişiliğini gölgede bırakıp siliyor sanki.

Ancak Clark’ın asıl özlemini çektiği şey bir arkadaşlık ilişkisi. Çünkü küçüklüğünden beri hiçbir yakın arkadaş edinememiş, yalnız büyümüş bir çocuk o. Okulda isminden ötürü herkes onun çizgi roman delisi bir ezik olduğunu düşünüyor. Öte yandan ezik geek tayfa da Clark’ın çizgi romanlar konusundaki cahil olduğunu düşünüyor ve onunla konuşacak bir şey bulamıyor. Zaten Clark da çizgi romanlardan ve süper kahramanlardan bıkmış. Bu konuda bir şeyler öğrenmeye hiç de hevesli değil.

Bu yüzden ana karakterimiz yalnız geçirdiği vakitleri doğa yürüyüşleriyle ve yazarak dolduruyor.

Superman: Gizli Kimlik – Garip ama İlgi Çekici Bir Hikaye

Bu ciltte övülesi birçok şey var. Ancak ilk başta Stuart Immonen’in çizimlerini öveceğim. Immonen’in çizgileri karakterlerin yüz ifadelerini ve dolayısıyla duygularını çok başarılı yansıtıyor. Zaten çizim tarzını ve kullandığı renkleri de anlattığı olayların duygusallığına göre değiştiriyor. Bu yüzden hafif olayları daha detaysız çizimlerle görürken duygusal karelerde kalem darbeleri ve gölgeler olayın ağırlığını bize hissettiriyor.

Hikayenin yazarı Busiek de hikayesine Clark Kent adında normal bir çocuğun bizim dünyamızda neler yaşadığını anlatarak başlıyor. Fakat kısa sürede olaylar çok garip bir yön kazanıyor. Sürprizleri bozmak istemediğimden bu garipleşen hikaye örgüsünü detaylandırmayacağım. Sadece tüm hikayenin normal bir çocuğun ruh halini anlatmadığını söyleyeyim.

Ciltte dört sayı var ve her sayıda Clark’ın hayatının başka bir dönemini görüyoruz: Ergenliği, yetişkin hayatı, aile hayatı ve yaşlılığı. Bu süreçte Clark kendisini tanımaya başlıyor ve isminin arkasına bakıp onu tanımak isteyen bir kadınla tanışıyor. Ancak yine de ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, hiçbir ilişkisi ve hatta kendine dair kendi düşünceleri bile Superman’in gölgesinden kaçmayı başaramıyor.

Superman: Gizli Kimlik çığır açıcı bir hikaye değil. Zaten yazar da ön sözünde bunu kabul ediyor. Ancak yeni olmasa bile ilgi çekici bir hikaye anlatmayı başarmış. Bunu da empati kurabileceğimiz bir karakter üzerinden etkileyici bir şekilde yapmış. Yani bu cilt tartışmasız bir şekilde okura keyifli vakit geçirtiyor.

Superman: Gizli Kimlik yayımlandığı günden beri övgü topluyor. Goodreads puanları 5 üzerinden 4.3 iken satış rakamları da çok yüksek. Fakat bu cilde klasik bir süper kahraman hikayesi gibi komedi ve aksiyon beklentisiyle yaklaşırsanız memnun kalmayabilirsiniz.

Önerilerimizi Yapalım

Bundan kısa süre önce yine gerçek dünya ile çizgi roman karakterlerini buluşturan Crossover’ı incelemiştik. Onu gönül rahatlığıyla tavsiye etmiştim çünkü çizgi roman ile ilgilenen herkesin ilgisini çekeceğine inanıyorum.

Yapı Kredi Yayınları da daha önce Luthor ile muhteşem bir iş sunmuştu bizlere. O hikaye de Superman’de hiçbir değişiklik yapmıyordu. Ancak ana karakter Luthor olunca onun gözünden, onun algısıyla Metropolis ve Superman gözümüze korkunç ve kötü görünüyordu. Böylece Luthor’ın öfke ve nefretini anlama şansımız oluyordu.

Dolayısıyla yukarıdaki Superman: Gizli Kimlik tanıtımı ilginizi çektiyse hem onu hem de Luthor ve Crossover ikilisini tekrar öneriyorum. Üçü de normal insanların süper kahramanlarla olan mücadelesini başarılı şekilde işleyen hikayeler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu