Age of Wonders III İncelemesi
Ordumu yavaşça dağın arkasına sakladım. Ertesi sabah, güneşin ilk ışıklarıyla beraber dağın etrafından dolanıp, düşmanımın savunmasız kalesini ele geçirmek için plan yapıyordum. Ne yazık ki, rakibim benden daha iyi bir stratejist çıktı. Dağdan indiğimde karşımda kuşatmaya hazırlanmış, uzun surları ile bir şehir bekliyordu. Öte yandan arkamda bıraktığım savunmasız şehrim de, düşmanımın eline geçmişti.
Age of Wonders III aynı bunun gibi hikayeleri sizlere yaşatacak cinste bir oyun. Bu ufak paragraf oyunda başıma gelen ufak bir olay. Hem de ana senaryoyla ilgisi olmayan, rastgele açmış olduğum haritalardan birinde başıma geldi. Peki Age of Wonders III (AoW 3) nasıl bir oyun olmuş? Hemen mercek altına alıp bakalım.
Uzun zamandır merakla beklenen bir oyun olmasına karşın, benim gözümden kaçan bir oyun oldu. Kendisine has çılgın bir takipçi kitlesi var. Ortaya koyduğu High-Fantasy diyarı ile kendinizi haritanın dört bucağında, diyalogları okurken bulabiliyorsunuz. Oyunun özelliklerine geçmeden önce oldukça karmaşık ve entrika dolu senaryosundan biraz bahsetmek istiyorum.
AoW 3, ilk oyunun öncesini anlatıyor. Açıkçası diyara pek hakim değilim ama oynadıkça hakim olmaya başlıyorsunuz. Bu dönemde insanların Commonwealth Empire ismini verdikleri kocaman bir imparatorlukları var. Yaşanan savaşlardan ötürü elf ırkı, kara elfler ve orman elfleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Elfler yeniden toplumlarını birleştirmeye çalışmaktadır. Öte tarafta ise Commonwealth Empire, büyük sınırları içerisindeki kargaşayı düzene sokmaya çabalamaktadır.
Oldukça uzun bir ana senaryosunun olduğunu söyleyebilirim. Ben henüz bitirebilmiş değilim. Çünkü oyunun yapay zekası dudak uçuklatacak cinste hazırlanmış. 4X-tabanlı oyunların en büyük sıkıntısı, senaryo ve süre ilerledikçe yapay zekanın da aşırı güçlenmesi (Resmen abarmak denir buna!). AoW 3’te bu sıkıntıdan muzdarip. Heroes III: Might and Magic serisine pabuç çıkartamaz ama saç baş yolduğum yerler olmadı değil. Özellikle dediğim gibi ana senaryo ilerledikçe, alakasız güçlü ordulara karşı mücadele vermek zorunda kalıyorsunuz.
Oyunun en önemli etmeni Herolar yani Kahramanlar. Dilerseniz kendinize ait bir kahraman yaratabilirsiniz. Birçok farklı sınıf ve ırk bulunuyor. Elbette Cüce ırkı olduğu için hemen bu konuya el atmış bulundum. Karakteristlik özelliklerini çok fazla değiştiremeseniz de, farklı sınıfları ve farklı ırkları ana senaryo modu haricinde deneyimlemek için kahraman yaratma kısmına bir bakmanızı öneririm. Oyunda 6 farklı ırk var. Hali hazırda fantastik edebiyat ve fantazi oyunlarıyla ilgilenenlerin bileceği tarzda ırklar. İnsanlar, Draconianlar, Elfler, Cüceler, Orklar ve Goblinler.
Elbette her ırkın kendine has farklı birlikleri bulunuyor. Bu noktada dikkat çekmek isteyeceğim bir husus var. Oyuncular, harita üzerinde istedikleri yerlere şehirler, kaleler, bekçi kuleleri kurabiliyor. Bu konuda bir kısıtlama olmaması hoş olmuş. Sadece ırkınıza uygun bölgeye yerleşmeniz ve bölgede yeteri kadar kaynak olması gerekiyor. Ancak bazı birimleri kurduğunuz şehirlerden çıkaramıyorsunuz. Bunun için Research (Araştırma) yapmanız gerekiyor.
Araştırma kısmını kahramanlarımız yapıyor. Belirli bir süre ve kaynak harcaması yaptıktan sonra o ırka ait en güçlü, en heybetli birimleri çıkarabilecek seviyeye geliyorsunuz. Seviye demişken, bunu yapabilmek için kahramanımızın 10-15 seviye arasında bir yerde olması gerekiyor.
Savaşlar Hexagon bir harita üzerinde yapılıyor. Birliklerinizi yerleştirirken, kalenizi savunurken buna çok dikkat etmeniz gerekiyor. Birbirine uzak olan iki birlik, sandığınızdan daha yakın olabiliyor. Savaşlar biraz yavan olmuş. Özellikle ilk başlarda ne yapmanız gerektiğini pek anlamıyorsunuz. Sürekli birlik kaybediyorsunuz. Beklenmedik yerlerden saldırı alabiliyorsunuz. Oyun boyunca oyuncuya verilen ipuçları ve tüyolar da, yetersiz kalıyor. Bunun yerine baştan sonra hazırlanmış bir Training Scenario olması daha iyi olurmuş gibime geliyor.
Oyun ses konusunda biraz yetersiz kalıyor. Görev başlarında, hikayeyi anlatan bir kişi var evet. Ama oyunun içine girdiğinizde hiç bir ses yok. Bazen karakterler arasında diyaloglar yaşanıyor ama maalesef hiç ses yok. Grafikler ise sorun edilecek düzeyde değil. Bu tarz oyunlarda grafikten çok oynanabilirlik ve stratejik imkanlara bakmak gerekiyor.
Benim açımdan keyif almayı başaramadığım bir oyun oldu. Ama bu demek değildir ki oyun kötü. Gerçekten oldukça detaylı hazırlanmış bir arayüzü var. Tüm makro-mikro detaylar sizin elinizden geçiyor. Ancak CIV gibi Europa Universalis gibi oyunlardan zevk almıyorsanız, hiç vakit harcamayın. Çünkü neyin neden olduğunu anlamaya çalışana kadar, hoşunuza giden bir oyuna bakmak daha iyi olacaktır.