American Gods Romanında Gönderme Yapılmış Tüm Şarkılar!
Sıkı Neil Gaiman okurları, müziğin yazar için hem hikayelerinde hem de hikayelerini kaleme alırken taşıdığı önemi bilir. Hikayelerine kattığı şarkılar, çoğu zaman Gaiman’ın betimlemelerinin temel taşlarından biri olmuştur. Yazarın çoğu kitabında önemli bir yeri olan müziğin, bizzat Neil Gaiman’ın bir “yolculuk hikayesi” olarak tanımladığı American Gods‘ta ise ayrı bir yeri olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz.
Romandan uyarlanan dizinin izleyiciyle buluşmasına bir gün kala dinleyip iyiden iyiye havaya girebilmeniz için American Gods’ın birbirinden güzel şarkılarını sizler için bir araya getirdik!
1. Nottamun Town
Ortaçağ’dan kalma bir İngiliz halk şarkısı olan Nottamun Town bir yandan Jack’s Crocodile Bar’ın ismine ilham verirken bir yandan da barda Shadow’un hayatının alt üst oluşunu özetler nitelikte.
2. Patsy Cline – Walkin’ After Midnight
Aşk acısını ve sevdiğiniz birinin artık yanınızda olmamasının hüznünü anlatan Walkin’ After Midnight, Jack’s Crocodile Bar’da tam iki kere çalıyor. Spoiler vermeden bahsedecek olursak aşk cephesinde gülmeyen kahramanımız Shadow Moon’un kalbini “kırık” olarak nitelendirmek, başına gelenleri düşündüğümüzde az bile kalır.
3. The Dixie Cups – Iko Iko
İki New Orleans çetesinin arasındaki çekişmeyi konu alan şarkı adeta romanın esas temasını özet geçiyor.
4. The Velvet Underground – Who Loves the Sun
Mad Sweeney, bu şarkıyı Jack’s Crocodile Bar’daki müzik kutusunda çalışının ardından Shadow’a yanlışlıkla büyülü güneş altınını verir ve Shadow için iyi mi kötü mü olduğuna hala karar veremediğim bir olayın gerçekleşmesine sebep olur – Laura’yı canlandırır.
5. The Beatles – Fool On the Hill
Kitaptaki birkaç Beatles göndermesinden ilkine Shadow, Laura’nın cenazesine giderken rastlıyoruz. Mola verdiği benzin istasyonunda çalan şarkının isminde de geçen “fool” yani “aptal,” doğru bildiklerinin aslında ne kadar yanlış olduğunu öğrenmek üzere olan Shadow Moon’a bir gönderme olabilir mi?
6. Was Not Was – Shadow and Jimmy
Şarkının ismine baktığımızda çok da şaşırtıcı gelmeyecektir – Neil Gaiman’a, Shadow’un ismi için ilham kaynağı olan şarkı.
7. Led Zeppelin – Immigrant Song
Kitabın üçüncü bölümünün ortalarından itibaren Mr. Wednesday’in kimliğine dair ağır göndermeler, ismini saymazsak tabii, başlıyor. Gaiman’ın İskandinav mitolojisine olan ilgisini ve kitabın ana karakterleri Shadow ve Mr. Wednesday’in gerçek kimliklerini göz önünde bulundurduğumuzda Immigrant Song’a göndermesiz bir American Gods gerçekten de eksik kalırmış.
8. Midnight Special
Amerika’nın güney kesimindeki hapishane mahkumları arasında doğduğuna inanılan bir başka halk şarkısı Midnight Special ise dördüncü bölümün başında, Zorya Polunochnaya gökyüzünden kopardığı Ay’ı, onu koruması için Shadow’a verdiğinde karşımıza çıkıyor.
9. Maurice Ravel – Bolero
American Gods’ın şüphesiz ki en güzel bölümlerinden biri olan The House on the Rock’da çalan birçok klasik parçadan ilki olan Bolero, bu absürt yer ile tanrıların ciddiyetini başarıyla bir araya getiriyor.
10. Johann Strauss II – The Blue Danube
Dünya’nın En Büyük Atlıkarıncası’na binerken arkada bu kadar “heybetli” bir bestenin çaldığını düşünün. Shadow Moon, Dünya’nın En Büyük Atlıkarıncası’na binerken arkada bu kadar “heybetli” bir beste çalıyordu, ona eşlik eden tanrılarla birlikte.
11. The Stooges – T.V. Eye
T.V. Eye, televizyon ekranındaki Lucy Ricardo’nun bir anda Shadow ile konuşmaya başladığı tüyler ürpertici sahneye cuk oturmuş.
12. Grace Jones – Little Drummer Boy
Bir yılbaşı klasiği olan bu parça, Shadow ve Mr. Wednesday’in yeni yıl kahvaltısına ayrı bir hava katıyor.
13. Tom Waits – Tango Till They Are Sore
Onuncu bölüm şarkının nakaratından bir alıntıyla başlıyor: “I’ll tell you all my secrets/But I lie about my past/So send me off to bed for evermore.”
14. Darlene Love – Winter Wonderland
Dondurucu soğukta Lakeside’a yürümenin oldukça aptalca bir iş olduğunu fark eden Shadow’un bu şarkıyı mırıldanmaya başlaması bir hayli ironik.
15. The Beatles – Help!
Donarak ölmek üzereyken, pop kültürün tanrıları sayılabilecek olsalar da, muhtemelen Beatles’a dua etmeye başlamazsınız. Fakat mucizevi bir şekilde, Help’i mırıldanmak Shadow’un işine yarıyor.
16. Scott McKenzie – San Francisco
Shadow’un planlarını alt üst etmesinden sıkılan Mr. Wednesday, telefonda San Francisco’ya gideceklerini açıkladıktan sonra konuşmayı “saçına takacağın çiçekler ise isteğe bağlı,” sözleriyle bitirerek Scott McKenzie’nin şarkısına ufak bir selam yolluyor.
17. Putting It Together – Old Friends
Şarkıdan bir alıntı ile başlayan on üçüncü bölümün karanlık ve melankolik havası, neşeli gibi görünse de oldukça hüzünlü sözlere sahip Old Friends ile paralel gidiyor.
18. Gary Portnoy – Where Everybody Knows Your Name
Yaşamı, kimsenin adını bilmediği bir yerde olmasına bağlı olan Shadow, Mr. Wednesday’in suikastini izlerken arkada hepimizin “Cheers dizisinin şarkısı” olarak bildiği Where Everybody Knows Your Name’in çalması da kitapça sık sık karşımıza çıkan ironilerden biri.
19. Dave Van Ronk – Hang Me, Oh Hang Me
On beşinci bölümün açılışını, Hang Me, Oh Hang Me adlı parçadan bir alıntı ile yapıyoruz. Uzaktan yakından İskandinav mitolojisi ile alakanız varsa Odin’in kendini Yggdrasil’in dallarından sallandırışını da bilirsiniz. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Shadow da Odin ile aynı kaderi paylaşıyor, şarkının sözleri de Odin ve Shadow’un kişisel yolculuğu arasındaki paralellere ince göndermelerde bulunuyor.
20. Tom Jones – What’s New Pussycat?
Mr. Nancy’nin karaoke seçimi olan What’s New Pussycat; çekici, flörtöz ve eğlenceye en az ölümlüler kadar düşkün olan Anansi için mükemmel bir seçim.
21. Frank Sinatra – The Way You Look Tonight
Her ne kadar Mr. Nancy karaoke şovu sırasında Jerome Kern’in, The Way You Look Tonight yorumunu seslendirmiş olsa da şarkının her hali Anansi’yi hedefine ulaştıracak kadar başarılı – izleyicilere bugüne kadar nadir görülen bir karaoke performansı izleterek onların tezahüratlarıyla, alkışlarıyla, övgü dolu sözleriyle beslenmek. Tam da bir tanrının isteyeceği gibi.
22. The Animals – Don’t Let Me Be Misunderstood
Gelelim ağzını bıçak açmayan, sözlerin değil aksiyonun adamı olan ana karakterimiz Shadow Moon’un karaoke seçimine. Don’t Let Me Be Misunderstood neşeyi, siniri, pişmanlığı, yani insana has duyguları ele alan bir şarkı. O kadar tanrının içinde tek ölümlü Shadow’un insanlığını anlatacak bir parça seçmesi gerçekten manidar.
23. Indigo Girls – Closer to Fine
Kitabın sonlarına doğru tanıştığımız Samantha Crow’un müzik zevklerine daha onu gördüğümüz ilk sahnelerden birinde hakim oluyoruz. Çalıştığı kahve dükkanının kapanış saatlerinde gerçekleştirdiği rutini esnasında açtığı ve dans etmeye başladığı Indigo Girls şarkısı aslında okurlara da Samantha Crow karakterini özetliyor.
Bonus Parça: Steven Stern – Soul of a Man
Hikayenin içine işlemiş şarkıların ardından, bir de hikayenin tümüne dışarıdan bakan bir parçayla yazımızı noktalayalım. Soul of a Man, kitapta göndermelerde bulunulan parçalardan biri değil. Hatta American Gods’ın raflarda yerini alışından çok daha sonra çıkmış bir şarkı. Fakat inancın özünü ve insanlığın “tanımını” sorgulamasıyla Soul of a Man bana kalırsa hem Shadow Moon’un yolculuğunu hem de kitabın alt metinlerde okuyucuya yönelttiği soruları mükemmel bir şekilde bir araya getiriyor.