İncelemeler

DC Comics’in En İyi Hikayelerinden Biri Bunu Hak Edecek Ne Yaptı? – Batman: The Killing Joke İncelemesi

batman-killing-joke-animasyon-joker-banner

Seks satar, şiddet her gün manşetlerdedir fakat Batman: The Killing Joke‘un animasyon uyarlamasında da gördüğümüz gibi böylesine popüler iki olgunun izleyicinin gözüne sokulması, başarılı bir yapımı garantilemiyor.

Warner Bros.’un efsane bir ikili olan Alan Moore ve Brian Bolland ellerinden çıkmış bir DC klasiği olan Batman: The Killing Joke gibi bir çizgi roman kültünü izleyiciyle buluştururken böylesine çuvallamış olması asıl şaşırtıcı nokta.

Bazı materyaller o kadar kaliteli ve o kadar iyidir ki başarısız olma, beğenilmeme şansı sıfıra yakındır. Böyle materyaller aynı zamanda stüdyolar için kolay kazancın kapısını açacak birer anahtardır. Peki nasıl oldu da Warner Bros. neredeyse her kapıyı açacak The Killing Joke anahtarıyla yarattığı küçük animasyon dünyasının içinde kilitli kaldı?

batman-joker-killing-joke

Uyarlamada yanlış ele alınmış birçok nokta var. Öldüren Şaka’da okuduğumuz Barbara Gordon‘ın hikayesi okuyucuyu rahatsız ederken bir yandan da aklında sorular uyandıran ve sınırları zorlayan bir hikayeydi. Peki izlediğimiz Barbara Gordon kim? Batman sevdası aklını başından almış, süperkahramancılık oynayan bir genç kız. Öldüren Şaka’da başına gelen olayların ardından, dünyanın dört bir yanını saran bir iletişim ağını yöneten Oracle kimliğini üstlenen Barbara Gordon’ın böylesine aklı havada lanse edilmesinin saçmalığını bir kenara bırakırsak, yaklaşık ilk 20 dakika boyunca izlediğimiz Batgirl, asıl karakterin ucuz bir kopyası olmaktan öteye gidememiş. Uyarlama, Barbara Gordon’ın sert hikayesini, geçirdiği travmayı ve karakterinin derinliğini izleyiciye aktarmadaki en önemli fırsatını çarçur etmiş.

Öldüren Şaka, Batgirl ve Batman’in “ilişkilerinin” üçüncü yılında başlıyor. Gündüzleri bir kütüphanede çalışan ve tek fonksiyonu Barbara’ya erkekler hakkında tavsiye vermek gibi görünen eş cinsel kankasıyla zaman geçiren Batgirl’ü sık sık yoga öğretmeniyle, yani Batman ile, arasındaki karmaşık ilişkiden yakınırken görüyoruz. Barbara, yoga öğretmeninin kontrolü elinde tutmayı sevdiğinden ve kendisinin de çoğu zaman bundan şikayetçi olmadığından bahsediyor. Ama henüz pek de ileriye gitmediklerini de ekliyor, ilişkilerinin daha o türden bir ilişki olmadığının altını çiziyor.

batgirl

İkili birbirlerine karşı besledikleri fakat bir türlü ifade edemedikleri duyguların acısını düşmanlarından çıkarırlarken, sahneye aile işinin başına geçmek isteyen ve Batgirl’e karşı özel bir ilgi duyan genç mafya Paris Franz girer. Franz’ın kafayı Batgirl’e takması üzerine Batman, onun bu davada çalışmasını yasaklar ama Batman de kim oluyor da Batgirl’e kiminle savaşıp kimden uzak duracağını söylüyor ki? Asi kızımız Batgirl bu uyarıyı dikkate almaz ve Paris Franz’ın peşinden gitmeye devam eder.

btmn-kj07

İlk 20 dakika boyunca izlediğimiz, çizgi romanda yer almayan ve amacının Barbara Gordon karakterine yeni bir boyut katmak olduğunu tahmin ettiğim bölüm ne yazık ki başarısız olduğu gibi amaçladıklarının tam tersini yapıyor. Uyarlama, Alan Moore’un bile Barbara Gordon’ı cinsel bir obje olarak kullanma konusunda dile getirdiği pişmanlığını telafi etmek için elde ettiği tek şansı kaçırarak onu, romantik komedilerde rastlayabileceğimiz türden bir klişeye dönüştürüyor.

btmn-kj10

Bahsettiğim ilk 20 dakika, Öldüren Şaka’nın ana hikayesine hiçbir katkıda bulunmuyor. Romantik komedi klişesi Batgirl’ün yanında yüzeysel, akıl karıştırıcı ve sanki duyguları alınmış bir Batman izliyoruz. Aralarındaki diyaloglardan tutun, DC çizgi roman ve animasyon tarihinin en gereksiz sahnesi olarak gördüğüm seks sahnesine kadar, 20 dakikalık giriş iki alakasız hikayeyi zorla birbirine bağlamaya çalışıyor gibi gözüküyor.

batgirl-batman-sex

Sosyal medyada ve çeşitli platformlardaki yorumlarda gördüğüm kadarıyla Batman ve Batgirl arasındaki ilişkinin romantik bir boyut kazanmasından memnun olanlar da yok değil – Nightwing kim ki zaten? Büyük resme baktığımız zaman romantik bir alt metin gereksiz fakat o kadar da kafaya takılmayacak bir problem gibi gözüküyor. Ama ikili arasındaki bu yeni ilişkinin işlenişi bu kadar kalitesiz ve zorlama olunca uyarlamanın aldığı düşük puanları haklı bulmadan edemiyor insan. Bir önceki cümlede belirttiğim gibi böyle kalitesiz ve zorlama bir ilişkiyi çizgi roman tarihinin en karanlık hikayelerinden birine eklemeye çalıştığınız zaman, ana hikayenin ağırlığı ve ciddiyeti sulanıyor. Açık konuşmam gerekirse, ilk 20 dakikayı atlasanız hiçbir şey kaybetmezsiniz.

btmn-kj05

İlk 20 dakika hakkındaki isyanlarımı zor da olsa bitirdiğime göre nihayet ana hikayeye gelebiliriz. O kadar da başarılı olmayan bir çizim tekniğiyle, çizgi romanda okuduklarımızın daha heyecansız bir versiyonunu izliyoruz. Animasyon tekniğinin pek de başarılı olmaması, muhtemelen filmin aldığı +18 etiketi yüzünden verilen sınırlı bütçeden kaynaklanıyor. Tabii ki bu etiketin güzel yanları da yok değil. Bütçe kısıtlanmış olabilir fakat en azından hikayenin en çarpıcı bölümleri daha geniş bir kitleye hitap etme adına kesilmemiş ya da sansürlenmemiş.

btmn-kj37

Uyarlama boyunca hakkında kötü tek bir söz bile söyleyemeyeceğim bir konu varsa o da Mark Hamill’in, Joker rolünde yarattığı harikalar. Çizgi romanda da en sevdiğim sahneler olan Joker’ın hikayesinin anlatıldığı sahnelerde Hamill, Gotham’ın en tehlikeli delisini canlandırırken gösterdiği başarıdan geri kalmıyor. Joker’ın bir zamanlar kim olduğunu gösteren o sepya sahnelerde karakterin yaşadığı umutsuzluğu, üzüntüyü ve akıl sağlığındaki çatlamaları izleyiciye büyük bir başarıyla aktarıyor. Nasıl olduğunu anlamadan kendinizi Joker için üzülürken buluyorsunuz.

btmn-kj30

Tabii ki Hamill’in başarılı oyunculuğunun kapatamadığı açıklar da var. Joker’ın geçmişini gördüğümüz sahneler başarılı fakat yine de çizgi romandaki ağırlıklarını yansıtmakta yetersiz kalıyorlar. Eşinin ölümü, deliliğe tamamen teslim oluşu gibi bugün okuduğumuz ve izlediğimiz Joker’ın oluşumunda büyük önem taşıyan elementlerin işlenişine gereken özen gösterilmemiş. Joker için üzülüyorsunuz fakat yaşadıklarının ağırlığını çizgi romandaki gibi hissetmiyorsunuz.

btmn-kj62

Komiser Gordon’ın akıl sağlığını korumak ve gerçekliğe tutunmak için verdiği mücadele ile Batman ve Joker’ın yüzleşmesi ise oldukça güzel işlenmiş. Yine de Batman’in en sevilen hikayelerinden biri olan Öldüren Şaka’nın uyarlamasının bu derece ortalama olması oldukça üzücü. En iyisi bu uyarlamanın sessizce unutulmasına izin vermek.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. DC son zamanlarda cidden vasat işler yapıyor. Çizgi romandan tutun animasyona, yaptığı işler eskilerin yerini bir türlü tutamıyor. Berbat dizilerine hiç değinmeyeceğim bile. Sinema ayağı zaten felç. Bir tek oyun kısmında başarılı o da Arkham serilerinin sayesinde. Artık noluyor lan bize diye silkinmeleri lazım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu