Daha İyilerinin Anılarını Yâd Etmek İsteyenlere: Atom RPG İncelemesi
Hangimiz bizleri Fallout serisinin güzel, görkemli günlerine götürecek (ki benim için o günler New Vegas ile bitti) ya da S.T.A.L.K.E.R.’ın tüyler ürpertici atmosferine bir kez daha sokacak yeni bir kıyamet-sonrası oyununa hayır diyebilir? Eminim ki benzetme amaçlı kullandığım iki başlık da bu türü sevenlerin ilgisini çekmeye yetti bile. Peki, oyuncuyu tekrar o özlediği, “has be has nükleer kıyamet sonrası çoraklıklarına” götürme sözüyle yola çıkmış Atom RPG, sözünü ne kadar tutabiliyor?
Bu Sefer Nerenin Çorak Topraklarındayız?
Atom RPG, 1986 yılında Sovyetler Birliği ve Batı Bloğu’nun, giriştikleri nükleer savaş sonucu birbirlerini yok ettikleri bir dünyada geçiyor. Bizler de oyunun deyimi ile bu nükleer “Holokosttan” sağ çıkmayı başarabilmiş şanslılardan(?) biriyiz. Görevimiz ise Soviet Wasteland’de hayatta kalmak ve gizemlerini keşfetmek. Tabii ki işler elimizi kolumuzu sallayarak keşif yapabileceğimiz kadar yolunda gitmiyor; kendimizi, gün yüzüne çıkarılmazsa yeryüzüne tutunmayı başarabilmiş hayatın geri kalanını da yok edecek bir komplo teorisi ile karşı karşıya buluyoruz.
Evet, nükleer bombalar ile yaşamın kökünü kurutmak yeterli değilmiş gibi bir de komplo teorileri ile uğraşmamız gerekiyor.
Teknik Konuşalım
Standart, sıra tabanlı oyun mekaniğini kullanan ATOM RPG’nin mekanikler açısından göze batacak bir farklılığı yok. Oynanış, türe alışkın olmayanların da kolaylıkla kavrayıp oyunda ilerleme kaydedebileceği düzeyde. Fallout serisinin ilk iki oyununu, Wasteland oyunlarını ya da benzerlerini oynadıysanız sizin için Batı cephesinde yeni bir şey yok.
İsminden de anlaşılacağı üzere rol yapma ögelerinin de bulunduğu bir oyun Atom RPG. Bu ögeleri de başarıyla işlemişler. Karakter oluşturma ekranı, oynamak istediğiniz türden karakteri istediğiniz ölçülerde yaratmanıza izin verecek kadar detaylı. Karakterinizin geçmişine dair detayların verilmesi de gerek rol yapma yönünü güçlendirmek, gerekse oyunun atmosferine kattığı tadı göz önünde bulundurursak güzel, ince bir dokunuş olmuş.
Hikaye ve görevler düz bir çizgide ilerlemiyor. Pek çok görevde birkaç farklı çözümleme seçeneği, hikayeyi ise birkaç farklı şekilde sonlandırma imkanı var. Kaldı ki artık ne oyuncular, ne de yapımcılar lineer çizgide ilerleyen bir rol yapma oyunu fikrini akıllarına dahi getirmiyorlar. Yani kısacası Atom RPG, rol yapma oyunu gerekliliklerini başarıyla yerine getiriyor.
Atmosfer Çok Önemli
Mekanik özellikleri açısından Fallout 1 ve 2’yle neredeyse birebir aynı diyebileceğimiz Atom RPG’nin atmosferi bana Fallout serisinden daha ziyade S.T.A.L.K.E.R.’ı hatırlattı. Elbette ki bunun asıl sebebi, oyuna hakim Rus kültürü esintileri fakat bunun yanı sıra oyunun nükleer kıyamete yaklaşımı da Fallout serisine kıyasla daha sert ve karanlık.
Bu atmosferin oyuncuya geçmesi için özenle uğraşıldığı belli olsa da bu uğraşları boşa çıkaran büyük bir etken var: dil. Oyunun ana dili Rusça, ben İngilizce çevirisini oynadım ve bu çevirinin o kadar da profesyonel ellerden çıkmadığı bariz. Deyim yerindeyse “chicken translation” kalitesinde olan çeviri, çoğu metinde kendini hissetiriyor ve özellikle de diyaloglarda insanı, kendini kaptırmaya çalıştığı atmosferin dışına itebiliyor. Bir örnek ile açıklayayım: Tüm erzağımı ve silahlarımı zorla elimden alan bir grup yağmacıya “Come on, be a human being,” diye karşılık verince ki bu kötü çeviri, Persuasion yeteneği yüksek bir karakterin ağzından çıkınca oyuncu ister istemez gülüyor – içinde olduğu durumun tam tersi bir etki yaratması gerekirken. İmkanınız varsa oyunu orijinal dilinde oynamanızı tavsiye ederim.
Toparlayalım
Yazı boyunca oyunu, çeşitli benzetmeler üzerinden anlattığım eminim ki dikkatinizi çekmiştir. Bu, inceleme yazarken özellikle kaçındığım bir durum olsa da Atom RPG için bir istisna yapmam gerekti zira oyun, kendi türünün liderleri diyebileceklerimizin iyi özelliklerini alınıp “Sovyet” ambalajına sarılmış hali. Hikaye, oynanış keyifli ve eğer nükleer kıyamet sonrası dünya ilginizi çeken bir temaysa Atom RPG size, eğlenceli bir oyananış sunacaktır. “Ben post-apokaliptik adına ne varsa yedim bitirdim, yenisini atın önüme,” diyenler de Atom RPG’de aradıklarını bulacaktır.
Atom RPG oyununu Steam’den satın alabilirsiniz.