“Muhteşem ve Kudretli Oz” Geliyor!
8 Mart Cuma günü vizyona girecek olan “Muhteşem ve Kudretli Oz” filmini herkesten önce izledik ve sizler için yorumladık.
L. Frank Baum’un yarattığı Oz Büyücüsü efsanesi, “Muhteşem ve Kudretli Oz” adıyla, yeni bir yorumla beyazperdeye aktarıldı.
Oz diyarında geçen macera, yazarın üzerinde pek durmadığı Muhteşem ve Kudretli Oz Büyücüsü üzerine eğilmiş. Filmin ismine de hayat veren Muhteşem ve Kudretli Oz’da bolca görsel efekt ve ünlü oyuncu bulunuyor.
Kendi açımdan Oz diyarı, çocukluğumdan beri severek takip ettiğim bir konu. Gerek filmi gerekse kitap ve çizgi romanlarıyla, masalsı havası her zaman için hoşuma gitmiştir. Dorothy’nin iyilik dolu kalbi, yoldaşlarına ilham vermiş aynı zamanda tüm diyarın üzerindeki karanlığın yok olmasına yardımcı olmuştur.
Sam Raimi’nin yönettiği Muhteşem ve Kudretli Oz (Oz the Great and Powerful)’un hikayesi Mitchell Kapner ve David Lindsay-Abaire ile birlikte yazılmış. James Franco, Mila Kunis, Rachel Weisz, Zach Braff ve Bill Cobbs gibi ünlü isimlerin filmi taşıdığı açıkça belli oluyor. Çünkü Mitchell-David ikilisinin yazdığı hikaye biraz havada kalmışa benziyor.
Baum’un masallarında anlatılan Oz hikayesi üzerinde oldukça oynanmış. Yani fazlasıyla Hollywood koktuğunu söyleyebilirim. Öncelikle spoiler vermekten kaçınarak, Zümrüt Şehir’in (Emerald City) tarihi ve kuruluşu hakkında birçok noktada farklılıklar olduğu, Oz takipçileri tarafından fark edilecektir.
Aslında bir çocuk masalı serisi olan Oz, Sam Raimi’nin dokunuşuyla yer yer korkutabiliyor. Raimi’nin, Evil Dead serisinden kalan alışkanlıklarından vazgeçmediği anlaşılıyor. Ayrıca kendi ekibinden Ted Raimi ve Bruce Campbell’a da ufak roller vermeyi unutmamış. Yani eski aile yeniden toparlanmış diyebiliriz.
Diğer oyunculara baktığımızda, yukarıda da bahsettiğim gibi filmi taşıdıkları açıkça belli oluyor. James Franco son yıllarda oldukça başarılı yapımlarda kendisine yer buldu. 127 Hours ve Rise of the Planet of the Apes bunlara gösterilebilecek en güzel iki örnek. Zaten Franco, Freaks & Geeks dizisiyle ne kadar iyi bir oyuncu olacağının sinyallerini vermişti. Yine de üzerine yapışan “bıçkın delikanlı” rollerinden kurtulması gerekiyor.
Öte yandan film; Mila Kunis, Rachel Weisz ve Michelle Williams gibi güzellerle desteklenmiş. Oz Büyücüsü’nü önceden izlemiş olanlar ilk başlarda hangi cadının kim olacağı konusunda kafa karışıklığı yaşayabilir. Hikayenin gelişme bölümüne girmesiyle rolleri, üzerine oturan kişilerden seçtiklerini anlıyorsunuz.
Muhteşem ve Kudretli Oz’un gizli kahramanları ise Finley adlı kanatlı maymun ve Porselen Kız. Zach Braff burada, Oz’un yardımcısı rolüyle karşımıza çıkıyor. Büyücü, Oz diyarına geçtiğinde, Zach Braff burada kanatlı maymun Finley’e sesiyle hayat veriyor. Porselen Kız’ı ise Joey King seslendiriyor. King’in işin altından başarıyla kalktığını belirtmeliyim. Sonuçta kırılgan ve narin bir porselen bebekten bahsediyoruz. Sesindeki tını bile ayrı bir hava katmış.
Filmin işlenişinde ise gözüme çarpan sinir bozucu bir detay vardı. James Franco’nun, Kansas’tan Oz diyarına geçişine kadar siyah-beyaz bir film izleniyor, buraya kadar her şey normal. Hatta güzel bir detay olduğunu da açıkça ekleyebilirim. 1939 yılında çekilen Oz Büyücüsü (The Wizard of Oz) siyah-beyaz olarak izleyici ile buluşmuştu. Aradan yıllar geçtikten sonra renklendirilmiş ve o mutlu dakikalar daha güzel gözükmüştü.
Eski filme de böyle ufak bir gönderme yapılmış. Asıl sorun ise Oz diyarına geçtikten sonraki yarım saatin neredeyse işkenceye dönüşmesi. Greenbox (Yeşil Perde) önünde çekilen filmin o bölümlerinin her sahnesinde CGI teknolojisi kullanılmış. Hollywood’un son dönemlerde çıkardığı işler göz önüne alındığında (Avatar, Avengers), olması gereken bu diye düşünebilirsiniz; ama o sahneler nedense çok göze batıyor. Yine de seçilen renk paletinin Oz diyarını birebir yansıttığı söylenebilir.
Victor Fleming’in 1939 senesinde çektiği filmde müzik çok önemli bir yer kaplıyordu. Muhteşem ve Kudretli Oz’un yeni dönem seyircileri sıkmaması için müzikal havadan kaçınılmış. Beyazperde, başarılı müzikal filmlere sahne olsa da, Muhteşem ve Kudretli Oz’da bu önemli konuya yer verilmemiş. Ancak bu açığın Danny Elfman gibi bir ustayla kapatıldığını görmek yüreklere su serpiyor.
Muhteşem ve Kudretli Oz, zaman zaman L. Frank Baum’un eserinin özgünlüğünden kopsa da izlenebilecek bir film olmuş. Sinemada fantastik masallara daha fazla yer verilmesiyle birlikte önümüzdeki yıllarda birçok eski eserin yeniden yorumlanışını izleyebiliriz. Gene de hakkını vermek gerekiyor, Zümrüt Şehir’in hükümdarı ve tüm diyarların en güçlü büyücüsü Oz’un nereden geldiğini görmek mutlu ediyor.
İşte filmin fragmanı: