VOIR: Fincher’ın Sinemaya Aşk Mektubu
Fight Club, Se7en ve Zodiac ve Mindhunter‘ın yönetmeni David Fincher antoloji dizisi VOIR ilk fragmanıyla sevdiğimiz sinema filmlerini gözlerimizin önünden film şeridi gibi geçiriyor. Netflix VOIR’ı 6 Aralık‘ta yayınlayacak.
Ekim ayında VOIR’ın geceleceğini sizlere duyurmuştuk. Fincher’ın hayranları yönetmenin Netflix ile gelecek bir sonraki projesinin Mindhunter‘ın üçüncü sezonu olacağını sanıyordu. Fakat projenin VOIR adlı, ne olduğunu da tam anlayamadığımız bir sinema belgeseli olacağı ortaya çıkmıştı. Serinin yaratıcıları bunun ne belgesel, ne dizi, apayrı türde bir eser olacağını söylemişti. Fincher da Netflix’in onun deneysel projelerini desteklemesinden ne kadar memnun olduğunu dile getirmişti.
Fragmandan önce VOIR’a dair yalnızca bunun sinemaya bir aşk mektubu olacağını biliyorduk. Beyaz perdenin insanların hayatlarını, kişiliklerini ve nihayetinde toplumu nasıl derinden etkilediğini tartışacaktı bu antoloji serisi. Biz de heyecanlanmıştık haliyle. Zira Fight Club gibi toplumda iz bırakan bir filmin yönetmeninden toplumu etkileyen filmlere aşk mektubu tadında bir antoloji serisi izleme fikri hayli ilgi çekiciydi.
VOIR Fragman
VOIR’ın ilk teaser’ında da bir gözün görüntüye odaklanırken göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini izliyorduk. Yeni fragmanda da filmleri bize gözden yansıyan kareler olarak gösteriyorlar. Son derece etkileyici.
Fragmanda karelerini gördüğümüz filmler de heyecan verici. Hem The Godfather, 2001: A Space Odyssey, Alien, A Clockwork Orange, Rocky gibi klasiklerden sahneler görüyoruz, hem de The Princess Bride, Jaws, Superman ve Indiana Jones gibi asla eskimeyen favori filmlerimizi. Üstelik yalnızca eski filmler de görmüyoruz. Fury Road ile yeni filmlere yer vereceğini de gösteriyor fragman. Tanıdık simalar da sinema salonlarındaki güzel anıları çağrıştırıyor. Bruce Lee, Gene Hackman, Joaquin Phoenix, Jake Gyllenhaal ve Al Pacino birbiri ardına göz bebeğinden yansıyor. Ayrıca Matrix‘in Neo’su gözün içinden yansıyan karede kafasını kaldırıp bize doğru bakıyor. O zaman da bu filmlerin zihnimize nasıl da kazındığını fark ediyoruz. Hatta bizi gerçekten de şekillendirdiğini.
Fragmana eşlik eden konuşmalar da etkileyicilikten ödün vermiyor. Serinin değineceği filmleri “Sadece Hollywood’u değil, tüm bir jenerasyonun hayatını değiştiren filmler” diye tanıtıyor. Zihnimizdeki şiddetin ekrandakinden çok daha güçlü olduğunu söyleyen bir ses de var. Bu da şiddet temasına ayrı bir yer vereceklerinin ipucunu taşıyor. “İnsanın gözü görmese bile bunu hissedecekler” dedikleri için filmlerin bilinçaltımızdaki yankılarını da tartışacaklarını tahmin ediyoruz.
Sinemanın en büyük sınavı bizi sinema salonlarının karanlığının verdiği emniyet ile birlikte kendi kalplerimizle karşı karşıya getirmesidir. Film yapımının amacı da budur.
Sinema
VOIR son zamanlarda sinemaya dair sıkça duyduğumuz görüşleri dile getiriyor. Filmlerin sinemada, büyük ekranda etrafı çevreleyen ses sistemiyle karanlık bir odada izlenmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Villeneuve gibi, VOIR ekibi de sinemanın en önemli elementinin izleyici kitlesi olduğunu vurguluyorlar. Aynı anda şaşırıp aynı anda hüzünlenmenin yarattığı kolektif kendini kaptırma hissinin de vazgeçilemez bir unsur olduğundan, bu yüzden filmi topluluk halinde deneyimlemenin büyüleyici bir etki yarattığından bahsediyorlar.
Yalnızca salondaki etkilenmede kalmıyor ama VOIR’ın iddiaları. İnsanların ve toplumların filmler ile değiştiğini söylüyor. Fragmanındaki filmler de bunların en vurucu örneklerinden bazıları. Fight Club, The Godfather ve Matrix gibi filmlerin izledikten sonra düşüncelerinize ve karakterlerinize sinmediğini söyleyebilir misiniz? Bu filmlerin psikolojik ve sosyolojik etkilerini usta isimlerin yorumları ve çekimleri ile incelemek harika olacak. Mesela siz de “keşke” diye başlayan düşüncelerinizi dillendirdikten sonra Gandalf’ın sözlerini hatırlayıp yüreklenmiyor musunuz?
Böyle şeyler yaşayan herkes öyle der ama karar onlara kalmamıştır. Yapmamız gereken bize verilen zamanda ne yapacağımıza karar vermek. Dünya’da kötülüğün dışında hareket eden güçler de var Frodo. Bilbo’nun yüzüğü bulması icap ediyordu. Bu durumda senin de ona sahip olman icap ediyor. Bu insanı yüreklendiriyor.
Buna rağmen fragmanda Yüzüklerin Efendisi’ni görememiş olmak biraz üzücü. Umarız ki o üçlemenin hayatımızı nasıl değiştirdiğine de değineceklerdir.
VOIR’a dair daha fazla şey okumak isterseniz eski haberimize buradan göz atabilirsiniz.