Shannara Serisi Dizi Oluyor!

Evet yanlış duymadınız! En azından bana bir “oh be!” dedirten bir haberle karşınızdayız (neden oh çektiğimi yazının sorunda göreceksiniz).

Terry Brooks’un yazdığı, 1977 yılından beri çıkan kitaplarıyla en çok satan ve dile çevrilen ilk 5 seri arasında gösterilen ve ülkemizde de Türkçe’ye çevrilmiş olan Shannara serisi dizi oluyor! Shannara serisi, Yüzüklerin Efendisi ve J.K. Rowling’in Harry Potter serisinden sonra en çok satıldığı tahmin edilen fantezi edebiyatı ürünü olarak biliniyor.

Dizinin başında da herkesin tanıdığı profesyonel isimler bulunuyor! Smallville dizisinin yaratıcılarından Al Gough ve Miles Millar ile Iron Man filminin yönetmeni Jon Favreau! 2007 yılında Warner Bros ile film için anlaşan ekip, serinin dizi olmasına karar verince geçtiğimiz yıl Solar ile anlaşmıştı. Seri ise MTV kanalında yayınlanacak. MTV’nin diğer bir başarılı gençlik dizisi Teen Wolf’un da Shannara’nın gölgesinde kalacağı tahmin ediliyor.

İlk olarak 1977 yılında Shannara’nın Kılıcı kitabıyla başlayan seri günümüzde hâlâ devam etmekle birlikte 2014 yılının ilk çeyreğinde yeni kitabıyla okuyucusuyla buluşmaya hazırlanıyor. Dört Kara adı verilen Kuzey, Güney, Batı ve Doğu toprakları diye ayrılan bir kıtada geçiyor hikayelerin büyük bir kısmı. İlk olarak uzak geçmişte yaşamış olan Shannara isimli bir elfin soyundan gelen yarı-elf bir gencin –Shea Ohmsford- , Shannara’nın kılıcını ve Elftaşları’nı bulmasıyla atıldığı macerayı anlatmaktadır. Sonraki çıkan her kitap ise bu yarı-elfin soyundan gelen diğer kişileri anlatmaktadır. Yani kısaca seri tamamen Shannara soyu üzerine odaklanmaktadır.

Dört Kara kıtası aslında bizim dünyamızın korkunç bir nükleer savaş sonrası yok olmasından binlerce yıl sonrasını anlatan, teknolojinin yok olmasıyla eski bilimlerin ve büyülerin tekrar keşfedildiği bir zamanı anlatıyor. Başka boyutta ikamet eden iblis ırkının bir yolunu bulup bizim dünyamıza saldırması sonucu Büyük Savaşlar adı verilen savaşlar başlıyor. Savaş sırasında insanoğlu ve dünya paramparça oluyor. Kıtalar yok oluyor yeni toprak parçaları ortaya çıkıyor ve insanlar Gnomlar, Troller gibi diğer ırklara evrimleşiyorlar. Normalde Büyük Savaşlar hikayesi tüm kitaplarda az çok anlatılıyor ama Büyük Savaşlar öncesindeki dünyanın aslında bizim dünyamız olduğu gerçeği ise 90’lı yıllarda yayımlanan kitap serilerinde ortaya çıktı. Ama merak etmeyin dizide böyle bir olaydan bahsedilmeyecek çünkü dizisi yapılacak kitap olan Shannara’nın Elftaşları bu olaylardan 2000-3000 yıl gibi bir süre sonrasında gerçekleşiyor.

Dört Kara üzerinde eski dünyadan -bizim dünyamızdan- hiçbir iz bulunmamaktadır yani toprağı kazıp da Özgürlük Heykeli’ni falan bulma gibi durumlar yok. O yüzden tamamen orta çağ havasında, büyü ve kılıç ile yaşamakta olan bir dünyaya adım atmaya hazır olun!

Shannara’nın Kılıcı’nda yarı elf Shea Ohmsford’un zorluklarla dolu, büyü ve kılıçla atıldığı maceraları anlatılıyordu. Shannara’nın Elftaşları’nda ise Shea’nın oğlu Wil Ohmsford’u görüyoruz. Konusu ise kısaca şöyle;

Batı Kara’da izole olarak yaşamakta olan Elf Halk’ı korkunç bir tehditle karşı karşıyadır. Binlerce yıl önce zamansız bir boyuta hapsettikleri iblislerle Dört Kara arasında bir duvar görevi gören Ellcyrs isimli ağaç çürümeye başlamıştır. İblisler ağaçta açılan gediklerden Dört Kara’ya akmaya başlar. Ağacın tekrar diriltilebilmesi içinse Amberle adındaki bir elf kızının ( aynı zamanda ağacın koruyucuları arasındadır) Ellcyrs’in tohumunu taşıyıp ağacı tekrar diriltmesi gerekmektedir. Wil Ohmsford ise babasından yadigâr kalan Elftaşları ile (3 tane ve son derece güçlü büyüye sahipler) Amberle’yi koruyacaktır.

Sizleri bilemem ama araştırdığım kadarıyla çoğu kişinin –ve benim-  en çok beklediği karakter Allanon gibi gözüküyor. Allanon, Dört Kara toprakları üzerinde yaşayan son DRUID olarak karşımıza çıkıyor. Zamanında kendisi de bir Druid olan Karanlık Lord’un diğer tüm Druidleri katletmesi sonucu sağ kalan tek druiddir Allanon. Son derece gizemli, hiçbir duygusunu belli etmeyen, az ve öz konuşan ve ne kadar sert olursa olsun çevresindeki kendisinden nefret eden insanları bile yönlendirebilen müthiş bir liderdir ve Dört Kara halkına yardım etmek için çok defa canını tehlikeye atmıştır. Umarım güzel bir oyuncu ile bu özellikleri birleştirip harika bir dizi ortaya çıkarırlar.

Oh be! dememizin sebebi ise şu. Son yıllarda dünyayı ve ülkemizi bir Game of Thrones‘tur aldı götürdü. Dizisi çıkana kadar diğer harika serilerin arasında sönük kalan bir seri olan Buz ve Ateşin Şarkısı, dizisi çıkınca bir anda popülerleşti. Eh, biz fantezi edebiyatı kurtları da “Neden daha çok fantezi öğeler içeren destanlaşmış serilerin dizisi yapılmasın?” diye sormadan edemedik. Daha önce haberini de yaptığımız, Zaman Çarkı’nın dizi-film teliflerinin Universal Studios tarafından alındığını duyduğumuzda epey sevinmiştik ancak henüz bir hazırlık yoktu. Shannara için ise çoktan yönetmenler senaristler belirlendi bile! Umarım Yüzüklerin Efendisi film serisinden beri beklediğimiz adam akıllı epik bir diziyle beklentilerimiz karşılanır – ki öyle olacağından şüphem yok zira Smallville ve Iron Man’in başarıları ortada-.