İyi Bir Rol Yapma Oyuncusu Olmanın Püf Noktaları
İyi bir oyun yöneticisi olmak için yapılacak onlarca yazı varken, neden iyi bir rol yapma oyuncusu olmak için yazı yok. Bu yazıda, RPG oturumlarında bir oyuncunun ihtiyacı olacak püf noktalara dikkat çektik.
Hiçbir zaman çok iyi bir oyuncu ya da çok iyi bir oyun yöneticisi olduğumu iddia etmedim. Yaklaşık 10 yılı aşkın süredir hem oynuyorum hem öğretiyorum. Bu süre içerisinde çok şey öğrendim, çok şey öğrettim. Özellikle oyun yöneticisi görevini üstlendiğimde, oyuncularıma keyifli anlar yaşatmaya çalıştım. Ancak oyuncu olmak gerçekten başka bir şey.
Belki tek oturumluk oyunlarda, önüne verilen karakter kağıdına alışmanız biraz zaman alıyor olabilir. Ama bu yazıyı okuduktan sonra uzun süreli oturumlarda, karakterinizi nasıl geliştirebileceğinizi ve rol yaparak oyuna neler katabileceğiniz göreceksiniz.
Geçmişinizi İyi Tanıyın
Öncelikle bir oyuna başlamadan önce bir karaktere ihtiyacınız var. Acımasız bir suikastçı, ırkının son mensubu bir uzaylı ya da dağlarının derinliklerindeki bir cüce demirciyi canlandırabilirsiniz. Ama onu böyle tek düze bırakmak olmaz. Ona biraz renk katmalısınız.
Oyun yöneticisi için olmasa bile, kendiniz için bir öz geçmiş hazırlayın. Karakterin doğumundan başlayarak, hayatındaki önemli noktalara değinin. Neden bu yolu tercih ettiğini ve bu yolda karşısına çıktığı zorlukları birer birer yazın. Çocukluğunuzda aşık olduğunuz bir kadın mı var? Belki de ailenizi katletmiş bir çete lideri vardır. Onlara da yer verin. Emin olun, oyun yöneticiniz bunlardan güzel hikayeler çıkarmayı başaracaktır.
Peki bu ne işinize yarayacak? Karakterin oyun evrenindeki noktasını belirleyecek. Hem de çok sağlam bir nokta. Hedeflerinizi daha kolay belirleyebilirsiniz. Bu noktada geçmişinize sahip çıkmak da çok önemli. Bir müzisyen olduğunuzu söylediyseniz, ara sıra konser verin. Çiftçilik ile uğraşıyorsanız ve maceraya çıktıysanız, geçtiğiniz kasabalarda, köylerde yapılan ekinler hakkında bilgi almaya çalışın.
Oturmayın! Kalkın Biraz Dolaşın!
Macera her zaman için kapınızı vuracak diye bir kaide yok. Tamam belki, Bilbo Baggins’in kapısı rahatsız edici cüceler tarafından çalınmış ve inanılması güç bir maceraya çıkmıştı. Ama her zaman durum böyle olmayacak.
Nasıl ki, bir bilgisayar oyununda çevredeki tüm NPCler ile konuşuyorsanız, masaüstünde canlandırdığınız hikayenin bir parçası olabilmek için etrafınızdakilerle konuşun. Pasif kalmayın, aktif olun! Demirciye işlerinin nasıl gittiğini sorun, mahallede top oynayan çocukların cebine biraz para koyup çevredeki son olaylar hakkında bilgi toplamalarını sağlayın. Karakteriniz bu dünyanın bir parçası olmalı.
Zamanı Akışına Bırakın
Yukarıdaki maddeden biraz bağımsız olarak, önünüzde yaşanan bazı olaylara müdahale etmek istemeyebilirsiniz. Eğer başka bir oyuncunun yaptıkları, karakterinizin kafasına uymuyorsa onu durdurmak son çareniz olsun. Bırakın o oyuncu yapmak istediği şeyi yapsın. Müdahale edecek olan kişi siz olmayın.
Şöyle düşünün, sizin yapmak istediğiniz bir eylem, karşınızdaki oyuncu tarafından durdurulsaydı hoşunuza gider miydi? Örneğin, grubun barbar karakteri yakaladıkları adamı konuşturmak için bir dizi dayak, tekme ve hakaret metodu dener. Ancak yakaladıkları adam nuh der, peygamber demez. Sinirlenen barbar, haliyle bu karakterin işe yaramayacağını düşünerek onu öldürmek isteyebilir. Grubun keşiş karakteri duruma müdahale ederse, işler çığırından çıkar. Bırakın o barbar karakter, yakalanan adamı öfkeyle öldürsün.
Böylece hikayenin sonucuna ulaşmak için yapacağınız eylemlerde farklılıklar meydana gelecektir. Tek düze bir hikaye takip etmiyor olacaksınız. Ayrıca oyun yöneticisinin ne kadar hazırlıklı olduğunu test etmek için müthiş bir fırsat.
Yapmam Demeyin!
Karakterimizin geçmişini hazırladık, etraftakilerle konuştuk, hikayeye dahil olduk. Şimdi ne yapmak gerekiyor? Tabii ki, her şeyi. Şöyle düşünün, yanınıza bir adam geliyor ve diyor ki “Elimde çok güzel bir iş fırsatı var. Yalnızca senin için geçerli. Seni 1 yıllığına Alaska’ya balık ayıklama fabrikasına göndereceğiz. Kalacağın yer belli. Toplamda 1.5 Milyon Amerikan Dolar’ı kazanacaksın. Var mısın?“. Gayet güzel para. Ama balık işinden anlamıyorsunuz diye, bu teklifi geri mi çevireceksiniz?
Oyun içerisindeki hikayelerde de buna benzer sorunlarla karşılaşmak mümkün. İyilik timsali bir karakter, NPCler tarafından verilen bir karakteri öldürmek istemeyebilir. Bunun üzerine örtü çekmek yerine, o karakterin neden öldürülmesi gerektiğini sorgulamanız gerekiyor. Belki de, grubun hilekar ve hırsız karakteri, ilahi bir savaşta yer almak istemeyecektir.
Bunları yapmayın. Karakteriniz “asla yapmam, yapmayacağım ve kati suretle bu konu hakkında konuşmayacağım” gibi söylemleri olmasın. Hoşunuza gitmeyebilir; ama belki işin arkasında politik bir çıkarınız vardır. Hepimiz Game of Thrones dizisini çok seviyoruz değil mi? Bakın oradaki karakterlere. Hiç biri siyah ya da beyaz değil. Hepsi grinin farklı tonları ve hepsinin de kendi çıkarları için yaptığı eylemler var.
Diğer Oyuncuları Rahatsız Etmeyin!
Şimdi biraz önce diğer oyuncuların yapacaklarına karışmayalım demiştik. Bunun bir üst seviyesinde de, onları rahatsız etmemek yatıyor. İlla herkes sizin sözünüzü dinleyecek diye etrafa Dominate atmanın hiç bir alemi yok. Diğer oyuncular üzerinden prim yapmaya çalışmayın. Hem etik değil, hem de işin eğlencesi kaçıyor.
Oynadığınız sistem size bonus üstüne bonus veriyor diye, gerine gerine herkesi pataklayacağınızı ima eden konuşmalardan kaçının. Siz hiç kimsenin patronu değilsiniz! Keyfine oyun oynuyoruz şurada. En fazla lider olabilirsiniz ama onu olmak için de diğerlerinin güvenini kazanmanız ve onlara gerçekten de patronluk taslamamanız gerekiyor.
Elbette işin bir de farklı yüzü var. Mesela grupta Kender oynayan biri varsa, sürekli eşyalarınızı karıştırıyor ve onları “ödünç alıyor” ya da “yanlışlıkla kesesine düşüyor” olabilir. Şimdi grubunuzdaki diğer bir oyuncuyu, bunu yaptı diye öldürmeniz bir anlamı var mı?
Sistem Egonuzu Susturun!
Kendinizi daha önce yıllarca oyun yöneticiliğini üstlendiğiniz bir sistemin oyuncusu olarak bulabilirsiniz. Soğukkanlılığınızı korumanız gerekli. Çünkü o ana kadar, sistemin tüm kitaplarını ve ek kitaplarını okumuş, hikayesini ezberlemişsiniz. Unutmayın ki, bu noktada siz bir oyuncusunuz! Oyun yöneticisinin sistem üzerindeki değişiklikleri hakkında kırıcı imalarda bulunmayın.
Evet, her sistem mükemmel değil. Bir çok açık tarafı var. Bunları oyun yöneticisine sorarak ve diğer oyuncularla kararlaştırarak bir çözüme ulaştırmanız daha mantıklı olacaktır. “Sistemin 3. kitabı, 234. sayfa, b paragrafına göre burada D20 atmamız ve en az 15 üstü getirmemiz gerekiyor” derseniz, haftaya o grupla bir daha oynamayabilirsiniz.
Ama sisteme hakim olup, oyun yöneticisi sizden istemeden önce atacağınız zarları bir kenarda tutarsanız, işte o zaman başka. O zaman oyun yöneticisi üzerindeki yükten biraz almış olursunuz, ki bu da benim en sevdiğim oyuncu tiplerinden biridir.
Oyundan Uzaklaşmayın
Bazı durumlarda, oyun yöneticisi her bir karakterle ayrı zamanlarda ilgilenmek zorunda kalabilir. Her bir karakterin, belli bir noktada tek başına yapacağı görevleri ya da tek başına konuşması gereken kişiler olabilir. Bu gibi durumlarda, bir oyuncunun oyundan düştüğünü görebilirsiniz. Telefonundan Facebook’ta neler olduğunu kontrol ediyor ya da sevgilisiyle mesajlaşıyor olabilir. Benim için sıkıntı değil. Ama diğer oyuncuları oyundan uzaklaştırmaya başladığında bu bir sorun olur.
Bu gibi durumlarda elinize telefonu almak yerine, diğer oyuncunun neler yaptığını takip edin. Sıra sizde olmayabilir ama yine de o grubun bir parçasısınız. Hele ki, grupça hep beraber bir yere gidildiğinde, oyuna kendinizi veremiyorsanız bir sonraki oturuma gitmeyin.
Notlar Alın
Oturumlar genellikle haftada 1, eğer çok yoğun bir grubunuz varsa ayda 1 düzenlenir. Aradan geçen süre içerisinde oyunda neler yaşandığını unutabilirsiniz. Bu çok normal. Günlük yaşantımızda o kadar çok saçma şey ile uğraşıyoruz ki, geçtiğimiz hafta savaştığınız ork kabilesinin liderinin ölürken ağzından çıkan son sözleri unutmuş olabilirsiniz.
Bunun yaşanmaması için ufak bir not defteri hazırlayıp, önemli anları kaydedin. Gidilen yerler, isimler, şehirler, NPClerin ipuçları hikayenin ilerleyen bölümünde işinize mutlaka yarayacaktır.
Oyun, Oyun İçinde Kalmalı
Bu işi tamamen keyfi olarak yapıyoruz. Hepimizin ortak noktada buluştuğu bir hobi aslında. Bu yüzden insanları kırmaktan kaçının. Oyun içerisinde dram sahnesi çok yüksek bir olayla karşılaşıp, kendinizi kaybedebilir ve bir karakterle kavga edebilirsiniz. Kendinizi ana kaptırmak da çok önemli. Böylece karakterinizin, üzerine yazılarla dolu bir kağıt olmadığını kanıtlıyorsunuz.
Ama oyundan sonra yaşanan olayla alakalı, karşınızdaki insanla konuşup herhangi bir kalp kırılma durumu olduğunu öğrenmeniz oldukça sağlıklı olacaktır. Küfürbaz ve sinirli bir karakteri oynuyorken, bir patlama anında ağzınıza geleni karşınızdakine söyleyebilirsiniz. Hepimiz insanız ve bunları üzerimize alabiliriz. Buna benzer durumlar yaşandığında, oturumdan sonra arkadaşınızı bir kenara çekip, onunla konuşursanız ileriye yönelik sorunları da çözmüş olursunuz.
Oyunu Yaşayın
Şu ana kadar bahsettiğimiz maddelerin çoğunda, bunun bir hobi olduğunu ve bir oyun olduğunu unutmamamız gerektiğinden bahsettim. Ama rol yapma oyunlarının bel kemiğini oluşturan öge, adından da anlaşılacağı gibi rol yapmaktır. Karakterinizi yaşayan bir canlı gibi hayal edin. Onu taklit etmeyin, onunla bir olun.
Karakterinizi hazırlarken öz geçmiş hazırlamanız sizin işinize yarayacak demiştim. İş oyun sahasına geldiğinde, sesiniz, mimikleriniz ve tavırlarınızla ona hayat vereceksiniz. Kafanızda soru işareti varsa, yakın çevrenize bakın. World of Darkness’da bir Malkavian mı oynuyorsunuz? Yan komşunuzun bugüne kadar biraz kırık olduğunu düşündüyseniz, ondan bir şeyler katın. Ciddi bir karaktere büründüyseniz, en sevdiğiniz oyunculardan birinin film karakterinden esinlenin. Böylece oyuna daha fazla etki edeceğinizi göreceksiniz.
Sadece rol yapma ile değil, getireceğiniz küçük araçlarla da oyuna renk katabilirsiniz. Hiç unutmam bir Mage oyunumuz sırasında, Hollow Ones oynayan arkadaşımız evden haç şeklinde kurabiye yapıp getirmişti. Paradox seviyesini indirgemek için bu kurabiyelerden yiyordu. Eğer bir müzisyeni canlandırıyor ve biraz da müzikten anlıyorsanız ara sıra bir şeyler mırıldanmanızda ya da bir enstrüman çalmanız ortamı neşelendirecektir.
Çok güzel bir yazı eline sağlık
Güzel yazı olmuş, ama “başka oyunculara engel olmayın” görüşüne katılmıyorum. Eğer kişi karakterinin sınırlarını yeterince iyi belirlemişse, neyi görmezden geleceğine ve nerede müdahil olacağına karar verebilir-vermelidir. Öfkeli barbar roleplayini doğru yapıyorsa monk yapınca neden kötü çocuk ilan ediliyor?
Good karakter oynarken sırf iyi diye direkt lawful good gibi davranılmasını ben de istemiyorum, ama öyle şeylere uzun süre susan adamın iyiliğinden şüphe ederim.