Fantastik Dünyaların Beyaz Saçlı Kahramanları

Geralt

“İki kötülük arasında seçim yapmam gerekirse asla seçmemeyi tercih ederim.” Rivialı Geralt. Andrzej Sapkowski’in The Witcher kitapları ve devamında gelen oyun serisinin unutulmaz, unutulamaz başkarakteri. Büyücü Visenna ve –muhtemelen- savaşçı Korin’in oğlu olan Geralt, doğumundan kısa süre sonra Kurt Okulu’na terk edilir. Yıllarca zorlu eğitimlere maruz kalır ve ardından Witcher olabilmek için girmesi gereken teste girer. Bu testte oldukça ölümcül olan simya ürünü iksirlere dayanmak zorundadır. On kişiden üçünün hayatta kalabildiği bu sınavı atlatan Geralt, tüm Witcherlar’ın sahip olduğu süper insan kuvveti, hızı ve dayanıklılığı, gelişmiş iyileşme yeteneği, geliştirilmiş beş duyu organı, her türlü hastalığa ve zehre karşı bağışıklık ve acıya karşı yüksek bir direnç kazanmıştır. Eğitim sırasındaki üstün başarılarından dolayı Geralt, yeni bir mutasyon deneyi için seçilmiştir. Bu deneyleri atlatan tek kişi olmuştur ve var olan güçleri arttığı gibi yeni güçler de kazanmıştır. Bu deneylerin bir yan ürünü olarak saçları beyazlaşmıştır. Ardından dünyaya açılan Geralt, kiralık bir canavar avcısı olmuştur.

Karakterine gelirsek. Bazı özellikleri biz oyuncuların oynayış tarzına göre belirlense de Geralt’ın asla değişmeyen karakteristik özellikleri vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi, yaşadığı –ve yaşayacağı- onca şeye rağmen dostlarına ve sevdiklerine aşırı derecede bağlı olmasıdır. Bunu fazla dışa vurmasa da dostları için dünyanın öbür ucuna kadar durmak bilmeden at sürüp onları kurtarmak için elinden geleni yapabilen bir karakterdir. Ama bunun dışında oldukça soğuk ve acımasız biri olabilmektedir. Geçmişi yüzünden genellikle yalnız ve dışlanmış bir hayat sürmektedir. Yaşadığı 90 yıldan sonra “dünyanın elemi kederi artık bana ağır geliyor” mantığını benimse bile “yorgun savaşçı” duruşuyla savaşına devam etmektedir.