Richard K. Morgan‘ın aynı adlı romanından uyarlanan Netflix’in yeni dizisi Altered Carbon, 2 Şubat Cuma günü 10 bölümü ile Netflix ekranlarına geldi. Joel Kinnaman tarafından canlandırılan Takeshi Kovacs, Harlan gezegeninde yaşayan eski bir asker ve BM elçisidir. 250 yıldır depoda tutulan bilinci, Dünya’nın en zengin adamlarından biri olan Laurens Bancroft tarafından uyandırılır. Laurens Bancroft, Takeshi Kovacs’ı kendi cinayetini çözüme kavuşturması için yeni bir kılıfa yerleştirir.
Kovacs’ın bilinci, Bancroft tarafından 40’lı yaşlarının başında, askeri yetenekleri olan, eski bir polis memurunun bedenine yerleştirilir. Bu Kovacs’ın ilk kılıf değiştirmesi olmasa da yeni bir bedende hayata uyanmak, kimsenin kendisini hazır hissettiği bir durum değildir.
Joel Kinnaman, Den of Geek’e verdiği bir röportajda “Takeshi Kovacs, dizide pratik zekalı ve hazırcevap bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Herhangi bir konuya kolayca dahil olabiliyor ve her şeye verecek bir cevabı var. Romanda da zeki bir karakter olarak tanıyoruz Kovacs’ı ancak dizideki Kovacs biraz daha farklı. Bu durum ilk zamanlarda tuhaf gelse de karakterin dizideki performansından ummadığım şekilde memnun kaldım” dedi.
Altered Carbon, günümüzden biraz daha karanlık bir dönemde geçiyor. Değiştirilmiş Karbon teknolojisi ile ölümün son bulduğu bir dünyada farklı kılıflar ile hayatınızı pek çok bedende sürdürebilirsiniz. Kafatasınızda bulunan kortikal bellek zarar görmediği sürece ölümünüz söz konusu dahi olamaz. 25. yüzyılda ırk, inanç ve sınıf farklılıkları hala devam ediyor. Hatta toplumda yer alan sınıfların arasındaki farklar günümüzdekinden daha belirgin. Laurens Bancroft gibi zengin insanların kendilerine ait kılıf depoları bulunuyor. Böylece 30’lu yaşlardaki bedenlerinde 300 yıldan fazla yaşayabiliyorlar. Bu tür insanlar inanılmaz bir servete sahip. Meydana gelen olaylar bu insanlara pek bir şey ifade etmiyor. 300 yıllık yaşanmışlık ile gelen cinsel sapkınlıkları da var çünkü yeni bir şeyler denemeye ihtiyaçları var. Yeni dünya düzeninde hapishanelerin yerini depolar alıyor. Bir suç işlerseniz cezasını bilincinizi depoya kapatarak ödüyorsunuz. İdam cezası alacak denli büyük bir suça bulaşırsanız kortikal belleğiniz parçalanıyor ve gerçek ölümle yüzleşiyorsunuz.
Laurens Bancroft, cinayete kurban gittikten sonra, deposunda bulunan klonlarından birinde hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Eh, tabi ki kendi cinayetini çözecek birine ihtiyacı var. Takeshi Kovacs ise asker ve BM elçisi kimliğiyle bu görev için ideal birisi. Altı hafta içinde Laurens Bancroft’un kendi evinde, yalnızca kendisinin ve eşi Miriam Bancroft’un açabildiği kasada yer alan silahla nasıl öldürüldüğünü çözmesi gerekiyor. Takeshi içinde bulunduğu durumu şu sözlerle anlatıyor.
“Evden yüz seksen ışık yılı uzaktayım ve altı haftalık kira sözleşmesi karşılığında başka bir adamın vücuduna büründüm. Polisin; copunun ucuyla bile dokunmak istemediği bir iş için buraya gönderildim. Başarısız olursam depoya geri dönerim. Sözleşme maddelerinden birine bile uymazsam cezamı doldurmak için depoya geri dönerim. Kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki kapıdan çıkarken şarkı söyleyebilirim.”
Kovacs’ın tek sorunu altı haftalık bir sözleşme değil. Laurens Bancroft’un cinayet dosyasını “intihar” notuyla kapatan Teğmen Ortega ile arasında gelişecek ilişki ve arkadaşı Sarah’ın ölümü de Kovacs’ın hayatını derinden etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Üstelik yeni kılıfının da çeşitli düşmanları mevcut. Bambaşka birinin bedeninde, bir cinayeti çözmek için uyandırılması yetmiyormuş gibi bunlarla da baş etmek zorunda. Takeshi Kovacs ve Altered Carbon dünyası ile ilgili daha detaylı bilgilere diziyi izleyerek ve İthaki Yayınları’nın bastığı Değiştirilmiş Karbon romanını okuyarak ulaşabilirsiniz.
