Konusunu Fetişleştirmeyen, Ayakları Yere Basan Bir Kaynak – Viking Ruhu: Nors Mitolojisi ve Dinine Giriş İncelemesi
Özellikle son on ya da onbeş yıldır Nors mitolojisi elementlerinin karşımıza çıkışı, popüler medya ürünlerine harmanlanmış şekilde gerçekleşiyor. Bir bilgisayar oyununda tüm Kuzey panteonunu pataklıyoruz, bir filmde karşımıza tanrıların karikatürize halleri çıkıyor. Elbette bunlar tamamıyla kötü yorumlar değil – eğlencelik tüketim için elden geçirilmiş bir takım konseptler.
Ne var ki Nors mitolojisine karşı ciddi bir merak besleyen ya da dini boyutta yaklaşım gösterenleri tatmin edecek, konuya hak ettiği ağırlıkla yaklaşan bir eserin özlemi içerisindeydik. Neyse ki İletişim Yayınları etiketi ile Ağustos ayı başında çıkan Danicel McCoy eseri Viking Ruhu: Nors Mitolojisi ve Dinine Giriş, bu özlemi çekenlerin imdadına yetişti.
Yazarımız Tanıyalım
Daniel McCoy, çalışmalarını tamamen Hristiyanlık öncesi Nors ve Cermen halklarının Pagan inançlarına adamış, bağımsız bir araştırmacı. Kendisi, bu konuya çocukluğundan beri özel bir ilgi beslediğini ve akademik kariyer peşinden gitmemiş olsa da bu konudaki araştırmalarını asla sonlandırmadığını belirtiyor. Ayrıca, yine McCoy’un dediği üzere, Nors mitolojisi ve inançlarına olan ilgisinde, atalarının büyük ölçüde İskandinavya ve Britanya Adaları’ndan, yani bu inançların yoğun olduğu bölgelerden gelmesinin de büyük bir etkisi varmış. Fakat McCoy, Nors mitolojisine ve inançlarına duyduğu sempatinin burada bittiğinin de altını çiziyor ve kendisinin, bu inanç sisteminin bir mensubu olmadığını belirtiyor. Yazarımızın bu konuyla ilgili başka yazılarına, kendi blog sitesinden de göz atmanız ayrıca mümkün.

Gelelim Kitabın Kendisine
Viking Ruhu: Nors Mitolojisi ve Dinine Giriş, Nors mitolojisine dair tam 34 hikayeyi bir araya getiren bir kitap. Bu alanda verilmiş benzer eserlere kıyasla daha fazla sayıda mitolojik öykü içermesini, kitabın ilk artısı olarak listeleyebiliriz. Ek olarak, öykülerin sayıca fazlalılığı, yazılışlarının kalitesinin önüne de geçmemiş. Ne tamamen çocuk masalı okuduğunuz hissiyatına kapılıyor, ne de akademik yazının soğuk ciddiyeti ile öykülerin dışına itiliyorsunuz. McCoy, eğlencelik bir okuma peşinde olan okurlara istediklerini verirken felsefi alt metinlere giriş yapmak isteyecek okurlara gerekli imkanları sağlamış.
Yazarın bu imkanı sağlayabilmesindeki en büyük faktör, kitabın açılışının kapsamlı tarihi bağlam bölümlerine ayrılmış olması. Bu yaklaşım sayesinde Vikingler neredeyse efsanevi figürler, inançları ise birer masal, bir zamanlar yaşamış ve dünya hakkında “doğru şeyleri” bilmediğini varsaydığımız insanların inandığı bir takım “hurafeler” olmaktan çıkarıyor. McCoy bize önce Vikinglerin yaşamış, savaşmış, sevmiş, üzülmüş ve inanmış gerçek insanlar olduklarını anlatıyor. Sonrasında ise bu gerçek insanların, etraflarını saran dünyaya baktıklarında ne gördüklerini ve gördüklerini nasıl yorumladıklarını okuyoruz. Sürüp gitmiş hayatlarına dair havada asılı kalmayan fikirlerimiz oluyor. Kapsamlı arkaplan bilgisini yalayıp yuttuktan sonra tanrılara ve tanrıçalara, mitlere geçiş yapmak daha anlamlı oluyor zira bu hikayeleri yaratan ve/veya yorumlayan akılların düşüncelerinden, dünyaya bakış açılarından yola çıkarak mitolojik hikayelerin sadece ziyafet sofralarında, birbirlerini eğlendirmek için anlattıkları masallar olmadıklarını görüyoruz.

Bunun yanı sıra McCoy’un karmaşıklıktan uzak anlatımı sayesinde çoğu zaman havada kalan orlæg, şans ve wyrd gibi Nors inanç konseptlerinin kavranması da oldukça kolaylaşıyor. Yazarın, Nors mitleri ve inanç geleneklerinin kayıt sürecini sadeleştirerek anlatmış olması da bugün elimizde tuttuğumuz bilgilerin ediniliş ve kayıt sürecine dair okura hem gereken bilgiyi veriyor hem de Nors inancının, mitolojisinin yüzyıllık yolculuğuna dair romantikleşmiş örneklerinden uzak, somut bilgiler sunuyor.
McCoy pek çok iddiası için kaynak verse de birtakım büyük konseptlere dair kanaat belirtirken (örneğin Nors inancı içerisinde bireyselliğin yeri) görüşlerini temellendirdiği kaynakları belirtmeyi göz ardı etmiş. Bu da, pek çok akademisyen ile ters düştüğü noktalarda McCoy’un savlarının zayıf kalmasına neden oluyor. Elbette ki yazarımız akademik çalışmaların her biri ile hemfikir olmak zorunda değil; hatta sağlam temelli argümanlar, bakış açımızı ve toplu belleğimizi zenginleştirme potansiyelleri açısından oldukça önemlidirler fakat genel geçer kanıların ya da çoğunlukla kabul edilmiş görüşlerin yanlışlığını iddia ediyorsanız, elinizin altında sağlam kanıtlar da bulunmalı. Sanırım burası, McCoy’un bağımsız araştırmacı olmasının eksilerini gözlemlediğimiz tek yer.

Bunun karşısında, McCoy varsayımdan öteye gidemeyecek ifadeleri belirtmekten geri kalmıyor ki bu bana kalırsa, oldukça önemli bir özellik. Benzer eserlerin pek çoğunda, benzer ifadelerin kesinliği kanıtlanmış olgular gibi sunulduğuna şahit olmuşuzdur. Ne var ki McCoy, elindeki verilerden yola çıkarak bir varsayımda bulunduysa bunu belirtiyor.
Viking Ruhu: Nors Mitolojisi ve Dinine Giriş, bu konularda yüzeysel bilgiye sahip olan ve daha derin bir anlayış edinmek isteyen okurlar için oldukça başarılı ve yeterli bir başlangıç noktası. Okuyucuyu boğmayan, zevkli bir okuma deneyimi sunarken fark ettirmeden öğreten bu kitabı, konunun meraklısı herkese tavsiye ediyorum. Kitap, Nors mitleri ve inancı üzerine uzun zamandır okuduğum en iyi kitap diyebilirim. Belirtmeden de geçemeyeceğim, kitaptan bu kadar zevk almamda elbette ki çevirmen Cumhur Atay’ın ortaya koyduğu başarılı işin payı büyük. Kitabı incelemek ve edinmek isterseniz, İletişim Yayınları’nın resmi sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz.