Göz Yaşartan Bir Oyun: Before Your Eyes İncelemesi
The Game Awards 2021 adaylarından Etki Yaratan Oyunlar arasındaydı Before Your Eyes. Ne yazık ki ödülü almayı başaramadı. Fakat bizleri çok etkilemeyi başarmıştı. İnceleme yazımız sizlerle.
Before Your Eyes, sizin dayanıklılığınıza bağlı olarak yaklaşık 2 saat süren bir oyun. Adının Türkçesi Gözlerinin Önünden gibi bir şey olurdu. Bu da oyunun fikrini vermeye yetiyor aslında. Bu oyunda hayatımız gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçiyor. Bu film şeridinin neresine ne kadar süre bakacağımıza ise biz karar veriyoruz.
Oyunun hikayesi duygusal, grafikleri ise basit. Ancak oynanış esnasında oyuncuya yaşattıkları gerçekten etkileyici. Çünkü oyunu gözlerinizle oynuyorsunuz. Tabii kameranızı açmak ve oyunun gözlerinizi takip etmesini istemezseniz mouse ile de oynayabilirsiniz. Fakat bunu yaptığınızda oyunun güzel ve etkileyici olan yanlarını yok etmiş olursunuz. O yüzden kesinlikle ve kesinlikle kameranızı açarak, gözlerinizle oynamanız gereken bir oyun bu.

Nereye Baktığını Sanıyorsun Sen?
Oyun tabii ki ana karakterimizin ölmesiyle başlıyor. Ruhu araf diyebileceğimiz bir nehirde yol alırken kayıkçı hayatımızın gözlerimizin önünden akıp gitmesine sebep oluyor. Biz anılarımızı izlerken bazen araya girip eleştiriler ve yorumlar da yapıyor. Kayıkçı karakteri biraz sinir bozucu bir karakter. Ancak onun laubali ve samimilikten uzak tavırları dahi oyunun duygusallığını bozmaya yetmiyor.
Böylece başlıyor yolculuğumuz. Sizin oyuncu olarak yapmanız gereken tek şey ekrana bakmak. Geçmişinizi ekran size gösteriyor. Ancak kısa sürede fark ediyoruz ki ekranda nereye baktığımız hikayeyi değiştirme gücüne sahip. Örneğin ders çalışırken masada duran telefon çaldığında dönüp telefona bakarsanız karakter de telefona bakmış oluyor. Yok eğer defterinizle ilgilenmeye devam ederseniz karakter de bunu yapmış oluyor. Anılarınız ve diğer kişilerin size verdiği tepkiler de buna bağlı olarak değişiyor.

Gözlerimi Asla Kapatmayacağım!
Etkileşim için kullandığınız tek araç gözlerinizin nereye baktığı değil. Gözlerinizi ne zaman kırptığınız ya da kırpıp kırpmıyor oluşunuz da önemli. Çünkü siz gözünüzü her kırptığınızda görüntü başka bir anıya geçiyor. Dolayısıyla izlemekten keyif aldığınız anılar varsa gözlerinizi kapatmamak için çaba harcamaya başlıyorsunuz. Ancak siz gözünüzü kırpmadıkça gözleriniz sulanmaya ya da kuruluktan batmaya başlıyor. Göz sağlığı açısından hiç hoş değil, zira zaman zaman dayanamayacağınız noktaya kadar gözleri açık tutmaya çalışacağınız şeyler görüyorsunuz. Yine de olmuyor, gözleriniz kapanıyor. Güzel anılar geçmişte kalıyor. Gözünüzü açtığınızda bambaşka bir anıda buluyorsunuz kendinizi.
Oyun ilerledikçe hikayesi daha da duygusallaşıyor. Bir noktadan sonra ben ağlamaya başladım. Bu 1 saati aşkın süredir gözlerimi açık tutmakla da ilgili olabilir, gittikçe duygusallaşan hikaye ile de. Ancak oyunu oynarken ağlıyor olmanın şöyle bir kötü yanı var ki, ağlayınca göz kırpma miktarınız artıyor. Bu sırada oyun da sizi üzen birçok sahneyi arka arkaya göstermeye başlıyor. Oyuna yeterince kaptırmışsanız gözleriniz açıkken salya sümük ağlayabilirsiniz. Muhtemelen korkunç görünürsünüz. O yüzden yalnız oynamakta fayda var.

Unutulmaz Bir Deneyim
Before Your Eyes bittiğinde oyun kalıcı bir etki bırakıyor. Hikayesi çok vurucu olduğu için değil. Karakterler, grafikler ya da başka herhangi bir şey değil. 2 saat boyunca aralıksız (tabii oyunu durdurup ara verebilir, gözlerinizi dinlendirip göz yaşlarınızı kurulayabilirsiniz ama bu deneyimi mahvetmek olurdu) bir şekilde gözlerinizi açık tutmuş olmanın yarattığı deneyim. Gözleri açık ağlamış olmak, gözlerinizi açık tutamadınız diye sevdiğiniz anıların devamını görememiş olmak biraz içinize oturuyor. Güzel anılar hızlıca geçerken asla görmemiş olmayı dileyeceğiniz pişmanlık dolu üzücü anılar fazla uzun sürüyor gibi geliyor.

Oyun gerçekten gözleri bir oyun aracı haline getiriyor ve hikayesini de bu araca uyduruyor. Bu açıdan bence muhteşem bir iş çıkarıyor. Ben Before Your Eyes’a bayıldım. Etki Yaratan Oyun ödülü alamamış olmasıyla da hayal kırıklığı yaşadım. Üstelik 10 kişilik bağımsız bir ekibin ilk oyunuydu.
Oyunun Steam fiyatı 18.50. The Game Awards hafta sonunda şimdiye kadar rekor indirimi olan %50’yi gördü. 9 liraya 2 saat süren unutulmaz bir deneyim.
Siz oyunu denediniz mi? Oyun bittiğinde gözleriniz ne haldeydi? Nasıl bir etki bıraktı sizde? Yorumlarınızı merak ediyorum.