The Flash – Bölüm 3-4 İncelemesi
“Things You Can’t Outrun”
İzlediğimiz bir The Flash bölümü müydü yoksa Arrow mu? İlk üç bölümün kurguları Arrow’a benziyordu, sonuçta kardeş diziler ve Flash yapı olarak Arrow’dan çok şey ödünç alıyor. Bu bölümdeyse bazı sahne ve replikler bile Arrow’dan esinlenmişti, Arrow’un ikinci bölümünü izlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. Elbette aynı kanalda benzer kitleler için yayınlanan bu diziler birbirine benzeyecek, bir dizideki deneyimler diğerine aktarılacak, ama bu sefer abartmışlar.
The Flash, Arrow izleyicisinden daha genç bir kitleye hitap ediyor aslında. Joe West’in Iris-Eddie ilişkisini biliyor oluşunun çok belli edilmesi gibi basit olaylarla karşılaştık. Bunlar The CW’nin gençlik dizilerinin etkisi ve buna, tıpkı Arrow’un sağlam ikinci sezonunda sırıtan Laurel’e yaptığımız gibi, katlanacağız. CW’nin ergen dizilerinin havası olsa da The Flash’ın karakterler arası ilişkilerini beğendiğimi söylemeliyim. Barry ile manevi babası Joe’nun arası çok iyi. Joe’nun Barry’nin sırrını bilmesi hoş dinamikler katıyor hikayeye. Geçmişlerinden kesitler gördüğümüz Caitlin ile Cisco arasında da güzel bir bağ kuruldu, STAR Labs ekibimiz çok uyumlu görünüyor.
Dr. Wells oldukça ilginç bir karakter. Tom Cavanagh’ın farklı sesi ve mizacı karakteri daha da ilginç kılıyor. Yine son sahnede Wells’i gördük ve üç bölümdür yaptığı gibi yine merakımı bir kat daha arttırdı.
“Going Rogue”
Arrow’un üçüncü bölümünde “The Streak Lives” haberini okurken gördüğümüz Felicity Smoak, Central City’ye Barry’yi ziyarete geldi ve iyi de yaptı, bize mükemmel bir bölüm izletti.
Barry-Felicity ilişkisi çok güzeldi. An itibariyle bir ilişki “çokgeniyle” karşı karşıyayız ve gayet iyi kotarıldığını söyleyebilirim. Felicity’yle birlikte Arrow’un adı çok çok fazla geçti ama neyse ki hepsi hoş göndermelerdi, “bu diziyi de izleyin bak, aynı evrende” zorlaması yoktu.
Flash’ın güçleri çok iyi kullanılmış bu bölümde. Dövüş esnasında ilk üç bölümdekilerden farklı şeyler gördük. Dövüş dışı işlerde de hızını çok efektif kullandı Barry. STAR Labs’ta herkesle eş zamanlı olarak oyunlar oynaması, kitabın sayfalarını hızlıca çevirmesi veya Felicity’nin trenine yetişmesi gayet eğlenceli olaylardı.
Düşmanımız ise Captain Cold’du. (isim babası yine Cisco!) Flash ilk kez zorlayıcı bir düşmanla karşılaştı, dövüşlerde farklı şeyler görmemizin sebebi buydu. Barry zorlandı, hatta kurtaramadığı insanlar oldu. Ülkemizde de popüler bir aktör olan Wentworth Miller’ın canlandırdığı Captain Cold, keyifle izlenen aksiyon sahneleri sundu.
Miller’ın “soğuk” ve sert oyunculuğunu çok beğensem de Felicity bölümün yıldızıydı. Arrow ile Flash’ın aynı evrende olmasından yararlanılınca diziler daha güzel oluyor. Dayanın, Arrow-Flash crossover’ına birkaç bölüm kaldı.
Yazan: Berke Kadam
