Evrenle Mücadelenin En İyi Yolu Onu Anlamaktan Geçer! Ozan Ertürk’ten Yeni Çağ Mitolojisi: Ruhban İncelemesi
Ozan Ertürk‘ün yarattığı Yeni Çağ Mitolojisi‘nden Ruhban adlı roman, Eksik Parça Yayınevi’nden çıktı. İki gezegenden başlayarak insanın hücrelerine kadar ilerleyen Ruhban‘da; evrenle mücadelenin en iyi yolunun onu anlamaktan geçtiğine vurgu yapılıyor.

İnsanın doğa ile ilişkisi üzerine kurulu olan mitolojinin gerilerde kaldığı dünyada, evren ile ilişkisini sorguladığı bir zamanı yaşarken, Ruhban adlı Yeni Çağ Mitolojisi ile okurların karşısına çıkıyor Ozan Ertürk.
Yeni Çağ Mitolojisi adı altında olsa da verdiği bol biyoloji ve kimya bilgisiyle bilimkurgunun hakkını veren Ruhban, birbirinden farklı zamanlarda yaşayan ve hep ölümün eşiğinde olan 3 karakterin hikayelerine sıçrayışlar yaparak başlıyor.
Gaia ve Büyük Gezegen
Yazar Ozan Ertürk‘ün “Son 10 yıldır, belki de daha uzun zamandır okuduğunuz en iyi 1-2 kitaptan biri olabilir” iddiasını boşa çıkarmayan Ruhban‘da evrendeki iki gezegenden yola çıkılıyor. Biri Güneş‘ten kopup soğuyarak dağları, ovaları, denizleri, nehirleriyle çevrelenen Gaia… Diğeri ise evrenin çok farklı bir köşesinde bulunan Büyük Gezegen.
Gaia oluşum sürecinden itibaren üzerinde bitkiler, hayvanlar ve en nihayetinde insanları barındırmaya başlayan hatta onlarla engin bilgisini paylaşan bir gezegenken; Büyük Gezegen canlı formlarının tamamını tek bir varlık, tek bir bilinçte toplamış. İşte bu çokluktan oluşan devasa bilincin adı da kitabın da ismi olan Ruhban!
Ruhban’ın Gaia’daki Serüveni
Ruhban, yaratılışı itibariyle evrendeki en geniş bilgi birikimi ve algıya sahip olarak bu edinimini başkalarına yardım etmek için kullanmaya hevesli bir bilinç ve Gaia‘daki serüveni de işte bu yardım isteğiyle başlıyor.
Gaia‘daki bazı insanların ekstrem durumlarda vücutlarında oluşan kimyasal tepkimelerle ve bilinçsiz olarak yaptıkları yardım çağrısına evrenin uzak köşesinden yetişen Ruhban, o insanların bedenine giriyor ve insanüstü yetileri ile onlara en zor anlarında hayatta kalabilmeleri için bedenlerinin tüm imkanlarını sunuyor.
Her seferinde kısa bir süre sonra Büyük Gezegen‘e geri dönen Ruhban, çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip olan balıkçı Gerard‘ın bilinçsiz çağrısı ile onun bedenine konuk oluyor ve işte esas macera o zaman başlıyor. Gerard‘ın bedenine yaptığı yolculuklarda, çok özel bir akıl hastanesinde kalan talihsiz adamın kişiliklerinden biri olarak ortaya çıkan Ruhban; insan duygularını, diğer insanlarla iletişimi, dünya yaşamını ve doğayı deneyimlediği gibi Gaia‘da da birtakım şeylerin değişimine yol açıyor.
Son Söz
Okurların bir anlatıcı aracılığıyla yol aldığı Ruhban, ilk başta biraz karışık gelse de, temel prensipleri anlattığı noktadan itibaren diğer sayfayı çevirmek için can attığınız bir romana dönüşüyor. Büyük Gezegen‘in insan aklının alamayacağı bilgi birikimi ve yardıma koşma içgüdüsüyle dolu bilinci sonucunda, çocuklarını sevgisi ve cömertliği ile sarmalayan Gaia‘da yapabildiklerine şaşırmadan edemiyor insan. “Burada bitmemeli” diyerek son sayfayı kapattığım Ruhban‘ın ikinci kitabının ne zaman geleceğini umarız Ozan Ertürk kısa zaman içerisinde açıklar da Ruhban‘ın evrende başaracaklarına şahitliğimiz devam eder.
Son olarak Gaia‘nın çocukları olarak bir yılı daha geride bırakırken, Ruhban‘ın sevdiklerimize güzel bir yeni yıl armağanı da olabileceğini söylemek istiyorum.
Keyifle okuyun.