Birinin Çöpü Bir Başkasının Hazinesidir! – Trash Goblin İlk Bakış
Çerçöp toplayıp tamir edip satan bir goblinin hayatını oynamadık demeyiz artık! Trash Goblin, şirin bir anlatım ve sakin oynanabilirlikle oyuncularla buluşuyor.
İlk kez Steam Next Fest süresince Demo olarak deneyimlediğim Trash Goblin’in biraz daha pişmesi lazım gibi. Direkt ilk cümleden orta halli bir yorumla girip sizi kaçırmak istemem ama Türk esnafının da dediğin gibi “Mal ortada“.

Şu aşamada Trash Goblin için bir değerlendirme yapmak çok zor. Henüz erken erişimin de çok ama çok başında bulunuyor. İçerik açısında oldukça az, bol hatalı fakat potansiyelini ilk andan beri göstermeyi başarıyor. Steam Next Fest’te, öylesine deli hatalar vardı ki, demosunda oyunu oynamayı başarabilmek başlı başına bir emekti. Zaten oyunun bize gelen inceleme koduyla beraber, yaşanabilecek hatalara karşı uyarılar içeren minik bir metin bulunuyor.
Anlaşılan o ki, oldukça ufak bir ekibin elinden çıkma. Fikir olarak harika bir yaklaşım var, ancak tecrübeye sunulma kısmında sorunlar var.
Siftah Yapmadım Daha Sayın Ağabeyim!

Trash Goblin, bir dükkan işletme oyunu. Tam olarak bir simülasyon türüne sıkıştıramam. Daha basit bir sunumla oyuncu karşısına çıkıyor. Hatta basitliğini, bir çocuk oyunu standartında olduğunu söyleyebilirim. Amacımız eski püskü eşyaları toplamak ve onları temizleyerek ya da tamir ederek satılabilecek duruma getirmek.
Aslında dükkanımızın sahibi garip bir mizah anlayışına sahip olan Aimon isimli biri. Biz dükkanının alt kısmındaki, ufak bir atölyede bahtımıza ne düşerse toparlayıp satmaya çalışıyoruz. Bu süreç boyunca sadece fareyi kullanıyoruz. Çantadan çıkan obje önce küçük küplerden oluşmuş bir bulmacaya benziyor. Küpleri parçalayıp içinden çıkacak objeyi bulmaya çalışıyoruz.

Akabinde çıkan objeyi yıkayıp parlatıp satılacak kıvama getiriyoruz. Bunun üzerine birbirleriyle uyumlu olan parçaları da birleştirip daha farklı eşyalar yapmak mümkün. Mesela bir hançer sapı çıktı diyelim. Bir alıcı bulamadık. Onu saklayıp daha sonrasında bulacağımız hançerle eşleyebiliyoruz. Böylece daha pahalıya satma şansımız var. Tabii talep olursa.
Bu kısım da biraz garip. Sürekli olarak atölyeye müşteri geliyor ama isteklerini karşılayabilecek eşyalar her zaman stokta olmayabiliyor. Onların elini boş gönderip göndermemek bizim elimizde.
Yine sanıyorum oyunun erken erişim aşamasından olmasından kaynaklı, müşteriler kaç gün geçerse geçsin ısrarcı bir biçimde, dükkanın önünde bekleyebiliyor. Oyunun akışını sağlamak için yapılmış bir detay olabilir ama aradan geçen dört güne rağmen, halen o müşteri için “çaydanlık” bulamadıysam, gitmesi gerekmez mi?
Kapattık, Yarın Yine Bekleriz

Siz sevgili FRPNET Takipçisinin de fark edeceği üzere, oyun üzerine anlatabilecek çok kısıtlı yerim var. Aynı şeyleri tekrar ediyor ya da uzun uzadıya anlatmaya çalışıyorum. Fakat en başında da dediğim gibi basit bir oyundan çok, çok ama çok daha basit bir çocuk oyununa benziyor.
Belki aramızda yaşı tutan oyuncular vardır. 90lar sonunda, sadece çocukların oynayabileceği, fare kullanarak oynanabilen oyunlar vardı. Trash Goblin bana onu anımsattı. Çok fazla diyaloga girmeden, hata karşısında sizi cezalandırmayan basit bir yapım. Zaten arayüz, grafikler ve animasyonlar görebileceğim en basit ve yalın anlatıma sahip.
Şayet oyunu biraz daha simülasyon tarafına yaklaştırmaya başlarsa, fikrim değişebilir. O zaman geldiğinde bu ilk bakış yazısına dönüp haksız olduğumu görürüm. Fakat şu aşamada Trash Goblin, tekrara düşen yapısı yüzünden bir mobil oyundan daha fazlasını sunmuyor.