Steam Next Fest’te Dikkatimizi Çeken Oyunlar

Her yıl birkaç kez düzenlenen Steam Next Fest sayesinde, çıkacak birçok oyuna hızlıca göz atabiliyoruz. Bu yılın Next Fest Etkinliği’nde bir hayli fazla yeni demoyu deneme şansımız oldu.

Steam Next Fest, bazen indirim günleriyle karıştırılıyor. Ancak etkinlik, henüz çıkışını yapmamış ya da Erken Erişim sürecine girmeye yakın oyunların demolarını bizlerle tanıştırıyor. Etkinlik, yeni oyunları keşfetme aşamasında, özellikle bağımsız türler arasında, önemli bir araştırma alanı sağlıyor.

14-21 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Steam Next Fest’te dikkatimizi çeken oyunları sizler için listeledik. Yazı yayına girdiğinde bir çoğunun demo süreci tamamlanmış olabilir. Sizin de hoşunuza giden oyun olursa, İstek Listenize almayı unutmayın.

Ale Abbey

Ale Abbey, bir bira yapma ve yönetim simülasyonu. 16.yy başlarındaki bir manastırı yönetip burada çeşitli biralar yapmaya çalışıyorsunuz. Kısa bir oynanabilirlik sunan demo, daha fazlasının geleceğini hissettiriyor. Biranın yoğunluğunu, köpüğünü, tat ve malt ayarlarına kadar geniş bir yelpazede ayarlamalar yapabiliyorsunuz. Ayrıca manastırda yaşayanların da mutluluğundan sorumlusunuz.

Bu yılın sonlarına doğru çıkması planlanan Ale Abbey, konsept üzerinden ilerleyen yönetim oyunlarını sevenlerin istek listesine girmeli diye düşünüyorum.

Loco Motive

Point&Click – Macera türündeki oyunların son dönemde şahlanmasına mutlu olanlardanım. 90lar’ın en popüler oyun türü, tekrar tekrar karşımıza çıkıyor. Monkey Island serisi ve Doğu Ekspresinde Cinayeti romanının karışımına benzeteceğim Loco Motive’de, bir cinayeti çözmeye çalışıyoruz.

Arthur Ackerman isimli bir avukatı canlandırdığımız Loco Motive, şahane pixel-art grafiklere sahip bir oyun. Akıcı animasyonları, harika seslendirmesi ve müzikleriyle birleşiyor.

Commandos: Origins

Commandos, uzun yılların ardından geri dönüyor! Steam Next Fest sayesinde, artık kült kabul edilen Commandos serisinin yeni oyununa da yakından bakma şansı yakaladık. Commandos, çıktığı dönemde nev-i şahsına münhasır, harika bir gerçek zamanlı taktiksel strateji oyunuydu. Aynı başarıyı bu oyunda da devam ettirecek gibi gözüküyor.

Günümüz grafiksel teknolojisi (Görsel açıdan çok iyi duruyor bu arada), daha iyi yapay zeka ve birçok görev ile birlikte Commandos: Origins, bu yıl sonuna doğru piyasaya sürülecek.

Spilled!

Tek bir kişi tarafından, 2 yıllık bir çalışmanın ürünü olan Spilled!, tam da sakinlik arayan oyuncular için. Botumuzla kirli suları temizleyip üzerinde yüzen pisliklerden arındırıyoruz. Ara sıra oyunlarda dinginlik arıyorsanız, Spilled! arayışınıza ilaç gibi gelecek bir oyun olacak.

Luma Island

Luma Island, çıkışını 20 Kasım 2024 tarihinde yapacak bir oyun. O yüzden demosunda, oyunun tam anlamıyla bitmiş olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Stardew Valley ve Legend of Zelda oyunlarının bir birleşimi gibi diyebilirim. Basit hayatta kalma unsurları yanı sıra, kamp oluşturma, kaynak toplama ve üretme gibi olaylara girebiliyoruz. Ayrıca kasabaya giderek, burada yaşayanlarla da iyi ilişkiler kurmaya gayret etmek gerekiyor.

Hepsinin üzerine oyunun Multiplayer desteği vereceğini de müjdelemek gerek sanırım. İçerik açısından oldukça zengin olacağa benzeyen Luma Island, bu tarz oyunları sevenlerin uzunca saatler harcayabileceği bir yapım olacak.

The Rise of the Golden Idol

Next Fest olmasa gözden kaçabilecek yapımlardan biri de The Rise of the Golden Idol. Harika bir dedektiflik oyunu. Yaşanan ölümleri çözmek için cinayet mahalindeki ipuçlarının toplamamız gerekiyor. Sadece toplamakla kalmıyor, aynı zamanda bunları birleştirip mantıklı bir sonuca varmamız gerekiyor.

12 Kasım 2024’te çıkacak The Rise of the Golden Idol, kafayı güzel çalıştıran oyunlardan biri olacak.

Symphonia

Tatlı ve güzel bir konsept üzerine oturtulmuş, keyifli bir platform: Symphonia. Diyarlardaki mühim müzisyenler kaybolup gidince Symphonia da yok olmanın eşiğine gelmiştir. Müziği kullanarak bu güzel diyarı tekrar uyandırmak bizim elimizde olacak. Harika platform-bulmaca mekaniklerine sahip oyun için henüz bir çıkış tarihi yok ama istek listesine mutlaka eklenmeli diye düşünüyorum.

Scarlet Deer Inn

Kulağa bir hancılık simülasyonu gibi gelse de aslında bir oyunu. Orta-çağ’da, Elisa isimli genç bir kadını canlandırdığımız Scarlet Deer Inn, büyüleyici bir anlatım sunuyor. Her bir karakterin animasyonu, nakış ile işlenmiş. Bunu tabir olsun diye söylemiyorum. Gerçekten kumaş üzerine yapılan nakış işlemelerini kaydedip oyuna aktarmışlar. Sırf bu yüzden bile sanatsal yaklaşımıyla, dikkate alınması gereken bir yapım.

Fast Food Simulator

Fast Food Simulator, çıkığı zaman birçok yayıncı tarafından oynanacaktır, buna eminim. Bir Fast Food dükkanı işlettiğimiz oyunda, ürünlerin tedariğinden, stok kontrolüne, pişirmesinden servisine kadar birçok alanda çalışabileceğiz. Ayrıca 4 kişiye kadar da Co-Op desteği verdiğini ekleyelim. Oldukça komik ve eğlenceli anlar yaratacak bir oyun olacak.

Great God Groove

Renkli, absürd ve garip. Kısacık demo tecrübesiyle edindiklerimden ne anlatabilirim, bilemiyorum fakat Great God Groove’un çok acayip bir oyun olduğu kesin. Elimizdeki ördeğe benzer süpürge ile civardaki objeleri çekebiliyoruz. Sadece bununla kalmıyor etraftaki insanların konuşmalarından cümlelerini çekip alıyor ve başka yerlere taşıyabiliyoruz. Bana tarz ve esprili dili olarak Stick it to the Man oyununu anımsattı. Oyunlarda zır deliliği sevenlere yeni pencereler açacak kadar zır deli bir oyun.

Worshippers of Cthulhu

H. P. Lovecraft, Cthulhu-mitosunu yaratırken neler hayal etmişti, pek bilemiyoruz. Fakat yarattığı kozmik korku varlığının, çeşit çeşit oyuna malzeme olmasına o da çok şaşırırdı. Konsept olarak korku oyunlarıyla sırt sırta veren Cthulhu mitosu için yapılmış acayip oyunlar arasına Worshippers of Cthulhu da katılıyor. Koloni kurma simülasyonu ve şehir simülasyonu türündeki oyunda, hem tarikat üyelerimizi mutlu etmeliyiz, hem de kadim tanrılara kurbanlar vermeliyiz. İlginç. Oyun ayrıca bu yazıyı okuduğunuz sıralarda çoktan Erken Erişim sürecine girmiş olacak.

The Precinct

GTA oynamak da bir yere kadar. Bu sefer madalyonun olmamız gereken tarafında olacağız ve bir polisi canlandıracağız. Büyük vaatler ve tanıtımlarla demosu sunulan The Precinct, 80ler’de geçen polisiye bir macera olacak. Tasarımsal açıdan GTA 2’yi oldukça andıran ve geniş görev yelpazesiyle beraber büyük bir harita sunacak The Precinct, yılın en dikkat çeken yapımlarından biri olacağa benziyor.

Fantastic Haven

Zoo Tycoon ile fantastik elementleri birleştirin: İşte size Fantastic Haven. Demo kısmının açıkçası biraz tutuk olduğunu gözlemlediğim fakat tam sürüme geçişiyle keyifli bir oynanabilirlik sunacağına inandığım bir oyun. Mantık çok basit. Büyücüler yıllar sonra diyarlara geri dönüyorlar ve yardıma muhtaç fantastik canavarların yardımına koşuyorlar. Her bir hayvan için gerekli çevre koşulları sağlamalı, beslemeli ve onları mutlu etmemiz gerekecek.

Keep Driving

RYO ve yol tutkusunu harika harmanlayan bir yapım. Şahane pixel-art görselliğe sahip olan Keep Driving’de, A noktasından B noktasına ulaşmaya çalışan bir gencin arabasıyla olan yolculuğuna konuk oluyoruz. Aracın dayanıklılığı, karakterin uyku ve açlık durumu gibi birçok farklı unsuru kontrol altında tutmamız gerekiyor. Yolculuk boyunca otostop çekenlerin hikâyeleriyle harmanlanan Keep Driving, festivalde en çok hoşuma giden yapımların başında geliyor.