Mass Effect İncelemesi

“Sen hayatta bile değilsin… Gerçekten değilsin. Sen sadece bir makinesin ve makineler kırılabilir.”
– Commander Shepard

Bioware, yeni yaptığı bu RPG oyununu bize söylediğinde ilk bir merak uyanmıştı içimizde. Ardından sunulan trailer ile sinema filmi tadında bir heyecan yaşadık. İlk olarak 2007 de Xbox 360 kullanıcılarının eline geçen oyun bir yıl sonra PC kullanıcıları tarafından oynanabildi.

Oyunun konusunu özetleyelim. İnsanların uzaya gidip, yeni ırklarla karşılaşıp, onlar ile belli ilişkiler içinde bulunduğu bir ortamda 50.000 yıl önce galaksinin korkulu rüyası olan bir ırk vardı; Protheanlar. Protheanlar’ın teknolojisi ve gücü tartışılmaz derecede güçlüydü, başka hiçbir ırkın karşı koyamayacağı kadar kudretli bir güçten bahsediyoruz. Ne var ki bu ırk anlaşılmaz bir biçimde katledilir, onlardan geriye sadece eski ve yavasça yok olmaya yüz tutmuş kalıntıları kalır. Galaksideki en büyük güç ortadan kalkınca Kroganlar, Quarianlar, Turianlar ve İnsanlar buralarda belli koloniler oluşturmaya başlar. Tabii ne olursa olsun insanlar teknolojileri nedeniyle diğer ırklardan geride kalmışlardır. 2156 yılında İnsan ırkı bir kalıntı bulur ve buna “Mass Relay” adını verir. Bu teknoloji sayesinde gemileri ışık hızına ulaşma imkanı bulur. Ardından Mars’ta buldukları Prothean kalıntılarının teknolojisini kullanarak, inanılmaz hızlı bir şekilde evrenin küçük bir bölümünü keşfetmiş ve diğer ırkların seviyesine yaklaşıp “Konsül” de yerini almayı başarmıştır. Tam o sırada Konsül’de bir dizi konuşmalar kulaktan kulağa hızla yayılmaya başlar. “İnsan ırkının bulduğu bu kalıntı kalan Protheanları bir şekilde uyandırmış ya da uyarmış… Onlar… Geri geliyor!” İşte oyunumuz tam burada başlıyor.

İlk olarak geniş bir karakter yaratma ekranı geliyor karşımıza. Karakterimizi isteğimize göre tasarlayıp -isteyenler hazır bir karakter seçebiliyor- belli bir sınıf seçtikten sonra -oyunda Adept, Engineer, Soldier olarak 3 ana sınıf ve ayrıca bunların alt sınıfı olan Infiltrator, Sentinel ve Vanguard sınıfları mevcuttur- ismimizi yazıyoruz ve Enter tuşuna basarak “Shepard” soyadını almış oluyoruz.

Oyunda, adı duyulmuş ve uzun süre tozlu raflara konulmayan bir çok yapımda kullanılan, Unreal Engine 3 kullanılmış. Karakterlerin üstünde o kadar durulmuş ki geri kalan kaplamalar ve bir çok kısım geri plana atılmıştı. Oyuna gelen yama ve eklentilerle bu hatalar yavaş yavaş giderilmiş, oyun gözümüze biraz daha tatlı gelmeye başlamıştı. Arkaplan ve atmosfer sıradanlığı giderilirken karakterler de bir o kadar bu yamanın hakkını vermişti. Konuşma ekranında ise karakterler bizi bir kez daha şaşırtıyor. Gerek hareketleri gerek tepkileri ve mimikleri gerçekten şaşırtıcı bir şekilde yansıtılıyor. Mass Effect’i sevdiren yönlerden en büyüğü ise diyalog sistemiydi. Çoğu RPG oyununda karşımıza çıkan uzun konuşma balonları oyundan bizi yavaşça uzaklaştıran etmenler arasındaydı. Mass Effect’te ise bir tuşla karşımızdakinin konuşmasını kesebiliyoruz, farklı konular hakkında farklı bilgiler edinebiliyoruz ve bunları iyi ya da kötü bir dille yapabiliyoruz. Bu da gelecek seviyelerde bizi etkileyen bir etmen oluyor.

Sınıflar

Biraz önce bahsettiğim gibi, oyunun başlangıcında belli sınıflar seçebiliyorduk. Bu sınıfları açıklamaya geldi sıra.

Soldier: Tam bir savaş makinası olan bu sınıf, her çeşit silah ve zırhı giyebilir. Seviyeniz geliştikçe daha etkili daha dayanıklı silah ve zırhlara sahip olup giyebiliyorsunuz. Diğer sınıflar gibi özel ve bio yeteneklere sahip olmayan bu sınıf silah gücüyle zaten stratejik avantaj teşkil ediyor.

Engineer: Adı üstünde mühendisler. Teknik konularda üstün bilgiye sahip olup kollarında bulunan “Omnitool” yardımıyla tadilat, şifre kırma, düşmanların kalkanlarını ya da silahlarını etkisiz hale getirme, takımı iyileştirme gibi yeteneklere sahiptirler. Bence tek eksileri sadece tabanca kullanabilmeleridir. Stratejik olarak savaşta bir ilerleme yapmak zor oluyor ama seviyeniz yükseldikçe koruyucu kalkanınız daha da güçlenmeye başlıyor.

Adept: Onlara bio mühendisler diyebiliriz, bu konuda oldukça yetenekliler. Silah kullanmanın yanı sıra Bio güçleriyle nesneleri kaldırma ve fırlatma, takımındakileri enerji kalkan ile koruma, düşmanları durdurma gibi yetenekleri vardır.

Infiltrator: Teknik yeteneklere sahip iyi bir asker sınıfıdır. Keskin nişancı tüfeği kullanmak isteyenlere özel bir sınıftır. Aynı zamanda seviyeniz yükseldikçe daha dayanıklı zırhlar giyebilir kendileri.

Sentinel: Bu sınıf hiç bir askeri yeteneğe veya silaha sahip değildir. Tabii ki de Bio güç yetenekleri bu açığı fazlasıyla kapatıyor bence. Düşmanları etkisiz hale getirebilirsiniz ya da ekibinizdekilere küçük etkili bir zırh yansıtabilir hatta onları iyileştirebilirsiniz.

Vanguard: Bu alt sınıf hem askeri hemde bio yeteneklerle donatılmıştır. Diğerlerine göre pompalı tüfek kullanımında daha yeteneklidir. Bio güçlerinin de etkisiyle dayanıklı bir zırha sahiptir.

Karakter Gelişimi

RPG oyunlarının çoğunda olduğu gibi bu oyunda da karakterimizi bir çok alanda geliştirebiliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz konuşma ve yaptığımız görevler ve seçenekler sonucunda Xp alıyor ve seviye atlıyoruz. Yetenek ve kabiliyetlerimizi açıp onları geliştirebiliyoruz.

Grafik, Atmosfer, Ses

Başlık bence size her şeyi anlatmıştır. Tekrar söylediğim gibi oyun Unreal Engine 3 grafik motoru ile yapılmıştır. Sinematikleri şaşırtıcı derecede gerçekçidir. Zamanının en iyi yüz modellerine ve atmosferine sahip bu oyunda sesler ve seslendirmeler de oldukça başarılıdır. Sizi, fark ettirmeden o atmosfere sokabiliyor.