Doctor Strange Filmini Gittik, İzledik ve Yazdık
Marvel’in kişisel olarak en sevdiğim kahramanı Doctor Strange sonunda beyaz perdeye taşındı, hem de ne taşınma. Basın gösterimi için sabah yollara dökülüp İstinye Park’a giden bizleri hiç hayal kırıklığına düşürmeyen bir film olmuş.
Film daha ilk sahnelerde izleyiciyi Marvel evreninin içine çekiyor ve yaklaşık iki saat boyunca evrenler arası dolaştırıp bizim renksiz ve eğlencesiz evrenimize geri bırakıyor.
Doktor’un (Tardis’i olan değil) hikayesi diğer süper kahramanlardan biraz farklı; hayatını sinir cerrahı olarak kazanıyor. Biraz Tony Stark havası var ama onun gibi miras yedi değil, emeği ile kazandığını har vurup harman savurmayı seven bir karakter. Ta ki elim bir durumda kalıp mesleğini icra edemez hale gelince, tedavi için son çare olarak alternatif tıp ve Uzakdoğu’ya uzandığı anda hayatı bambaşka bir hale geliyor.
Marvel’ın Paralel ve Çoklu Evrenleri
Film sizi içine aldıktan hemen sonra hem quantum fiziği açısından hem de felsefi yönden beyninizi avuçlarına alıp tokatlamaya başlıyor. Çoklu evren teorisi, Marvel dünyasının başı her sıkıştığında severek kullandığı bir teori. Birbirine paralel, benzer yahut çok farklı sonsuz sayıda evrenin olduğu ve bu evrenler arası geçiş yapılabileceği üstüne kurulu olan teoriyi Marvel, bugüne kadar sıfırlamak istedikleri karakterler olduğu zaman sıklıkla kullanıyordu. Fakat Doctor Strange’in durumunda bu biraz daha farklı.
Doctor Strange’in bağlı bulunduğu Üstadlar grubu, tüm bu evrenlerin farkında ve bu evrenlerin koruyuculuğunu üstlenmiş durumdalar.
Karanlık Evren ve Düşman
Tabii ki tüm evrenler barış içinde iyi yerler değil. Sonsuz evrenler arasında tamamen karanlığın ve kaosun hüküm sürdüğü yerler de var. Bunlardan biri de Karanlık Evren denilen yer ve bu evrenin tek hakimi, çizgi roman dünyasında Galactus‘tan bile daha korkutucu olan Dormammu. Dormammu’nun büyük açlığının hedefine Dünya giriyor ve onu Dünya’dan uzak tutabilme görevi de önce isteksiz olsa da Doctor Strange’e düşüyor. Ayrıca çizgi roman ve çizgi filmlerden farklı olarak ilk kez Dormammu’yu kendi evreninde tam gücünde görebildiğimiz için aşırı heyecanlıyız.
Doctor Strange’in doğumu, gelişimi ve yükselişini keyifle izlediğimiz filmde özel efektler konusunda geçmiş Marvel filmlerine kıyasla çok daha ince çalışılmış durumda. Ne aşırı kalabalık savaş sahneleri yüzünden başınız dönüyor ne de gereksiz bir karanlık yüzünden içiniz bunalmakta. Fakat daha önce Inception filminde gördüğümüz bükülen şehir konsepti bu filmde biraz daha öteye taşınmış durumda; dönüştürülebilen, eğrilip bükülen bir evrenle karşı karşıyayız.
Benedict Cumberbatch her rolde olduğu gibi Doctor Strange rolünün de altından çok başarıyla kalkmış. Fantastik kurgu ve bilmkurgunun büyük yıldızları arasına ismini çoktan yazdırdı. Daha biz Sherlock’un yeni bölümünü çok bekleriz.
Yine bir çizgi romanda uyarlanmış olan Constantine filmde Cebrail rolü ile bizi kendisine hayran bırakan Tilda Swinton ise Ancient One karakteri ile çok yükselmiş durumda.
Severek izlenecek bir film olan Doctor Strange, Cuma günü siz sinema severlerin beğenisine sunulacak. Mutlaka izleyin! Şimdiden hepinize iyi seyirler.
Doctor Strange’in Konusu Şöyle…
Marvel’dan “Doctor Strange”, korkunç bir araba kazasından sonra ellerini kullanma becerisini yitiren dünyaca ünlü sinir cerrahı Dr. Stephen Strange’in değişen hayatının hikâyesini konu alıyor. Geleneksel tıp işe yaramayınca Doctor Strange, iyileşme ümidiyle çareyi sıra dışı yerlerde arar ve Kamar-Taj olarak bilinen gizemli topraklara ulaşır. Ancak, buranın sadece bir iyileşme merkezi değil, aynı zamanda gerçekliği yok etmek üzerine kurulu, karanlık güçlere karşı bir savaş cephesi olduğunu çok geçmeden öğrenecektir. Kısa sürede olağanüstü güçler edinen Strange, şöhret ile statü dolu yaşamına geri dönmekle her şeyi geride bırakarak var olan en güçlü büyücü olarak dünyayı korumak arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.
