David Brin’den Kıyametsavaşı Sonrasında Umut Arayışının Hikayesi – Postacı
Locus En İyi Bilimkurgu Romanı, Hugo En İyi Roman Ödülü Adayı
ve John W. Campbell En İyi Bilimkurgu Romanı Ödülü sahibi Postacı, İthaki etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Alternatif bakış açılarını benimsemede usta bir bilimkurgu yazarı olan David Brin’in erken dönem eserlerinden biri olan Postacı, bir bakıma döneminin kasvetli gelecek düşüncelerine cevabı. Brin’in kendi ifadesiyle, “…ne kadar çok şeyi fazlaca önemsemeden varsaydığımızın, bugün bizi birbirimize bağlayan o küçük lütufların eksikliğini ne kadar çok çekeceğimizin hikâyesidir.”

“Büyük düşlerin tümü de yok olmuşa benziyordu. Bütün iyi adamlar onları korurken öldüler.”
Bazı yalanlar, gerçeğe dönüşmeye ya da onu kendilerince değiştirmeye eğilimlidir. İyi bir kurgu, hakkı verilmiş bir rol gerçeğe baskın çıkma potansiyeli barındırır. Kıyametsavaşı ertesinde umut, işte bu tür yalanlardan biriydi.
Uygarlığımız her an çökebilir. Hükümet, ordu dağılabilir. Öyle ki sanayi dünyası tek bir makinenin dahi çalışmadığı, giderek yabanileşen insanların yalıtılmış kasabalarda tıkılıp kaldığı ve kıtaların boylu boyunca kanunsuz topraklar halinde uzandığı bir cehenneme dönüşebilir. Ama umut; baştan başlamanın, arınmanın umudu bütün nükleer savaşlardan, toplu yıkımdan ve yalıtılmışlıktan sağ çıkmaya muktedir.
David Brin‘in 360 sayfalık bilimkurgu romanını Sönmez Güven dilimize çevirdi.
Keyifli okumalar.