Midwich’in Guguk Kuşları Yazın Yumurtlayacak
John Wyndham‘ın aynı isimli romanından uyarlanan Midwich’in Guguk Kuşları dizisinden ilk fragman geldi. Korku ile bilim kurgu türlerini buluşturan hikaye, Sky Cinema üzerinden bu yaz yayınlanacak.
Midwich gerçekten önemsiz bir kasabadır. Zaten nüfusu çok azdır ve ne tarihsel, ne ekonomik, ne de başka herhangi bir faktörle bu kasabanın kuruluşunu açıklamak mümkündür. Zira ne toprağı, ne konumu, ne de iklimi özeldir bu kasabanın. Kısacası, Midwich’te ilgi çekici hiçbir şey yoktur. Tarihçiler bu kasabayla ilgili en önemli şeyin Oliver Cromwell’in yolculuğu esnasında atlarının bu bölgede dinlendiği olduğu sonucuna varmıştır. Hal böyleyken Midwich’te yaşanan olayların neden bu kasabada gerçekleştiğini anlamak hayli zordur.
Dizinin fragmanı yayınlandı ve ilgi çekici duruyor. Ancak diziyi izlemeden önce kitabını okumayı tercih ederseniz fragmanın kitabın ilk çeyreğindeki sürprizleri bozduğunu söylemekte fayda var.
Midwich’in Guguk Kuşları romanını, yazarın diğer romanlarıyla birlikte DeliDolu dilimize kazandırdı. Hatta çevirisini de Niran Elçi yapmıştı. Yazarın sürükleyici ve ilgi çekici anlatımı bu romanda da kendisini gösteriyor. Anlattığı hikaye de yine diğer romanlarında da olduğu gibi akılda kalıcı. Yazar yine fantastik bir olayın politika, ahlak ve günlük yaşam üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Dolayısıyla kitabını okuma fırsatını da kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Roman daha önce de 1960‘ta ve 1995‘te iki kez Village of the Damned adıyla filme uyarlanmıştı. 1995 uyarlamasının yönetmenliğini John Carpenter yapmış, başrolde de en süper Superman olan Christopher Reeve rol almıştı.
Ne yazık ki bu kez dizinin kadrosu yıldız isimlerden oluşmuyor. Ancak yönetmen koltuğunda Alice Troughton oturuyor. Dizi yaz aylarında yayınlanmaya başlayacak.
Midwich’in Guguk Kuşları
Kitabın arkasındaki açıklama da, dizinin konusu da biraz spoiler içeriyor.
Ancak merak edenler için şu şekilde:
Midwich kasabasında bir gün aniden dış dünya ile olan tüm iletişim yok olur. Kasabada bulunan herkes bilincini kaybederek yere yığılır. Hatta kasabaya girmeye çalışanlar da kasabanın sınırlarında bir anda yere yığılırlar. Bu ilginç olayı takip eden günlerde kasabanın tüm doğurgan kadınları hamile olduklarını fark ederler. Ancak çocukları, onları hamile bırakan bu olaydan çok daha tuhaf olacaktır.
Kitapta bu çocukların birbirinden ayırt edilemeyecek denli birbirine benzediği yazıyor. Hepsi altın rengi irislere ve garip sarımsı saçlara sahipler. Ancak dizinin fragmanında birçok ırktan farklı farklı çocuklar kullanmayı tercih ettiklerini görüyoruz. İrislerinin rengi de altın rengi değil. Bu açıdan romandan, yani kaynak materyalden sapmaya başladıklarını görüyoruz. Dolayısıyla dizinin gayet başarılı olan aslına çok da sadık kalmayacağı ortada. Haliyle bu ilgi çekici fragmanı büyük bir hayal kırıklığı da takip edebilir.
