Y The Last Man İncelemesi
“Y the Last Man” çizgi romanını okuyanlar mutlaka vardır. Okumayan pek çok kişi ise Y the Last Man ismini mutlaka duymuştur.
Y the Last Man, DC Vertigo tarafından yayınlanmış, usta yazar Brian K. Vaughan tarafından yazılmış bir çizgi roman serisi. Evet, kitabın ismi biraz ilginç. Türkçe olarak söylemek gerekirse, “Son Adam Y”. Bu ismin nereden geldiğini de kısaca açıklayalım, böylece konudan da biraz bahsetmiş oluruz.
Çizgi romanda günümüz olarak belirtilen bir zamanda geçiyor. Bir gün; hayat normal seyrinde, her şey normal akışında devam ederken aynı anda tüm erkek memeliler (insanlar, maymunlar, fareler, yunuslar vs.) ağızlarından ve burunlarından kanlar gelerek ölüyorlar. Bu olay birkaç saniye içerisinde tüm dünyada gerçekleşiyor. Yani kısacası dünya üzerindeki “Y” kromozomuna sahip tüm canlılar ölüyorlar. Çizgi romanı okurken bu anı anlatan bölümü görmelisiniz. Hem o an ölenlerin hem de etrafında bir sürü erkeğin aynı anda öldüğünü gören kadınların yüz ifadeleri ve tepkileri görülmeye değer.
Neyse, hal ve durum böyleyken Yorick isimli genç bir arkadaşımız bu olaydan etkilenmiyor ve hayatta kalan son insan erkek oluyor. Bir de Ampersand adını verdiği (Bizim ‘and’ işareti dediğimiz & işaretinin adı ampersand) bir erkek şempanze hayatta kalıyor. “Y the Last Man” ismindeki “Y” harfi hem Y kromozomuna hem de Yorick’in adının baş harfine gönderme olarak kullanılıyor ve “Son Adam Y” oluyor.
Yorick Brown, politikacı bir ailenin çocuğu. Politikacı dediysek; Yorick’in babası Amerikan Başkanı, annesi ise Demokrat Parti Ohio Eyalet Temsilcisi’dir. Tabii ki Yorick’in babası da tüm erkeklerin ölümü sırasında ölür. Senatodaki pek çok kişinin erkek olması ve hepsinin ölmesi, Yorick’in annesi Jennifer Brown’ı da İçişleri Bakanı yapar.
Yirmili yaşlarında bir genç olan Yorick, erkeklerin ölüm anı yaşanırken Avustralya’daki kız arkadaşı Beth ile telefonda konuşmaktadır. Konuşmanın orta yerinde hat kesilir ve dışarıdan bağırışlar, kaza sesleri ve çığlık sesleri gelmeye başlar. Yorick ve Ampersand, olayı ilk başta idrak edemese de bir süre sonra anlayacaklardır. Bir kaçış ustası (escape artist) olan geek karakterimiz Yorick, bir sürü badireden de kaçmayı başaracaktır.
Pek çok Amerikalı kadın, bu işin Rusya, İran, İsrail gibi ülkeler tarafından yapıldığını ve sadece Amerika’daki erkeklerin bir çeşit biyolojik silah ile öldürüldüğünü düşünürken; başka ülkede yaşayanlar da bunun Amerika’nın bir oyunu olduğunu düşünür. Tabii erkeklerin egemen olduğu pek çok sektör yok olmaya yüz tuttuğu için hayat şu ankinden farklı olur. Mesela pilotların çoğu erkek olduğu ve uçak teknisyenlerinin hemen hemen hepsi erkek olduğu için havayolu taşımacılığı yapılamamaktadır. Elektrik, her yerde olan bir şey değildir. Cep telefonları bile her yerde kullanılamamaktadır. Artık kadınların egemen olduğu bir toplum vardır!
Pek çok kişi, “Oooh herifin keyfe bak. Dünyadaki son erkek kalmış, bütün kadınlar üstüne atlar,” gibi düşüncelere kapılıyorlar. Evet, haksız sayılmazlar. Yorick’i gören her kadın onun üzerine atlıyor ancak kimisi öldürmek için, kimisi işkence yapmak için, kimisi de cinsel açlığını bastırmak için ama kıyamet sonrası benzeri bir ortamda Yorick’in de işi hiç kolay değil. Yorick, fark edilmemek için genellikle gaz maskesi takarak dışarı çıkıyor. Yiyecek bulmak ve erzak temin etmek için çıktığı kısa yürüyüşlerde etrafı da gözlemleme fırsatı oluyor. Olaylar ise Yorick’in Avustralya’ya giderek kız arkadaşı Beth’e ulaşmak istemesi ile başlıyor.
Yorick’in annesi Jennifer Brown, Yorick’in yanına özel bir örgüt adına çalışan Ajan 355 isimli zenci bir kadını koruma olarak veriyor. Sonrasında yolculuk sırasında Yorick ve Ajan 355, Allison Mann isimli bir genetik doktoru ile tanışıyorlar.
Yorick, Ampersand, Ajan 355 ve Doktor Mann; yolculuklarına başlarlar ve yolculuk esnasında pek çok maceraya atılırlar. “Her yerde kadınlar var, zaten dünyada sıkıntılar var, ne macerası olacak ki?” diye sorabilirsiniz. Etrafta kadınların kurduğu pek çok örgüt ve çeteler var. Bunların pek çoğu da silahlı çeteler. Özellikle en güçlülerinden biri de “Amazon’un Kızları” (Daughters of the Amazon) diyen örgüt. (Örgütle ilgili sürpriz olaylar da göreceksiniz)
Yorick, kız arkadaşı Beth’e ulaşmak ve hayatta kalmak için yollar ararken Ajan 355 de Yorick’i korumak için zaman zaman hayatını ortaya koyacaktır. Dr. Mann ise olayın sebebini ve tedavisini bulmak için arayışlar içinde olacaktır.
Sonuç olarak 10 ciltlik bir macera var karşımızda. Macera boyunca, kaos ortamının hakim olduğu bu dünya düzenine her şey ile karşılaşmanız mümkün. Gerçekten çok güzel işlenmiş ve düşünülmüş bir kurgu olmuş. Zaten dönemimizin en iyi çizgi roman yazarlarından biri olarak kabul edilen Brian K. Vaughan’dan da kötü bir şey beklenmezdi. Zaten seri, Brian Vaughan’ın en iyi eserlerinden biri kabul ediliyor.
Ben, hikayenin sonunu beğendim ancak hikayenin genel gidişatını daha çok beğendim. Hikaye boyunca karşılaştığımız olağandışı şeyler, yaşanan olaylar, hissedilenler ve yolculuk; beni hikayenin sonundan daha fazla tatmin etti açıkçası. Yani bence Y the Last Man hikayesini, “Acaba sonu nasıl bitecek,” gibi okumaktansa tüm hikayeyi yaşamak daha önemli. Yani hikaye bir son kurgusu değil bir olay kurgusu olmuş.
Hikayede karşılaştığınız her sorunun cevabını, kafanızı kurcalayan her şeyin ayrıntısını bulacaksınız. Karşınıza çıkan her kişi size başka bir sürpriz yaşatacak, sizi başka bir olaya sürükleyecek.
Y the Last Man’i okumak için hâlâ geç kalmadınız. “Mutlaka Okumanız Gereken 30 Çizgi Roman” listesinde de 6. sırada bulunan bu çizgi roman klasiğini okuyun. İnanın her anından ayrı keyif alacaksınız.
