Bir Barbarın Modern Dünyayla Flörtü – Son of Zorn
Günümüzün renkli dizi dünyasında, 80’lerden kalma animasyon bir barbar karakter. Kim o? Tabii ki, Zorn. Karakterimiz gerçek insanların karşısında animasyon bir karakter olarak dikkat çekerken, bir yandan da sosyal medya toplumunun getirdiği modernlikle komik bir flört içerisinde…
80’li yılların kaslı ve barbar kahraman tiplerini hatırlıyor musunuz? He-Man, Conan, Rahan diye akıp giden bu listedeki tüm karakterlerin ortak özellikleri vardı. İşler ne kadar zorlu olsa da günü mutlaka kurtarırlar. Uzun saçlı, aşırı derecede kaslı ve genelde yarı çıplak gezerler. Her daim erkeksi yöntemlerle sorunları çözdükleri için erkek çocukları onları rol modeli seçerdi. Kız çocuklarının büyük çoğunluğu da bu aşırı erkeksi tiplere aşık oldu.
Erkekler barbar kahramanları gibi yaşamaya çalışırken onlara aşık olan kızlar da evlenip yuva kurdular. 90’lar ve 2000’lerle birlikte gelişen teknoloji, kas gücü yerine zekayı ortaya çıkardı. İşin sonunda ne mi oldu? İşte Son of Zorn burada devreye giriyor. Dizi sektörü en üretken çağını yaşarken senaryolar da bir o kadar sıradanlaşmış durumda.
Son of Zorn Ne Anlatıyor?
Sektörün ürettiği dizi formatları belli. Zorn’un özeti, aile komedisi, biraz dram, bol bol durum komedisi esprileri. Aslında biraz Çocuklar Duymasın gibi maço bir baba ve kültürlü annenin maceraları giriş seviyede diziyi özetleyebilir. Son of Zorn’u gümüş ekranda ayrı yere koyan en büyük artısı ise ana karakterimizin animasyon bir barbar olması.
Zorn, modern dünyaya barbar bir karakterin gözünden bakıyor iş hayatını ve günümüzde insanların giderek artan aşırı hassaslaşma sendromunun arasına bir anda kılıcıyla dalış yapıyor. Animelerin hakimiyetinin ardından, büyüklere yönelik bol küfürlü, şiddetli ve arsız esprilere sahip animasyonların sayısı arttı.
Zorla Hassaslaştırılmış Toplumumuzda Dürüst Bir Barbar
Son of Zorn’un ilk bölümü büyüklere yönelik bir He-Man bölümü gibi başlıyor. Zorn hayali ülkesinin adasında animasyon arkadaşlarıyla birlikte keyifle yaratıkları keserken cep telefonuna bir mesaj geliyor. Oğlu Alangulon’in doğum günü için Zephyria’dan günümüz dünyasına geçiyor.
Dizinin ikinci bölümü geçtiğimiz pazartesi günü yayınlandı. Şimdilik forumlar ve sosyal ağlarda insanlar ikiye bölünmüş durumda. Animasyon ve gerçek insanlardan oluşan bu tarz genelde çocuklar ve büyükler sıkılmadan bir salonda kalsın diye kullanılıyordu. Şirinler gibi serilerle daha geniş kitlelere ulaşan bu tarz, anlaşılan dizi izleyicilerinde farklı reaksiyonlara neden oldu.
Son of Zorn’un yaratıcıları, Reed Agnew ve Eli Jorne aslında yaratıcı bir modern hayat paraodisi yaratmak istemişler. Dizi zaten tezatlar ve ironiler üzerine kurulu. Seçtikleri tarzda komple projenin ironik espri anlayışına uygun.
Zorn, oğlunun doğum gününü kutlamak için tabii ki barbarlara yakışan bir silah hediye almış. O sonsuz savaş ve fantastik karakterlerle seks maceraları yaşarken eski eşi, Edie, online dersler veren psikoloji profesörüyle nişanlanmış. Oğluysa ergenliğinin sonunda ve babasının çılgın cinsel yaşamından uzak, içine kapanık bir hayat yaşıyor.
Dizide esas kızın etrafında birbirine gerçekten tezat iki karakter var. Zorn, fiziksel olarak fazlasıyla güçlü, düşünmeden hareket eden ve etraftaki her sorunu kılıcıyla çözmeye çalışan bir karakterken, karşısındaki rakip Craig ise fazlasıyla pozitif ve sürekli olarak sakin olmaya çalışan birisi.
Masaya Yumruğunu Balyoz Gibi Vurdu (Gerçekten)
İşin özeti, her erkek çocuk için, barbar karaktere sahip ve ruhu olgunlaşmamış bir baba eğlencelidir. İş gerçek hayatın sorunlarıyla boğuşmaya gelince bu baba rolü, sinir bozucu durumlara neden olur. 80’li yıllardaki aşırı maskülen erkeklerle evlenen kadınlar ve çocuklarının yaşadığı sorunlar dizinin temel hedefi.
Alan ile bağlarını toparlamak isteyen Zorn, günümüz hayatına hitap etmeye çalışıyor. Bunu da en iyi bildiği yolla yapmak istiyor, kılıcıyla…
Burada da, sitkom tarzıyla süslenmiş durum esprileri ve dramatik sahnelerle birlikte dizinin esas teması ortaya çıkıyor. Alan’ı yemeğe götüren Zorn, pişmemiş bol kanlı dev butlar isterken, oğlu ise vegan olduğunu açıklıyor. Bu Zorn için kabul edilemez bir durum. Sonuçta, kılıcıyla eti parçalayıp sorunu çözmek isterken Alan ile arası daha da bozuluyor.
Oğlunu geri kazanmak isteyen Zorn bir işe başvuruyor ve hepimizin aslında günlük iş hayatında sorguladığımız sorunları, daha dobra ve barbar tarzıyla dillendiriyor. Zorn’un modern iş yaşamının rutinlerine karşı yaşadığı problemlere karşı müdürü, içindeki hırsı ve öfkeyi kullanması gerektiğini söylüyor. İş hayatında ancak bu savaşçı ruhla başarılı olacağını anlatıyor. Günümüzde çalışanlardan modern savaşçılar olmaları beklendiği doğru. Zorn’un dürüstlüğü ise kötü geçen toplantı sonrasında, o tıkılı kaldığımız toplantı masasını kılıçla ortadan bölmek.
Kimler İzlesin?
Alan’ın gönlünü almak için, ona üstüne binip gezebileceği bir savaş kuşu alan Zorn, bu seferde eski işinin tepkileriyle yaranamıyor. Şimdilik Zorn’un gerçek dünyada yaşayan bir çizgi film karakteri olmasının arkasındaki gizemi dizi mantıklı şekilde anlatabilmiş değil. Çılgın bir 80’ler parodisi olan Zorn ufak esprilerle günümüzdeki sosyal medya çılgınlığını, iş hayatının zorluklarını, insanların şiddeti içlerinde bastırarak duyarlı olmaya çalışmasını eleştiriyor. Günümüz insanı sosyal medyadan aldığı olumlu mesajlarla içlerindeki şiddeti bastırırken, dışarı daha egoist yalnız ve yalancı tipler ortaya çıkıyor. Zorn bunlardan arınmış bir karakter.
Öte yandan dizide kara komedi sahneleri de bulunuyor. Zamanında az biraz Conan okumamış ya da He-Man izlememiş bünyeler için Son of Zorn “Bu ne ya?” tarzı bir dizi olabilir. Çünkü dizinin espri anlayışını anlamanız çok zor. Biraz da günümüz yaşam tarzının iki yüzlülüğü ve tezatlığından şikayetçi olmanız lazım. Zorn, genel izleyiciye hitap etmiyor. Biraz kara komedi ve inceden laf sokan esprileri de sevmeniz lazım.
Öte yandan, animasyon bir karakterle gerçek oyuncuların müthiş uyumu için bile en azından tek bölümünü izlemeniz gereken bir dizi.
